KUR'AN A DAVET

 

 

 

AMACIMIZ HURAFEDEN, BATILDAN ARINMIŞ BİR İSLAM YAŞAMAKTIR. ONUN İÇİNDE REHBERİMİZ,  ALLAH IN KORUMASI ALTINDA Kİ, YALNIZ KUR'AN DIR.

YAZILARIMIN OLDUĞU DİĞER SİTELERİM.

 

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 
Takvim

 
Gerekli Linkler

 
Sad Suresi 44. Ayeti Nasıl Anlamalıyız?

Bugün sizlerin üzerinde düşünmesine vesile olmak istediğim ayet, Sad suresi 44. ayet olacaktır. Allah bu ayette Eyyüp peygamberimizden bir örnek verip, bizlere aslında çok önemli bazı şeyleri anlatıyor. Tabi bizler her zaman olduğu gibi, rivayetlerin etkisiyle ayetleri anlamaya çalıştığımız içinde, yanlış anlıyoruz. Düşünebilene, dersler alabilene ne mutlu. Önce ayeti yazalım, daha sonrada üzerinde birlikte düşünelim.

Sad 44: (EYÜP’E) “ELİNE BİR DEMET SAP AL DA ONUNLA VUR (YOLA ÇIK); DOĞRUDAN SAPMA.” (DEMİŞTİK). ŞÜPHESİZ Kİ EYÜP’Ü SABIRLI (BİR KUL) BULMUŞTUK; O, HEP (ALLAH’A) YÖNELEN NE GÜZEL BİR KULDU. (Mehmet Okuyan)

Ayete dikkat ettiyseniz, Allah Hz. Eyyüp ten bahsederken çok sabırlı ve Allah'a yönelen bir kuldu diyerek ondan övgüyle bahsediyor.  Bu ayeti anlamaya devam etmeden öncede, Enbiya 83. ayeti de hatırlayalım ki, Hz. Eyyûb un durumunu daha iyi anlayabilelim.

Enbiya 83: EYYÛB'U DA HATIRLA! HANİ RABBİNE, “BAŞIMA BİR BELÂ GELDİ. SEN, MERHAMETLİLERİN EN MERHAMETLİSİSİN” DİYE NİYAZ ETMİŞTİ.  (Bayraktar Bayraklı meali)

Bu ayetten de anlıyoruz ki, Hz. Eyyüp ün başına çok üzücü hastalıklar, dertler gelmiş ve bunlardan kurtulmak için, Allah'a sabırla dua ettiğini görüyoruz. Hz. Eyyüp varlıktan bolluktan darlığa, sağlıklı iken de amansız hastalıklara yakalandığı halde, yalnız Allah'tan yardım dileyerek sabırla davranan çok önemli isim olduğunu lütfen unutmayalım. Bu örnekleri Allah boşuna vermiyor, biz kullarında her an başına gelebilecek örnekler olduğundan bahsediyor ki ders alabilelim. Şimdide gelelim ilk yazdığımız Sad suresi 44. ayete. Ayetin başında dikkat ederseniz Allah Hz. Eyyüp'e hitaben, bir şey söylüyor şöyle yap diye. Eline bir demet sap al ve onunla vur diye çevrilen kelime aslında, Bakara 273, Tâhâ 77, Âl-i İmran 156 ve Müzemmil 20’de kullanıldığı gibi “yola koyulma” anlamına geliyor. Allah ın Hz. Eyyûb e verdiği emir böyle. Demek ki Allah bunca hastalığa sabırla dayanan bu kulana bir tavsiyede bulunuyor, ama bunun çok fazla detayı yok Kur'an'da.

Peki, ayette bahsedilen bu sözlerden bizler ne anlamalıyız. Kıssadan hisse çıkaracağımız şeyler nelerdir? Hz. Eyyüp, içinde bulunduğu bir sorunla karşı karşıya olduğu anlaşılıyor, Allah'ta sabırla direnen kuluna yol gösteriyor ve diyor ki, yola koyul araştır senin aradığın ilaç tabiattadır, doğadadır şifayı otlarda bulacaksın diye yol gösteriyor. Allah bir hastalık verdiyse, onun şifası da mutlaka tabiatta vardır. Ayette geçen darebe/darp et kelimesi vurmak anlamında olduğu gibi, birçok anlamı da geçer Kur'an'da. Yola çıkmak yolculuk anlamına geldiği gibi. Bu ayette de bu anlamda kullandığı anlaşılıyor. Allah'ta sabırlı kuluna yola çık arayış içinde ol, O otlara sarıl şifayı onlarda bulacaksın diyor.

Bu ayeti rivayetler ışığında farklı anlayanlar, Hz. Eyyüb'ün eşi ile arasındaki sürtüşmeye bağlayarak, ayette hiç bahsedilmeyen anlamlar verdiklerini görüyoruz. Buna inanırsak ayetleri rivayetler olmadan anlamamızın mümkün olmadığını söylemeliyiz ki, buda Kur'an'ın tamamına ters düşer. Bakın bu rivayetlerin ayetle hiç ilgisinin olmadığını anlayabilmemiz için, anlattıkları rivayeti yazmak istiyorum.

“Ona olan muhabbetinden ve şefkatinden dolayı bu kadar sabrettin ve şükrettin, her sabır ve şükründe acın daha da arttı gördün hastalığın. BİR DE İSYAN ET BAKALIM BELKİ HAFİFLER. DEDİĞİ RİVAYET EDİLİR. Yani hep sabrediyorsun, şükrediyorsun ama derdin artıyor. Bir de tersini dene bakalım demiş belki kızgınlıkla, belki o ağır yorgunlukla, belki şefkatle. Ama böyle yanlış bir akıl yürütmüş. O da;

“BENİ ALLAH’A KARŞI İSYANA MI TEŞVİK EDİYORSUN. EĞER İYİ OLUR KALKARSAM SANA 100 SOPA ÇEKECEĞİM. Diye ağzından bir yemin kaçırmış. İşte daha sonra iyi olduğunda, tabii onun şefkatle, kendisine acıma hissinden dolayı böyle söylediğini, aslında yüreğinden gelerek söylemediğini gördüğünde böyle bir uygulamayı yapmasına izin verilmemiş. Yani dövemezsin denilmiş, bunu yapamazsın. Ama yeminim var diyeceksen eğer, o zaman bunu sembolik olarak yerine getirebilirsin. Al bir tutam sap, ot bir tane vurur gibi yap. O zaman yemininin vicdanın üzerinde ki örtüsünü, ağırlığını da kaldırmış olursun. Yani bir tür çıkış yolu gösterilmiş oluyor. Burada bir tür sembolik bir yemini karşılama durumu, çözümü gösterilmiş oluyor.”

Şimdide bu konu üzerinde düşünelim. Önce şu soruyu kendimize soralım, bu bilgilerin doğruluğundan emin olabilir miyiz? Aramızda bu bilgiler kesin doğrudur diyeniniz ve buna kefil olan var mı? Hiç birimiz olamayız. EŞİNİN KENDİSİNİ İSYANA TEŞVİK ETTİĞİNE VE BU NEDENLE KIZDIĞINA KİM ŞAHİT OLMUŞ? Elbette eşi de olabilir, aile fertlerinden bir başkası da olup, ona da kızabilir sinirlenir, oda bir insan ama bizler emin olamadığımız bir sözü, nasıl doğruymuş gibi kabul eder ve bu bilgiler ışığında ayeti anlarız. Yorum sizlerin. 

Bizler ayette anlatılmak istenen asıl konuya odaklanmak yerine, bahsedilmeyen konuya ne yazık ki odaklanıyor fikirler yürütüyoruz. Bu hataları her zaman yaptığımız için, dinde bölündük, parçalandık ve adeta Allah'ın dininden uzaklaşıp, kendimize bir din yarattık. Ama bunun farkında bile değiliz. İşte rivayetler ışığında ayetleri anlamaya çalışmak, bu kadar tehlikeli ve riskli. 

Tüm bunlara inandığımızda şu çıkıyor ortaya. Bu bilgilere inanırsak eğer, bu bilgiler olmasaydı bu ayeti tam olarak anlayamazdık sonucu çıkıyor. Bunu düşündüğümüz andan itibaren, bizlerin Kur’an'a karşı güvenimiz azalır, rivayetlere güven duymaya başlarız, Allah korusun. Ya bu bilgiler doğru değilse ne olur. ALLAH'IN ELÇİSİNİN EŞİNE, APAÇIK BİR İFTİRA ATMIŞ OLURUZ BUNA İNANMAKLA. Sizin ya da eşinizin hakkında, böyle şeyler söylenmesini ister misiniz?  Elbette istemezsiniz. Emin olmadığımız bir sözü başkasına anlatırsak, açıkça iftira atmış oluruz. Bu söylenenlere inanmamızın yanlış olduğunu da Allah, bir önceki ayetinde bakın bizlere nasıl söylüyor.

Sad 43: KATIMIZDAN BİR MERHAMET VE ÖZ AKIL SAHİPLERİNE (GERÇEĞİ) HATIRLA(T)MAK İÇİN ONA HEM AİLESİNİ HEM DE ONLARLA BİRLİKTE BİR MİSLİNİ BAĞIŞLAMIŞTIK. (Mehmet Okuyan)

Ayete dikkat ettiyseniz Allah, sabırla hastalıklara direnen ve Allah'a güvenini yitirmeyen kuluna sabırla direncinden dolayı, ONA GÜVEN VERECEK, YARDIMCI OLACAK, SABRINA DESTEK VERECEK BİR AİLE VERDİĞİNİ BAHŞETTİĞİNİ, BAĞIŞLADIĞINI SÖYLÜYOR. Hatta çevresinde aile ve yakınlarının sayısını da artırdığından bahsediyor. BU DURUMDA ELÇİSİNİN MORALİNİ BOZACAK, İSYANA TEŞVİK EDECEK BİR EŞ VERİP DE, MORALİNİN BOZULMASINI SAĞLAR MI ALLAH? Doğrusunu Allah bilir. Bizlere düşen açıklanan, ayetlerin bahsettikleri üzerinden anlamak olmalıdır. 

Bizler Allah'ın açıkladıklarının dışında hiçbir bilgiye, söze kulak asmamalıyız, güvenmemeliyiz. Ayetleri yine Allah'ın verdiği bilgiler, açıklamalar ışığında anlamaya çalışmalıyız. Eğer emin olmadığımız bilgilerle anlamaya çalışırsak ayetleri, asla Allah'ın nurundan, ışığından faydalanamayız, Kur'an'ın ÖZÜNDEN uzaklaşmış oluruz.. 

Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/



Sayfa Kategorisi: KUR'AN DAN AYETLER.