KUR'AN A DAVET

 

 

 

AMACIMIZ HURAFEDEN, BATILDAN ARINMIŞ BİR İSLAM YAŞAMAKTIR. ONUN İÇİNDE REHBERİMİZ,  ALLAH IN KORUMASI ALTINDA Kİ, YALNIZ KUR'AN DIR.

YAZILARIMIN OLDUĞU DİĞER SİTELERİM.

 

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 
Takvim

 
Gerekli Linkler

 
3- NAMAZ VAKİTLERİ KONUSU VE KUR'AN.
Namaz vakitleri konusu İslam âleminde, rivayet hadislerin de etkisiyle, Kur’an ayetleri üzerinde farklı yorumlar yapılarak, farklı anlaşılmalara neden olmuştur. Gelin bu yazımda, hiçbir etki altında kalmadan, bu konuyu birlikte düşünelim. Ama yalnız Kur’an ın uyarılarını dikkate alarak, konuyu anlamaya çalışalım.
 
Allah ne diyordu bizlere? Biz sizlerin sorumlu olduğunuz ayetleri, MUHKEM bir şekilde gönderdik. Yani okuduğunuzda, HİÇ ŞÜPHE DUYMAYACAK KADAR AÇIK VE ANLAŞILACAK BİR ŞEKİLDE, konuları nice örneklerle açıkladık. Allah ın bu ayetlerine, Kur’an için verdiği bilgilere iman ediyorsak, namaz konusunu da bu bilgiler ışığında anlamaya çalışmalıyız. Lütfen MUHKEM konusunu unutmayalım. Birileri bu ayet aslında, şunları ve de bunları da anlatıyor diyor da, sizler o söylenenleri ayetten anlayamıyorsanız, söylenenler asla doğru olamaz, önce bunu unutmayalım.
 
Geleneksel FIKIH inancı, bildiğiniz gibi beş vakit namazın Kur’an ile değil, Kur’an da bahsedilmeyen MİRAÇ ile bizlere farz olduğunu anlatır. Allah ın sizleri Kur’an dan sorumlu tutuyorum hükmünden tedirgin olanlar da, Kur’an da geçen SALAT/namaz, dua kelimelerinden yola çıkarak, beş vakit namazın açık olmasa da, dolaylı bir şekilde Kur’an dan çıkartılabileceğini söyleyerek, ayete kendi fikirlerini ilave ederek anlatmaya çalışmışlardır. Önce hatırlatmak istediğim çok önemli konu, Allah Kur’an da bizlerin sorumlu olduğu ayetlerde, DOLAYLI BİLGİLER VERMEDİĞİ, AÇIK VE ANLAŞILIR BİR ŞEKİLDE VERDİĞİ KONUSUDUR. Zaten sorumlu olduğumuz ayetlerin, MUHKEM olma özelliğine de ters düşer bu düşünce. Makalemde örneklerini vereceğim ayetler öne sürülerek, bakın bu ayetler namazın beş vakit olduğunu bizlere açıklıyor, diye örnek verilmektedir. Lütfen üzerinde sizlerinde düşünmenizi rica ediyorum. 
 
Namazın, İslamiyet in ilk yıllarında, iki vakit aşağıdaki ayet hükmüyle kılındığı, daha sonrada miraç ile beş vakit olduğunu anlatırlar. Ayeti hatırlayalım.
 
Araf 205: Kendi kendine, yalvararak ve ürpererek, yüksek olmayan bir sesle SABAH AKŞAM Rabbini an. Gafillerden olma. ( Diyanet vakfı meali)
 
Bu ayete baktığınızda, namaz dan bahsedilmediğini görürsünüz. Ama dikkat ederseniz Rabbini an, zikret diyor. Bildiğiniz gibi Allah bir ayetinde, namazlarınızdan sonra dua etmemizi, Allah ı anıp zikretmemizi ister bizlerden. Dikkatimi çeken, BU ZİKRİN ÖZELLİKLE SABAH VE AKŞAM YAPILMASI konu ediliyor. Tabi diğer zamanlarda da yapılması emri, başka ayetlerde vardır. Araştırmamıza devam edelim.
 
Hut 114: (Ey Muhammed!) GÜNDÜZÜN İKİ TARAFINDA VE GECENİN GÜNDÜZE YAKIN VAKİTLERİNDE NAMAZ KIL. Çünkü iyilikler kötülükleri giderir. Bu, öğüt alanlar için bir öğüttür. (Diyanet meali)
 
Üzerine çok farklı anlamlar yüklenen, bu ayeti gelin önce birlikte düşünelim.  Gündüzün iki tarafı dediğinde siz ne anladınız? Günün ilk başlangıcı sabah ve gündüzün bittiği akşamın oluşma vakti olduğu çok açık anlaşılıyor. Devamında ise aslında farklı bir namazdan bahsetmiyor, ilk söylediğine açıklık getiriyor. Gecenin gündüze yakın vakitleri, sizce neresidir bir günün içinde? Gecenin bitmesi, sabahın ilk vakitleri. Yine gündüzün bitmesi geceye ilk adım attığımız akşamın oluşunun, ilk vakitleri değil mi? Ayete lütfen dikkat, NAMAZ VAKTİ ÖZELLİKLE BELİRTİLMİŞ VE TARİF EDİLMİŞ BİR VAKİTTEN BAHSEDİLİYOR. 
 
Demek ki ayette bahsedilen, gündüzün iki tarafı bilgisi devamında açıklanıyor, izah ediliyor ve diyor ki, GÜNDÜZÜN İKİ TARAFINDA YANİ, GECENİN GÜNDÜZE YAKIN VAKİTLERİNDE NAMAZ KIL. Siz ayeti okuduğunuzda, bundan farklı vakitleri Allah tarif ediyor diyebilir misiniz? Eğer farklı vakitler anlamadıysanız, birileri bu sözlere farklı anlamlar yüklüyorsa, onlar Allah ın ayetlerini kendi inançlarına uyduruyor demektir. Bakın Diyanet ve onun düşüncesinde olanlar, beş vakit namazın yalnız MİRAÇ ile emredildiği düşüncesiyle tatmin olmayanlar, ayete nasıl anlamlar vermişler.
 
(Bu ayet, namaz vakitlerini göstermektedir. Gündüzün iki tarafından maksat, güneşin tepe noktasına gelmesinden önceki ve sonraki dilimleri demektir. Buna göre sabah namazı gündüzün bir tarafında, öğle ve ikindi namazları da öbür tarafında olmaktadır. Gecenin gündüze yakın vakitleri ise akşam ve yatsı vakitleridir.)
 
Sizlerden lütfen rica ediyorum, okuduğunuzda ayetin böyle bir hüküm verildiğini anladınız mı, yoksa BİRİLERİ HÂŞÂ ALLAH IN TERCÜMANLIĞINI MI ÜSTLENMİŞLER? Namazın vakti belirlenmiştir ama bahsettikleri, ilave ettikleri namazların vaktini ne bu ayette, nede diğer ayetlerde bulamazsınız. Bunları söylemek, her şeyden önce Kur’an öğretisine uymadığı gibi, ayetlerin MUHKEM olma özelliğine de uymaz. Allah ayetlerimi açık, seçik ve anlaşılır bir şekilde gönderdim diyor ama birileri ayetlere öyle manalar veriyor ki, bunu anlayabilmek için kâhin olmak gerek. Bu konuda yorumu sizlere bırakıyorum. Namaz konusunu Kur’an dan anlamaya devam edelim.
 
İsra 78: Gündüzün güneş dönüp, gecenin karanlığı bastırıncaya kadar (belli vakitlerde) namaz kıl; bir de sabah namazını. Çünkü sabah namazı şahitlidir. (Diyanet vakfı meali)
 
Bu ayet örnek verilerek, dipnot açıklamasında, bu ayetin beş vakit namazı kapsadığı açıklaması yapılmaktadır. Ayette bahsedilen ilk cümleye bakalım. Güneşin dönüp karanlığı bastırıncaya kadar namaz kıl diyor. Ayeti tercüme eden Diyanet vakfı, her ne hikmetse, herkesin ayetten anlayamayacağını anlamış ve parantez içine, bu cümleden belli vakitlerde namaz kıl diye açıklama yapmış. Siz okuduğunuzda, daha önce örneği verilen akşam namazının tarifinden başka bir namazında olduğunu anlayabildiniz mi? Eğer başka bir namaz hükmü olsaydı, onunda açık vakti belirtilir, bizlere izah edilirdi. Yok, anlayamadıysanız, kusura bakmayın kendi nefsimizle ayete anlamlar yükleyemeyiz. Ayetin devamında ise,  bir de sabah namazını kıl, çünkü sabah namazı şahitlidir diyor. İlginç olan son bölümünde SALÂT yani namaz kelimesi geçmemesine rağmen, böyle bir tercüme yapmaktan çekinmiyoruz. Aynı ayeti farklı mealden yazalım.
 
İsra 78: Güneşin sarkmasından gecenin kararmasına kadar namaz kıl ve SABAHIN KUR'ÂN'INI DA UNUTMA. ÇÜNKÜ SABAHIN KUR'ÂN'I GÖRÜLECEK ŞEYDİR. (Bayraktar bayraklı meali)
 
İşte bizler, Allah ın ayetleriyle böyle oynamak dan korkmuyoruz. Allah ın açıkça bizlere bildirmediği, geleneğin ve emin olamayacağımız rivayet inançlarımızı, ayetlere yüklemeye çalışıyoruz. Bunun hesabı çok çetin olacaktır. Yine beş vakit namazın, vereceğim ayetten çıkarılacağını söyleyen diyanet ve aynı düşüncedeki kişilerin örnek gösterdiği ayete bakalım.
 
Rum 17–18: Haydi siz, AKŞAMA ULAŞTIĞINIZDA (akşam ve yatsı vaktinde) SABAHA KAVUŞTUĞUNUZDA, GÜNDÜZÜN SONUNDA VE ÖĞLE VAKTİNE ERİŞTİĞİNİZDE ALLAH'I TESBİH EDİN (namaz kılın), ki göklerde ve yerde hamd O'na mahsustur. ( Diyanet vakfı meali)
 
Bakar mısınız lütfen, Allah akşama ulaştığınızda diyor ayette, hemen batıl inançlarını ayete yamamak isteyen zihniyet, kendi düşüncesini de ilave ediyor ve akşam ve yatsı namazından Allah bahsediyor diyebiliyor. Bu nasıl bir mantık anlamakta zorlanıyorum. HÂŞÂ Rabbimiz bize izah edemedi de, onlar mı açıklama yapıyor. Açıklanan zamanlarda yani akşama ulaştığımızda, sabaha kavuştuğumuzda, gündüzün sonunda, öğle vaktinde ALLAH I TESPİH EDİN YANİ ZİKREDİN, ANIN DİYOR, ama birilerine sanki bu açıklama yetmiyor gibi, bu vakitlerde namaz kılın diyor Allah, demekten çekinmiyorlar. Aynı ayeti farklı mealden yazalım şimdi de.
 
Rum 17–18: O halde AKŞAMA GİRDİĞİNİZ ZAMAN DA, SABAHA GİRDİĞİNİZ ZAMAN DA TESBİH ALLAH'INDIR. (daima O, tesbih edilir). Göklerde ve yerde, İKİNDİLEYİN DE, ÖĞLEYE ERDİĞİNİZ ZAMAN DA HAMD O'NA MAHSUSTUR. (Elmalı meali)
 
Farklılıkları görüyor musunuz? Ayette namaz kelimesi geçmiyor, Allah ı anın, zikredin dediği halde, namaz kelimesini ilave etmekte bir sakınca görmüyoruz.  Aynı mantıktan yola çıkarak aşağıdaki iki ayet içinde aynı şeyleri söylemişler ve bu ayetlerin namaz/salât kelimesi geçmediği halde, beş vakit namazı işaret ettiğini söylemişlerdir. Yorumunu sizlere bırakıyorum.
 
Taha 130: O hâlde, onların söylediklerine sabret ve GÜNEŞİN DOĞUŞUNDAN VE BATIŞINDAN ÖNCE RABBİNİ HAMD İLE TESPİH ET. Gece vakitlerinde ve GÜNDÜZÜN UÇLARINDA DA TESPİH ET ki hoşnut olasın.(Diyanet meali)
 
Kaf 39: O hâlde onların söylediklerine sabret ve güneşin doğuşundan önce de, batışından önce de RABBİNİ HAMD EDEREK TESPİH ET. (Diyanet meali)
 
Konumuza devam edelim.
 
Bakara 238: NAMAZLARA VE ORTA NAMAZA DEVAM EDİN. Allah'a saygı ve bağlılık içinde namaz kılın. (Diyanet vakfı meali)
 
Ayete dikkat ederseniz, ilk bahsettiği SALÂT/namaz ile ikinci bahsettiği SALÂT/namaz bir birinden çok farklı olmalı ki, ayrı zikredilmiş. Kur’an dan bu konuyu araştıralım şimdi de. Ayette ilk bahsedilen namazlara devam edin sözünden, daha önceki ayetlerde bahsettiği, açıkladığı birden fazla namaza bizlerin devam etmemizi, Allah ın istediği çok açık. Peki, orta namaz dediği, hangi namaz olabilir? Tam bu esnada Allah ın namaz konusunda verdiği bir bilgi geldi aklıma. ALLAH NAMAZ VAKTİ BELİRLENMİŞ BİR İBADETTİR diye bizlere bilgi verir. Onun içinde açıkça tarifi yapılmamış, izah edilmemiş, vakti belirlenmemiş bir namazın, Allah ın emri olduğunu asla söyleyemeyiz, bu bilgi ve uyarıyı lütfen unutmayalım. Yine sizlere konuyla ilgili olarak, hatırlatmak istediğim CUMAnamazı konusu var. 
 
Allah Cuma 9. ayetinde, Ey iman edenler, çağrıldığınızda Allah ı anmaya, alışverişi bırakarak hemen koşun der. Bakın dikkat ederseniz, çok önemsenen bir namazdan bahsediyor Kur’an. İşi gücü bırak ve çağrıya uy. PEKİ, NE ZAMAN OLACAK BU ÇAĞRI? Gece ya da sabah olabilir mi? Allah ne demişti, namaz vakti belirlenen bir ibadettir? O zaman Cuma namazının vaktinin Kur’an da olduğunu ve bizlerin bu vakti Kur’an dan bulmamız gerektiği anlamı çıkmıyor mu? Bu konuda din âlimleri aynı soruyu kendilerine sormuşlar, elbette her zaman olduğu gibi anlaşamamışlar. Bir kısım âlim demiş ki, Bakara 238 deki, VUSTA yani en iyi orta namaz diye bahsedilen namaz, Cuma namazının vaktidir. Bende buna katılıyorum. Eğer bu namaza farklı bir anlam verirsek, örneğin öğlen namazı dersek, Cuma namazının ne zaman kılınması gerektiği hükmünü Kur’an da bulamayız, buda doğru bir yaklaşım olmaz.
 
Bu ayette geçen VUSTA yani orta namazın, öğlen namazı olduğunu savunanlara bir sorum olacak. Örneğin Cuma namazını kıldıktan sonra, neden öğlen namazını kılmıyoruz? Şunu söyleyemeyiz, Cuma namazını kıldıktan sonra, peygamberimiz öğlen namazını kılmanıza gerek yok demiştir, diyemeyiz. ÇÜNKÜ NAMAZ HÜKMÜNÜ VEREN ALLAH TIR, ONU KALDIRACAK DA HÜKMÜ VERENDİR YANİ ALLAH DIR. Ayetin yorumunu sizlere bırakıyorum. Peygamberimize has, özellikle gönderilen bir ayet vardır ki, onu bile farklı tercüme etmekten çekinmiyoruz. 
 
Müzzemil 2- 3- 4: Birazı hariç, GECELERİ KALK NAMAZ KIL. (Gecenin) yarısını (kıl). Yahut bunu biraz azalt, ya da çoğalt ve Kur'an'ı tane tane oku. ( Diyanet vakfı meali)
 
Aynı ayeti farklı mealden yazalım şimdide.
 
Müzzemil: 2–3–4: Gecenin yarısında, istersen biraz sonra, istersen biraz önce bir müddet için kalk ve AĞIR AĞIR KURAN OKU. ( Diyanet meali eski)
 
Dikkat ederseniz, ayette namaz emri yok. Peygamberimizin gecenin bir vaktinde kalkıp, Kur’an okumasını Allah istediği halde, ayetin anlamını değiştirip, gecenin bir vaktinde kalk namaz kıl diye tercüme edebiliyorlar. Yine çok dikkat çekici ve bizlere namaz konusunda bilgiler veren bir ayeti sizlerle paylaşmak istiyorum. 
 
Nur 58: Ey müminler! Ellerinizin altında bulunan (köle ve cariyeleriniz) ve içinizden henüz ergenlik çağına girmemiş olanlar,SABAH NAMAZINDAN ÖNCE, ÖĞLEYİN SOYUNDUĞUNUZ VAKİT VE YATSI NAMAZINDAN SONRA (yanınıza gireceklerinde) SİZDEN ÜÇ DEFA İZİN İSTESİNLER. Bunlar, mahrem (kapanmamış) halde bulunabileceğiniz üç vakittir. Bu vakitlerin dışında ne sizin için ne de onlar için bir mahzur yoktur. Birbirinizin yanına girip çıkabilirsiniz. İşte Allah ayetleri size böyle açıklar. Allah, (her şeyi) bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. (Diyanet vakfı meali)
 
Ayette Allah çevrenizde, yakınınızda, sizlerle beraber olan kişilerin, sizden şu üç vakitte izin alarak yanınıza girmeleri gerektiğini söylüyor. Nedenini de açıklıyor. Bunun nedeni, mahrem yani aile içinde başkalarının görmemesi gereken, özel bir konumda olunabileceğinden bahsediliyor.
 
Ayette dikkatimizi çeken konu, bu kişilerin ne zaman izin isteyerek, sizlere geleceği zamanları sayarken, SABAH NAMAZINDAN ÖNCE, YATSI NAMAZINDAN SONRA diğeri ise lütfen bu kısma dikkat. ÖĞLEYİN SOYUNDUĞUNUZ VAKİT. Yani öğlen dinlenmeye çekildiğinizde, çünkü bu vakitlerde insanlar soyunuk olabilir. Dikkat ettiyseniz, namaz olarak sabah ve yatmadan önce kılınacak namazı özellikle bahsediyor. Ama öğlen dinlenmeye çekildiğinde, namazdan bahsedilmiyor, sizce dikkat çekici değil mi? Bununda yorumunu sizlere bırakıyorum.
 
Namaz konusu ne yazık ki, İslam toplumunda, işin içinden çıkılmaz bir hal almıştır. Hâlbuki Allah ın Kur’an da özellikle zikrettiği bir konudur. Bizler Allah ın yemin ederek, kolaylaştırdığı Kur’an ı ellerimizle ne yazık ki zorlaştırdık. Ondan sonrada, kolaylaştırmanın yollarını aramışız. Örneğin namazın beş vakit Allah emrinin miraçta verildiğine inananlar, peygamberimizin genellikle namazlarını cem ederek, 3 vakitte birleştirdiğini kabul ederler. Hatta bazı mezhepler, genelde 3 vakit kılarlar namazı. Yine Hac vaktinde, ibadetin çok yoğun olduğu zamanda, Kâbe de namazlar 3 vakit kılınır, yani cem edilir. 
 
Ne yazık ki şunu hiç sormuyoruz, madem Allah beş vakit namaz emretti, bu vakitler bizlere ve peygamberimize, bazı zamanlar yerine getirmek zor geldi de, cem edilmesi yani birleştirilerek kılınması mı gerekti. Ya da bu yetkiyi kim verdi? Neden sormuyoruz bu soruyu?  Hani Allah sizlere kaldıramayacağınız bir yük yüklemem diyordu, ne oldu bu ayetin hükmü? Allah eğer beş vakit namaz emrettiyse, onu birleştirme ve cem etme yetkisinin de, yalnız Allah da olduğunu akıl edemiyor muyuz? Nerede bu cem etme, birleştirme hükmü Kur’an da? Gerçi her şeyin Kur’an da olmadığına inandırıldığımız için, böyle bir soruda aklımıza gelmiyor. İlginç olan zor bir anımızda, Allah namazımızı kısaltacağımız örneğini dahi Kur’an da verdiği halde, namazın cem edilmesi gibi önemli bir konudan bahsedilmemesini, nasıl normal karşılarız.
 
Allah, Furkan 47. ayetinde, geceyi sizler için dinlenme, gündüzü de çalışma vakti yaptı diye bilgi verir.
 
Furkan 47: O, geceyi size bir örtü, uykuyu istirahat zamanı ve gündüzü de hareket ve çalışma vakti yapandır. (Diyanet meali)
 
Kur’an ın namaz konusunda ayetlerine, açıklamalarına dikkatle baktığımızda, gerçektende Yaradan bizlerden ne dinlenme zamanımızda, Cuma toplantı namazı hariç, nede gündüz çalışma zamanımızda bizlerden namaz istemez. Tabi geleneğin öğretisi FIKIH inancı, MİRAC rivayeti hariç. Allah günün ilk aydınlığı ile kendisine salât etmemizi, onun şanını yücelterek önünde kıyam ve rükû edip secde edip bağlılığımızı sunmasını, günün sonunda akşam vakti yine aynı saygıyla önünde eğilmemizi emretmiştir Kur’an da.
 
Kur’an da sorumlu olduğumuz ayetlerin MUHKEM, yani şüphe duyulmayacak kadar açık ve nice örneklerle izah edildiğini söylüyor. Bizler her konuda yapmamız gerekeni, namaz vakitleri konusunda da yaparak, Allah ın bu konuda açıkça emrettiği ayetleri kabul etmeli ve hayatımıza geçirmeliyiz. Günümüzde namaz vakitleri konusunda, her kafadan bir ses çıkıyor ve kimisi beş vakit, kimisi üç vakit, kimisi de 2 vakit olduğunu söylemektedirler. Bizlere düşen, bu konuda MUHKEM bir şekilde bahsedilenleri kabul etmek olmalıdır. Unutmayalım lütfen, Allah açıkça belirtmediği, örneklerini vermediği hiçbir şeyden, bizleri sorumlu tutmaz. Allah ayetlerini dolaylı değil, açık bir şekilde emrettiğini söylüyor. 
 
 
Değerli din kardeşlerim, ben Kur’an dan anladıklarımı sizlere aktardım ve sizleri düşünmeye davet ettim. Bende bir insanım, hata yapabilirim. Yazdıklarım benim sorumluluğumdur, yalnız beni bağlar. Karar ve yorum sizlere ait. Elbette Allah a beş vakit değil, on vakit namaz kılsak azdır. Ama bizlere düşen Kur’an ı doğru anlamak ve doğru yaşamak olmalıdır. Elbette Allah ın emrettikleri vakitler dışında da, namaz kılabiliriz ve bu yolla Allah dan yardım isteyebilir, ona saygımızı ve şükranlarımızı sunabiliriz. 
 
Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK