KUR'AN A DAVET

 

 

 

AMACIMIZ HURAFEDEN, BATILDAN ARINMIŞ BİR İSLAM YAŞAMAKTIR. ONUN İÇİNDE REHBERİMİZ,  ALLAH IN KORUMASI ALTINDA Kİ, YALNIZ KUR'AN DIR.

YAZILARIMIN OLDUĞU DİĞER SİTELERİM.

 

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 
Takvim

 
Gerekli Linkler

 
KILDIĞIMIZ NAMAZIN, ÖZÜNE VAKIF OLABİLMEK İSTİYORSAK.

Bir kardeşimiz, ben namazda Türkçe ayetleri okuyorum, acaba hata yapıyor muyum diye de aklıma sorular geliyor, siz bu konuda ne dersiniz diye sormuştu. Tabi herkes kendi imtihanından sorumludur, ama bir Müslüman a düşen, din kardeşini yalnız Kur’an ile uyarmak, bilgilendirmekte görevidir. 

Allah yolunda, en doğrunun arayışında olan bu kardeşimiz, en azından birilerinin öğretisine uymak yerine, Allah ın emrettiği gibi, Kur’an ın bilgileri doğrultusunda İslam ı yaşamaya çalıştığı anlaşılıyor. Rabbim cümlemizin yardımcısı olsun. Bu kardeşimiz bu konuyu arkadaşlarına, dostlarına açtığında, “Olur mu öyle şey, namazda Türkçe ayet okunur mu, o ayetlerin birçok anlamı var, sen Türkçe okursan, hangi anlamında söyleyeceksin”. Şeklinde ki uyarılarından, elbette kardeşimizin tedirgin olması çok normal. Gelin önce bu konu da ki rivayet bilgilere bakalım,  peygamberimizin bu konudaki düşüncesi nedir, daha sonra Kur’an ayetleri doğrultusunda bu konuyu düşünelim.

(SALMAN FARİSİ ARKADAŞLARININ KENDİSİNE BAŞVURMASI ÜZERİNE, FATİHA Yİ FARSÇA YA ÇEVİRİP ONLARA VERMEYİ DÜŞÜNDÜĞÜNÜ PEYGAMBERE ARZ ETMİŞ VE ONDAN ONAY ALDIKTAN SONRA İŞE GİRİŞMİŞTİR. ( Bk. Tacu's-seria; Nihayetu Hasiyeti'l-Hidaye, Kiraat bölümü; Abhülhayy el-leknevi, Hidaye serhi, Dehli,1915 baskisi, sy,86.not:1;MUHAMMED Hamidullah; Kuran-i kerim tarihi, sy;108 )

IMAM-I AZAM EBU HANIFENİN GÖRÜŞÜ: Namaz kılan kişi isterse Arapça özgün metni okur, isterse Farsça çevirisini. Yine İmam ı Azam, Kuran kâğıtlarda Yazılmış ve bizim Okuduğumuz Lafızlar değildir. ESAS KURAN O LAFIZLARIN TAŞIDIĞI MANADIR DEMİŞTİR.   

Bizler namazda, Allah ın huzuruna ne için çıkıyoruz, önce onu doğru anlamalıyız. Lütfen kendimize şu soruyu soralım. ALLAH KULLARININ NE SÖYLEDİĞİNİ BİLMEDEN, HUZURUNA DURMASINI İSTER Mİ? Bu sorunun cevabı çok açıktır. Allah ın huzuruna durduğumuzda, ona şükranlarımızı, sevgimizi, saygımızı, istek ve arzularımızı sunmak için, kendi dilimizden, Rabbimize hitap etmemiz gerektiği zaten Kur’an ın emridir. Çünkü Allah bizlerin ayetler üzerinde, düşünerek aklımızı kullanarak ayetleri okumamızı, daha sonrada hayatımıza geçirmemizi emretmiştir. Anlamını bilmeden, ayet hakkında nasıl düşünürüz. İşte toplumun ayetler üzerinde düşünüp, aklını kullanmasının önüne bu şekilde geçilmiştir. İlginçtir günümüzde namazlarımızda okuduğumuz, ama ayet olmayan beşeri dualar vardır. Onları neden Arapça okuyoruz? Bunlarında mı birçok anlamı var tercüme edilmez, ne dersiniz? İşte bizleri böyle kandırıyorlar. 

Kafalarımız o kadar karıştırılmış ki batıl, hurafe İslam a hâkim olmuş. Hakkı yaşamak isteyen engellenmeye çalışılıyor ve yetmiyor, yanlış yoldasın diye korkutuluyor. Namaz anlamını bilmeden tekrarlanan, sözler ya da ayetler değildir. Namaz Allah a açılan kapıdır, namaz Rabbimizle dertleşmektir. Namaz, huzur kapısıdır. Namaz dertlerimizi açtığımız, Allah a şükranlarımızı ilettiğimiz çok önemli anımızdır. Güvendiğimiz tek güç Allah dır. Onunla da ne söylediğimizi bilmeden, nasıl sohbet ederiz. Ne yazık ki bu gerçek topluma anlatılamamış, namaz Allah a borcumuz olarak gösterilmiştir. Borç alacak ilişkisi, eşit şartlarda kişiler arasında olur, lütfen bu gerçeğin artık farkında olalım. Lütfen şunu unutmayalım. KILDIĞIMIZ NAMAZIN ÖZÜNE VAKIF OLMAK İSTİYORSAK, MUTLAKA ANLADIĞIMIZ DİLDEN İBADET YAPMALIYIZ. Hıristiyanlarda uzun bir müddeti, PAPALIK ve kilisenin bu yönde baskısıyla, ellerindeki kutsal kitaplarını, diğer dillere çevrilmesine izin vermediler. Ama akıl ağır bastı ve kilisenin bu baskı zincirini kırdılar. Şimdi kiliselerinde, her ülke kutsal saydıkları kitaplarını, kendi dilerinden okuyorlar.

Zikir ehli bir Müslüman, Kur’an ın neden Arapça indirildiğini çok iyi bilir. Çünkü Allah bu konuda açıklama yapıyor ve diyor ki, size bu Kur’an ı kendi dilinizden indirdim ki anlayasınız, ayetlerim üzerinde düşünesiniz. Eğer Arapça göndermeseydim şöyle derdiniz diyor Allah.” ONUN AYETLERİ GENİŞÇE AÇIKLANMALI DEĞİL MİYDİ? BAŞKA DİLDE BİR KİTAP VE ARAP BİR PEYGAMBER ÖYLE Mİ?" (Fussilet 44)

Allah ın bu uyarısından sonra, bizler namazlarımızda anlamasak ta mutlaka Arapça ayetler okumalıyız, çünkü ayetler birçok anlama geliyor, Türkçe okuyamayız diyenlere, ayetin uyarısında olduğu gibi, aynı şekilde şöyle dememiz gerekmez mi?   ONUN AYETLERİ GENİŞÇE AÇIKLANMALI DEĞİL MİYDİ? BAŞKA DİLDE BİR KİTAP VE BİZİM DİLİMİZE DE TAM ÇEVRİLEMİYOR. ALLAH BU DURUMDA BİZLERİ, NASIL SORUMLU TUTAR. 

Sizlere ayetlerin tercümesinden namaz kılamazsın diyenlere, lütfen bu şekilde bir soru sorun. Çünkü Allah bu örneği vermiş ki, kimse aynı hataya düşmesin. Allah ile aldatıcılara kanmasın.  Yine bir başka ayetinde Allah, kullarının özellikle kendi dillerinden ibadet etmesi gerektiğini açıkça belirttiği ayetinde, bakın ne diyor.

“Biz her peygamberi, ANCAK BULUNDUĞU KAVMİN DİLİYLE GÖNDERDİK Kİ, ONLARA APAÇIK ANLATSIN.”(İbrahim 4)

Allah bu uyarıları, ikazları yaptıktan sonra, hala anlamını bilmeden, Arapça Rabbimize hitap etmemizin doğru olduğunu söyleyenin sözlerine inanmak ve bu sözlerin etkisinde kalmak, bizleri de yanlışa yöneltecektir. Söyledikleri gibi, Allah ın ayetlerinin birçok anlamı olup, Kur’an ın tam bir tercümesi asla yapılamaz, diyebilir miyiz? Bunu söyleyen ve buna inanan, Allah ın nuruna saygısızlık yapıyor demektir. Düşünebiliyor musunuz, Allah HÂŞÂ tebliğini bizlere açıkça ulaştıramıyor, bizler anlayamıyoruz, ama birileri çıkıyor bunu bizlere anlatıyor, izah ediyor öyle mi? Böyle mantıksızlığı Allah a nispet ederken, lütfen bir daha düşününüz.

Şöyle düşünün, Allah bizlerin sorumlu olacağımız bir rehber kitap gönderiyor, ama hiçbir dile tam olarak çevrilmiyor, birde yemin ederek Allah, bu kitabı sizler için kolaylaştırdım diyor. Öylemi dostlar. Biz kafayı mı üşüttük. Beşerin yazdığı milyonlarca kitap, tam ve eksiksiz her dile çevriliyor ve öğrenciler okullarda okuyup, bilim adamları oluyor ama eşi benzeri olmayan, Allah ın katından gelen bir nur, her dile tam çevrilemiyor öyle mi? Bizlerde bunu söyleyenlere inanıyoruz. İYİDE NEDEN SORMUYORSUNUZ, BUNCA ÇEVRİLEN KUR’AN MEALLERİ YANLIŞ MI TERCÜME EDİLMİŞ. Eğer tek bir anlamı yoksa ayetin, tercümesi de yapılamaz. Madem birçok anlama geliyor ayetler, bunu kim anlayacak ve kim izah edecek bizlere? Daha da ilginci Allah sakın veliler, şeyhler edinmeyin diye bizleri uyarıyor. Bu yalan yanlış sözlere, lütfen inanmayalım. Buna inanmak dinde karmaşa yaratır, yaratmışta zaten.

Bu düşünceyi, fikri topluma yayanlar ve kabul ettirenler, Allah ın İslam dininde ruhban sınıfı yoktur dediği halde, dinde ruhban sınıfı yaratanların iftiralarıdır, yalanlarıdır. Bu düşünceyi topluma yayıp korku salarak, hükümranlıklarını devam ettirmek istiyorlar. Başarılıda oluyorlar, çünkü toplumu bu düşüncelere inandırıp kendilerine yönlendirdiler. Allah ile aldatıcıları, korku filmi gibi, televizyondan izliyoruz. 

Aslında hataların en büyüğü bizlerin. Allah ın tebliğini bir kez bile anladığımız dilden, bilerek ve düşünerek okuma gayreti içinde olmuyoruz. Eğer okumuş ve üzerinde biraz düşünmüş olsaydık, bizlerin kafasını asla karıştıramazlar ve Allah ile korkutamazlardı. Düşünebiliyor musunuz, Allah birçok kez yemin ederek, SİZLERE KOLAYLAŞTIRILMIŞ, BİRÇOK ÖRNEKLERLE İZAH EDİLMİŞ BİR REHBER GÖNDERDİK DİYECEK, AMA EŞİ BENZERİ OLMAYAN BU NURU HERKES ANLAYAMAYACAK, BİRÇOK ANLAMLARA GELEN SÖZLERİ OLACAK, ONDAN SONRADA ALLAH BİZLERİ, BU KİTAPTAN SORUMLU TUTACAK. Gerçekten bizlere bir şeyler olmuş, adeta uyuşturulmuş bir toplum olmuşuz. Ben bunun, mantıksal izahını yapamıyorum doğrusu.

Lütfen böyle mantıksız sözleri, düşünceleri Allah a ve kitabına nispet ederek konuşmayalım, bunun hesabını veremeyiz. Kur’an bizler için bir anayasadır. Anayasada açıktır ve izah edilmiştir ki rehberlik vasfını alsın. Allah anlayasınız, üzerinde düşünebilesiniz diye açık, anlaşılır diyor, birileri çıkıyor, hayır herkes anlayamaz, onun birçok anlamı vardır diyor. SİZ KİME İNANIYORSUNUZ, ALLAH A MI, YOKSA KİMİN SÖYLEDİĞİNDEN EMİN OLAMAYACAĞIMIZ RİVAYET SÖZLERE Mİ? Karar sizlerin.

Değerli din kardeşlerim. Lütfen, inancımızı yaşarken, bir kenara koyduğumuz aklımızı artık yerine koyalım. Ondan sonrada, Allah ın yol gösterici olarak gönderdiği ayetlerini, anlayarak düşünerek hem namazlarımızda, hem de diğer zamanlarda bolca okuyalım. Tabi okumakla iş bitmediğini de bilelim. 

Kur’an rehberdir, önce hangi yolu izleyeceğimizi okuyarak anlayacağız, Allah dan sevap, ödül bekliyorsak ondan sonrada, ÖĞRENDİKLERİMİZİ HAYATIMIZA GEÇİRECEĞİZ VE KUR’AN I BİZZAT YAŞAYACAĞIZ. Bakın bakalım ondan sonra, Allah a ve kitabına nispet ettikleri, böyle mantıksız sözleri, nasıl karşılayacaksınız.

Hepimiz kendi imtihanımızı yaşıyoruz. Birey olarak, Kur’an dan sapmış yanlış yoldan gidiyorsak, bu bireylerin çokluğu, toplumu ve yaşadığı ülkeyi de yanlışa sürükleyecektir.  Allah neye layık olursanız, onu veririm der bizlere. Onun içinde gelin rivayetlerin ardı sıra değil, KUR’AN IN PEŞİ SIRA GİDELİM. YOKSA ACI VE KEDER, PEŞİMİZİ ASLA BIRAKMAYACAKTIR.

Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/?ref=aymt_homepage_panel

http://halukgta.blogcu.com/

http://kuranyolu.blogcu.com/



Sayfa Kategorisi: ANA DİLDE İBADET.