KUR’AN’IN ÖĞRETMENİ, YANİ AÇIKLAYICISI ÖRNEKLERLE İZAH EDENİ, SİZCE KİMDİR? ALLAH’MI, YOKSA RESULÜMÜ?
Sizce Kur'an'ın, öğretmeni kimdir? KUR’AN, GÜNÜMÜZ DE YAZILMIŞ HALİYLE ANLAŞILMAYAN, ANLAŞILMASI İÇİN BİR ÖĞRETMENE MUHTAÇ BİR KİTAP MIDIR? Eğer buna inanıyorsak, Allah'ın Kur'an'da ben size RUHBAN sınıfını emretmedim hükmüne ters düşer, önce bunu hatırlatmak isterim. Çünkü ruhban sınıfı dini bilen ve anlatan Allah ile kulları arasında bir aracıdır, onların inancına göre. Allah'ın Elçisi, O örnek insan mı Kur’an'ın öğretmenidir, yoksa Kur’an'ın öğretmeni, Kur'an'ı nice örneklerle AÇIKLADIĞINI BİZZAT SÖYLEYEN YALNIZ ALLAH MIDIR? Özellikle bunu hatırlatmak isterim, ALLAH KUR'AN'I AÇIKLAMAK BİZİM GÖREVİMİZDİR DİYORSA KUR'AN'DA, KUR'AN'I ALLAH'IN DIŞINDA AÇIKLAYANLAR OLDUĞUNU SÖYLEMEK, ALLAH'A GÜVENMEMEK DEMEKTİR. Gelin bu soruya birlikte cevap arayalım. Ama önce, bu konuda düşüncelerini bana yazmış bir arkadaşımızın sözlerini, sizlere paylaşmak istiyorum.
“ÖĞRETMENSİZ KİTAP YOK HÜKMÜNDEDİR.
Öğretmensiz kitabın insanlara bir faydası dokunur mu? Tabii ki dokunmaz. Dokunsaydı herkes kitapları alır evinde okur öğrenirdi ve öğretmenlere de hiç gerek kalmazdı. Evinde kitap okuyanların kimi doktor olur, kimi mühendis, kimileri de matematik profesörü olurdu. Ama öyle olmadı, olmuyor ve olması imkânsız. Şu bir gerçek ki: ÖĞRETMENSİZ KİTAP YOK HÜKMÜNDEDİR. HELE Kİ BİR DE BU KİTAP, KRİPTOLUYSA (MÜTEŞABİH) VE ASIRLAR ÖTESİ MANALAR VE HÜKÜMLER İÇERİYORSA. Üstelik bu kitap kıyamete kadar de geçerli bir kitapsa, o zaman bu kitabın öğretmeni mutlaka bir “elçi” olması gerekir. Yani bu öğretmen (elçi) Allah’tan vahiy almalıdır. Allah’tan vahiy almayan bir insanoğlu kesinlikle bu kutsal kitabı açıklayamaz. Allah’tan vahiy almayan hiçbir kişiye, Güzel Kur’an'ı açıklama yetkisi verilmemiştir.”
Gerçektende öğretmensiz kitap yok hükmünde midir ve arkadaşımızın söylediği gbi Kur’an her okuyan tarafından anlaşılamayan, KRİPTOPLU YANİ ŞİFRELİ MİDİR? Bu durumda Kur'an'ı açıklayanın Allah'ın Resulü olduğuna inanıyorsak, şöyle bir soru gelmez mi aklımıza. Madem Kur'an'ın açıklanmaya ihtiyacı var, neden Allah'ın Resulü Kur'an'ı yazdırırken açıklanmış bir şekilde sağlığında yazmamıştır? Haşa Resul görevini tam yapmadı da, yüzlerce yıl sonra onun hadisleri toplanıp, Kur'an anlaşılır hale mi geldi? Önce hatırlatmak isterim, karşılaştırma yaptığımız kitap, ALLAH'IN EŞİ BENZERİ OLMAYAN KİTABI KUR’AN. Sizce Allah'ın eşi benzeri olmadığını söylediği, hatta Rabbimiz bizlere meydan okuyarak, HAYDİ BİR AYETİNİN BENZERİNİ GETİRİN BAKALIM. BU KİTABI ANLAYASINIZ DİYE YEMİN OLSUN Kİ KOLAYLAŞTIRDIK dediği Kur’an'ı, beşeri kitaplarla karşılaştırabilir miyiz? Unutmayalım karşılaştırma, aynı seviyede ki kitaplar arasında yapılır. Madem bir ayetinin benzerini bile bizler yazamıyorsak, nasıl olurda beşeri kitaplarla, Allah'ın NURUNU karşılaştırma cesaretini gösteririz. ÖZELLİKLE KUR’AN KAST EDİLEREK, ÖĞRETMENSİZ KİTAP YOK HÜKMÜNDEDİR DEMEK, ALLAH KULLARINA ANLATAMIYOR, İZAH EDEMİYOR, RESULÜ OLMADAN KULLARINA ULAŞMIYOR DEMEKTİR Kİ, BUNA APAÇIK ŞİRK DENİR. BU DURUMDA ALLAH'IN RESULÜ ARAMIZDA YOK, ÖĞRETMENLİĞİ RESULÜN RİVAYET HADİSLERİMİ YAPIYOR? NE DEDİĞİMİZİN, NELERE İNANDIĞIMIZIN FARKINDAMIYIZ? Hani Allah emin olmadığınız bilgilerin ardına düşmeyin hesabını sorarım diyordu, ne oldu bu ayetin uyarısı? Hatırlatırım bizlere ulaşan, Allah'ın Resulüne ait olduğu iddia edilen hadislerin tamamı, BİR RİVAYETE GÖRE DİYE BAŞLAR. Bir arkadaşım bu yazıma verdiği cevapta şöyle demiş. "Kur'an'ın öğretmeni benim diyen Allah, hangi ayette buyuruyor" Bu ve benzeri soruların cevabını bizler Kur'an ile muhatap olup alamadıysak, bizleri Allah ile aldatanların tuzağına kolaylıkla düşeriz.
Öğretmensiz kitap ve onun eğitimi, bu dünyada bile rahatlıkla oluyor. Örnekler verirken, lütfen bazı gerçekleri göz ardı etmeyelim. Sırf batıl inanç ve düşüncelerimizi aklayabilmek için, yanlış örnekler vermeyelim. Günümüzde açık öğretim diye bir eğitim sistemi var. Kitaplar dağıtılıyor ve herkes, dersini tek başına evinde kitaptan çalışıp, imtihan zamanı imtihana çalıştığı kitaptan giriyor ve kalan geçen belli oluyor. Bu sistemde nerede öğretmen? İlginçtir verilen örnekler aslında düşündürücüdür. Bizler Kur’an'ı öğrenerek ne doktor olacağız, nede mühendis. Bizler Kur’an'ı okuyup öğrenerek, Allah'ın mesajını alacak ve bizler istediği en doğru yolu bulacağız. KUR'AN UYARIDIR İKAZDIR, YOL GÖSTERİCİ BİR GÜNEŞTİR. ONUNDA ÖĞRETMENİ YALNIZ RABBİMİZDİR. ELÇİLERİDE YALNIZ TEBLİĞ ETMEKLE GÖREVLİDİR. “RASULE DÜŞEN APAÇIK TEBLİĞDEN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR.” (Ankebut 18) “SENİN GÖREVİN SADECE TEBLİĞ ETMEKTİR.” (Rad 40) Allah'ın nuru Kur'an ile buluşan, tüm gerçekleri görecektir.
Allah'ın veliler edinip ardı sıra gitmeyin, GÜVENİLECEK VELİNİZ YALNIZ BENİM hükümlerinin üstünü örtüp, Kur’an'ı anlayabilmek ve dinimizi yaşayabilmek için, mutlaka birilerine ya da resulün rivayet sözlerine /hadislerine muhtaç olmamız gerektiği fikrini topluma yaymaya çalışarak, ALLAH'IN KİTABINA ŞİRK KOŞMAYALIM. Allah'ın resulü aramızda değil, yanımızda olsaydı, elbette bizlerin başının tacıydı, bu durumda işimizde kolay olurdu. Onun vefatından sonra, onun rivayet hadisleri ile Kur’an'ı ancak anlarız demek, Allah'a ve Kur'an'a yapılacak en büyük saygısızlık olduğu gibi, resulüne de iftiradır. KUR’AN'I ALLAH BEN NİCE ÖRNEKLERLE AÇIKLADIM DİYOR. BUNA İNANMIYOR GÜVENMİYORUZ DA, RESULÜNE AİT OLDUĞU İDDİA EDİLEN RİVAYET HADİSLER Mİ KUR’AN'I AÇIKLANDIĞINA İNANIYORUZ. Bu nasıl mantık ve Kur’an dışı bir düşüncedir, hala farkında değil miyiz? Rabbimiz birçok kez KUR’AN’I AÇIKLAMAK BİZİM GÖREVİMİZDİR diyor, ama bizler inanmak istemiyoruz. İnanırsak İslam’ı Allah’ın dini olmaktan çıkaran, RİVAYET KAPISINI KAPATIRIZ DA ONDAN İNANMAK İSTEMİYORLAR. Öyle olunca atalarının dinine son vermeleri gerekir. Bu yanlış düşünceler, batılın ve rivayetlerin yaşayabilmesi adına yapılan aldatmacalardır, lütfen bunlara aldanmayalım. Resule ait olduğu iddia edilen hadisleri lütfen araştırınız, aynı konuda bile bir birinin tam tersi olan hadisleri görürsünüz. Bu çelişkili ve emin olamayacağımız bilgilerle, nasıl olurda Kur'an'ı anlayabileceğimize inanırız.
Şimdide örnek verdiğim, arkadaşımızın söylediği sözleri tekrar hatırlayalım. Öğretmensiz kitap yok hükmündedir sözünü, dikkat ederseniz Kur’an tek başına asla anlaşılamaz, bize de faydası dokunmaz, onu Allah'ın Elçisi bizlere açıklamıştır düşüncesini kanıtlayabilmek için söylendiği anlaşılıyor. Lütfen Kur’an'ı beşeri kitaplarla karşılaştırmayalım. Allah'ın elçisi elbette bizlerin başöğretmenidir, çünkü Allah ile aramızda elçidir. Ama Allah'ın Resulünün öğretmenliği, görevi cahiliye toplumunu, Allah'ın tebliği ile buluşturmak ve onları ikna etmektir. Adı üstünde ELÇİ. Hangi beşerin yazdığı bir kitap okunurken, insanın gönül gözünü açar? İşte Allah'ın kitabı, NURU Kur’an'ı anlayabilmek adına çaba harcayan ve okuyan insanın, gönül gözünü açacağını söylüyor. BÖYLE BİR KİTABIN, DENGİ VAR MI Kİ KARŞILAŞTIRABİLELİM. Bizler İslam'ı Allah'ın kitabından okumayıp rivayetlerden ve atalarımızdan bizlere ulaşan bilgilerden anlamaya çalışır ve yaşarsak, Kur'an'ın uyarısından der almamışız demektir. Bakın Allah, atalarınızdan öğrendiklerimiz konusunda nasıl uyarıyor. "Onlara (müşriklere): ALLAH’IN İNDİRDİĞİNE UYUN, DENİLDİĞİ ZAMAN ONLAR, «HAYIR! BİZ ATALARIMIZI ÜZERİNDE BULDUĞUMUZ YOLA UYARIZ» DEDİLER. YA ATALARI BİR ŞEY ANLAMAMIŞ, DOĞRUYU DA BULAMAMIŞ İDİYSELER?" (Bakara 170) Müşriklerden olmak istemiyorsak, Allah'ın emrettiği gibi emin olduğumuz Kur'an'ın ipine sarılalım.
Bu düşünceleri söyleyen arkadaşımızın, unuttuğu bir şey var. Kur’an'da bizlerin sorumlu olduğu DİNİN ANASI TEMELİ OLAN AYETLER, şifreli ya da kriptolu değil, tam tersine MUHKEM yani şüphe duyulmayacak kadar açık olduğunu, bizzat Allah söylüyor. Hatta hiç kimseye muhtaç olmayalım diye Kur'an'ı nice örneklerle açıkladık diye de belirtiyor. Anlamı şimdilik kaydıyla anlaşılmayacak ayetler ise bizleri din adına bağlayıcı, sorumlu olduğumuz ayetler değildir. Yalnız ilim adamlarının zamanla anlayacağı, ortaya çıkaracağı müteşabih bir ayetten, bizler nasıl sorumlu oluruz, bunu da mı düşünemiyoruz? İlginçtir Allah, kötü niyetli insanların, Kur’an'ın MUHKEM ayetlerini bırakıp, müteşabihlerin ardına düşerek, insanların kafasını karıştırırlar diyor. Bu ayetler ilmin gelişmesi ile ilim adamları tarafından ortaya çıkartılacak, Kur’an'da işaret edilen bilimsel konulardır. Peki bu durumda, Kur’an'ın öğretmeni, yani açıklayıcısı, izah edeni kimdir? Kur’an'a baktığımızda, Allah Kur’an'ı bizzat kendisinin açıkladığını yani öğretmeninin bizzat kendisi olduğunu söylüyor. Onun için Allah, bizlerin yalnız Kur'an'ın ipine sarılmamızı istiyor. Açıklamadığı bir bilgiye sarılmamızı elbette istemez. Ayrıca açıkladığı izah ettiği için, bizlerin Kur'an'dan hesaba çekileceğimizi de açıkça belirtiyor. Yani Allah'ın Elçisinin de başöğretmeni, bizleri yaratan Allah'tı çünkü Hz. Muhammed ÜMMİYDİ, din adına ne öğrendiyse Kuran'dan öğrendi. İsteyen inanır, istemeyen inanmaz, bunu söyleyen Allah.
Hud 1–2: Elif Lâm Râ. BU KUR’AN; ÂYETLERİ, HÜKÜM VE HİKMET SAHİBİ (BULUNAN VE HER ŞEYDEN) HAKKIYLA HABERDAR OLAN ALLAH TARAFINDAN MUHKEM (EKSİKSİZ, SAĞLAM VE AÇIK) KILINMIŞ, SONRA DA ALLAH’TAN BAŞKASINA KULLUK ETMEYESİNİZ DİYE AYRI AYRI AÇIKLANMIŞ BİR KİTAPTIR. (De ki:) “Şüphesiz ben size O’nun tarafından gönderilmiş bir uyarıcı ve müjdeleyiciyim.” (Diyanet meali)
Bakın Allah bizlerin sorumlu olduğu muhkem ayetleri, bizzat kendisinin açıkladığını söylüyor, ayrıca neden açıkladığı konusunda da açıklama yapıyor. Açıkladım ki diyor Allah, benden başkasına kulluk etmeyesiniz, boyun büküp benden başkasına muhtaç olmayasınız. BİZLERE KUR'AN AÇIK VE ANLAŞILIR DEĞİLDİR DİYENLER, TOPLUMU KENDİLERİNE BAĞLAMAYA ÇALIŞAN DİN TACİRLERİDİR. LÜTFEN ONLARIN TUZAĞINA DÜŞMEYELİM VE ALLAH'A GÜVENELİM. Elçisine de kendi sorumluluğunu hatırlatarak, bakın ne söylemesini istiyor bizlere. "BEN YALNIZ UYARICIYIM, MÜJDECİYİM." Kıyame suresi 19. ayette ne diyordu hatırlayalım. “SONRA ŞÜPHEN OLMASIN Kİ, ONU AÇIKLAMAK DA BİZE AİTTİR.” Eğer Kur’an'ın tümüne iman ettiğimizi söylüyorsak, lütfen Kur’an'a parçalı yaklaşmayalım. Ayetleri doğru anlamak için, diğer ayetlerden yardım alarak anlamaya çalışalım. Yoksa ellerimizle Kur’an'da çelişki yaratırız. Anlamamakta ısrar edenlere bir örnek daha verelim.
"SUÇLULARIN YOLU DA AÇIĞA ÇIKSIN DİYE, AYETLERİ İŞTE BÖYLE AYRI AYRI AÇIKLARIZ. "(Enam 55)
"ONLARIN ÇOĞU, ZANDAN BAŞKA BİR ŞEYE UYMAZ. ŞÜPHESİZ ZAN, HAKTAN HİÇBİR ŞEYİN YERİNİ TUTMAZ. ALLAH, ONLARIN YAPMAKTA OLDUKLARINI ÇOK İYİ BİLENDİR. " (Yunus 36)
"DOĞRUSU SİZE RABBİNİZ TARAFINDAN BASİRETLER/İDRÂK KABİLİYETİ VERİLMİŞTİR. ARTIK KİM HAKKI GÖRÜRSE FAYDASI KENDİNE, KİM DE KÖR OLURSA ZARARI KENDİNEDİR. BEN ÜZERİNİZE BEKÇİ DEĞİLİM." ( Enam 104 )
Sanırım ayetler çok açık, sorumuza cevap veriyor. Bizler rivayetlerin yani ZAN bilgilerin ışığında Kur'an'ı anlamaya çalışırsak, Allah'a şirk koştuğumuzun inanın farkında bile olamayız. Enam suresi 104. ayetinde de, Kur'an'ı hiç bir sözle/hadisle hiç bir beşeri kitaplarla karşılaştıramayacağımızın örneğini veriyor ve diyor ki, Kur'an sizlerin basiretinizi idrak kabiliyetinizi artıracak, gönül güzünüzü açarak Kur'an'ı anlayacaksınız diyor. Gelelim Nahl 44. ayeti tercüme ederken kullanılan kelimeye. Bu ayette geçen bir kelimeyi öyle bir tercüme edip yazıyorlar ve öyle bir anlam veriyorlar ki, Kur’an'ın tamamına ters düşmesi ve yanlış anlaşılması, her nedense hiç kimsenin umurun da bile olmuyor. Örnek verelim.
Nahl 44: ONLARI MUCİZELERLE VE HİKMET DOLU SAYFALARLA GÖNDERDİK. O ZİKRİ (KİTABI) SANA DA İNDİRDİK Kİ KENDİLERİNE GÖNDERİLENİN NE OLDUĞUNU, O İNSANLARA AÇIK AÇIK ANLATASIN, BELKİ DÜŞÜNÜRLER. (Süleymaniye vakfı)
Enam 105: BÖYLECE BİZ AYETLERİ GENİŞ GENİŞ AÇIKLIYORUZ Kİ, «SEN DERS ALMIŞSIN» DESİNLER DE BİZ DE ANLAYAN TOPLUM İÇİN KUR’AN’I İYİCE AÇIKLAYALIM. (Diyanet vakfı meali)
Ne dersiniz ayetler çok açık değil mi, bizler ayetlerde geçen bazı kelimelerin anlamını değiştirip, atalarımızın inancını yaşamaya çaba harcıyorsak, inanın kendimizi aldatıyor bu dünya hayatımızı tehlikeye atıyoruz demektir. Allah bir ayetinde Kur'an'ı açıklamak bizim görevimiz diyorda nice örneklerle açıkladık diyorsa, bir başka ayetinde Resulüne, sen kullarıma açıkla ben detaylı açıklamadım der mi? Buna inanmak, Kur'an'da çelişki yaratmaktır. Lütfen şunu unutmayalım. Allah'ın Elçisi bizlere, Kur’an'ın dışından sağlığında hiçbir bilgi ya da kitap bırakmamıştır. Allah'ın Elçisinin en yakınlarındaki insanlar tarafından da, Kur’an'ın dışından hiçbir kitap yazmamışlardır, buna dört halife de dâhildir. Kur’an'ı açıkladıklarını iddia ettikleri ve Allah'ın Elçisinin adını kullanarak yazıya geçirdikleri hiçbir hadis hakkında, Allah'ın Resulünün onayı, bilgisi yoktur. ZATEN TAMAMI BİR RİVAYETE GÖRE DİYE BAŞLAR VE BAZI KİŞİLERİN KENDİ ANLAYIŞ VE DÜŞÜNCELERİ DOĞRULTUSUNDA RİVAYETLERİDİR SÖYLENENLER. Sizce bu bilgilere, şüphe duymadan inanıp, nasıl imanımızı yaşarız ve bu bilgilerle Kur'an'ı anlamaya çalışırız. Bu hadisler, Allah'ın Elçisinin vefatından yaklaşık 200-250 yıl sonra nakledilmeye, toplanmaya kayda alınmaya başlandıysa, bu bilgiler ışığında Kur’an'ı anlamalıyız diyenler, çok büyük bir yanılgı içinde olduklarını bilmelidirler. Unutmayalım lütfen, Allah sizleri Kur’an'dan hesaba çekeceğim diye hükmünü verdiyse, Kur’an asla açıklanmamış, izah edilmemiş anlaşılmazı zor olamaz. ÇÜNKÜ ALLAH AÇIKLAMADIĞI HİÇ BİR ŞEYDEN BİZLERİ SORUMLU TUTMAZ VE AÇIKLAMADIĞI KUR’AN'IN İPİNE SARILIN EMRİNİ VERMEZ. LÜTFEN ALLAH'A GÜVENELİM, EMİN OLAMADIĞIMIZ RİVAYETLERE DEĞİL.
Değerli din kardeşlerim. Kur’an'ı anlayarak dikkatle, yavaş yavaş düşünerek bolca okuyalım. Emin olmadığımız bilgilerin ardından değil emin ve sorumlu olduğumuz Kur’an'ın sözlerine kulak verelim. İnanın bunu yaparsak pişman olmayız. Sizlere son olarak tekrar ısrarla, Allah'ın Elçisine verdiği görev yetki ve sorumluluklarını yazarak, hatırlatmak istiyorum. Bu bilgileri genelde yazılarımda sürekli kullanırım, ama ne kadar dikkate alınıyor, işte onu bilemiyorum. Eğer Allah'ın Elçisine verdiği görevi ve yetkiyi, bizler Kur’an'dan gereği gibi anlamış olsaydık, inanın bizleri hiç kimse Allah ile aldatamaz, Kur’an'ın yolundan saptıramazdı.
“RESULÜN GÖREVİ İSE AÇIK BİR TEBLİĞDEN İBARETTİR.” “Ankebut 18”
“RESULE DÜŞEN, SADECE AÇIK-SEÇİK DUYURMAKTIR.” “Nur 54”
“BEN, İMAN EDEN BİR TOPLULUK İÇİN, BİR UYARICI VE BİR MÜJDE VERİCİDEN BAŞKASI DEĞİLİM.” “Araf 188”
“BİZ, RSULLERİ ANCAK MÜJDELEYİCİLER VE UYARICILAR OLARAK GÖNDERİRİZ.” “Enam 48”
Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK
https://kuranadavet1.wordpress.com/
https://twitter.com/KURANA_DAVET
http://www.hakyolkuran.com/
https://www.facebook.com/Kuranadavet1/
https://hakyolkuran1.blogspot.com/