KENDİSİNİ KUR'AN'A TESLİM ETMEYENLER, RİVAYETLERİN ESİRİ OLMAKTAN KURTULAMAZLAR.
Çok üzülerek söylüyorum, biz Müslümanlar inanın Kitap Ehlinin yaptığı O büyük yanlışlarını tekrar ederek, inancımızı yaşıyoruz. Sanki onları geçmek istercesine, Allah’ın vahyinden Kur’an’dan o kadar uzaklaştık ki, HATALARIMIZI YALIŞLARIMIZI FARK ETMEMİZ SANIRIM GENEL ÇOĞUMUZ İÇİN ÇOK ZOR GİBİ GÖRÜNÜYOR. Çünkü kendimizi Kur’an’a değil, rivayetlere teslim ettik te ondan. Yaptığımız yanlışları görebilmemiz için, önce yaşadığımız inancımızı Kur’an ile sorgulamalıyız. Bunu da yapmamız çok zor, neden mi? Çünkü biz Müslümanlara YALNIZ KUR’AN İLE İSLAM’IN YAŞANAMAYACAĞI, ADETA DİKTE EDİLDİ YANİ ZORLA KABUL ETTİRİLDİ VE BUNUDA NE YAZIK Kİ ÇOĞUNLUĞUMUZ KABUL ETTİ. Çünkü Kur’an ile aramıza girenler, sen Kur’an’ı anlayamazsın, onu ancak âlim olanlar anlar diyerek istedikleri hurafeyi, batılı atalarının inancını Müslümanlara kabul ettirdiler. Öyle olunca da onların öğrettikleri birçok inancı Kur’an’da Müslümanlar göremeyince, itiraz edip bakın bunlar Kur’an’da yok inanmamalıyız demeleri gerekirken, ALLAH’A GÜVENMEK YERİNE, EDİNDİKLERİ VELİLERE HOCALARA GÜVENEREK, DEMEK Kİ HER BİLGİ KUR’AN’DA OLMUYORMUŞ DEDİLER. Öyle olunca ne anlatılırsa dinin emri zannettiler. Bu acı gerçeğin bir örneğini sizlerle paylaşmak istiyorum, bu konuda birçok makale yazdım, bıkmadan yazmaya devam edeceğim. Bu sözleri sürekli duyarsınız, Kur’an’ın bir Müslümana yetmeyeceğini anlatmak için şunları söylerler, bir kardeşimizde bana şu soruları sorarak bakın ne demiş.
“SENİN PROFİLİNE BAKTIM DA DEMİŞSİN BENİM REHBERİM KURANDIR DİYE. KURAN ZEKÂT VER DİYOR, NASIL VERECEZ. NAMAZ KIL DİYOR NASIL VE KAÇ REKÂT HANGİ VAKİTLERDE KILACAĞIZ AÇIKLA.”
Buna inanan bir Müslüman, farkında değil Allah’ın verdiği hükümlerden haberi olmadığı gibi, Rabbimize de farkında olmadan saygısızlık yapıyor, neden biliyor musunuz? Çok değil bir ayet hatırlatmak istiyorum sizlere. “ŞÜPHESİZ BU KUR’AN, SANA VE KAVMİNE BİR ÖĞÜT VE BİR ŞEREFTİR, ONDAN HESABA ÇEKİLECEKSİNİZ. (Zuhruf 44) Sizce Rabbimiz, bizleri yalnız Kur’an’dan hesaba çekeceğine yani sorumlu tutacağına hükmediyorsa, arkadaşımızın söyledikleri doğru olabilir mi? Rabbimiz zekât ver, namaz kıl, oruç tut, hacca git, emrini veriyor ama sorumlu tuttuğu Kur’an’da açıklamıyor öylemi? BUNU DÜŞÜNENE, BEN SÖYLEYECEK SÖZ BULAMIYORUM. Bir öğretmen okulda izah edip öğretmediği bir konudan, sizce imtihan yapar mı? Yapmaz diyeceksiniz biliyorum, peki Allah yapar mı? Yorumunu sizlere bırakıyorum. Allah sözünden dönerde haşa, Resulümü postacı diye mi gönderdim onunda dinde hükümler koyma, benim açıklamadıklarımı açıklama yetkisi vardır der mi? Elbette demez ama bunu ancak Zikir ehli olan fark edebilir. Batılın ve rivayetlerin etkisinde olan asla fark edemez yanlışını göremez. Peki neden? Çünkü Allah BİZLERİN YALNIZ KUR’AN’A SARILMAMIZI İSTİYOR VE DİNDE BÖLÜNMEMİZİ YASAKLIYOR, SAKIN KENDİNİZE VELİLER EDİNİP ARDI SIRA GİTMEYİN, GÜVENİLECEK VELİNİZ YALNIZ BENİM DİYOR KUR’AN’DA.
Kur’an ile buluşabilen bir Müslüman, asla bu söylenenlere inanmaz. Çünkü Kur’an’ı açıklamak bizim görevimizdir dedikten sonra birçok ayetinde Allah, hiç kimseye muhtaç olmayasınız diye, KUR’AN’I NİCE ÖRNEKLERLE BİZ AÇIKLADIK DİYOR. Yazdığım makalelerimin genelinde, Allah’ın Resulüne verdiği görev ve sorumluluğunu hatırlatırım. Çünkü Resulün yani Elçinin yetki ve sorumluluğunu bilen bir Müslüman, arkadaşımızın bana yönelttiği soruyu asla sormaz. Çünkü Resul, Allah Kur’an’da ne emrettiyse tek kelime ilave etmeden tebliğ etmekle ve uygulamakla görevliydi, adı üstünde ELÇİ. Elçiler ulaştırılması gereken haberi, bilgiyi olduğu gibi iletilmesi gereken yere iletir asla ilave edemez. Tekrar Allah’ın, Resulüne/Elçisine verdiği yetki ve sorumlulukları hatırlayalım.
“RASULE DÜŞEN APAÇIK TEBLİĞDEN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR.” (Ankebut 18) “BİZ RASULLERİ, SADECE MÜJDELEYİCİLER VE UYARICILAR OLARAK GÖNDERİRİZ.” (Kehf 56) “SENİN GÖREVİN SADECE TEBLİĞ ETMEKTİR.” (Rad 40)
Ne dersiniz, Allah’ın Resulü böyle bir yetki aldıysa, Kur’an’da Allah’ın detay vermediği, açıklamadığı konularda da dine ilaveler yapıp, bunlardan da sorumlusunuz der mi? Zerre kadar zikir ehli bu gerçeğin farkındadır ve Kur’an ile buluşan bir Müslüman şu sözü asla söylemez. “NE YANİ ALLAH’IN RESULÜ POSTACIMIYDI ?” Bunu söylemek Allah’ın Resulüne saygısızlıktır, önce bunu hatırlatmak isterim. Allah’ın Resulü/Elçisi elbette postacı değildi. Ama Allah’ın hüküm ortağı hiç değildi. Rabbimizin söylediği gibi, HZ. MUHAMMED ALLAH’IN GÜVEN ELÇİSİYDİ. Allah’ın güven elçisi olmak her kula nasip olmaz, onun için hiçbir meslekle de karşılaştırılmaz.
Bu konuda bizlerin en büyük hatası, Kur’an ile buluşamadığımızdan, Kur’an’ın değil rivayetlerin etkisinde kalıyoruz. Bizler ne yazık ki İslam’ı Allah’a onun kitabına güvenerek değil, rivayetlere mezheplerin koyduğu kural ve hükümlerine güvenerek İslam’ı yaşadığımızdan, RİVAYETLERİ KUR’AN’DA GÖREMEDİĞİMİZDE, HANGİ TARAFTA OLMAMIZ GEREKTİĞİNE DOĞRU KARAR VEREMEDİĞİMİZDEN, YANLIŞ TARAFTA İSLAM’I YAŞIYORUZ. Gelelim arkadaşımızın sorduğu sorulara. Allah Kur’an’da zekât verin diyor ama nasıl vereceğiz diyor demiş arkadaşımız. Bakın arkadaşımız bu sorusunun cevabını Kur’an’da ya aramamış, ya da önce rivayetlerin etkisinde kalarak Kur’an’a baktığı için rivayetleri Kur’an’da göremediğinde KOLAYI DEĞİL ZORU SEÇMİŞ ve diyor ki zekât verin diyen Allah, haşa nasıl vereceğimizi söylemiyor diyebiliyor. Gelin bakalım Kur’an bu konuda gerçekten bilgi vermiyor mu?
Bakara 215: SANA ALLAH YOLUNDA NE HARCAYACAKLARINI SORUYORLAR. DE Kİ: “HAYIR OLARAK NE HARCARSANIZ O, ANA-BABA, AKRABA, YETİMLER, FAKİRLER VE YOLDA KALMIŞLAR İÇİNDİR. HAYIR OLARAK NE YAPARSANIZ, GERÇEKTEN ALLAH ONU HAKKIYLA BİLİR.” (Diyanet meali)
Bakın Allah çok basit ve kolay bir şekilde, Allah’ın rızasını kazanabilmek için vereceğimiz zekât, hayırlarımızın miktarını özellikle Rabbimiz bizlere bırakmış, peki neden? Çünkü hepimiz bu dünyada imtihandan geçiyoruz da ondan. Rabbimiz HAYIR OLARAK GÖNLÜNÜZDEN NE HARCASANIZ, O SİZİNLE GELİR DEMEK İSTİYOR. Bundan daha kolay ve açık bir anlatım olabilir mi? Hatta Kur’an bu ayeti indirip ne kadar vereceği konusunu kullarına bırakmış ama birçok ayetinde zekât vermeyi, hayırda bulunmayı teşvik için ayetler indirip, bir verirsen on karşılığını bulursun der. Hatta zekât vermeyi Allah, kendisine borç vermek olarak anlatır ki, kullarım bolca zekât versin hayırda bulunsun. Tabi Kur’an’ın/zikrin etkisinde kalan bu gerçekleri görür, beşerin rivayetlerinin etkisinde kalan KENDİSİNE ANLATILANLARI KUR’AN’DA GÖREMEYİNCE, BAKIN BUNLAR KUR’AN’DA YOK NE KADAR VERECEĞİMİZ YAZMIYOR, DEMEK Kİ YALNIZ KUR'AN İLE İSLAM YAŞANMIYORMUŞ DER. Hâlbuki imtihanımız gereği Allah bizlere bırakmış. Kendi imtihanını kendisi vermek istemeyen ise güdülenmeyi, birilerinin sözleri ile hareket etmeyi seçer, tabi bunu yapanları Allah ile aldatmak çok kolaydır. Yakın geçmişte bunun üzücü sonuçlarını toplum olarak gördük.
Yine arkadaşımız Kur’an’da namazın rekât sayısı bile yok diyerek, adeta Kur’an’ı eksik yetersiz gösterme çabasında bulunuyor. Rabbimiz boşuna düşün aklını kullan demiyor. Kur’an aklını kullanana bu konuda da Kur’an’da örnek veriyor ve zor ve tehlikeli bir anımızdan savaştan örnek verip, bu durumda namazı kısaltmanızda bir sakınca yoktur diyerek, kısaltılmış namazın bir rekât olduğunun örneğini bizzat Resulünün imamlığında veriyor. Normal zamanımızda da yine, Allah huzuruna duracak kuluna bir sınır koymadan, tam bir şekilde namazınızı bitirin diyor. Ama bizler mezheplerin, rivayetlerin fıkıh inancının namaza koyduğu bu rekât sınırlamasını, adeta Kur’an’ın bir eksikliği gibi göstermekte bir sakınca görmüyoruz. BU ÇABALARIN HEPSİ ATALARIMIZIN İNANCINI YAŞAYABİLMEK İÇİN, KUR’AN’I DETAYSIZ VE YETERSİZ GÖSTERME ÇABALARIDIR. Mezheplerde Kur’an’dan istifade ederek bazı namazları 2 rekât, 3 rekât ya da 4 rekât olarak belirlemişlerdir. Lütfen unutmayalım, MEZHEPLERİN ÖĞRETİSİ DİNİN EMRİ DEĞİLDİR, insanların yorumlarıdır. Sizce Rabbimiz bizleri Kur’an’dan hesaba çekeceğine hükmettikten sonra, Kur’an’da hiç bahsetmediği açıkça vermediği hükümlerinden sorumlu tutar mı? Yorumunu sizlere bırakıyorum. Bizlerin en büyük hatası, Rabbimizi ve Resulünü Kur’an’dan tanımadığımızdan kaynaklanıyor.
Arkadaşımız, Allah namaz kıl diyor ama nasıl kılacağımızı açıklamıyor diye de sormuş. Ne yazık ki aynı hatayı bu konuda da yapıyoruz. Allah SALAT edin dedikten sonra, salatın tüm detaylarını Kur’an’da vermiş ama bunu rivayetlerin etkisinde olana anlatmak inanın çok zor. Çünkü onlar kendilerine anlatılanı, öğretileni Kur’an’da arıyorlar, bulamayınca da Kur’an’ı yetersiz görüyor, rivayetlerin bu detayı verdiğine inanıyorlar. Hâlbuki Allah en emin kaynak Kur’an’dır onun ipine sarılın, ondan sorumlusunuz, emin olmadığınız bilgilerin sakın ardına düşmeyin hesabını sorarım diye uyarmamış mıydı? Allah'ın uyarısını, ne yazık ki dinleyen çok az. Bizler Kur’an’da geçen SALATI ne yazık ki yalnız Farsça deyimiyle yalnız namaza indirgediğimiz için, namazın/salatın içini boşalttığımızın da farkında değiliz. SALAT BİR MÜSLÜMAN İÇİN OLMAZSA OLMAZDIR AMA BÜTÜNÜNDEN AYRILMAMAK ŞARTIYLA. Salat Müslümanların bir birini desteklemesidir, yardımlaşmasıdır, salat yalnız Allah’a kul olmanın yani yalnız Allah’a dua edip yalnız Allah’tan yardım istemenin olmazsa olmazıdır. Evet, SALAT namazdır ve namaz Allah’ın huzuruna durup ona saygılarımızı sunduğumuz, ondan yardım dilediğimiz ve vakitleri Kur’an ile belirlenmiş zamanlarda yapılan çok önemli bir ibadetimizdir. Tabi namaz konusunda kendilerine öğretilenleri Kur’an’da göremeyenler, her konuda yaptıklarını bu konuda da yaparak, Kur’an’ı yeterli görmeyip rivayetleri, atalarının kendilerine öğrettiklerini Kur’an’ın önüne geçirmenin yolunu seçmişlerdir. Bu yanlışlarının farkında olmak istemeyenlere, ne söylerseniz söyleyin fayda etmeyecektir.
Değerli dostlarım, kardeşlerim. Lütfen önce batılın rivayetlerin etkisinden kendimizi kurtaralım ve şunu unutmayalım. Allah bizleri Kur’an’dan hesaba çekeğine hükmedip, yalnız Kur’an’ın ipine sarılmamızı emrediyorsa, KUR’AN NE EMREDİYOR NE KADAR AÇIKLAMA YAPIYORSA O ALLAH’IN EMRİ VE İSLAM’IN KURALLARIDIR, ONA İLAVE YAPANLAR ALLAH'IN SINIRLARINI AŞANLARDIR. Rabbim yemin olsun ki bu dini bu kitabı sizler için kolaylaştırdım diyorsa, lütfen batılın esiri olup ALLAH’IN DİNİNİ ZORLAŞTIRMAYALIM. İnanın bunun hesabını veremeyiz. Kur’an’ın onaylamadığı, vermediği bir detay Allah’ın emri değildir. Dilerim bu gerçeklerin farkında olan, Allah’ın azınlık halis kulları asında oluruz.
Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK
https://kuranadavet1.wordpress.com/
https://twitter.com/KURANA_DAVET
http://www.hakyolkuran.com/
https://www.facebook.com/Kuranadavet1/
https://hakyolkuran1.blogspot.com/