Değerli dostlarım bu makalemde sizlerin, üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim, çok önemli bir ayet var. Bu ayet üzerinde düşündüğümüzde, gerçekten biz insanların SORUMLULUK BİLİNCİNDE olmadığımızda, neler yapabileceğimize çok güzel bir örnek. İnsanların Allah’ın verdiği emanetin bilincinde olmadığında, nasıl ZALİMLEŞECEĞİ hatta akıl ve şuurdan yoksun hayvandan daha beter nasıl CAHİL olacağını bizlere anlatıyor. Makalemin konusu Ahzab suresi 72. Ayet. Bu ayeti iki farklı tercümeden özellikle yazmak istiyorum.
Ahzab 72: BİZ EMANETİ (SORUMLULUĞU) GÖKLERE, YERE VE DAĞLARA SUNMUŞTUK DA ONLAR BUNU YÜKLENMEKTEN ÇEKİNMİŞLER, (SORUMLULUĞUNDAN) KORKMUŞLARDI. ONU İNSAN YÜKLENMİŞTİ. ŞÜPHESİZ Kİ O (İNSAN), ÇOK ZALİMDİR, ÇOK CAHİLDİR. (Mehmet Okuyan)
Ahzab 72: İŞİN GERÇEĞİ BİZ EMANETİ GÖKLERE, YERE VE DAĞLARA SUNDUK VE ONLAR EMANETİ TAŞIMAKTAN KAÇINDILAR, ONDAN DOLAYI TEDİRGİN OLDULAR, NİHAYET ONU İNSAN YÜKLENDİ: NE VAR Kİ, O DA ZALİM VE CAHİL BİRİ OLUP ÇIKTI. (Mustafa İslamoğlu)
Rabbimiz bu ayetinde, bizlerin çok önemli bir konuda dikkatimizi çekiyor ve biz emaneti göklere yere ve dağlara sunmuştuk da onlar bunu kabul etmek istemediler diyor. Ayetin verdiği bu örnekler elbette mecazi anlamda bir benzetmeyle anlatılarak verilen bir örnek. Boyutu ve yüceliği belki de sonsuz olan güçlerin bile kabul etmek istemediği bir emanetten bahsediliyor. Bizim anlamaya çalışmamız gereken önemli konu, BU EMANETİN NE OLDUĞUDUR. Çok ilginç olan ve üzerinde düşünmemiz gereken konu ise bu emaneti, insanın yüklendiği konusudur. Özellikle iki tercümeden yazmak istememin nedeni bu kısmıydı. İlk yazdığım ayette şüphesiz insan çok zalimdir ve cahildir diye tercüme edilmiş ikincisinde ise ne var ki Oda zalim, cahil biri olup çıktı diye tercüme edilmiş. Bu ayetin bizlere neler anlattığını doğru anlayabilmemiz için, her zaman yaptığımız gibi yine emin olmadığımız bilgilere değil en emin kaynak Kur’an’dan yardım alarak ayeti anlamaya çalışalım. Şunu önce söylemek isterim. Allah bizlere emaneti teslim ederken zorla vermedi. Bizler kabul ettik. Hangi konuda olduğunu anlamaya çalışalım.
Rabbimiz biz insanları yaratırken, imtihanımız gereği hangi özelliklerde yarattığımız konusunda bizlere bilgi verirken, hangi bilgileri veriyordu, önce onları hatırlayalım. 1-TARTIŞMAYA MEYİLLİDİR. 2-ACELECİ TABİATTA YARATILMIŞTIR 3-ZAYIF YARATILMIŞTIR. Bu özelliklerde yaratılan bir insanın çok önemli özellikleri olmalı ki, bu yanlışları yapmasın. Biz insanları Allah, diğer canlılardan farklı ve daha üstün yaratmış, hatta cinleri ve melekleri insana saygı duymasını istemişti hatırlarsanız, Hz. Âdem kıssasında. Sırası gelmişken Hz. Âdem ve eşini, İblisin nasıl kandırdığını hatırlayınız. Allah Âdem’e sen ve eşin cennet bahçesine girin ve dilediğinizi yiyin için ama şu ağaca yaklaşmayın, zalimlerden olursunuz demişti. İblis Âdem ve eşini nefsi ile aldatıp sonsuzluk, ebedilik bir yaşamın, bu ağacın meyvesinden yemektir diyerek aldatmıştı. Sanırım insanoğlunun en önemli imtihanı burada başlıyor. NEFSİNİN, İRADESİNİN YÖNETİMİ, ÇOK DAHA ÖNEMLİSİ SORUMLULK BİLİNCİ. Allah yasaklıyor ama o yasağı insanın nefsi delebiliyor. Onun için Allah Ahzab suresi 72. Ayetinde, bizleri çok önemli bir konuda uyarıyor ve hiç kimsenin kabul etmediği EMANETİ İNSANOĞLUNA VERİYOR AMA BU EMANETİ BİZLER GÖNÜLLÜ ALIYORUZ.
Peki, bu emanet ne olabilir? Çünkü bu emanetle Allah, insanoğlunu yaratılmış tüm canlılardan daha üstün kılıyor. Çok kısaca söylemek gerekirse AKIL, ÖZGÜR İRADE, NEFİS VE VİCDAN’IN GETİRDİĞİ SORUMLULUK BİLİNCİ diyebiliriz. Tabi tüm bu özelliklerle birlikte, fıtratımızın gerektirdiği gerçekleri görmek çok önemli. Çünkü aklı, özgür iradesi olmayan bir kişiye EMANET verilmez. Şunu da söylemek isterim, dikkat ettiyseniz Allah EMANET diyor. Emanet geçici verilen bir şeydir. Demek ki öyle bir zaman gelecek ki, bunun hesabını soracak ve diyecek ki Rabbimiz, emanetimi sapasağlam bana getirdin mi? LÜTFEN BU KONUYU HİÇ AMA HİÇ UNUTMAYALIM. O çetin gün, Allah’a emanetini geri vereceğiz. ACABA ALDIĞIMIZ GİBİ, SAPA SAĞLAM VEREBİLECEK MİYİZ?
Emanet kelimesini Kur’an’a baktığımızda iki anlamda kullanıldığını görüyoruz. Birisi maddi, görsel, beşeri anlamında diğeri de manevi verilen söz yapılması gerekenler anlamında kullanılıyor. Konumuzla ilgili örnekleri hatırlayalım. Nisa suresi 58. Ayetinde bakın ne diyor. “ALLAH SİZE, MUTLAKA EMANETLERİ EHİL OLANLARA VERMENİZİ VE İNSANLAR ARASINDA HÜKMETTİĞİNİZ ZAMAN ADALETLE HÜKMETMENİZİ EMREDER.” Bu ayette çok açık beşeri anlamda bir emir verip, kendi yöneticilerinizi seçerken, bu görevi yapabilecek beceriye sahip olan ehil insanları seçin sizleri yönetme EMANETİNİZİ, onlara öyle verin diyor. Şimdide manevi konuda bahsedilen EMANETE gelelim. Bakın Allah bu konuda bizleri nasıl uyarıyor.
“EY İMAN EDENLER! ALLAH’A VE ELÇİ’YE İHANET ETMEYİN; (SONRA) BİLEREK KENDİ EMANETLERİNİZE İHANET ETMİŞ OLURSUNUZ.” (Enfal 27)
“ONLAR, EMANETLERİNE VE SÖZLERİNE UYANLARDIR. ONLAR, BÜTÜN İBADETLERİNİ KORUYANLARDIR. İŞTE ONLAR, GERÇEK MİRASÇILARIN TA KENDİLERİDİR. ONLAR FİRDEVS CENNETLERİNE VARİS OLURLAR. ONLAR ORADA EBEDÎ KALACAKLARDIR.” (Müminun 8-9-10-11)
“ONLAR, EMANETLERİNE VE SÖZLERİNE UYANLARDIR.“ (Müminun 8)
Ayetlerden de çok açık anlaşıldığı gibi, bu ayetlerde bahsedilen EMANET, biz iman edenlerin iman ederken verdiğimiz sözü yerine getirmemiz ile ilgilidir. Yani bizler iman ettik Allah’ım, senin bizlere Resulün aracılığıyla emanet ettiğin Kur’an’ı her zaman baş tacı yapacağız, onun asla sınırlarını aşmadan yalnız onun ipine sarılarak batıl ve hurafeden uzak senin dinini yaşayacağız diye söz vermiş ve gönüllü olarak ALLAH’IN EMANETİ KUR’AN’I TESLİM ALMIŞTIK. Biz Müslümanlar bu SORUMLULUK BİLİNCİYLE yaşarsak, Allah’ın emanetine de ihanet etmemiş oluruz. İman eden bir Müslüman, inancının gereğini yerine getirip sözünde durursa, Ahzab suresi 72. Ayette, insanoğlunun üstlendiği bu emaneti gereği gibi korumuş olur. Yok, eğer Allah’ın EMANETİ KUR’AN’I ATALARININ İNANCINA FEDA EDEREK SINIRINI AŞAR, BATILA YÖNELİRSE, Ahzab suresi 72. Ayetin sonunda bahsedilen ZALİM VE CAHİLLERDEN OLMAMIZ, KAÇINILMAZ OLACAKTIR. Şunu tekrar söylemek isterim, biz iman edenler Allah’ın emaneti Kur’an’ı zorla almadık. GÖNÜLLÜ OLARAK ALDIK VE İMAN ETTİK.
Değerli dostlarım, Allah biz insanlara çok önemli bir EMANET olarak KUR’AN’I vermesinin nedeni, imtihanımız gereğidir. Bu emaneti vermesinin de elbette bir nedeni amacı vardır. Rabbimiz her topluma böyle emanetler vermiş ve sınamıştır. Örneğin geçmişte Allah, Yahudilere verdiği emaneti taşıyamadıkları için yoldan sapmışlardı. Bugünde Yahudiler, atalarının izinden gitmeye devam ediyorlar ve ALLAH’IN EMANETİNİ TAŞIYAMADIKLARINDAN, EMANETE İHANET EDEREK NASIL ZALİM OLDUKALRINA, ÇOK ACIKLI BİR ÖRNEĞİNİ GÖRÜYORUZ.
Lütfen bizlerde aynı yanlışları yapmayalım ve Allah’ın EMANETİ KUR’AN’I baş tacı yapalım, onun yanına başka emanetler koymayalım. İnanın hem zalimlerden olacağımız gibi, CAHİL VE NE YAPTIĞINI BİLMEYEN, YAPTIĞI YANLIŞLARI FARK ETMEYEN ADETA ŞEYTANLAŞMIŞ İNSANLARDAN OLURUZ. Bu hatayı bizler ne yazık ki çok fazla yapıyor ve Allah’ın emanetine ŞİRK koşuyor, rivayetleri sanı bilgileri adeta Kur’an’ın önüne geçirip, bunlar olmadan Kur’an anlaşılamaz deme cehaletini gösteriyoruz. Allah boşuna, emanetini taşıyamayanlara onlar ZALİM ve CAHİL oldular demiyor. Gerçekten de bizler hem zalim hem de cahil olduk ama bunun hala farkında değiliz.
Dilerim bu yanlışımızın farkında olan ve ALLAH’IN EMANETİNE SIKI SIKI SARILAN, Allah’ın azınlık halis kulları arasında oluruz.
Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK
https://kuranadavet1.wordpress.com/
https://twitter.com/KURANA_DAVET
http://www.hakyolkuran.com/
https://www.facebook.com/Kuranadavet1/
https://hakyolkuran1.blogspot.com/