MAİDE SURESİ 43 VE 47. AYETLER. GÜNÜMÜZDE GEÇERLİ OLAN YALNIZ KUR'AN'DIR.
Kur’an'da Maide suresi 43 ve 47. ayetleri örnek gösterip, İncil ve Tevrat değiştirilmiş ise Allah neden İncil sahipleri İncil ile Tevrat sahipleri de Tevrat la hükmetsin diyor ayette şeklinde soru soruyorlar. Önce şunu hatırlatmak isterim. Bu ayetlerde anlatılmak isteneni doğru anlamak istiyorsak, ayetlerin öncesinde ve sonrasında, nelerden bahsettiğini doğru anlamalıyız ki, Allah bu ayetlerde bizlerin hangi konuda dikkatimizi çekiyor, onu doğru anlayabilelim. Önce ilk ayeti yazalım.
Maide 43: İÇİNDE ALLAH'IN HÜKMÜ BULUNAN, TEVRAT YANLARINDA OLDUĞU HALDE, NASIL SENİ HAKEM KILIYORLAR DA SONRA, BUNUN ARKASINDAN YÜZ ÇEVİRİP GİDİYORLAR? ONLAR İNANMIŞ KİMSELER DEĞİLDİR. (Diyanet vakfı meali)
Ayete dikkat ettiyseniz, Allah Yahudilerin yaptığı bir yanlışı, adeta yüzlerine vururcasına dikkat çekici bir örnek veriyor ve onlar inanmış kişiler değildir diyor. Yahudiler, Allah’ın elçisine dini konuda bir soru sormuşlar ve Allah’ın Elçisi de onlara Kur’an’dan bilgi veriyor, sorularını cevaplıyor ama dikkat ettiyseniz, Yahudiler Kur’an’ın verdiği bilgiyi beğenmedikleri için, yüz çevirip geri gidiyorlar. Allah hemen bu konuyla ilgili ayetini indiriyor. Lütfen bu kısma çok dikkat edelim. Bizler için burası çok önemli. Neden Allah bu olayın sonucunda bu ayeti indirmiş olabilir? Bizleri asıl ilgilendiren bu kısmı.
Allah, Elçisine sordukları sorunun cevabının, aslında daha önce onlara gönderdiği Tevrat’ta yazdığını ama onların, gönderdiğim kitapla hiç ilgilerinin kalmadığını, vahyin dışına çıktıklarını bizlere anlatmaya çalışıyor. Peki, Yahudilerin aradıkları ve istedikleri neydi? Kendi atalarının inançlarını, tasdik etmelerini Allah’ın elçisinden istiyorlardı. Tabi Elçi yalnız Allah’ın vahyi ile uyarma görevi aldığından, onların istediği şeyleri söylememişti. Allah da bu ayetle hem onları, hem de bizleri uyarıyor ve diyor ki, ALLAH’IN HÜKMÜ OLMAYAN HİÇ BİR BİLGİNİN ARDINA DÜŞMEYİNİZ, DOĞRULAMAK İÇİNDE YANLIŞ KANITLAR ARAMAYINIZ. KENDİNİZİ ALDATIRSINIZ. Bu ayetten alacağımız kısadan hisse gerçekten çok önemli. Peki biz Müslümanlar bu ayetlerden ders aldık mı?
Allah bu ayetiyle, onlar kendilerine gönderdiğim kitaplarına uysun demiyor. Onların, gönderdiğim kitapları nasıl terk ettikleri ikazında bulunuyor ve bizlere de örnek veriyor. Ne yazık ki bizlerde aynı yanlışı günümüzde yapıyoruz ve diyoruz ki, YALNIZ KUR’AN İLE İSLAM YAŞANMAZ. Daha da ileri gidiyoruz, tıpkı Yahudiler gibi, atalarımızdan intikal eden rivayet inançları, Kur’an'ın önüne geçiriyor ve bu rivayet hadisler olmasaydı, İslam’ı yaşayamazdık, Kur’an’ı anlayamazdık, Kur'an kapalı kalırdı diyoruz. Bu arada hatırlatmak isterim. Allah gönderdiği her kitabı, daha sonra göndereceği kitaba kadar koruması altına almıştır. ALMAMASI ZATEN MÜMKÜN DEĞİLDİR. Daha sonra gönderdiği kitap, öncesindeki kitabın artık geçersiz olduğunu, bir kısmının günün şartlarına göre değiştirildiğini, bir kısmının da değişmediğini, aynı konular olduğunu yani gelen yeni kitabın, daha önceki kitapları onayladığını bizlere hem bu ayet, hem de Kur’an’ın diğer ayetleri bildiriyor. Bundan sonrarabbimiz Resul ve kitap gelmeyeceğine hükmettiği içindir ki, artık Allah tarafından korunan tek kitabın Kur’an olduğunu, açıkça ayette Allah’ın bildirdiğini söyleyebiliriz. BUNUN ONAYIDA ZUHRUF 44. AYETTİR. ALLAH BU AYETİYLE, İMAN EDENLERE HİTAP EDEREK, SİZLERİ KUR’AN’DAN SORUMLU TUTUYORUM DİYEREK, KONUYA AÇIKLIK GETİRMİŞTİR.
Bu söylediklerimin onayını, Maide suresi 41 ve 42. ayetleri okuduğunuzda, çok daha açık anlayacaksınız. Bu ayetlerde Allah, Yahudilerin durmadan yalana, rivayet ve sanı bilgilere kulak verdiğini, ayetlerde geçen kelimelerin anlamlarını kaydırarak, batıl inançlarına delil yaratmaya çalıştıklarından bahseder. Maide 42. ayette de “ONLAR, YALANI ÇOK DİNLEYEN, HARAMI ÇOK YİYENLERDİR.” Diyerek, Allah’ın yolundan saptıkları örneğini verir ve daha sonra Maide 43. ayette de Yahudilerin, onlara daha önce gönderdiğim kitaba sarılmayıp, batılın peşi sıra gittikleri örneğini dikkat çekici bir şekilde bizlere bildirir. Gelelim Maide suresi 47. ayete.
Maide 47: İNCİL EHLİ, ALLAH’IN ONDA İNDİRDİĞİ İLE HÜKMETSİN. ALLAH’IN İNDİRDİĞİ İLE HÜKMETMEYENLER, FASIKLARIN TA KENDİLERİDİR. (Diyanet meali)
Demek ki Allah gönderdiği tüm kitaplarda, aynı şeyi söylüyor ve yalnız sizlere indirdiğim kitapla adaletle hükmedin uyarısını yapıyor. Ne yazık ki ne Yahudi nede Hristiyan toplumu tabi buna biz Müslümanlarda dâhiliz, ALLAH’IN BU HÜKMÜNÜ GENEL ÇOĞUMUZ GÖRMEZDEN, DUYMAZDAN GELDİK. Allah’ın hükümlerinin yanına batılı hurafeyi emin olamayacağımız sözleri/hadisleri koyduk. Peki, bu ayetin öncesinde, Allah nelerden bahsediyor da, İncil ehli yani Hıristiyan toplumları İncil ile hükmetsin diyor. Burası çok önemli. Şimdide onlara bakalım ki konumuzu doğru anlayalım.
Maide 46: SONRA ONLARIN İZİNDEN MERYEM OĞLU İSA’YI, ÖNÜNDEKİ TEVRAT’I TASDİK ETSİN DİYE GÖNDERDİK. ONA DA İÇİNDE BİR REHBER VE NUR OLAN İNCİL’İ, ÖNÜNDEKİ TEVRAT'I TASDİK ETSİN, ÇEKİNEREK KORUNANLAR İÇİN BİR REHBER VE DOĞRU BİLGİ (ÖĞÜT) OLSUN DİYE VERDİK. (Süleymaniye vakfı)
Bakın konumuz şimdi daha açık anlaşıldı. AYETE DİKKAT ETTİYSENİZ, GEÇMİŞTEN BAHSEDİYOR YANİ KUR’AN DAHA İNMEMİŞ. İncil yeni indirildiğinde, İncil ehlinin yalnız ona uyması isteniyor. Daha önceki ayetlerde Allah Hz. Musa’ya Tevrat’ı gönderdiğinden bahsediyordu ve devamında da onların izinden, Meryem oğlu İsa’yı önündeki Tevrat’ı tasdik etsin diye gönderdik diyor ve Maide 47. ayette de İncil ehli, indirilen İncil’e iman etmeleri gerektiğini o zaman onlara söylediğini bildiriyor. Yani ayetler sıra ile bir konunun detayını anlatıyor bizlere. Yoksa bugün İncil ile iman etsin Hıristiyanlar demiyor. TEKRAR HATIRLATMAK İSTERİM ALLAH TÜM KİTAP EHLİNE YALNIZ SİZE İNDİRDİĞİME SARILIN, ONUNLA HÜKMEDİN DİYE UYARMIŞ AMA BİZLERDE DÂHİL ALLAH’IN BU UYARISI, SANKİ HİÇ TEBLİĞ ALMAMIŞ GİBİ YAŞANMIŞ. Bakın konunun devamında son noktayı nasıl koyuyor Allah ve ne diyor Elçisine.
“SANA DA DAHA ÖNCEKİ KİTABI(N ASLINI) DOĞRULAYICI VE ONU KORUYUCU OLARAK KİTABI (KUR’AN’I) BİR AMAÇ İLE İNDİRDİK. ARALARINDA ALLAH’IN İNDİRDİĞİ İLE HÜKMET! SANA GELEN GERÇEĞİ BIRAKIP DA ONLARIN ARZULARINA UYMA!.....”( Maide 48)
“SEN DE ARALARINDA, ALLAH'IN İNDİRDİĞİ İLE HÜKMET VE ONLARIN ARZULARINA UYMA! DİKKAT ET DE, ALLAH'IN SANA İNDİRDİĞİNİN BİR KISMINDAN SENİ UZAKLAŞTIRIP FİTNEYE DÜŞÜRMESİNLER…. “(Maide 49)
Sanırım konu şimdi, çok daha net anlaşılmıştır. Hatırlatmak isterim, Allah’ın en son ve kesin hükmü, kanunları Kur’an’dır. Tıpkı devletlerin, yeni kanun çıkardığında, eski kanunlarının yürürlükten kaldırdıkları gibi, diğer kanunlar yürürlükte değildir. Ama bizler o kitapların geldiğine kesinlikle inanıyoruz. Bu bilgileri Kur’an veriyor ve elçisine yalnız Kur’an’ı tebliğ et tüm insanlığa diyor. Yahudilere ve Hıristiyanlara indirilen kitabın, konuyla ilgili kısa bir özetini Allah bizlere anlatarak, Elçisine indirilen Kur’an’ın daha önce gelen kitapları tasdikleyen, onaylayan, hatta araya nifak sokmaya çalışanlarında yalanlarını ortaya çıkarmak için, yani Kur’an DENETLEYİCİ OLARAK, TOPLUM ARASINDA GÜVENİRLİLİĞİ SAĞLAMAK ADINA İNDİRİLDİĞİNİ BİLDİRİYOR.
Allah Elçisini uyarıp, sana indirdiğim Kur’an ile onlara hükmet ve onların arzularına uyma diyor. Peki, onların arzuları neydi? Çünkü onların genel çoğunluğu, Allah’ın kitabının yanında, atalarının inançlarını da din diye yaşamak istiyorlardı. Onun içinde Allah’ın ayetlerini eğip bükerek, anlamlarını değiştirerek, ayetlere batıl ve sanı inançlarını ilave etmeye çalışıyorlardı. Günümüzde de aynı yanlışı bizlerde yapıyoruz. Dini bir konuyu anlatırken yalnız Kur'an'dan örnek veren kişiye, sen peygamber düşmanısın hiç Resulün hadislerinden örnek vermedin diyerek, böyle kişileri SÜNNET İNKARCISI İLAN ETMİYORLAR MI? Halbuki Allah'ın Resulünün, yalnız Kur'an ile uyarma görevi aldığını, onlarca ayetten bizler tebliğ almadık mı? Allah Elçisine lütfen dikkat, Allah’ın sana indirdiğinin bir kısmından seni uzaklaştırmasınlar diye uyarıyor. Bakın Kitap Ehli, Hz. Muhammed’in kendi inançları konusunda ayet uydurmasını istemişler, ama ben bunu asla yapamam, Allah ne vah yediyorsa ona uyarım dediği halde, BİZLER GÜNÜMÜZDE KİTAP EHLİNİN YAPTIĞI HATALARI TEKRAR EDİYOR VE ALLAH’IN ELÇİSİNİN DE KUR’AN’IN MİSLİ KADAR HÜKÜM VERME YETKİSİ VARDIR DİYEBİLİYORUZ. Çünkü Kur’an ile aramıza öyle yüksek duvarlar ördük ki, Kur’an gerçekleri ile buluşamıyoruz.
Aslında ayetleri birbiriyle bağlantılı, dikkatle düşünerek okuduğumuzda, bakın nasıl anlaşılıyor. Yeter ki kafamızdaki batılı, bizlere öğretilen rivayetleri kafamızdan önce silelim ve yalnız Allah’a güvenip ona dayanalım. Dilerim cümlemiz batıldan ve hurafeden uzak, Allah’ın sapasağlam Kur’an’ın ipine sarılan, halis azınlık kullarından oluruz.
Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK
https://kuranadavet1.wordpress.com/
https://twitter.com/KURANA_DAVET
http://www.hakyolkuran.com/
https://www.facebook.com/Kuranadavet1/
https://hakyolkuran1.blogspot.com/