KUR'AN A DAVET

 

 

 

AMACIMIZ HURAFEDEN, BATILDAN ARINMIŞ BİR İSLAM YAŞAMAKTIR. ONUN İÇİNDE REHBERİMİZ,  ALLAH IN KORUMASI ALTINDA Kİ, YALNIZ KUR'AN DIR.

YAZILARIMIN OLDUĞU DİĞER SİTELERİM.

 

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 
Takvim

 
Gerekli Linkler

 
NEFSİNİ TERBİYE EDEN, DERTLERİ İLE YÜZLEŞMESİNİ BİLİR.
Bizler yaşantımıza, Kur’an ın eğitiminden, rehberliğinden uzak, beşeri inançlarla, rivayetlerle yön verdiğimiz için, elbette karşımıza çıkan zorluklarla da, mücadele etmesini ne yazık ki beceremiyoruz. Kur’an biz insanların kullanma kılavuzudur. Eğer bizler bu kılavuzdan uzak, beşeri rivayetlerle yaşıyorsak, olaylar karşısında da, doğru tepkiler vermemiz, çözümler bulmamız mümkün olmayacaktır.
 
Bir aracı/cihazı kullanırken, onun kullanma kılavuzunda yazdığı şekliyle kullanmadığımız takdir de, araç zamanından önce bozulacağı gibi, bizleri ekonomik olarak da zora sokacak, çok sorunlar yaratacaktır. İşte hayatımız yani bedenimizde aynen böyledir. Bedenimizi nasıl kullanacağımız, içimizdeki ruhu nasıl terbiye edeceğimiz çok önemlidir. Terbiye edilmemiş bir ruh, nefis ne yapacağını bilmeden uçan kuşa benzer. Bir o yana, bir bu yana anlamsız uçar durur. 
 
Bizler yaşantımızda karşılaştığımız zorlukları, doğru analiz edip üzerinde hiç düşünmeden, kötümser anlık düşünüp, ruhumuza/nefsimize oradan da bedenimize büyük zararlar vermekteyiz. Hâlbuki Allah bizleri, zorluklarla imtihan ettiğinin örneklerini rehberinde açıklayarak vermiştir. Her zorluğun sonunda bir güzellik, mutluluk, kolaylık vereceğini de müjdeler bizlere.
 
Karşımıza çıkan zorlukların, adeta bizleri olgunlaştırdığını, doğruya yöneltmenin, doğruları anlayabilmenin, bir yöntemi olduğunu anlatır. Daha açıkçası Kur’an bizler için doğruyu bulmanın ana kaynağı, psikolojik terapinin merkezidir. Allah Kur’an dan bahsederken, ona FURKAN ismini vermiştir. Furkan eğriyi doğrudan ayıran demektir. Ondan yararlanmayı doğru öğrenemediğimiz için, olaylar karşısında adeta yaşam şevkimizi kaybedip, hem ruhumuza/nefsimize hem de bedenimize büyük zararlar veriyoruz. Anlatmaya çalıştığım konunun, daha güzel anlaşılması için, kıssadan hisse olur düşüncesiyle, bir olayı nakletmek istiyorum. Lütfen üzerinde dikkatle düşünelim ve kıssadan hisse alalım.
 
"Hintli bir yaşlı usta, çırağının sürekli her şeyden şikâyet etmesinden bıkmıştı. Bir gün çırağını tuz almaya gönderdi. Hayatındaki her şeyden mutsuz olan çırak döndüğünde, yaşlı usta ona, bir avuç tuzu, bir bardak suya atıp içmesini söyledi. Çırak, yaşlı adamın söylediğini yaptı, ama içer içmez ağzındakileri tükürmeye başladı. "Tadı nasıl?" diye soran yaşlı adama öfkeyle "acı" diye cevap verdi.
 
Usta kıkırdayarak çırağını kolundan tuttu ve dışarı çıkardı. Sessizce az ilerdeki gölün kıyısına götürdü ve çırağına bu kez de bir avuç tuzu göle atıp, gölden su içmesini söyledi. Söyleneni yapan çırak, ağzının kenarlarından akan suyu koluyla silerken aynı soruyu sordu: "Tadı nasıl?"
 
"Ferahlatıcı" diye cevap verdi genç çırak. "Tuzun tadını aldın mı?" diye sordu yaşlı adam. " Hayır" diye cevapladı çırağı. Bunun üzerine yaşlı adam, suyun yanına diz çökmüş olan çırağının yanına oturdu ve şöyle dedi.
 
"YAŞAMDAKİ ISTIRAPLAR TUZ GİBİDİR, NE AZDIR, NE DE ÇOK. ISTIRABIN MİKTARI HEP AYNIDIR. ANCAK BU ISTIRABIN ACILIĞI, NEYİN İÇİNE KONULDUĞUNA BAĞLIDIR.
 
Istırabın olduğunda yapman gereken tek şey, ıstırap veren şeyle ilgili hislerini genişletmektir. ONUN İÇİN SEN DE ARTIK BARDAK OLMAYI BIRAK, GÖL OLMAYA ÇALIŞ." 
 

 

BAŞIMIZA GELENLER YA BİZLERİN YAPTIKLARI SONUCU, YADA ALLAH IN İMTİHANIDIR. TÜM BUNLARLA BAŞ ETMENİN YOLUDA AKILDAN VE KUR'AN EĞİTİMİNDEN GEÇER. Gerçekten bizlerin yaptığı en büyük yanlış, karşılaştığımız zorlukları, kendi kafamızda bir noktaya toplayıp, büyütmekle yapıyoruz. Hâlbuki Allah, ben sizlere çekemeyeceğiniz, kaldıramıyacağınız bir yük yüklemem demiyor muydu? Elimizde olmayan zorluklarla karşılaştığımızda, bu zorlukları kendi içimizde büyütmek yerine, onunla mücadele etmenin yollarını aramalıyız. Ayrıca bunların bir ısmının bir imtihan olduğunu, bu zorluklarla mücadele ederek, nefsimizi güçlendirmenin yolunu aramalıyız. Bizlere yapılan adaletsizliklerin, saygısızlıkların karşılığını, Allah dan bir gün göreceklerini unutmamalıyız. Onun için sabırla o günü beklemeliyiz. Allah hesabı en güzel görendir, lütfen unutmayalım.

 
GÜÇLÜ BİR NEFİS SAHİBİ OLAN İNSANIN, BEDENİDE GÜÇLÜ OLACAKTIR. KARŞILAŞACAĞIMIZ ZORLUKLARA ODAKLANMAK, ONU İÇİMİZDE BÜYÜTMEK YERİNE, ONU YAŞAMIMIZIN BİR PARÇASI OLARAK GÖRÜP, ONUNLA MÜCADELE EDEREK, ONUNLA YAŞAMASINI ÖĞRENİP, SORUNLARIMIZI İÇİMİZDE KÜÇÜLTMESİNİ VE YOK ETMESİNİ ÖĞRENMELİYİZ.
 
Karşılaşacağımız zorlukları, ilk bakışta farklı büyüklükte görebiliriz, ama şunu asla unutmayalım, imtihanda sorulan her sorunun zorluğuna göre, değeri de farklıdır. Bizlere zor gibi görülen sorunların üstesinden gelme çabamızın sonunda, unutmayalım ki en az onun değerinde bir güzellikle, mutlulukla karşılaşacağımızı bilmeliyiz. Verdiğim örnek, aslında çok şeyler anlatıyor bizlere. Dertlerimizi kişiselleştirmeyelim, bu dert yalnız bizlere özel değildir, bunu unutmayalım. Allah elçilerini dahi büyük acılarla, zor imtihanlardan geçiriyorsa, aynı imtihanla bizler karşılaştığımızda isyan etmek yerine, Kur’an nuruyla güçlendirdiğimiz nefsimizle, dimdik ayakta kalmasını öğrenmeliyiz.
 
Acılarımızı tek noktada toplayıp, yalnız onu düşünür onunla yatıp kalkarsak, ızdırabımız çekilmez olacaktır. Bunu yaparsak kaybeden bizler oluruz. Yapmamız gereken, karşılaştığımız zorluklar karşısında, bilincimizi yitirmeden, ONU NEFSİMİZDE KÜÇÜLTEREK ADETA UNUTURCASINA, ONUNLA MÜCADELE ETMESİNİ ÖĞRENMELİYİZ.
 
Dilerim cümlemiz nefsini Kur’an ile eğiten, içinde mücadele ateşi hiç sönmeyen, örnek hikâyede olduğu, dertleri ve acıları ile yüzleşmesini bilen ona hükmetmesini öğrenen, Rabbin halis kullarından oluruz.
 
Saygılarımla 
Haluk GÜMÜŞTABAK


Sayfa Kategorisi: GENEL İSLAMİ YAZILAR.