KUR'AN A DAVET

 

 

 

AMACIMIZ HURAFEDEN, BATILDAN ARINMIŞ BİR İSLAM YAŞAMAKTIR. ONUN İÇİNDE REHBERİMİZ,  ALLAH IN KORUMASI ALTINDA Kİ, YALNIZ KUR'AN DIR.

YAZILARIMIN OLDUĞU DİĞER SİTELERİM.

 

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 
Takvim

 
Gerekli Linkler

 
MAİDE SURESİ 116-117. AYETLERDEN ALACAĞIZIMIZ, ÇOK ÖNEMLİ DERSLER.
Kur’an öyle eşsiz bir nurdur ki, ondan aydınlanmak isteyen, ancak ona müracaat ederse nurundan nasiplenir. Allah bizlere anlatmak istediği çok önemli konuları, kıssadan hisse almamız için, bazı olayları bizlerin ders alabilmemiz adına Kur’an da anlatır, örnekler verir.
 
Kur’an ın yarısından fazlası, geçmişte yaşanan olaylardan örnekler ve ibretler, ya da daha yaşanmamış, ama yaptığımız yanlışlara dikkat çeken, uyarılarla doludur. Bu şekilde dersler almamızı, yanlışlarımızı görmemizi ister Rabbimiz.
 
Bizler bu kıssadan hisselerden, gereken dersleri alıyor muyuz? Hiç sanmıyorum, çünkü birileri bizlerin Kur’an ile bağlarını kesmiş, adeta Kur’an ı kendi tekellerine almışlardır. Sen anlayamazsın, Kur’an ı herkes anlayamaz diyerek, ne yazık ki Allah ın nurundan uzaklaştırılmışız.  
 
İslam dininde ruhban sınıfı yoktur diyenler, öyle bir ruhban sınıfı yaratmışlardır ki, bugün Hıristiyan ve Yahudilerin bile önüne geçmişlerdir. Sizlere çok dikkat çekici ama üstünde hiç durmadığımız örnek bir ayetten bahsetmek ve sizleri üzerinde düşünmeye davet etmek istiyorum.
 
Allah Maide suresi 116 ve 117. ayetlerde, daha yaşanmamış ama hesabın görüleceği o çetin günde, peygamberlerin şahit olarak çağrıldığı gün, Hz. İsa ile Allah ın karşılıklı bir konuşmasını, bizlerin günümüzde dersler alması için, bugünden bakın nasıl anlatıyor Kur’an da? Tabi bunu niçin anlatıyor ve şimdiden neden Kur’an da bizlere bildiriyor, lütfen bunu dikkatle düşünelim.
 
Maide 116: İşte o zaman Allah; “Ey Meryem oğlu İsa! Beni ve anamı, Allah'tan başka iki ilah edinin dedin mi?” diye sorduğu zaman İsa şöyle cevap verecek: “HÂŞÂ! SENİ TENZİH EDERİM, HAKKIM OLMAYAN ŞEYİ SÖYLEMEK BANA YAKIŞMAZ. BUNU SÖYLEMİŞ OLSAYDIM SEN MUHAKKAK BİLİRDİN! Sen benim içimdeki her şeyi bilirsin, hâlbuki ben senin zâtında olanı bilmem. Gizlilikleri eksiksiz bilen yalnızca sensin!”
 
Dikkat ettiyseniz, konuşma mahşer günü olacak. Hz. İsa nın, kendi ümmetine şahit olarak çağrıldığı zaman. Peki ne diyor Rabbimiz Hz. İsa ya? Bugün Hıristiyanların yaptığı en büyük yanlışa dikkat çekiyor ve sen mi söyledin annenin ve kendinin Allah ın yanında Tanrı/İlah olduğunu diyor. Bugün Hz. İsa nın Allah ın oğlu olduğu söylenerek, böylece Hz. İsa nın da Tanrı vasıflarında olduğuna inanılmaktadır.
 
Tekrar hatırlatmak isteri, bu konuşma mahşer günü, Hz. İsa nın kendi ümmetinin huzurunda geçecek. Allah ın bu sorusu karşısında Hz. İsa nın vereceği cevap üzerinde düşünelim şimdide. Bakın nasıl cevap verecek, tekrar hatırlayalım.
 
"HÂŞÂ! SENİ TENZİH EDERİM, HAKKIM OLMAYAN ŞEYİ SÖYLEMEK BANA YAKIŞMAZ. BUNU SÖYLEMİŞ OLSAYDIM SEN MUHAKKAK BİLİRDİN! "
 
Mahşer günü bu cevabı verecek olan, Hz. İsa nın ümmetinin durumunu düşünelim şimdide. Acaba bu cevabı duyan Hıristiyanların hali ne olur? Bunu hayal bile edemiyorum doğrusu.
 
Şöyle düşünebilirsiniz, Allah Hz. İsa nın vereceği cevabı bildiği halde, neden bu soruyu soruyor ve bugün Kur’an da yer alıp bizlere anlatılıyor? Tabi bu soruya verilecek birçok cevap vardır. Hıristiyanların, Yahudilerin bu yanlış inançlarını kendilerine hatırlatmak için diyebiliriz. Çünkü Yahudilerde, aynı hatayı yapıyorlardı.
 
Peki, biz Müslümanların bu ayetten, çıkartacağımız ders yok mu? İşimize gelmediğinde nefis ne yazık ki yüzlerce ayetin üstünü örtüveriyor. Gelin bu ayetin devamındaki ayete birlikte bakalım. Acaba bu iki ayetten, kıssadan hisse kendimize neler çıkartabiliriz.
 
Maide 117: “BEN ONLARA, ANCAK BANA EMRETTİĞİNİ SÖYLEDİM. ‘BENİM DE RABBİM, SİZİN DE RABBİNİZ OLAN ALLAH'A KULLUK EDİNİZ' DEDİM. İçlerinde bulunduğum müddetçe onlar üzerinde kontrolcü idim. Beni vefat ettirince, artık onlar üzerinde gözetleyici yalnız sen oldun. Sen her şeyi hakkı ile görensin.”
 
Bakın Hz. İsa mahşer günü, neler söylüyor Rabbimize, tekrar o bölümü yazalım.
 
"BEN ONLARA, ANCAK BANA EMRETTİĞİNİ SÖYLEDİM. ‘BENİM DE RABBİM, SİZİN DE RABBİNİZ OLAN ALLAH'A KULLUK EDİNİZ' DEDİM."
 
Bu sözleri duyduğunuzda, sizlere Kur’an ın başka ayetlerinden hatırlatma yaptı mı? Ne diyordu Allah peygamberimize, SANA İNDİRDİĞİMLE ONLARA HÜKMET. Demek ki bütün peygamberlere, aynı görevi vermiş Allah. Hz. İsa da  ben onlara, ancak bana emrettiğini, yani bana indirdiğini, vahyettiğini söyledim diyor.
 
Sanırım bu sözleri okuduktan sonra da, aklınıza bizlere öğretilen bazı yanlış bilgiler geldi, ne diyorlardı? Allah elçisine, Kur’an ayetlerinden başka, dine ilave yapma, hüküm koyma, helal-haram yapma yetkisi de vermiştir. Çünkü Kur’an da her şey yazmaz demiyorlar mı bizlere? Hz. İsa nın ayetin sonunda söylediklerinden, eğer bizler ders alamadıysak, cahiliye toplumunun yanlışlarını tekrarlamaktan kurtulamayız. Ayetin sonuna lütfen dikkat. "İçlerinde bulunduğum müddetçe onlar üzerinde kontrolcü idim. Beni vefat ettirince, artık onlar üzerinde gözetleyici yalnız sen oldun" Ne yazık ki Peygamberimizin ümmetide, aynı hatayı yaptı. Allah ın elçisi yaşadığı dönemde, din onun kontrolünde ve Allah ın indirdiği Kur'an ile hükmediyordu. Ama vefat edince, ne yazık ki Müslümanlar aralarındaki ihtiras ve bölünmeyle Kur'an dan saptılar. Bu sapma günümüzde tarif edilemeyecek ve düzeltilemeyecek kadar kötü durumda. Hatta Allah Müslümanların, Kur'an dan saptığını anlatmak için, elçisinin şahit olarak çağrıldığında söyleyeceği o üzücü sözü, şimdiden bizlere söylüyor ve ne diyordu? "ÜMMETİM KUR'AN I TERK ETTİ." GEMİSİNİ KURTARAN KAPTAN MİSALİ, LÜTFEN KUR'AN IN İPİNE SARILALIM Kİ , HESAP GÜNÜ MUTLU OLANLARIN SAFINDA OLABİLELİM.
 
Hz. İsa ile Allah ın konuşmasından yola çıkarak, bizlerde şöyle düşünelim. Bugün Kur’an ın hükmü olmadığı halde, bunlarda peygamberimizin dine ilaveleridir, hükümleridir diye önümüze sürdükleri, ciltlerce dolusu kitapları, dine yapılan ilaveleri, Kur’an süzgecinden geçirmeden inanırsak, acaba mahşer günü peygamberimizin şahitliğinde, Rabbimiz elçisine buna benzer bir soru sorsa ve şöyle derse, acaba halimiz ne olur?
 
"EY RESULÜM, BEN SANA KULLARIMA YALNIZ KUR’AN İLE HÜKMET, ONLARI YALNIZ KUR’AN İLE UYAR, BEN HÜKMÜME HİÇ KİMSEYİ ORTAK ETMEM,  KULLARIMI KUR’AN DAN SORUMLU TUTUYORUM DEDİĞİM HALDE, SEN Mİ SÖYLEDİN BENİMDE DİNDE HÜKÜM KOYMA, HELAL HARAM YAPMA YETKİM VARDIR, BUNLARDA ALLAH KATINDANDIR, BUNLARDAN DA SORUMLUSUNUZ DİYE DERSE, ACABA ALLAH IN ELÇİSİNİN, RABBİMİZİN BU SORUSUNA CEVABI NE OLABİLİR SİZCE?"
 
Lütfen bu konuyu çok dikkatli bir şekilde düşünelim. Düşünmeden iman edersek, inanın mahşer günü çok üzülürüz. Aynı ayette Hz. İsa bir başka şeyi de özellikle emrettiğini söylüyor ümmetine. Lütfen bu konu üzerinde de dikkatle düşünelim.
 
"BENİM DE RABBİM, SİZİN DE RABBİNİZ OLAN ALLAH'A KULLUK EDİNİZ' DEDİM."
 
Sanırım bu sözleri de duyduğunuzda, yine bugün bizlerin yaptığı yanlışlar geldi aklınıza eminim. Yaşadığımız İslam ın içinde, din ve iman adına güvenilecek ardı sıra gidilecek, edindiğimiz velilere/dostlara öyle kul oluyoruz ki, Allah ın ikazlarını duyan işiten yok. Eğer Allah ın yanında veliler/dostlar edinirde, Allah tan başka iman adına velilerin/dostların ardı sıra giderseniz, Allah ın yanında da edindiğiniz velilere, önderlere kulluk yapmış olursunuz. Bakın Allah bu konuda bizleri nasıl uyarıyor.
 
Secde 4: Allah'tır ki gökleri, yeri ve ikisi arasındakileri altı günde yaratmış, sonra arş üzerinde egemenlik kurmuştur. O'NUN DIŞINDAKİLERDEN SİZE NE BİR DOST VARDIR NE DE BİR ŞEFAATÇİ. Hâlâ düşünüp ibret almayacak mısınız?
 
Araf 3: “RABBİNİZİN KATINDAN SİZE İNDİRİLENE UYUN; O'NDAN BAŞKA ÖNDERLERİN/VELİLERİN ARDINDAN GİTMEYİN.  Ne kadar az tutuyorsunuz aklınızda, bu (öğüdü).
 
Bakara 107: Bilmez misin ki, göklerin ve yerin hükümranlığı Allah’ındır. SİZİN İÇİN ALLAH’TAN BAŞKA NE BİR DOST, NE DE BİR YARDIMCI VARDIR.
 
Hz. İsa ile Allah ın, mahşer günü karşılıklı konuşacak olmasından, alacağımız çok büyük dersler var. Yahudi ve Hıristiyanlar ister ders alır, ister almaz. Ama bizlerin ders alacağı çok şeyler anlatıyor, bu kısadan hissede.
 
Bizler Kur’an dan habersiz, Allah ın berisinden edindiğimiz veliler, şeyhler, kendimizce belirlediğimiz Allah ın hiçbir kanıt indirmediği Allah dostları adını verdiklerimize de Kulluk etmeye kalkarsak, mahşer günü  hesabın görüleceği o günün sonunda, gireceğimiz yerin neresi olduğunu Allah çok güzel anlatıyor.
 
Din ve iman adına, Allah dan başka güveneceğimiz kimsenin olmadığını, secde 4. ayet çok güzel izah ediyor. Allah ın indirdiği bilgilere uyun, onun dışında dostlar edinerek, onlara inanmayın diye sıkı sıkı tembih eden Rabbimizin sözlerini duyalım. Duymayan sonucuna katlanacaktır, bunu da hatırlatırım.
 
Değerli din kardeşlerim. Amacım sizleri Kur’an a davet etmek ve ayetler üzerinde düşünmenize vesile olmaktır. Buna Rabbimiz şahittir. Lütfen emati teslim etme vaktimiz gelmeden hurafeden ve sanıdan uzak, Allah ın kitabını anlayarak, bilerek ve düşünerek okuyalım. Üzerinde bir öğrenci misali dersimize çalışalım, araştıralım. Çünkü Rabbimiz bizleri Kur’an dan imtihan edeceğini apaçık bildirmiştir.
 
İslam ı anlamak ve yaşamak adına, BU GÜNE KADAR ALLAH IN KİTABININ ÖNÜNE, KUL KİTAPLARINI ALARAK ANLAMAYA ÇALIŞTIK. Ama sonuç ortada, dinde bölünmüş ve bir birine düşman olan bir İslam toplumu.
 
Gelin şimdi de, ALLAH IN KİTABINI ÖN PLANA ALARAK, ONDAN YARARLANMANIN YOLLARINI ARAYALIM. Bakın o zaman her şeyin, nasıl çok daha farklı olduğunu göreceksiniz.
 
Saygılarımla 
Haluk GÜMÜŞTABAK
 
 


Sayfa Kategorisi: KUR'AN DAN AYETLER.