Bu makalemde, sizleri düşünmeye davet etmek istediğim, Fecr suresinde geçen ilk beş ayetler üzerinde olacaktır. Bu ayetler de geçen bazı kelimelere, günümüzde Kur’an'da bahsedilmeyen, örneği dahi verilmeyen anlamlar verilmekte, ne yazık ki batıl ve hurafe inançlarımıza, böylece delil ve kanıt yaratılmaktadır. Önce ayeti yazalım, daha sonra birlikte üzerinde düşünelim. Ama düşüncelerimizi rivayetlerden, emin olmadığımız kişilerin şahsi görüşlerinden değil, Kur’an'dan aldığımız bilgilerle yapalım ki, en az hata yaparak doğruya ulaşabilelim. Ne yazık ki biz Müslümanlar genellikle, rivayet sözleri hatta alim dedikleri kişilerin düşüncelerini adeta dinin emri gibi kabul etmekte bir sakınca görmüyoruz. DİN KUR'ANDIR, ONUN BAHSETMEDİKLERİ ASLA DİN DEĞİL, KİŞİLERİN KENDİ GÖRÜŞLERİDİR. Herhangi bir konuda Kur’an'dan kesin kanıt bulamıyorsak, emin olmadığımız kişilerin düşüncelerini ayetlere vermek yerine, Kur’an'ın örneklerinden yola çıkarak, araştırmamıza devam etmeliyiz. Bazen susmak, sükut etmek, yalan ve yanlış konuşmaktan daha doğrudur, Allah katında. Çünkü bazı konular zamanla açığa çıkar anlaşılır. Konumuzla ilgili ayeti hatırlayalım.
FECR 1–2–3–4–5: ŞAFAK VAKTİNE,(FECRE) ON GECEYE, HER ŞEYİN ÇİFTİNE VE TEKİNE, GEÇİP GİDEN GECEYE YEMİN OLSUN Kİ, bunda akıl sahibi için hakikatin sağlam bir kanıtı yok mudur? (Bayraktar Bayraklı meali)
Allah biz her şeyden nice örnekleri, değişik ifadelerle verdik ki anlayasınız der Kur’an'da. Onun için bizler, ayetleri anlamaya çalışırken, mutlaka Kur’an'dan aldığımız bilgiler ışığında anlamaya çalışmalıyız. Ayeti anlayamıyorsak, bu konuda emin olmadığımız bilgileri ayete yükleyerek anlamaya çalışmak yerine, ayette Allah bu sözüyle bizlere ne anlatmaya çalışıyor diye inatla, yine Kur’an bilgilerinden anlamak için çaba harcamalıyız. Konuyu anlamak istiyorsak, ayette yada öncesi ve sonrasında geçen geçen ve açıkça bildirilmiş konulardan yola çıkarak anlamaya çalışmalıyız. Bunların hepsi bizler için bir imtihandır unutmayalım. Ayette hiç bahsedilmeyen bir anlamı verirsek, ancak kendimizi aldatmış olacağımız gibi, toplumu da yanlış bilgilendirmiş oluruz.
Gelelim ayete. Dikkat ettiyseniz ayette Allah, bazı şeyleri sayıyor ve bunların üzerinde bizlerin dikkatle durması ve anlaması içinde yemin ediyor. Bizler neden yemin ederiz? Bir konuya dikkat çekmek ve doğruluğu konusunda karşımızdakini ikna etmektir yemin etmekteki amacımız. Allah da bizlerin dikkatini çekiyor bu yeminle. En sonunda da bu söylediklerim, sizler için sağlam bir kanıt değil midir, diye uyarıyor. Allah bizlerin gücünün, yüceliğinin farkına varması adına söylüyor bu sözleri. Ayette ilk önce, şafak yani fecr vaktine, günün aydınlanma zamanına yemin olsun diyor. Şafak vakti günün başlangıç vaktidir, zaten sabah namazının da (Fecr vakti) kılınma emrinin verildiği, günün ilk ışıklarının dünyayı aydınlatmaya başladığı zamandır. Bu aydınlık vakti insanların ve canlıların yeniden hiç şaşmadan, her gün tekrar eden bir döngüsüdür ki, bu Allah'ın yüceliğinin bir kanıtıdır. Bir benzetme yapmamız gerekirse, aydınlanmanın, huzurun ilk ışıklarıdır dersek yanlış olmaz. Allah şafak vaktinden kast edilenin, bizleri aydınlığa çıkaracak kitabı Kur'an olduğunu hatırlatıyor. Ayetlere rivayet bilgiler yükleyenler, sabahın bu vaktine, Kurban bayramının sabahı, zilhiccenin ilk sabahı, muharrem ayının ilk sabahı anlamlarını da verenler vardır.
Gelelim ikinci sırada Allah'ın yemin ettiği, ayette on gece diye geçen konuya. İsterseniz bu konuyu en sona bırakalım. Devamındaki yeminlerin ne anlama geldiğine geçelim. Devamında Allah, her şeyin çiftine ve tekine yemin ediyor. Hatırlarsanız Allah bu sözleriyle de, yine yarattıklarından örnek veriyor ve gücünü, yüceliğini bizlere hatırlatıyor. Allah ne diyordu Nebe suresi 8. ayetinde, sizleri çifter çifter yarattık. Bu sözleriyle de Allah, insanları ve diğer canlıları çift yaratarak yüceliğimizi gösterdik dedikten sonra, TEK OLMAK ALLAH'A MAHUSTUR, AYETİNİ BİZLERE HATIRLATIYOR.
Dikkat ederseniz ayeti, yine Kur’an'dan yardım alarak anlamaya çalıştım. Ayetleri rivayetler olmasaydı anlayamazdık, ayet kapalı kalırdı diyenler, acaba Allah'ın bu çift ve tek sözlerinden ne anlamış ve nasıl anlamlar vermişler, şimdide ona bakalım. Konuyu namazla ilişkilendirenler olduğu gibi, Hac ile kurbanla ilişkilendirenler de olmuştur. Ayrıca günlerin çift ve tek olanlarının kastedildiği de söyleyenler var. Allah'ın ayette, yemin ederek dikkatimizi çektiği bir konuda, geçip giden geceye yemin olsun ki sözleridir. Bu sözleri, ayette ilk geçen Fecr yani gündüzün ağarmasıyla birlikte anlarsak, Allah'ın şaşmaz ve kusursuz bir döngüsünden bahsedildiği, çok rahatlıkla anlaşılmaktadır. Tüm bu deliller, ayetler Allah'ın kusursuz eserleridir ve bizler için ibrettir. Kur’an'ın aydınlığını yaşayanlar, karanlık gecelerden yani karanlıktan aydınlığa çıkacağına dair Allah bizlere yemin ediyor ve bizlerin batıl ve rivayetlerden uzaklaşıp, Kur’an'a davet ediyor.
Gelelim ikinci sırada Allah'ın yemin ettiği, on geceden neyin kast edildiğine. Tekrar hatırlatmak istiyorum, bizler eğer ayetlerde geçen bazı kelimelerin, ne anlama geldiğini kesin ve net olarak anlayamıyorsak bu kelimeleri, bir öncesi ve sonrası ayetlerde anlatılanlarla birlikte anlamaya çalışmalıyız. Bunu yapmaz da, rivayetlerin etkisiyle farklı, kesin olmayan bilgiler yüklersek, çok büyük yanlışlar yaparız.
Ayette geçen ON GECE kelimesine Allah'ın yemin etmesinden, bizler Allah'ın bahsettiği kusursuz yarattığı, onun yüceliğinin kanıtı olan delillerinden bahsettiğini ayette verilen örneklerden yola çıkarak önce anlamalıyız. Ama asla Kur’an'ın diğer ayetlerinde bahsetmediği, örneğini dahi vermediği manaları, asla ayette geçen kelimeye yüklememeliyiz. Bu on gece konusuna, inanılmaz çok farklı manalar yüklendiğini görüyoruz. Hiç kimsede günümüzde, Allah bu on geceyle şunu kast etmiştir diyemiyor, farklı şeyler söylüyorlar, bunu belirtmek isterim. Örnekler verelim.
"TEFSİRLERDE BU ON GECENİN, KAMERİ YILIN İLK AYI OLAN MUHARREM AYININ İLK ON GECESİ OLDUĞU BİLDİRİLMİŞTİR."
“ON GECE” ZİLHİCCE AYININ KURBAN BAYRAMI’NA KADAR Kİ İLK ON GECESİ YAHUT RAMAZAN’IN SON ON GECESİ VEYA MUHARREM AYININ İLK ONU OLABİLİR. BUNDAN AYRICA ALLAH’IN BİZE MAHİYETİNİ BİLDİRMEDİĞİ BİR BAŞKA ON GECEDE ANLAŞILABİLİR."
"BU ÂYETTE GEÇEN “ON GECE”, KUVVETLİ OLAN GÖRÜŞE GÖRE ZİLHİCCE AYININ İLK ON GECESİDİR."
Bu ve buna benzer tahmini düşüncelerin, genel çoğunluk âlimlerin, bu konuda hem fikir olduğunu söyleyerek, ayette geçen on geceye bu anlamlar verilmiştir. HÂLBUKİ ALLAH KUR’AN'DA, BAYRAMDAN BAHSETMEZ. Örneği bile yoktur. Her nedense hiç birimiz, bu düşünceye nereden vardınız, Allah bunları kast etseydi bizlere açıklamaz mıydı diyen, çok fazla Müslüman ne yazık ki yok. Kuvvetli görüş kişilerin görüşleri değil, ALLAH'IN KUR'AN'DA AÇIKLADIĞI GÖRÜŞTÜR Lütfen bunu unutmayalım. Çünkü Allah, bizleri yalnız Kur'an'dan sorumlu tutacağına hükmetmiştir. Konusu geçmişken hatırlatmak isterim. Bu ayette bahsedilen 10 gecenin kesinlikle ne anlama geldiğinin hemen anlaşılamaması, iman edenlerin inançlarında bir eksiklik yaratmıyor.
Dikkat ettiyseniz, ayette geçen ve Allah'ın yemin ettiği konular, Allah'ın tek ilah olduğunun, eşsizliğinin onun eserlerinin gücünü ve tek yaratıcı olduğunun kanıtlarını gösteriyor. Örnek verilen on gecede mutlaka verilen örnekler gibi rabbimizin yüceliğini gösteriyor dersek doğru anlamış oluruz. Bazı şeyle bilimle ortaya çıkıyor, bir gün on gecenin ne olduğunu anlayacağımızı düşünüyorum. ALLAH KUR’AN'DA BUNA BENZER ÖRNEKLER VERİP, YEMİN EDEREK DİKKATİMİZİ ÇEKMİŞTİR. Bizler eğer ayette geçen, ON GECE nin tam olarak neyi kast ettiğini anlayamıyorsak günümüzde, emin olamayacağımız anlamları, hele hele Kur’an'ın hiç bahsetmediği anlamları asla kelimeye yükleyemeyiz. NE YAZIK Kİ BU KELİMENİN NE ANLAMA GELDİĞİ KONUSUNDA, ŞU ANA KADAR TAM BİR ANLAŞMA YOKTUR, HERKES EMİN OLAMADIKLARI HALDE, FİKİRLERİNİ SÖYLEMEKTEDİRLER. Bu yöntem bizleri yanlışa götürür ve rivayetlerin, ayetlerle aklanmasına ve İslam'a girmesine neden olur.
Allah Hac ibadetimizi anlatırken ayetinde, HAC AYLARI cümlesini özellikle kullanır. Ama günümüzde İslam'ı bizlere anlatanlar, Zilhiccenin on günü olarak Hac ayının Allah emri olduğunu, ne yazık rivayetleri, bu yöntemle ayetlere ilave ederek topluma anlatmışlardır. Fecr suresinde geçen, ON GECEYE yemin olsun ki sözlerini, Resulün ümmetine ayeti tebliğ ederken, hiç kimseden bu konuyu anlamadık diye bir itiraz çıkmadığı anlaşılıyor. Bu konuda bir bilgide yok, bizlere aktarılan rivayette yok. Elbette rivayetler, dinde kanıtta olamaz zaten. O günkü toplum, bu on geceden neyin kast edildiğini, ilk ve devamındaki ayetlerle bağlantılı anlayarak, Allah'ın gücünü, sıfatlarını anlatan bir kanıt olduğunu anlamışlar. Ama hiç kimse, günümüzde yapılan Kur’an'da bahsedilmeyen farklı bir anlam yüklemedikleri anlaşılıyor. Unutmayalım lütfen, Allah bizlerin ibadetlerimizi yerine getirebilmemiz için, gerekli olan çok önemli bilgi ve detaylarını, bizlerin anlayamayacağı bir şekilde, dolaylı olarak asla Kur’an'da göndermez. Çünkü sorumlu olduğumuz konulardan bahsederken, biz her şeyden nice örnekleri MUHKEM yani apaçık, değişik ifadelerle verdik ki anlayasınız diyor.
Bu on gecenin ne olduğu konusunda, eğer kesin bir bilgi yoksa günümüzde, bir Müslüman'a düşen O kelimeye emin olamayacağımız bir anlam vermek olmamalıdır. Araştırmalarımızda kaynağımız yalnız Kur’an olmalıdır, emin olamayacağımız rivayetler değil. Fecr suresinin devamındaki ayetlere baktığımızda, bizlerin imtihanda olduğumuz hatırlatılır. Toplumların azgınlığından, tebliği kabul etmediklerinden ve Allah'ın bunları nasıl cezalandırdığından bahseder. Bizlerin Allah'ın uyarılarına uymadığını, yalnız kendi menfaatlerini düşünüp, yoksulu gözetmediğinden bahseder. Hesap günü geldiğinde, insanların pişmanlıklarına örnekler verir. Fecr suresini bir bütün olarak düşündüğümüzde, ilk ayetlerde verilen örneklerle Allah, bizlerin dikkatini çekiyor ve yarattığım şaşmaz âleme bakın. Bunları yemin olsun ki ben yarattım diyor. Benim gücümü sınamayın, sakın asla kuşkuya düşüp, istediğim yoldan sapmayın. Sapanların sonu işte böyle olur diyerek, bizleri uyarıyor ve dersler veriyor.
Bizler her zaman yaptığımız yanlışı, bu ayette de yapıyoruz ve Allah'ın Kur’an'da örneğini bile vermediği anlamları, ayetlere ilave etmekten çekinmiyoruz. BUNU YAPMAMIZIN NEDENİ, MEZHEPLERİN BATIL İNANÇLARINI KUR'AN'A İLAVE ETME ÇABAMIZDAN KAYNAKLANIYOR, LÜTFEN BU TUZAĞA DÜŞMEYELİM. Kur’an'ı bu şekilde anlamaya çalışırsak, Allah'ın uyarılarını değil, ayete farklı anlamlar veren kişilerin sözlerine inançlarına inanmış oluruz. Bu yolu ve yöntemi, hatayı ne yazık ki İslam toplumu olarak bizler, sürekli yapıyoruz. BÖYLECE BATIL VE HURAFEYİ, KUR’AN' A İLAVE EDEREK, BATILI DİNLEŞTİRMİŞ OLUYORUZ. Bunu yapanlar ve bunlara inananlar, asla gerçeklerle buluşamaz, ancak kendimizi aldatmış oluruz.
Allah Kur’an'ı Ramazan ayında, kadir gecesi indirilmeye başlandığını söyler. Ama asla hangi gece olduğunu özellikle bildirmez ki, Ramazanın her gecesini kadir gecesi gibi yaşayalım. Ama bu topluma zor gelmiş olsa gerek, Allah'ın Resulün adını kullanıp, ayetlerin anlamlarıyla oynayarak, bu geceyle ilgili deliller arama çabasına girmiştir insanlar. Bu ayetin, on gece den kasıt, Kur’an'ın indirilmeye başlandığı geceler olarak da topluma anlatılmaktadır. Konu önemli olduğu için, tekrar etmek istiyorum. Ayette geçen bir kelimenin, ne anlama geldiğini ilk okuduğumuzda anlayamıyorsak, bu kelimenin ne anlama geldiğini emin olamayacağımız rivayetlerden değil, Kur’an'ın verdiği örneklerden yola çıkarak anlamaya çalışmalıyız. Her toplumda bir konuya dikkat çekmek ve konunun anlaşılmasını sağlamak adına, rakamsal örnekler verilir. Örneğin bir insan yedisinde neyse, yetmişinde de odur gibi. Burada anlatılmak istenen, insanın zor değişeceğidir. Kur’an'da bazı sayılar vardır ama bu sayılar, kesin bir sayıyı belirlemek için söylenmemiştir. Genellikle bu örnekler, toplumun kültürü ve gelenekleri ile doğru bağlantılıdır.
Örneğin Allah Tevbe sursi 80. ayetinde şöyle der Elçisine. “Onlar için ister af dile, ister dileme; onlar için YETMİŞ defa af dilesen de Allah onları asla affetmeyecektir.” Bu ayette yetmiş sayısı, belirli bir sayı olmayıp, aslında güçlendirilmiş bir anlam ifade eder. Yani boşuna uğraşma anlamındadır. BAHSE KONU AYETTE GEÇEN ON GECENİNDE, BELİRLİ BİR SAYIDAN ÇOK, AYETTE VERİLEN DİĞER ÖRNEKLERDE OLDUĞU GİBİ, ANLAMI GÜÇLENDİRİLMİŞ BİR İFADEYİ ANLATMAYA ÇALIŞTIĞINI SÖYLERSEK, YANLIŞ OLMAZ SANIRIM. ALLAH DÜŞÜN AKLINI KULLAN EY KULUM DİYE, BOŞUNA KUR'AN'DA UYARMIYOR. ALLAH BİZLERİ KARANLIKTAN FURKAN İLE AYDINLIĞA ÇIKARAN, GECELERDEN BAHSEDEREK, O GECELERE DİKKAT ÇEKİP, YEMİN OLSUN EŞİ BENZERİ OLMAYAN İNDİRDİĞİM VAHYİME, DEMİŞ OLMASI BÜYÜK İHTİMALDİR. ÇÜNKÜ ALLAH ELÇİSİNE BİLE, GECENİN BİR VAKTİNDE KAL, KUR’AN OKU EMRİNİ VERİYOR. Dilerim Kur'an gerçeklerini rivayetlerden değil, Kur'an ayetlerini üzerinde düşünerek aklımızı kullanarak anlamaya çalışan, azınlık halis kullarından oluruz.
Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK
https://kuranadavet1.wordpress.com/
https://twitter.com/KURANA_DAVET
http://www.hakyolkuran.com/
https://www.facebook.com/Kuranadavet1/
https://hakyolkuran1.blogspot.com/