ALLAH'IN DIŞINDA HARAMLAR KOYANLAR, RABLERİNE BAŞKA ŞEYLERİ DENK TUTANLARDIR. TEVBE 29-ENAM 150.
Bu makalemde, sizlerin üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim konu, Tevbe suresi 29. ayette geçen, bir cümle üzerinde olacak. Önce ayeti yazalım, daha sonra birlikte düşünelim.
TEVBE 29: Kendilerine kitap verilenlerden Allah’a ve ahiret gününe iman etmeyen, ALLAH’IN VE RESULÜNÜN HARAM KILDIĞINI HARAM SAYMAYAN ve hak din İslâm’ı din edinmeyen kimselerle, küçülerek (boyun eğerek) kendi elleriyle cizyeyi verinceye kadar savaşın. (Diyanet meali)
Bu ayette geçen, ALLAH'IN VE RESULÜNÜN HARAM KILDIĞINI HARAM SAYMAYAN cümlesinden yola çıkarak, bakın demek ki Allah'ın Resulü de, Allah'ın dışında haramlar koyabiliyormuş, yoksa neden ayrıca zikretsin deniyor. Hatta Allah bu konu ile ilgili haramlarını Kur’an'da saymış, bu ayet boşuna değildir, elçisi haram koyamıyor olsaydı, bu ayette neden bu şekilde yazıp, tekrar etsin diyerek kanıt gösterilmekte. Ne yazık ki Kur’an'ı bir bütün olarak düşünmediğimizde, batıl inançlarımıza rahatlıkla, ayetlerde geçen kelimelerin anlamlarını değiştirerek delil yaratabiliriz, ama kendimizi kandırmış oluruz ve Kur’an'da farkında olmadan, batılı aklayabilmek adına ellerimizle çelişki yaratırız. Makalemin başında önce şunu hatırlatmak isterim, Allah BEN HÜKMÜME HİÇ KİMSEYİ ORTAK ETMEM DİYOR VE BİZLERİN YALNIZ KUR'AN'DAN SORUMLU OLDUĞUMUZU, ONUN İPİNE SARILMAMIZI EMREDİYOR. Bu ve benzeri ayetlere ters düşen bir düşünce batıldır hurafedir, lütfen bunu unutmayalım.
Özet olarak söylemek gerekirse, Allah bu sözleriyle ayette, RESULÜM SİZLERİ BENİM VAHYİMLE UYARACAK, ONUN İÇİN ONUN TEBLİĞ ETTİĞİ HARAMLAR, BENİM ONA VAHYETTİKLERİMDİR. ONUN TEBLİĞİNE UYMAYAN, BANA UYMAMIŞ GİBİDİR DİYOR. Allah Resulünün yetki ve sorumluluğunu bizlere açıklarken ne diyordu? “RESULE DÜŞEN APAÇIK TEBLİĞDEN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR.” (Ankebut 18) Tekrar hatırlatırım Kehf 29. ayetinde de, “O, HÜKMÜNE HİÇBİR KİMSEYİ ORTAK ETMEZ” diyordu. Yine Enam 19. ayetinde; “BU KUR'AN BANA VAHYOLUNDU Kİ, ONUNLA SİZİ VE ULAŞTIĞI HERKESİ UYARAYIM.” Demek ki Allah'ın Resulümün haram kıldığını haram saymayan, gerçek iman etmiş olmaz derken, Resulüm benden aldığı vahyi sizlere tebliğ edecek, onun için ona kesinlikle uyun emrini veriyor. Bu uyarı ile Allah, Resulünün tebliğini kolaylaştırıyor. Lütfen batılı aklayabilmek için, kendi ellerimizler Kur'an'da çelişki yaratmayalım.
Kur’an'ın en önemli özelliği, aynı konuyu değişik örneklerle izah etmesidir. Allah ne diyordu ayetinde? “Biz her şeyden nice örnekleri, değişik ifadelerle veriyoruz ki anlayasınız.” Lütfen bu gerçeği göz ardı etmeyelim. Allah bir ayetinde verdiği hükmün tam tersini, bir başka ayetinde vermez. Maide 13. ayette Allah, kitap ehlinden örnek vererek bakın ne diyor. “KELİMELERİN YERLERİNİ DEĞİŞTİRİYORLAR. KENDİLERİNE ÖĞRETİLEN HÜKÜMLERİN ÖNEMLİ BİR BÖLÜMÜNÜ DE UNUTTULAR” Ne yazık ki bizler, ayetlere farklı anlamlar veriyor ve böylece Allah'ın kitabından yüzlerce ayeti görmezden geliyor, üstünü örtüyoruz, böylece Allah'ın dinine ters düşüyoruz. Eğer bahsettiğimiz ayette, Allah'ın Elçisine de haram koyma yetkisinin verildiğine inanırsak, Kur’an'ın yüzlerce ayetini görmezden gelip, unutmuş oluruz.
Bunu her konuda yapıyoruz. Ayrıca Allah'ın haram demediği ama bizlerin kültüründe, geleneklerinde olmayan bazı yiyecekleri de örneğin at, eşek eti gibi, yiyecekleri de kendi nefsimizde haramlaştırıp, birde bunu Allah'ın ya da Resulünün üzerinden haramlaştırıyoruz. Allah geleceği bilir ama bizler bilemeyiz. İnşallah kendimizce haramlaştırdıklarımızı bir gün, Allah açlık ve yoklukla bizleri terbiye edip, onları yemeye muhtaç bırakmaz. Rabbimiz, Şefaat tümden bana aittir, hiçbir şefaatin fayda etmediği O günden sakının dediği halde, ayetlerde geçen kelimelere Allah'ın söylemediği ayetlere ters düşen, öyle anlamlar yüklüyoruz ki, Allah'tan başka elçisi ve din ulemaları, velilerin de şefaatçi olduğuna kendimizi inandırıyoruz. Bu ayette geçen cümleyi de, ne yazık ki aynı yöntemle, kendi batıl inançlarımıza uydurmaya çalışıyoruz. Gelin bu konuyu Kur’an bütünlüğünde anlamaya çalışalım, gerçekten Allah elçisine de böyle bir yetki vermiş mi görelim.
Enam 145: De ki: “Bana vahyolunan Kur’an’da bir kimsenin yiyecekleri arasında leş, akıtılmış kan, domuz eti -ki o şüphesiz necistir- ya da Allah’tan başkası adına kesilmiş bir (murdar) hayvandan başka, HARAM KILINMIŞ BİR ŞEY BULAMIYORUM. Fakat istismar etmeksizin ve zaruret ölçüsünü aşmaksızın kim bunlardan yeme zorunda kalırsa yiyebilir.” Şüphesiz Rabbin çok bağışlayandır, çok merhametlidir. (Diyanet meali)
Yunus 59: De ki: “Ne oldu size de, Allah'ın size rızık olarak indirdiği şeylerden bir haram bir de helâl yaptınız?” De ki: “ALLAH'MI SİZE İZİN VERDİ, YOKSA ALLAH'A İFTİRA MI EDİYORSUNUZ?”( Bayraktar Bayraklı meali)
Nahl 116: Dilleriniz yalana alışageldiğinden dolayı, Allah’a karşı yalan uydurmak için, "ŞU HELALDİR ŞU HARAMDIR" demeyin. Şüphesiz, ALLAH’A KARŞI YALAN UYDURANLAR, KURTULUŞA EREMEZLER.( Diyanet meali)
Maide 87: Ey iman edenler! ALLAH'IN SİZE HELÂL KILDIĞI İYİ VE TEMİZ ŞEYLERİ HARAM KILMAYINIZ VE SINIRI AŞMAYINIZ. Allah sınırı aşanları sevmez. (Bayraktar Bayraklı)
Aslında bu ayetler, yaptığımız çok büyük yanlışlarımıza çok net cevaplar veriyor. Ama Kur'an'ı rehber alıp aklını kullanıp, batılın etkisinden kurtulmak şartıyla. Bakın bu ayetlerde Allah Elçisine, kullarıma şunları söyle diyerek ne söylemesini istiyor kitap ehline. Sizce benim koyduğum haramların yanında, sende haramlar koyabilirsin mi diyor? Elbette hayır. Eğer düşüncemiz ve inancımız, Allah'ın bir ayetine bile ters düşüyorsa, o düşünce ve inanç yanlış demektir. Ne yazık ki biz Müslümanların inancının neredeyse genel çoğunluğu, Kur'an dan onay almıyor tam tersini Allah'ın dini diye yaşıyoruz. Hesap günü pişman olmak istemiyorsak, İNANCIMIZI KUR'AN İLE SORGULAYALIM. Lütfen unutmayalım, Allah'ın koymadığı haramlar konusunda ise, bunlar Allah a iftiradır, yalan uydurmadır diye açıklık getiriyor. Maide suresi 87. ayetinde ise Allah'ın haram demediği, yani helal kıldığı temiz şeylere haram demeyin, sınırı aşmayın diyor. Demek ki Allah'ın haram demediği bir şeye haram diyorsak, ALLAH'IN KOYDUĞU SINIRI AŞMIŞIZ DEMEKTİR. Çok daha düşündürücü bir ayet daha hatırlatmak istiyorum. Kitap ehli, daha önce Allah'ın gönderdiği kitabın koyduğu haramların dışına çıkıp, onlarda edindiği velilerin ya da rivayet inançların koyduğu haramlara inandıkları için, bakın Elçisinin nasıl uyarmasını istiyor.
Enam 150: De ki: “HAYDİ, ALLAH ŞUNU HARAM KILDI” DİYE TANIKLIK YAPACAK ŞAHİTLERİNİZİ GETİRİN. ONLAR ŞAHİTLİK ETSELER DE SEN ONLARLA BERABER ŞAHİTLİK ETME. Ayetlerimizi yalanlayanların ve ahirete inanmayanların arzularına uyma. ONLAR RABLERİNE, BAŞKA ŞEYLERİ DENK TUTUYORLAR. (Diyanet meali)
Önce ayetin sonuna bakar mısınız lütfen. "ONLAR RABBİNE, BAŞKA ŞEYLERİDE DENK TUTUYORLAR" diyor. Peki, Allah bu sözleri ile neyi kast ediyor? Elbette Allah'ın koyduğu haramlara, sizlerde haramlar koyarsanız, ALLAH'IN YETKİSİNİ BEŞERİ KİŞİLEREDE VERMİŞ, BÖYLECE ALLAH A ŞİRK KOŞMUŞ OLURSUNUZ DİYOR. Bu durumda, Allah'ın elçisi tıpkı Allah gibi haram koyabilir diye inanlara sormak isterim. ALLAH'IN ELÇİSİNE, SENDE HARAM KOYABİLİRSİN DİYE HÜKMETTİĞİNE DAİR, ŞAHİDİNİZ VARMI? ÇÜNKÜ ALLAH BUNA İZİN VERMİYOR. Batılı ve hurafeyi Allah'ın dinine sokmakta ısrarlı olanlar, Araf suresi 157. ayette geçen şu sözleri kendilerine kanıt yaratmaya çalışıyorlar. " O, ONLARA İYİLİĞİ EMREDER, ONLARI KÖTÜLÜKTEN ALIKOYAR. ONLARA İYİ VE TEMİZ ŞEYLERİ HELÂL, KÖTÜ VE PİS ŞEYLERİ HARAM KILAR. ÜZERLERİNDEKİ AĞIR YÜKLERİ VE ZİNCİRLERİ KALDIRIR. ONA İMAN EDENLER, ONA SAYGI GÖSTERENLER, ONA YARDIM EDENLER VE ONA İNDİRİLEN NURA (KUR’AN’A) UYANLAR VAR YA, İŞTE ONLAR KURTULUŞA ERENLERDİR.” Peki görevi gereği, bu uyarıları hangi kaynaktan kimin emriyle yapıyordu? Elbette Allah'ın emriyle yapıyordu. Ayetin sonunda konuya açıklama getiriyor ve Kurtuluşa erecek olanların, KUR'AN'A UYANLAR OLDUĞUNU SÖYLÜYOR RABBİMİZ. Demek ki kötü ve pis olanları Allah'ın kitabından ümmetine tebliğ edip uyarıyor iyi ve temiz olanlarıda yine Allah'ın kitabından tebliğ ediyor. Gerçekleri görmek istemeyenlere zorla hiç bir şey kabul ettiremezsiniz.
“EĞER SİZ YALANLARSANIZ BİLİN Kİ, SİZDEN ÖNCE GEÇEN BİRTAKIM ÜMMETLER DE YALANLAMIŞLARDI. RESULE DÜŞEN APAÇIK TEBLİĞDEN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR.” (Ankebut 18)
“ONLARA VA’DETTİĞİMİZ AZABIN BİR KISMINI SANA GÖSTERSEK DE, (GÖSTERMEDEN) SENİN RUHUNU ALSAK DA SENİN GÖREVİN SADECE TEBLİĞ ETMEKTİR. HESAP GÖRMEK İSE BİZE AİTTİR.” (Rad40)
Bakın Enam 150. ayetinde Allah Elçisini bile uyarıyor ve diyor ki, sen sakın onların yaptığı yanlışı yapma. Onlar ben emretmediğim halde, kendi nefislerinden batıl inançlarının etkisinde haramlar edindiler diyor. Bu ayetten de çok açık anlıyoruz ki, haram koyacak tek güç Allah'tır. ÇÜNKÜ ALLAH ÇOK NET BİR ŞEKİLDE NE DİYORDU, TEKRAR HATIRLAYALIM? HÜKMÜME HİÇ KİMSEYİ ORTAK ETMEM. Eğer Tevbe 29. ayette geçen bu cümleye, kendimizce anlam yükler, elçinin de haram koyma yetkisi vardır dersek, Kur’an'ın yüzlerce ayetini görmezden gelmiş oluruz. Hatırlatmak isterim Zuhruf 44.ayette Allah, “SİZLERİ KUR’AN'DAN SORUMLU TUTUYORUM”, DEMİYOR MUYDU? Bu hükmü veren Yaradan, haşa daha sonra hükmünden vazgeçer de, Kur’an'ın dışından Elçisinin de dine hükümler koyma, helal haram yapma yetkisi var der mi?
Tevbe 29. ayette geçen, Allah'ın ve Resulünün haram kıldığını haram saymayan sözünü Allah, birçok ayetinde aslında açıklıyor ve elçisine verdiği görev yetki ve sorumlulukları da açıkça bizlere bildirerek, açıklık getiriyor. Eğer Kur’an'ı parçalı okur ve parçalı Kur’an'a yaklaşırsak, istediğimiz anlamı kendi nefsimizce verir ve onunla da avunur gideriz. TAKİ HUZURA VARINCAYA KADAR. Öyle arkadaşlarımız var ki, Allah'ın Elçisinin kitap ehline tebliğ ettiği ve İslam'a davet ettiği şu ayetler için, bu ayetler bizi ilgilendirmiyor, kitap ehline söylenmiştir diyebiliyorlar. “KARŞILARINDA OKUNUP DURAN BİR KİTABI, SANA İNDİRMİŞ OLMAMIZ ONLARA YETMİYOR MU?” (Ankebut 51) ALLAH'TAN VE O'NUN AYETLERİNDEN SONRA HANGİ SÖZE İNANACAKLAR? (casiye 6) Ne yazık ki ayetler işte böyle birer birer devre dışı kalıyor, sırf atalarının batıl inançlarını yaşayabilmek adına. Unuttukları ise, Kur’an'ın tamamı zaten o günkü topluma indirilmişti, yaptıkları yanlışlarından dolayı.
Allah Elçisinin, Kur’an'ı rahatlıkla tebliğ edip, görevini rahatlıkla yerine getirebilmesi için, onun yetki ve sorumluluklarını da açıkça belirledikten sonra, Nisa 80. ayette, KİM RESULE İTAAT EDERSE, ALLAH'A İTAAT ETMİŞ OLUR diyerek, onu onurlandırmış, İSLAM'I TEBLİĞİNDE ELÇİSİNE KOLAYLIK SAĞLAMIŞTIR, YARDIMCI OLMUŞTUR. Çünkü Allah Elçisinin her anını kontrol ediyor, gerekirse ikaz ediyordu. Allah'ın Elçisi de aldığı yetkinin bilincinde, yalnız Kur’an'ı tebliğ etmiş ve yalnız Kur’an ile ümmetini uyarmıştır. Konuyla ilgili bazı ayetleri hatırlayalım ki konuyu daha açık anlayabilelim.
"BEN, YALNIZCA BANA VAH YEDİLMEKTE OLANA UYUYORUM VE BEN, APAÇIK BİR UYARICIDAN BAŞKASI DEĞİLİM." (Ahkaf 9) "BEN SADECE, BANA GÖNDERİLEN VAHYE UYUYORUM.”(Enam 50) "RESULÜN GÖREVİ İSE AÇIK BİR TEBLİĞDEN İBARETTİR." (Ankebut 18) "BEN YALNIZCA UYARICILARDANIM." (Neml 92) "SENİN GÖREVİN SADECE TEBLİĞ ETMEKTİR. HESAP GÖRMEK İSE BİZE AİTTİR." (Rad 40) "RESULE DÜŞEN, SADECE AÇIK-SEÇİK DUYURMAKTIR." (Nur 54) "BİZ, RESULLERİ ANCAK, MÜJDELEYİCİLER VE UYARICILAR OLARAK GÖNDERİRİZ." (Enam 48) "SEN, YALNIZCA BİR ÖĞÜT VERİCİ-BİR HATIRLATICISIN." (Gaşiye 21)
Ne dersiniz, Allah Elçisinin çok açık bir şekilde yetki ve sorumluluklarını açıkladıktan sonra, Tevbe suresinde geçen, Allah ve Resulünün haram dediği cümlesinden, sizce hala Allah'ın haram dedikleri başka, Elçisinin haram dedikleri de başka haramlardır diye anlamak mümkün mü? Mümkün diyenlere elbette sözümüz olmaz. Herkes kendi imtihanını yaşar. Gönül gözlerini Kur’an ile açmayıp batıl ve sanı inançlarını, ayetlerdeki kelimelerin anlamlarını değiştirerek, Kur’an'a yerleştirmeye çalışanlara, asla Kur’an gerçeklerini anlatamazsınız. Allah'ın Elçisi de, kitap ehlinin çoğuna, kabul ettirememişti zaten. Çünkü inançlarını, Allah'ın gönderdiği kitaptan sapmış ve hakka batıl karıştırarak yaşıyorlardı. Hak ile batıl yan yana yaşamaz. Batıldan kendisini kurtarmayan, yalnız Allah'a ve kitabına kendisini teslim etmeyen hakkın güneşinden, ışığından da faydalanamaz, Kur’an'ı doğru anlayamaz.
Dilerim Allah'ın nuruna, kitabına sımsıkı sarılan ve onunla aydınlanan, hakka batıl karıştırmadan Kur’an'ın yolundan giden, Allah'ın azınlık halis kulları arasında oluruz.
Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK
https://kuranadavet1.wordpress.com/
https://twitter.com/KURANA_DAVET
http://www.hakyolkuran.com/
https://www.facebook.com/Kuranadavet1/
https://hakyolkuran1.blogspot.com/