HADİD SURESİ 22. AYETİ LÜTFEN DOĞRU ANLAYALIM, YOKSA KUR'AN İLE ÇELİŞİRİZ....
Bir arkadaşım Hadid suresi 22. ayeti örnek vererek, İnsan hayatının tüm evreleri ve yaşanılan her şey daha önceden yazılmış ve bizlere biçilen rolü bizler oynuyoruz şeklinde bir açıklama yapmıştı. Bende bu düşüncenin, inancın bahsettiği ayetle hiç bir ilgisinin olmadığını ve bu inancın Kur an öğretisine ters düştüğünü anlatmak maksadıyla, kendisine aşağıdaki yazı ile cevap verdim.
Bizlere öğretilenleri, Kur’an ayetlerinden kelimeleri cımbızlayıp, işte bakın aslında ayet bundan bahsediyor şeklinde, delillendirmeye çalışırsak, her zaman o acımasız ve insafsız nefsimizi tatmin için bir şeyler buluruz. Ama gayemiz Allah ın ne söylediğini anlamak olunca, hiçbir etki altında kalmadan Kur an a bakarsak, gerçekleri apaçık ve detaylı görürüz.
Acaba arkadaşımızın söylediği gibi bir insanın tüm yaşamı, yapacağı her iyilik ya da kötülük, daha doğmadan yazılmış, bizler yazılanımı yaşıyoruz? Gelin bu düşünceyi Kur ana soralım, bakalım ne cevap verecek. Arkadaşımız bakın bu ayetten bir alıntı yapmış, hangi mealde yazıyor bilmiyorum ama önce onu yazalım.
(..Zerre ve ondan küçüğü yoktur ki bir kitabta olmuş ve olacakları yazmasın...)
Bu sözlere bakan bir insan, gerçekten arkadaşımızın söylediklerini anlar. Birçok meale baktım bu sözleri içeren bir meale/tercümeye rastlamadım. Buda gösteriyor ki, Kur an ı kendi düşüncelerimize uydurmuş gidiyoruz. Şimdide Kur’an a bakalım, arkadaşımızın bahsettiği ayet, acaba gerçekte ne diyor? İki farklı mealden yazalım.
Hadid 22: Yeryüzünde vuku bulan ve sizin başınıza gelen herhangi bir MUSİBET yoktur ki biz onu yaratmadan önce, bir kitapta yazılmış olmasın. Şüphesiz bu Allah'a göre kolaydır. (Elmalı meali)
Haidi 22: Yeryüzünde vuku bulan ve sizin başınıza gelen herhangi bir MUSİBET yoktur ki, biz onu yaratmadan önce, bir kitapta yazılmış olmasın. Şüphesiz bu, Allah'a göre kolaydır. (Diyanet vakfı meali)
Şimdide birlikte ayeti anlamaya çalışalım, acaba gerçekten bir insanın doğuşundan ölümüne kadar, her ne yapacaksa bir kitapta yazdığını mı anlatıyor, onu anlamaya çalışalım. Allah kendi benliklerimiz, nefsimiz yüzünden meydana gelecek, her türlü MUSİBET, yoktur ki biz onu yaratmadan önce bir kitapta belirlenmiş olmasın diyor.
Allah bir ayetinde, sizlerin yaptıklarınızı ve yapacaklarınızı bilirim der. Demek ki Allah bizlere kolaylık sağlamak adına, yapacağımız yanlışlardan vaz geçebilmemiz, bizleri kendimize getirmemiz için, daha bizler o yanlışı yapmadan önlemler alıyor ve bu önlemlerde kayıt altında, vakti geldiğinde yerine getiriliyor. Tabi musibetler aklımızı başımıza getirmiyor VE BİZLER DERS ALMIYOR DÜŞÜNMEDEN HAREKET EDİYORSAK, HAK VAKİ OLUYOR.
Peki, musibet nedir, yani yazılanlar nelermiş, Rabbimiz musibet sözüyle ne kast ediyor, anlamı nedir bu sözün? Bu kelimeyi araştırdığınızda bu sözün anlamının KÖTÜLÜK, FELAKET, SIKINTI, HASTALIK OLDUĞUNU ANLIYORSUNUZ.
Demek ki Allah öyle bir düzen kurmuş ki, kullarının gelecekte neler yapacağını biliyor ve onları yola sokmak için, gerektiğinde onun aklını başına getirecek zorlukları yani eziyetleri, cezaları uyarıları, biz daha önceden tespit ettik kayda aldık diyor. Bu uyarı genel bir uyarı, ister kişisel olarak alın, ister toplum olarak. Örneğin bir insanın yaptığı kötülüklerin sonunda alacağı musibet , kötü bir davranışın cezası, bizim katımızda kayıt altındadır, onu uygularız diyor. Zaten biz kitapta hiç bir eksik bırakmadık derken, bu hükmü hem Kur'an, hemde kendi katındaki kitap olarak almamız yanlış olmaz. DAHA AÇIKÇASI NE YAPARSANIZ ONUN KARŞLIĞINI BULURSUNUZ, YAPACAĞINIZ HER KÖTÜLÜĞÜN KARŞILIĞINIDA, ALACAĞINIZI KAYDA ALDIK DİYOR.
Peki, Yaradan açıkça kulları için gerektiği yerde ve zamanda, musibetleri yazdım dediği halde, nasıl olurda bizler yaşayacağımız her şeyin tamamının yazıldığını söyleriz?
Şöyle düşünelim. Diyelim ki arkadaşımız haklı, yani Allah bir insanı yaratmadan, onun adına tüm senaryoyu yazmış ve insan asla sapmadan onu oynuyor. Yani bizler Allah ın yazdığı senaryo yu, hiç değiştirmeden oynuyoruz. Gelin bu düşünceyi, inancı Kur an ile karşılaştıralım, eğer Kur’an onaylıyorsa buna inanalım. Amacımız Allah ın doğru yolunu bulmak, ne söylediğini öğrenmek değil mi zaten?
Eğer Allah bizlerin yapacağı tüm olayları yazmış da, bizler oynuyorsak, herhangi bir katilin, hırsızın, inkârcının, oynadığı oyunu da Allah yazmış demektir. Bu durumda nasıl olurda Rabbimiz bu katilden, hırsızdan, inkârcıdan hesap sorar? Rolü veren Allah, oyunu oynayan kulu ise, burada bir yanlışlık yok ki hesap sorsun.
Kulu yazılanı harfiyle uyguluyor demektir. Bu duruma göre neden Allah Kur’ an da, sizleri bu kitaptan hesaba çekeceğim desin? Madem her şey yazılmış bizler oynuyoruz, neden zaman zaman toplum çığrından çıktığında, Allah kitaplar ve elçiler gönderip bizleri doğruya iletmeye çalışsın?
Neden gönderdiği kitaplarda yapmamızı istediklerini, sakınmamız gerekenleri sayıp, bizlerin uymasını istesin? Bakın Kur’an a ve indirilen onca ayetlere uyuyor mu bu düşünce? Rabbimiz cenneti özendirmek, cehennemden sakınmamız için neden boşuna uğraşsında kitaplar, elçiler göndersin, bizlere öğütlerde bulunsun? Sizce her şeyin belirlendiğini söylemek ALLAH IN ADALETİNE VE KUR’AN IN KOYMAK İSTEDİĞİ DÜZENE UYUYOR MU? Bakın sizlere bazı ayet örnekleri vermek istiyorum, sanırım bu Konuya daha açıklık getirecektir.
Tegabün 11: Allah'ın izni olmadıkça hiçbir MUSİBET gelip çatmaz. Kim Allah'a inanırsa, Allah O'nun kalbini doğruya ve güzele kılavuzlar. Ve Allah her şeyi en iyi biçimde bilmektedir.
Bu ayeti lütfen iyice düşünelim. Allah ın izni olmadığı sürece musibetin gelip çatmayacağını söylüyor ve kim Allah a inanırsa, onun kalbini doğruya ve güzele kılavuzlar diyor. DEMEK Kİ BURADA İNANMAK VE İMAN ETMEK ADINA BİR ÖZGÜR İRADE VAR Kİ, RABBİMİZ BÖYLE SÖYLÜYOR. Allah ın istediği yolda gitmeyenleride musibetlerle, cezalarla yola getirmeye çalışıyor Allah. Kur’an a bakmaya devam edelim.
Yunus 44: Şüphesiz Allah, insanlara hiç bir şeyle zulmetmez. Ancak insanlar, kendi nefislerine zulmediyorlar.
Kasas 47: KENDİ ELLERİNİN ÖNDEN HAZIRLADIKLARI YÜZÜNDEN BAŞLARINA BİR MUSİBET GELDİĞİNDE hemen şöyle diyorlar: "Rabbimiz, bize bir resul gönderseydin de senin ayetlerine uyup müminlerden olsaydık ne olurdu
Şura 30: SİZE GELİP ÇATAN HER MUSİBET ELLERİNİZİN KAZANDIĞI YÜZÜNDENDİR. Allah birçoklarını da affediyor.
Nisa 62: PEKİ, NASIL OLUYOR DA ELLERİNİN HAZIRLADIKLARI YÜZÜNDEN BAŞLARINA BİR MUSİBET ÇÖKTÜĞÜNDE, sana gelip, "Biz sadece iyilik yapmak, barıştırmak istedik!" diye Allah'a yeminler ediyorlar.
Ali İmran 165: Size, başkalarına iki katını dokundurduğumuz bir MUSİBET DOKUNUNCA, “BU DA NEREDEN!” Mİ DEDİNİZ. DE Kİ: “O, SİZİN ÖZ BENLİKLERİNİZDENDİR.”ALLAH, HER ŞEYE KADİR’DİR.
Sanırım fazla izaha gerek yok. Her şey çok açık izah ediliyor. Sizlere Kur’an dan, yine konumuzla ilgili bazı ayetler hatırlatmak istiyorum.
Nisa 79: İyilik ve güzellikten sana her ne ererse Allah'tandır. KÖTÜLÜK VE ÇİRKİNLİKTEN SANA ULAŞAN ŞEYSE KENDİ NEFSİNDENDİR.
Bakara 134: İşte bunlar ümmetti, gelip geçtiler. KAZANDIKLARI KENDİLERİNİNDİR. SİZİN KAZANDIKLARINIZ DA SİZİN OLACAKTIR. Siz onların yapıp ettiklerinden sorguya çekilmeyeceksiniz.
Enbiya 35: Her canlı, ölümü tadacaktır. BİZ BİR İMTİHAN OLARAK SİZİ ŞER İLE DE HAYIR İLE DE DENİYORUZ. Sonunda bize döndürüleceksiniz.
Aslında Kur’an bütünlüğünde baktığımızda, her konu detayları ile izah ediliyor. YANİ BİR AYETTE TAKILIYORSAK, MUTLAKA DİĞER AYETLERDEN YARDIM ALMALIYIZ ANLAMAK İÇİN. Genel anlamda başımıza Allah dan gelen her kötülük, kendi ellerimizin yaptıkları olabileceği gibi, Allah ın bizleri imtihanından da olabilir. Bunu bizler bilemeyiz. Bizler bazı konuları nefsimizde öyle şekillendiriyoruz ki, akıl ve mantık süzgecinden asla geçmiyor. Ayrıca bu mantıksız inancımız, zaten Kur’an dan da onay almıyor.
Bizlere düşen Allah ın sınırlarını zorlamadan, onun rehberliğinden istifade etmek adına çaba göstermek olmalıdır. Allah ile aramıza asla aracılar koymadan, Rabbimizle elimizde Kur’an, direk irtibat kurmaya çalışarak, onun nurlu yolundan gitmeliyiz.
Dilerim Allah dan, hakka batıl karıştırmadan İslam ı yaşayan, Allah ın halis kullarından oluruz.
Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK