Bu makalemde sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim ayet, Ali İmran suresi 64. Ayet olacak. Bu ayetinde Rabbimiz bizleri çok önemli bir konuda uyarıyor ve bakın Resulünün bizlere özellikle ne söylemesini istiyor, onu dikkatle anlamaya çalışalım. Çünkü bu uyarıları Allah, daha önceleri Kitap Ehline de yapmış ama ne yazık ki onlar bu uyarıları adeta duymazdan gelerek, atalarının inançları ile şekillendirdiği bir din yaşamışlar. Önce ayeti yazalım.
Ali İmran 64: DE Kİ: “EY KİTAP EHLİ! SİZİNLE BİZİM ARAMIZDAKİ EŞİT (ORTAK) BİR SÖZE GELİN: ALLAH’TAN BAŞKASINA KULLUK ETMEYELİM; O’NA HİÇBİR ŞEYİ ORTAK KOŞMAYALIM. KİMİMİZ KİMİMİZİ ALLAH’IN PEŞİ SIRA RABLER EDİNMEYELİM!” YÜZ ÇEVİRİRLERSE (KİTAP EHLİNE) “ŞAHİT OLUN Kİ BİZ MÜSLÜMANLARIZ” DEYİN. (Mehmet Okuyan)
Bakın Hz. Muhammed, tüm Kitap ehlinin yaptıkları yanlışlar konusunda uyarıyor ki, bizlerde onların yaptığı yanlışlardan ders alıp yapmayalım. Uyarıya bakar mısınız lütfen. “EY KİTAP EHLİ! SİZİNLE BİZİM ARAMIZDAKİ EŞİT/ORTAK BİR SÖZE GELİN:” Peki neydi bu ortak söz? Allah’tan başka ilah ve Rab edinmeyip, yalnız Allah’a kulluk edip batıl ve ataların dininden uzaklaşıp, yalnız Allah’ın vahyine boyun eğeceğimiz konusunda tüm kitap Ehli ve biz Müslümanlar Rabbimize söz vermiştik. Peki, ne oldu da bu sözümüzden caydığımız için Allah, son kez uyarıyor burası çok önemli.
Ayette de uyardığı gibi, Kitap Ehli Allah’a verdikleri sözü tutmamışlar. Allah’ın yanında güvendiği, sevdiği kişileri de Allah’ın yanında güvenilecek Veliler edindiler ve öyle büyük yanlışlar yapıldı ki, adeta Allah’ın yanında edindikleri VELİ, ŞEYH, GAVS adını verdikleri kişilerinde sözlerinden çıkmayarak, ONLARADA KULLUK ETMEKTEN ÇEKİNMEDİLER. Ayette de uyardığı gibi daha da ileri gittiler ve O VELİ kişilere adeta yalnız Allah’a ait olan vasıfları, sıfatları edindikleri kişilere de layık görerek ADETA ALLAH’A ORTAK, YANİ ŞİRK KOŞTULAR.
Tabi Allah’ın koyduğu sınırları aşınca Allah ile aramızda kurulan birliktelikte böylece sona ermiş oldu. Allah şefaat tümden bana aittir, güvenilecek veliniz yalnız benim, yalnız sizlere gönderdiğim vahyime uyun dedikçe tüm kitap Ehline, bu hükümlerin tam tersine hareket edip, kendilerince edindikleri Veli kişilere de Allah’ın tek elindeki yetkileri verip, ALLAH’A AÇIKÇA ŞİRK KOŞMUŞ OLDULAR. Üzülerek söylemek isterim, Kitap Ehlinin yaptığı bu yanlışların tamamını, Kur’an ile direk bağlantı kuramadığımız için, BİZLERDE AYNI HATALARI YAPTIK, HATTA KİTAP EHLİ GİBİ BİZLERDE YAPMAYA DEVAM EDİYORUZ. Çok üzgünüm ama ne yazık ki Allah’ın indirdiği din yaşanmıyor. Çok azınlık bir gurup kendi çabaları ile yaşamaya çalışıyor.
Bizler Kur’an’da geçen, RAB kelimesinin anlamını kavrayamadığımızdan, Allah’ın bu konuda yaptığı uyarıları da hiç üstümüze almadık. Onun içinde Kitap Ehlinin yaptığı yanlışları, bizlerde yapmaya devam ediyoruz. Ayetin devamında, “KİMİMİZ KİMİMİZİ ALLAH’IN PEŞİ SIRA RABLER EDİNMEYELİM!” diye uyarıyor. Burada bahsedilen Rablar edindikleri Veli, gavs adını verdikleri kişiler, lütfen buna dikkat edelim. Demek ki insanlar birbirini RAB edinmişler. Hâlbuki bu uyarıların tamamı Ehli kitaba yapılıyor. Peki, Rab edinmek ne anlama geliyor? Çünkü Kitap Ehlide biz Müslümanlarda biliyoruz ki tek bir Allah var ondan başka RAB yok. Rab kelimesinin anlamı SAHİP, ISLAH/TERBİYE EDEN, EFENDİ/HÜKÜMDAR anlamlarına gelir. Onun içinde Allah benden başka aranızda sakın Rablar edinmeyin diyor. Yeri gelmişken söylemek isterim. Allah'ın Resulüne efendimiz diyenleri duyarsınız. Rivayetlere ayet gibi kabul edenlere hatırlatmak isterim, Allah'ın Resulüne ait olduğu iddia edilen hadislerde bile, ALLAH'IN RESULÜ BANA EFENDİMİZ DEMEYİN, EFENDİ ALLAH'TIR DEDİĞİ RİVAYET EDİLİR. Yorumunu sizlere bırakıyorum. Ayetteki uyarıyı hatırlayalım. “KİMİMİZ KİMİMİZİ, ALLAH’IN PEŞİ SIRA RABLER EDİNMEYELİM!” Sanırım konu şimdi daha iyi anlaşılmıştır. Demek ki İslam inancımızı yaşarken, Allah’ın yanında kendimize VELİLER, GAVSLAR edinip onlara koşulsuz güvenip, onların söylemleri ile imanımızı yaşarsak, ONLARI ALLAH’IN YANINDA RAB EDİNİYORUZ DEMEK MİŞ. Bu hataları yaptığımızda, Allah’ın yolundan sapacağımız uyarısı yapılıyor. Ne yazık ki bu uyarıyı da ne Kitap Ehli, nede biz Müslümanlar dikkate almadık, hatta tebliğ aldığımız halde kulak arkası ederek, hayatımıza geçirmedik.
Ayetin son bölümü çok düşündürücüdür. Bu uyarıyı Allah, Resulü aracılığıyla Kitap ehline yapmasını istiyor ve bu uyarılar konusunda Kitap Ehli seni dinlemez ve senden yüz çevirirlerse, ŞAHİT OLUN Kİ BİZ SİZİN YAPTIĞINIZ YANLIŞLARDAN UZAĞIZ VE BİZ MÜSLÜMANLARDANIZ DEYİN OLARA DİYOR. Peki, Müslümanlardan olmanın anlamı ne? ALLAH’IN YANİ KUR’AN’IN EMİRLERİ KARŞISINDA, MUTLAK BİR TESLİMİYET İÇİNDE OLAN KİŞİ, ANLAMINA GELİR.
Bu açıklamadan sonra sizlere sormak istiyorum. Sizce bizler gönül rahatlığıyla, BİZLER MÜSLÜMANLARDANIZ, diyebiliyor muyuz? Yani Kur’an’ın emirlerini noksansız ve ilavesiz iman edip hayatımıza geçiriyor ve kendimizi KUR’AN’A MI TESLİM EDİYORUZ, YOKSA DOĞRULUĞUNDAN ASLA EMİN OLAMAYACAĞIMIZ RİVAYETLERE Mİ ALLAH’IN EMRİ DİYE TESLİM OLUYORUZ? NE DERSİNİZ? Bu sorumun cevabını her Müslüman, mahşer günü pişman olmak istemiyorsa kendisine vermelidir. Rabbimiz çok açık ve net sizleri Kur’an’dan hesaba çekeceğim, Kur’an’ın sınırlarını aşmayın, onun için yalınız Kur’an’ın ipine sarılın diye uyarıyorsa, aslında sorunun cevabı çok açıktır. Dilerim bu gerçeklerin farkında olarak yaşayan MÜSLÜMANLARDAN OLURUZ.
Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK
https://kuranadavet1.wordpress.com/
https://twitter.com/KURANA_DAVET
http://www.hakyolkuran.com/
https://www.facebook.com/Kuranadavet1/
https://hakyolkuran1.blogspot.com/