MAİDE SURESİ 50. AYET. CAHİLİYE TOPLUMUNUN YANLIŞLARINI YAPMAK İSTEMİYORSAK.
Bizlerin günümüzde yaşadığımız İslam anlayışının, ne yazık ki cahiliye toplumunun yaşadığı İslam anlayışından hiçbir farkı yok. Allah uyarıcı kitaplar göndermesinin nedenini anlatırken, daha önce yaptığım uyarılarıları göz ardı edip batıla, hurafeye sapmaları nedeniyle gönderdiğini söyler. En son olarak da gönderdiği Kur’an'da, geçmiş toplumların yaptığı yanlışlara örnekler verir ki, aynı hataları bizler de yapmayalım. Bu makalemde, üzerinde sizlerin düşünmenize vesile olmak istediğim, ÇOK AMA ÇOK ÖNEMLİ BİR AYET VAR. Lütfen bu ayet üzerinde tarafsız ve önyargılardan uzak düşünerek dikkale anlamaya çalışalım ki, bizlerde aynı hatalara düşmeyelim.
Maide 50: ONLAR HÂLÂ CAHİLİYE DEVRİNİN HÜKMÜNÜ MÜ İSTİYORLAR? KESİN OLARAK İNANACAK BİR TOPLUM İÇİN, KİMİN HÜKMÜ ALLAH’INKİNDEN DAHA GÜZELDİR? (Diyanet meali)
Rabbimiz ayetinde, cahiliye toplumunun yaptığı büyük yanlışını bizlere hatırlatarak, SAKIN ALLAH’IN HÜKMÜNDEN BAŞKA, İNANCINI YAŞARKEN BEŞERİ HÜKÜMLER ARAMAYIN, çünkü bu yanlış inanç, cahiliye toplumunun inancıydı diyerek uyarmasına rağmen, NE YAZIK Kİ ALLAH’I DUYAN İŞİTEN YOK. Çünkü inancımızı yaşarken batılı, rivayetleri öyle yaşıyoruz ki, ellerimizle gözlerimizi perdeliyor kulak ve kalplerimizi, bu batıl bilgilerle mühürlüyoruz. BİR BAŞKA DEYİŞLE, ALLAH'TAN BAŞKA HÜKÜM KOYUCULAR ARAMAK, CAHİLİYE TOPLUMUNUN İNANÇLARIDIR DİYOR YARADAN. Peki, bizler bu uyarılardan ders aldık mı? Cahiliye toplumunun yaptığı yanlışları yapmıyor muyuz? Allah'ın Kur'an'da emrettiği gibi, yalnız Kur'an'ın ipine sarılıp onun sınırlarını aşmadan mı İslam'ı yaşıyoruz? Ne yazık ki hepsini, belki de daha fazlasını bugün bizler yapıyoruz ve diyoruz ki hiç korkmadan, “ALLAH'IN ELÇİSİNİN DE DİNDE HÜKÜM KOYMA YETKİSİ VARDIR. KUR’AN'DA HER BİLGİ YOKTUR, DETAY VERİLMEMİŞTİR. ALLAH'IN ELÇİSİNİN RİVAYET HADİSLERİ OLMASAYDI, NE NAMAZIMIZI KILABİLİRDİK, NEDE ORUCUMUZU TUTABİLİRDİK. KUR'AN KAPALI KALIR, ANLAŞILAMAZDI.”
Hatırlatırım bu inanç, cahiliye toplumunun inancı ama bizlerin Kur'an ile buluşmasını engelledikleri için, bu uyarılardan nasibimizi alamadık, Kitap Ehlinin yaptığı aynı yanlışları yapmaya devam ediyoruz. Sen Kur'an'ı anlayamazsın, senin ilmin ne ki diyenler, Kur'an'ı anladığımız dilden bizlere okutmadılar, HALA OKUTMAMAKTA ISRAR EDİYORLAR. Çünkü yaşatmaya çalıştıkları dinin, Allah'ın dini olmadığı anlaşılmasın diye. Bu sözlere inanıp yaşadığımız içinde, İslam toplumlarından dinde bölünme, savaş, düşmanlık eksik olmuyor. Elimizde apaçık Allah'ın kitabı Kur'an olduğu halde Kur’an'ı terk edip, beşeri bilgileri dinleştirmenin acısını çekiyoruz. Aynı uyarıları Allah Kur’an'da birçok kez yapmış, hatırlayalım.
"KARŞILARINDA OKUNUP DURAN BIR KİTABI, SANA İNDİRMİŞ OLMAMIZ ONLARA YETMİYOR MU?" (Ankebut 51)
"O HALDE KUR'ÂN'DAN SONRA HANGİ SÖZE İNANACAKLAR?" (Araf 185)
"ALLAH'TAN VE O'NUN AYETLERİNDEN SONRA HANGİ SÖZE İNANACAKLAR?" (Casiye 6)
"KİMDİR SÖZÜ ALLAH’IN KİNDEN DAHA DOĞRU OLAN?" (Nisa 87)
Kur'an'dan inatla uzaklaşıp ellerimizle gözlerimize perde çektik, kalplerimizi mühürledik batıl inançları rivayetleri ne yazık ki Kur’an'ın önüne geçirdik. Öyle oluncada, BATILI HAK GİBİ GÖRDÜK. Resulün rivayet hadisleri olmasaydı Kur'an anlaşılamazdı dedik. halbuki bu hadislerden Resulün haberi bile yok, onun onayını Kur'an'dan almadığımız halde inanmakta bir sakınca görmedik. TIPKI CAHİLİYE DÖNEMİNDE OLDUĞU GİBİ. Bunları söylediğimizde, verdikleri cevap çok ilginç. Siz peygamberimizi postacı yaptınız. Biz Müslümanlar Allah'ın Elçisinin görev ve yetkisini adeta küçümseyerek, bu tür benzetmeler yaptık, yapmaya da devam ediyoruz. Bu yanlış örnekleri verenler hurafeyi, rivayetleri dinleştirmek isteyenlerin, kendi nefislerinde uydurdukları yakıştırmalardır. Allah'ın elçisiyle, postacı karşılaştırılır mı? Bunu söyleyip karşılaştırma yapanlara sormak isterim, SİZ ALLAH'IN POSTACISI OLMAK İSTEMEZMİSİNİZ? Bu nasıl bir küçümser tavırdır, doğrusu anlayamıyorum. Allah Elçisinin görev ve sorumluluğunu bizlere bildirirken bakın ne diyor Kur'an'da. "BİZ RESULLERİ, SADECE MÜJDELEYİCİLER VE UYARICILAR OLARAK GÖNDERİRİZ. (Kehf 56) SENİN GÖREVİN SADECE TEBLİĞ ETMEKTİR. (Rad 40) O örnek insan Allah'ın güven elçisiydi. Ama lütfen unutmayalım, Allah'ın Elçisi, ALLAH'IN DİNDE HÜKÜM ORTAĞIDA DEĞİLDİ.
Allah Kur’an'da, Kehf suresi 26. ayetinde, “KENDİ HÜKMÜNE HİÇ KİMSEYİ ORTAK ETMEZ” diye bizlere bildirir. Yine Furkan suresi 2. ayetinde, “HÜKÜMRANLIĞINDA, ONUN HİÇBİR ORTAĞI OLMAMIŞTIR” diyerek, İslam dininde hüküm koyucu yalnız Allah, onun kitabı Kur’an olduğunu birçok kez bizlere, üstüne basa basa bildirmiştir. Allah'ın ayetlerine gözlerini kapatıp, beşerin sözleriyle imanlarını yaşayanlara Kur’an gerçeklerini hatırlatmak, her Müslüman'ın görevidir. Lütfen şu gerçeğin artık farkına varalım. YAHUDİLER İÇİMİZE BİZDEN GİBİ GÖRÜNEREK GİRDİLER VE BİZLERİN HZ. MUHAMMET'E KARŞI COŞKUN SEVGİMİZİ SAYGIMIZI KULLANARAK, ONUN ADINI KULLANARAK KENDİ İNANÇLARINI BİZİM İNANCIMIZA İLAVE EDEREK, BUNLAR ALLAH'IN RESULÜNÜN EMRİDİR DEDİLER VE KUR'AN İLE BAĞIMIZI KESTİKLERİNDEN BATILI, HAK OLANI AYIRAMAZ OLDUK. Lütfen Kur'an ile buluşarak, bu zalimlerin foyasını ortaya çıkaralım. Sizlere hatırlatacağım, aşağıdaki ayet üzerinde lütfen dikkatle düşünelim, inanın düşünmeden yaptığımız yanlışlar, hesap günü bizleri çok üzecek hatırlatırım.
İsra 73–74–75: Müşrikler, SANA VAHYETTİĞİMİZDEN BAŞKA BİR ŞEYİ YALAN YERE BİZE İSNAT ETMEN İÇİN seni, nerdeyse, sana vahyettiğimizden saptıracaklar ve ancak o takdirde seni candan dost kabul edeceklerdi. Eğer seni sebatkâr kılmasaydık, gerçekten, nerdeyse onlara birazcık meyledecektin. O ZAMAN, HİÇ ŞÜPHESİZ SANA HAYATIN VE ÖLÜMÜN SIKINTILARINI KAT KAT TATTIRIRDIK; sonra bize karşı kendin için bir yardımcı da bulamazdın. (Diyanet vakfı meali)
Allah aşkına, şu ayete bakar mısınız lütfen. Bu uyarıdan sizce biz Müslümanlar gereken uyarı ve ikazı alabildik mi? Rabbimiz, sana vahyettimiz ayetlerden başka sözleri/hadisleri, bize yani dinin emridir diyerek isnat etmeye kalsaydın, bakın sana neler yapardık diye Resulünü uyarıyor. Allah ayetlerini muhkem yani apaçık gönderdiğini söyler, tabi batılın etkisinde kalanlar, gönül gözleri açık olmayanlar, bu gerçekleri göremezler. Ne kadar ilginç ve dikkat çekici bir ayet ama bizler hala bu ve benzeri yüzlerce ayetlerle buluşamadığımız için, HALA YALNIZ KUR'AN İLE İSLAM YAŞANMAZ, ALLAH'IN RESULÜDE KUR'AN'DA OLMAYAN HÜKÜMLERİ DETAYLARI VERMİŞTİR diyebiliyoruz. Rabbimiz bunu yapsaydın, sana acıların en büyüğünü yaşatırdık demesini bile göremiyoruz. Devamında ise, eğer seni sebatkâr bulmasaydık, yani ayetlerimize itaatkâr olmasaydın, onlara meyledip, onların sözlerini de dinin içinde gibi gösterecektin diyor. Bu ayettende anlıyoruz ki, Allah'ın Resulü Rabbimizin vahyettiği ayetlerin dışında, bunlarda dinin emridir diye kendisi, tek kelime ilave etmemiştir.
Gelelim günümüze. Bizler eğer, Allah'ın elçisinin izinden gittiğimizi söylüyorsak, Allah'ın elçisinin yaptığı gibi İslam'ı Kur'an merkezli yaşamalıyız. Çünkü ayette de bahsettiği gibi, Allah'ın Elçisi yalnız Kur’an'a uymuş, asla Kur’an'ın dışından hiçbir bilgiyi, sözü dinin içine ilave ederek, bunlarda İslam'ın emridir demediğini Kur'an'dan apaçık öğreniyoruz. Demesinin de mümkün olmadığının, açık kanıtıdır bu ayetler. Sizlere son olarak bazı ayetler hatırlatmak istiyorum. Bu ayetler, Kur’an'ın sınırlarını aşarak, batılın etkisinde İslam'ı yaşayıp, Allah'ın hükmüne ortak koşanlara hatırlatmadır.
Bakara 5: İşte onlar, RABLERİNDEN GELEN BİR HİDAYET ÜZEREDİRLER ve kurtuluşa erenler de ancak onlardır. (Diyanet vakfı meali)
Muhammed 2: İman edip yararlı işler yapanların, Rableri tarafından HAK OLARAK MUHAMMED'E İNDİRİLENE İNANANLARIN GÜNAHLARINI ALLAH ÖRTMÜŞ VE HALLERİNİ DÜZELTMİŞTİR. (Diyanet vakfı meali)
Yunus 109: (Ey Muhammed!) SANA VAHYOLUNANA UY VE ALLAH HÜKMÜNÜ VERİNCEYE KADAR SABRET. O, hüküm verenlerin en hayırlısıdır. (Diyanet meali)
Allah düşünen kullarına, çok açık hükümler veriyor ve bakın ne diyor. Kurtuluşa erecek olan kullarım, yalnız benim gönderdiğim Kur’an'a uyanlar olacaktır diyor. Hatırlatırım başka kaynaklardan bahsetmiyor. Allah diğer ayetinde de aynı konuyu tekrar ediyor, anlama zorluğu çekenlere ne diyor? Hak olarak Allah katından, Muhammed'e indirilen Kur’an'a inanların Allah günahlarını affeder diyor. Doğruluğundan asla emin olamayacağımız, rivayetlere değil lütfen unutmayalım. Yunus 109. ayetinde de elçisine seslenerek bakın ne diyor. Sana vahyettiğim Kur’an ayetlerine uy ve sakın acele etme sabret, gerektiğinde ihtiyacın olan ayetler indirilecektir diyor. Hani Allah'ın elçisi de dinde hüküm koyardı, ne oldu? Allah buna izin vermediğini, apaçık daha nasıl söylesin.
Değerli din kardeşlerim lütfen batılın, hurafenin, atalar inancının etkisinden kurtulalım, bunu yapmayıp düşünmeden, araştırmadan imanımızı yaşamaya devam edersek, huzuru mahşerde, üzülenlerin ve yüzleri simsiyah olarak haşredilenlerin safında buluruz kendimizi.
Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK
https://kuranadavet1.wordpress.com/
https://twitter.com/KURANA_DAVET
http://www.hakyolkuran.com/
https://www.facebook.com/Kuranadavet1/
https://hakyolkuran1.blogspot.com/