Allah Kur’an’da, biz kitapta hiçbir eksik bırakmadık, yalnız Kur’an’ın ipine sarılın, emin olmadığınız sözlerin/hadislerin ardına düşmeyin, hesabını sorarım dediği halde, sizce bizler iman ettik Rabbimiz yalnız sana dayanır sana güveniriz mi diyoruz? Yoksa Rabbimiz sana inanıyoruz ama herhalde Resulünü postacı diye göndermedin diyerek, akla mantığa ve en önemlisi Kur’an’a asla uymayan rivayetleri yaşayabilmek için, Allah’ın yüzlerce ayetini görmezden mi geliyoruz, ne dersiniz? Bakın bir arkadaşımız bana, bu konu ile ilgili nasıl bir cevap vermiş.
”KUR’AN’I KERİM KORUNDUĞU GİBİ, PEYGAMBERİN HADİSLERİ DE KORUNMUŞTUR. KAYNAKLAR BELLİDİR BUHARİ, MÜSLİM, TİRMİZİ. DİNİMİZDE HER ŞEY ŞEFFAF İKEN, HADİSLER UYDURMADIR BEN YANLIZ KUR’AN’A BAKARIM DİYEN AHMAKTIR... ART NİYETLİDİR“
Bu arkadaşımın son sözlerindeki saygısız üslubuna kızmıyorum. Çünkü İslam toplumunun genel çoğunluğu, arkadaşımızın anlattığı yanlış bilgiler doğrultusunda İslam’ı yaşıyor ve yaşadığını da doğru zannediyor. Yanlışı doğru kabul ederseniz, O sizin için doğru anlamına geldiğinden, ne yazık ki doğru bilgilere farkında olmadan savaş açma hatasını yapıyoruz. Dikkat ederseniz kendisi gibi düşünmeyenlere karşı sert bir tavrı var ve ben yalnız Kur’an’a uyarım diyenlere AHMAK diyebiliyor. BU ARKADAŞIMIZ ALLAH’IN YALNIZ KUR’AN’A SARIN, ONDAN SORUMLUSUNUZ DİYE UYARDIĞINI BİLSEYDİ, BU UYARIYI KALBİNE YERLEŞTİRSEYDİ BU SÖZLERİ ASLA SÖYLEMEZDİ. Bu sözleri söylemesinin nedeni, inancından emin olmamasının verdiği korku ve hiddetin sonucudur. Çünkü iman kalbimize yerleşmediyse, her zaman tereddütte kalırız, hatta bunları kabul etmeyenlere çok sert tavır takınırız. İnancından emin olan, Kur’an’ın emirlerinin farkında olan bir Müslüman, asla farklı düşünce ve inançlara karşı sinirlenmez, hakaret etmez. Çünkü herkes imtihanından kendisi sorumludur. Arkadaşımız her şey şeffaf diyor, ama onun şeffaf dedikleri doğru olmama ihtimali yüksek olan ve her mezhebe göre değişken rivayet ve sanı bilgiler. Farkında değil şeffaf olan Allah’ın korumasında ki apaçık Kur’an. Allah Kur’an da bizlere Resulünü örnek gösterir. Peki neden? Çünkü Resulü hangi inançtan olursa olsun, İNANCINDAN EMİN OLDUĞU İÇİN, onlara yumuşak davranıyor ve saygılı bir tavırla gerçekleri anlatmaya, Kur’an’ı tebliğ etmeye çalışıyordu. Bu arkadaşımızın tavrı, üzgünüm ama Allah’ın Resulünü örnek alan bir tavır değil.
Gelelim arkadaşımızın sözlerine. Allah Kur'an'ı bizzat koruduğunu söylüyor ve BİZLERİ DE KUR'AN'DAN İMTİHAN EDECEĞİNİ SÖYLEDİĞİ GİBİ, YALNIZ KUR'AN'IN İPİNE SARILMAMIZI İSTİYOR. Birçok ayette Allah, emin olmadığınız bilgilerin ardına düşmeyin, hesabını soruyorum diye de ikaz ediyor. Bu durumda hemen arkadaşımızın, ALLAH'IN ELÇİSİNİN RİVAYET HADİSLERİNİ DE, ALLAH KORUMUŞTUR, ONLARDANDA SORUMLUYUZ sözleri üzerinde düşünelim. Böyle bir bilgiyi Kur'an'da asla görmeyiz önce bunu belirtmek isterim. Hatta birçok ayette Allah Resulünün, bizleri YALNIZ KUR'AN İLE UYARACAĞINI, ONUNLA HÜKMEDECEĞİNİ SÖYLER. Allah, emin olmadığınız sözlerin ardına düşmeyin, yalnız Kur'an'ın ipine sarılın, sizleri Kur'an'dan sorguya çekeceğim dedikten sonra, Allah'ın Elçisinin sözleri/hadisleri olduğu iddia edilen RİVAYET bilgileri de Allah'ın korumuş ve bu bilgilerinden de bizleri sorumlu tutmuş olabilir mi? Eğer buna inanırsak, ellerimizle Kur'an'da çelişki yaratmış oluruz. Eğer korumuş olsaydı, Kur'an'ı koruduğunu söylediği gibi, ben Kur'an'ın yanında Resulümün rivayetten kullarıma ulaşan hadislerini/sözlerini de korudum demez miydi? Lütfen batıl inançlarımızı aklayabilmek için, kendi nefsimizde yalanlar uydurmayalım, BUNUN HESABINI ALLAH'A MAHŞER GÜNÜ VEREMEYİZ. UNUTMAYALIM BUNLAR, ALLAH'A VE RESULÜNE İFTİRADIR. Hangimiz böyle bir hata yapmak istersin?
Arkadaşımız İslam dininde kaynaklar bellidir diyor ve çok ilginç Allah’ın Resulünden başka dinde kaynaklar yaratmak adına, BUHARİ, MÜSLİM, TIRMIZİ DİYEREK, BAŞKA KAYNAKLAR YARATIYOR KENDİSİNE. İlginç olan ismini saydıkları kişiler bile yaşadıkları dönemde, bir birini kâfir ilan edip, rivayet ettikleri hadislere karşı çıkmışlar. Bunlar sizce dinin kaynağı olabilir mi? Her şeyden önce bu düşünceye, akıl mantık izin vermiyor. Tabi aklı bir kenara bırakırsanız, her söyleneni dinin emri zannedersiniz. Lütfen unutmayalım, İslam dininde tek bir kaynak vardır oda Allah’ın korumasındaki Kur’an’dır. Bunu ben söylemiyorum, Rabbimiz Kur'an'da birçok kez söylüyor ve ne diyordu tekrar edelim. YALNIZ KUR’AN’IN İPİNE SARILIN. KUR’AN’IN SINIRLARINI AŞMAYIN, ÇÜNKÜ SİZLERİ KUR’AN’DAN SORUMLU TUTUYORUM DİYE APAÇIK UYARIYORDU. Dinde TEK KAYNAK yalnız Kur’an olmasaydı böylemi söylerdi. ALLAH HÜKMÜME HİÇ KİMSEYİ ORTAK ETMEM DEDİKTEN SONRA, NASIL OLURDA KUR’AN’IN YANINA BUNLARDA DİNİN KAYNAKLARIDIR DİYE İLAVELER YAPARIZ. Bu kadar mı Kur’an’ı terk ettik?
Kur’an’ın dışında, bizlere ulaşan her söze uydurmadır deyip elbette geçmenin de anlamı yok. Tabi bizler imanımızdan eminsek. Sarrafa altını bozdurmak için gittiğinizde, sarraf gerçek altın olup olmadığı konusunda şüphesi olduğunda, elinde kontrol edeceği cihazlar var. Bizlerinde yapması gereken çok kolay bir yöntem var. Bunlarda Resulün hadisleridir, ya da bahsedilen kişilerin sözleridir, bunlarda İslam’ın emridir dedikleri konular varsa, bizlerde bu hadisleri/sözleri mutlaka SORUMLU OLDUĞUMUZ Kur’an süzgecinden geçirmeli ve Kur’an’dan onay alıyorsa, elbette bu sözü/hadisi Allah'ın Resulü söylemiştir, çünkü bunu Kur'an emrediyor diyebiliriz. Ama Kur’an’ın hiç bahsetmediği, onaylamadığı hiçbir söz, zaten Resulün sözü olamaz. Hatta isimleri sayılan kişilerinde Kur’an’ın onaylamayacağı bir sözü söyleyemeyeceğini kabul ederek, bu konuya daha titiz ve dikkatli yaklaşmalıyız. Çünkü isimleri sayılan kişileri, ne tanıyoruz nede gördük.
Değerli kardeşlerim, Allah bizleri birçok ayetinde düşünmeye ve aklımızı kullanmaya davet eder. Hatta aklını kullanmayanları pislik içinde bırakacağı uyarısını da yapar. Gelin bu konu üzerinde, farklı bir yol izleyerek düşünelim. Diyelim ki arkadaşımızın söylediği gibi, dinde kaynak yalnız Kur’an değil, TABİ YALNIZ KUR'AN OLDUĞUNU TEBLİĞ ALMADIĞIMIZI BİR AN DÜŞELİM. Resulün rivayet hadisleri, Buhari’nin, Müslim’in, Tırmızi’nin günümüze rivayet yollarla ulaşan hadisleri de dinin kaynakları arasında olduğuna bir an inanalım. Bildiğiniz gibi mahşer günü Allah’ın Resulleri bizler üzerine şahit olarak ortaya çıkartılacak. Yine diyelim ki Allah’ın Resulü, ben sizlere Kur’an dışından asla hiç bir şey bırakmadım, çünkü Allah bu konuda beni uyarmış ve sizlere şu ayeti tebliğ etmiştim. “BU KUR’AN BANA VAHYOLUNDU Kİ, ONUNLA SİZİ VE ULAŞTIĞI HERKESİ UYARAYIM.” (Enam 19) “ALLAH'TAN VE O'NUN AYETLERİNDEN SONRA HANGİ SÖZE İNANACAKLAR?” (casiye 6) Bu ve benzeri ayetlere iman ettiğini söyleyen bir Müslüman, nasıl olurda Allah’ın Resulünün, Kur’an dışından dine başka bilgiler ilave edip, başka kaynaklar yaratacağına inanır. Hatırlayınız Allah Kur'an'da gelecekten bizlere haber verip, Allah'ın Resulü mahşer günü şahit olarak çağrıldığında, "BENİM ÜMMETİM KUR'AN'I TERK ETMİŞ BİR ŞEKİLDE BIRAKTI" diyeceğini dahi bizlere Kur'an'da bildirdiği halde, bizler nasıl olurda Kur'an dışına çıkarak inancımızı yaşarız. Allah'ın Resulü o çetin gün, sizler Kur’an’a iman edeceğinize, yalnız onun ipine sarılacağınıza, şeytanlaşmış insanların rivayetlerinin, masalların etkisinde kalmış, batıl yolcusu olmuşsunuz derse mahşer günü bizlere, halimiz nice olur dostlar. Allah yine örnek verdikleri Buhari, Müslim, Tırmızi kullarına da şöyle bir soru sorsa mahşer günü. Sizler mi kullarımı yanıltınız, sizler mi dinin kaynağı olarak kendi sözlerinizi yazıp topluma yön verdiniz diye sorduğunda, onlarda şöyle bir cevap verdiklerini düşünelim. RABBİMİZ BİZLER, BİZE İSNAT EDİLEN SÖZLERİ ASLA SÖYLEMEDİK. BİZLERİN ADINI KULLANARAK TOPLUMU ALDATMIŞLAR. ZATEN SEN BUNLARI BİLİYORSUN DERSE, BU DURUMDA BU RİVAYETLERE İNANANLARIN HALİ NE OLUR? DOĞRUSU DÜŞÜNMEK BİLE İSTEMİYORUM. Tekrar hatırlatmak isterim, çok değil zerre kadar düşünen, Allah’ın sizleri Kur’an’dan sorumlu tutuyorum, yalnız onun ipine sarılın emrini tebliğ alıp hayatına geçiren, İSLAM DİNİNDE TEK DELİL VE KANITIN KUR’AN OLDUĞUNU BİLİR. Lütfen kime inanacağınıza doğru karar verin, son pişmanlığın geri dönüşü yoktur.
Kur’an’ı birkaç kez düşünerek anladığı dilden okuyan bir Müslüman, bu arkadaşımızın söylediklerine asla inanmaz. Çünkü Allah Kur’an’da, Kitap Ehlinin yaptığı bu yanlışları sakın sizlerde yapmayın, onların sapkın yolundan gitmeyin diye uyardığını anlayacaktır. ALLAH ÖZELLİKLE VELİLER, EFENDİLER, GAVSLAR EDİNMEDEN, YALNIZ ALLAHA GÜVENİP, YALNIZ ALLAH’I VELİ EDİNİP EN EMİN KAYNAK KUR’AN’IN İPİNE SARILARAK İMANIMIZI YAŞAMAMIZI EMREDİYOR.
Lütfen aklın, mantığın ve Kur'an'ın kabul etmediği, yanlış inançlardan kendimizi kurtaralım. Batıl inancımızı yaşayabilmek için, aklın ve Kur’an’ın onaylamadığı kanıtlar yaratmaya çalışmayalım. Bunu yapabilmemiz içinde, Kur’an’ı anladığımız dilden okumaya başlamadan önce, Nahl suresi 98. Ayetin hükmünü yerine getirelim. Yani bizlere öğretilen tüm hurafe bilgilerden şeytan ve şeytanlaşmış insanların batıl inançlarından sıyrılıp, yalnız Allah’a güvenip O’na dayanarak Kur’an’ı okumaya başlarsak, işte o zaman Allah bizlerin gönül gözlerini açacak ve Kur’an ışığıyla aydınlatacaktır.
DİLERİM FURKAN’IN NURUYLA AYDINLANAN, ALLAH’IN HALİS AZINLK KULLARINDAN OLURUZ.
Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK
https://kuranadavet1.wordpress.com/
https://twitter.com/KURANA_DAVET
http://www.hakyolkuran.com/
https://www.facebook.com/Kuranadavet1/
https://hakyolkuran1.blogspot.com/