Bizler ne yazık ki İslam'ı yani Allah'ın dinini yaşarken, bu dinin sahibini unutarak, sanki İslam Allah ve Resulünün ortak dini gibi yaşıyoruz. Öyle hatalar yapıyoruz ki, Kur'an'da Kitap Ehlinin yaptığı yanlışları sanki hiç tebliğ almamış gibi, aynı hataları yapmakta bir sakınca görmüyoruz. Bu makalemde iman ettim diyerek Allah'a söz verdiği halde, geçmiş toplumların, nasıl büyük hatalar yaptığına, bakın Rabbimiz nasıl bir örnek veriyor ki, bizlerde aynı hataları yapmayalım. Konuyla ilgili ayeti hatırlayalım.
Bakara 27: ONLAR Kİ, İYİCE PEKİŞTİRDİKTEN SONRA DA ALLAH’A VERDİKLERİ SÖZDEN DÖNERLER, ALLAH’IN BİRLEŞTİRİLMESİNİ EMRETTİĞİNİ AYIRIRLAR, YERYÜZÜNDE FESAT ÇIKARIRLAR; İŞTE SONUNDA ZARARLI ÇIKACAK OLANLAR DA YALNIZ BUNLARDIR. (Kur’an yolu. Diyanet İşl.)
Ayete baktığımızda daha önceden Allah'a verilen ama daha sonra tutulmayan bir sözden bahsediyor. Bizler Allah'a nasıl bir söz vermiştik iman ederken? Rabbimiz senin sorumlu tuttuğun Kur'an'ın sınırlarını aşmayıp, istediğin yoldan gideceğiz demiştik. Çünkü iman etmenin ilk yolu, bunu hayata geçirmektir. Bunun neler olabileceğini birlikte düşünelim. Bu soruya cevap aramadan önce, bakın Allah Yahudilere hitaben ne diyor.
"EY İSRAİL OĞULLARI, SİZE VERDİĞİM NİMETLERİ HATIRLAYIN, BANA VERDİĞİNİZ SÖZÜ TUTUN Kİ, BEN DE SİZE VERDİĞİM SÖZÜ TUTAYIM VE SADECE BENDEN KORKUN! " (Bakara 40)
Demek ki Yahudiler, Allah'a iman ederken söz vermişler ve bu sözünde durmamışlar. Allah bizden nasıl bir söz istiyor Kur’an'da? İman etmenin gereği olarak, YALNIZ BENİ İLAH EDİNİN. BENDEN BAŞKA GÜVENİLECEK VELİNİZ YOKTUR, SAKIN VELİLER EDİNİP ARDI SIRA GİTMEYİN, GÖNDERDİĞİM VAHYİME SARILIN. Doğru dürüst insanlar olun. Yetimin, akrabanın hakkını yemeyin, adaletli olun. Toplum içinde kurduğumuz bağlara sahip çıkın, bozgunculuk yaratmayın. Batıl ve sanıdan uzak, Allah'ın emrettiği hak yolunda giderek, hayırda ve barışta yarışan kullar olun, en önemlisi bizlere ne demişti Rabbimiz batıla değil, KUR’AN'IN İPİNE SARILIN VE KUR'AN'IN SINIRLARINI AŞMAYIN, EMİN OLMADIĞINIZ BİLGİLERİN ARDINA DÜŞMEYİN. Geçmişte Allah, diğer kavimlerden hangi şeyleri istemişse, bugünde bizlerden onu istiyor. Ama geçmiş kavimlerin sözlerinde durmadığı anlaşılıyor. Ne dersiniz bizler, sözümüzde duruyormuyuz? ALLAH'A SÖZ VERİPTE ONUN KURALLARININ SINIRINA ÇIKARAK BATILI, RİVAYETLERİ DİN EDİNENLERE RABBİMİZ, ONLAR FASIK OLDULAR DİYOR. Çok daha kötüsü bu fasıkların inançlarını yaşarken, ALLAH'A ŞİRK KOŞARAK yaşadıklarını söylüyor.
Geçmiş kavimlere Allah, gönderdiği kitaplar yardımıyla, Allah'ın dinine batıl karıştırmadan hayata geçirilmesini emretmiş. Ama o günkü toplum, Allah'ın kitapları ile arasına atalarının rivayet, batıl inançlarını sokarak, gerçeklerden uzak toplumun yaşamasını sağlayıp, Allah'ın hep birlikte yaşanmasını istedikleri hükümleri ayırıp, araya nifak sokulduğundan bahsediyor. Her toplum, Allah'ın gönderdiği elçilerine iman ettiğini söylediği ve Allah'ın hükümlerine uyacaklarına söz verdikleri halde, acaba bu sözlerinde durdular mı? Allah, geçmiş kavimlerin sözlerinde durmadıklarını söylüyor ve bizlere onların yaptıkları yanlışlara örnekler veriyorki, bizlerde aynı yanlışları yapmayalım. Peki, bizler bu örnekleri gördüğümüz halde, Kur’an'a ve elçisine iman ettik diyerek, Yaradan'a verdiğimiz sözü tutuyor muyuz? Sanırım bizi ilgilendiren kısmı burası. Bakın Allah, uslanmaz bedevi Araplara, inandık diyenlere ne diyor.
"BEDEVÎLER, “İNANDIK” DEDİLER. DE Kİ: “SİZ İMAN ETMEDİNİZ, AMA ‘BOYUN EĞDİK' DEYİNİZ. HENÜZ İMAN KALPLERİNİZE GİRMEDİ. EĞER ALLAH'A VE RESULÜNE İTAAT EDERSENİZ, ALLAH İŞLERİNİZDEN HİÇBİR ŞEYİ EKSİLTMEZ.” ÇÜNKÜ ALLAH, AFFEDİCİDİR; MERHAMET SAHİBİDİR." (Hucurat 14)
Demek ki inandık, ya da iman ettik demekle olmuyormuş. Önemli olan verdiğimiz sözümüzü tutmak ve hayata geçirmek olduğu çok açık anlaşılıyor. Çünkü İman eden bir insan, Allah'ın buyruklarına koşulsuz boyun eğer ve yerine getirir. Peki, bizim durumumuz sizce ne durumda. İman ettik diyoruz ama Allah'ın imtihan ettiğini söylediği, yalnız Kur’an'a boyun eğiyor ve yalnız onun ipine mi sarılıyoruz? Yoksa o ipin yanında, beşeri iplerede mi sarılıyoruz? Sanırım bu satırları okuyunca tebessüm ettiniz. Günümüzde genel çoğunluğun yaşadığı İslam, ne yazık ki Allah'ın istediği ölçülerde değil. Bizlerin inancı ne yazık ki yalnız Allah'a boyun eğmekle yaşanmıyor, beşerin yarattığı rivayet ve sanı inançlarına boyun eğmekle geçiyor ömrümüz. Allah şefaat tümden bana aittir, hiçbir şefaatçinin fayda etmediği o günden sakının diyor, bizler ise tam tersine inanıyor ve öyle şefaatçiler ediyoruz ki Allah'ın yanında, saymakla bitmez. Allah veliler edinerek imanınızı yaşamayın, sizlerin din ve iman adına güvenilecek VELİNİZ yalnız benim diyor, ama bizler velisi olmayan cennete gidemez, diyecek kadar yoldan sapmış, kendimize veliler, gavslar edinerek İslam'ı yaşıyoruz. SİZCE BU DURUMDA BİZLER İMAN ETTİK DİYEREK, ALLAH'A VERDİĞİMİZ SÖZÜ TUTMUŞ OLUYOR MUYUZ? Elbette bugün yaşadığımız İslam dininde yaptığımız yanlışlar, geçmiş ehli kitabın yaptıklarından hiç farklı değil. ÇOK ÜZGÜNÜM AMA BİZLERDE, ALLAH'A VERDİĞİMİZ SÖZÜ TUTAMADIK. ONUN İÇİNDE BİZLER, YAPTIKLARIMIZA KARŞILIK HEP ZARARLI ÇIKANLARIN SAFINDA OLDUK.
Ne yazık ki bizler, geçmiş toplumların yaptıkları yanlışları, Allah'ın örnekler verdiği Kur’an'dan öğrenemedik, ders alamadık. Onun içinde Allah ile aramıza, edindiğimiz VELİLERİ, ŞEYHLERİ, GAVSLARI koyduk. Böyle olunca da Allah'ın istediği yoldan saptık. Allah'ın bizlerden yapmamızı istediklerini hayata geçiremedik, çünkü Kur'an'dan uzak yaşadığımızdan dinde bölündük, parçalandık bir birimize düşman olduk. YANİ BİZLER TEK BİR YUMRUK OLAMADIK. Kur’an'ı bolca okuduk, ama her ne hikmetse anlamını bilmeden okuduk, böyle olunca da Rabbimizin verdiği örneklerden ders alamadık tebliği, mesajı alamadığımızdan uyarıların farkına varamadık. Allah bakın bizlerin bilgisiz ve düşüncesizce nasıl yanlış yollara saptığımızı söylüyor.
"AMA İNSANLAR ARASINDA ÖYLELERİ VAR Kİ, BİLGİSİ OLMAYANLARI ALLAH YOLUNDAN SAPTIRMAK VE ONU GÜLÜNÇ DURUMA DÜŞÜRMEK İÇİN [YOL GÖSTERİCİ MESAJLAR ÜZERİNDE] KELİME OYUNU YAPMAYA KALKIŞIRLAR. BÖYLELERİNİ ALÇALTICI BİR AZAP BEKLİYOR." (Lokman 6)
Bizler Allah'ın gerçek iman eden kullarından olmak istiyorsak, batıldan hurafeden uzak gelin SÖZDE DEĞİL, ÖZDE İMAN EDEN, ALLAH'IN HALİS KULLARINDAN OLALIM. Eğer düşünmeden batılın ve sanı bilgilerin ardına düşersek, Allah'a verdiğimiz sözden dönen ve hesabını veremeyen Allah'ın FASIK kulları arasında olmamız kaçınılmaz olacaktır. Güveneceğimiz kitap yalnız Kur'an dır, lütfen unutmayalım, çünkü bunu Rabbimiz söylüyor. Rivayet ve sanıya değil, UNUTMAYALIM HESABINI VERECEĞİMİZ HAK OLAN TEK KAYNAK, KANIT, KUR'AN DIR.
ALLAH'A VERDİĞİMİZ SÖZDE DURMAK İSTİYORSAK, DOĞRULUĞUNDAN EMİN OLAMADIĞIMIZ HURAFE VE BATIL SÖZLERE, BİLGİLERE DEĞİL ALLAH'IN UYARDIĞI GİBİ, YALNIZ KUR’AN'IN İPİNE SARILMALIYIZ.
Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK