KUR'AN A DAVET

 

 

 

AMACIMIZ HURAFEDEN, BATILDAN ARINMIŞ BİR İSLAM YAŞAMAKTIR. ONUN İÇİNDE REHBERİMİZ,  ALLAH IN KORUMASI ALTINDA Kİ, YALNIZ KUR'AN DIR.

YAZILARIMIN OLDUĞU DİĞER SİTELERİM.

 

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 
Takvim

 
Gerekli Linkler

 
KUR'AN DA GEÇEN ÜMMİ SÖZÜNDEN NE ANLAMALIYIZ?
Kur’an da geçen ümmi kelimesinin anlamını, bu konu ile ilgili ayetlerle birlikte düşünerek anlamaya çalışalım. Çünkü bu konuda İslam âlemi açıkça ikiye bölünmüş durumda. Bir kısmı ümmi sözünden Allah ın Elçisinin, okuma yazma bilmeyen bir insan olduğunu, bir diğeri ise ümmi sözünden ehlikitap olmayan, o günün yozlaşmış batıl dinlerin hiç birisine tabi olmayan anlamının anlaşılması gerektiğini savunmaktadırlar. Bizde Kur’an ayetlerinden yararlanarak, onu bir bütün olarak düşünüp, ÜMMİ kelimesini Kur’an, ne anlamda kullandığını anlamaya çalışalım. Geleneksel İslam anlayışı, ümmi kelimesinin anlamı olarak şunlar söylüyorlar.  “ANASINDAN DOĞDUĞU GİBİ KALMIŞ VE TAHSİL GÖRMEMİŞ, MEKTEP VE MEDRESEDE OKUMAMIŞ KİMSE.”
 
Acaba Kur’an da geçen ümmi kelimesinden bunlarımı anlamalıyız, yoksa bu kelimeye verilen manada, toplumun inancımı etkili olmuş? ÇÜNKÜ ALLAH ELÇİSİNİ ÜMMİ OLARAK NİTELİYOR. Okuma yazma bilmeyen bir insanımı, elçi olarak gönderdi dersiniz Allah. Gelin bu konuyu birlikte Kur'an dan anlamaya çalışalım.
 
Bakara 78: Onların bir kısmı ÜMMÎDİR O KİTABI DEĞİL, ONUNLA İLGİLİ KURGULARI BİLİR VE SADECE TAHMİN YÜRÜTÜRLER. (Süleymaniye vakfı meali)
 
 
Bu ayete baktığımızda, ümmi toplumundan bahsederken, KİTABI BİLMEZLER YANİ KİTAP EHLİNDEN DEĞİLDİRLER DİYOR. Buradan okuma yazma bilmez anlamını çıkarmak elbette mümkün değil. Çünkü ehlikitap toplumunda da okuma yazma bilmeyen zaten çoğunluktaydı. PEKİ, KİTAPTAN KASIT NE OLABİLİR? ALLAH IN ELÇİLER ARACILIĞIYLA GÖNDERDİĞİ KİTAPLAR OLMALI Kİ, ÜMMİ OLANLARIN BUNLARDAN UZAK VE BUNLARA TABİ OLMADIĞINI SÖYLÜYOR. TABİ BAHSETTİĞİMİZ, TAHRİF EDİLMİŞ KİTAPLAR. Hem kitaptan habersiz, hem de zan ve tahminde bulunurlar diyor, ümmilerden bahsederken.
 
Elbette her ehli kitap içinde bir sürü yalana, yanlışa, hurafeye uyan ve ardı sıra giden olduğu gibi olmayanda vardı, ümmiler içindede Rabbin doğrularını arayan örnek insanların olacağını unutmadan konuya bakmalı ve öyle yaklaşmalıyız. BU AYETTEN DE ANLAŞILDIĞI GİBİ, KUR’AN ÜMMİ SÖZCÜĞÜNÜ OKUMA YAZMA BİLMEYEN ANLAMINDA KULLANMIYOR. Devrin bozulmuş dinlerine tabi olmayan, fakat onlarında birçoğunun, dayanaksız, kanıtsız düşüncelerle arayış içinde olduğundan bahsediyor.
 
Ali imran 75: Ehl-i kitaptan öylesi vardır ki, ona yüklerle mal emanet bıraksan, onu sana noksansız iade eder. Fakat onlardan öylesi de vardır ki, ona bir dinar emanet bıraksan, tepesine dikilip durmazsan onu sana iade etmez. Bu da onların, "ÜMMÎLERE KARŞI YAPTIKLARIMIZDAN DOLAYI BİZE VEBAL YOKTUR" DEMELERİNDENDİR. Allah adına bile bile yalan söylüyorlar.
 
Kendilerine kitap tebliğ edilmiş ve ona iman eden kitap ehli insanların, bir kısmının doğru ve dürüst güvenilir olduğundan, bir kısmının da güvensiz olduğunu söylüyor ve bu kişiler borçlarında sadık olmamalarının nedeni olarak da, kendilerince uydurdukları bir sebepten, ÜMMİLERE KARŞI YANİ KENDİ İNANÇLARINA TABİ OLMAYANLARA YAPTIĞIMIZ YANLIŞLARDAN, HAKSIZLIKLARDAN SORUMLU DEĞİLİZ DİYORLAR. Peki, bu durumda ümmi kişilerin özelliği nedir ki, bunlara karşı yapılacaklar için sorumluluktan kaçmaya çalışıyorlar? DEMEK Kİ BU İNSANLAR EHLİ KİTAP HALKI DEĞİL, YANİ KENDİ İNANÇLARINA TERS DÜŞEN BİR TOPLUM OLDUKLARI İÇİN, ONLARA KÖTÜLÜK YAPMAYI BİLE KENDİLERİNE MUBAH GÖREBİLİYORLAR. Onların inandıklarına iman etmiyorlar ki, böyle bir kızgınlık var onlara karşı. 
 
YAHUDİLER, KENDİ İNANCINDAN OLMAYAN ARAP TOPLUMUNA, ÜMMİ TOPLULUK OLARAK HİTAP EDERMİŞ. BUDA KENDİLERİNCE HAK OLAN, ALLAH KATINDAN İNEN BİR KİTABA TABİ OLMAYAN, TOPLUM ANLAMINDA KULLANILIRMIŞ. Bu bilgilerden yola çıkarak, ÜMMİ toplumunu nasıl anlamalıyız. Bozulmuş, hurafe itikatlarla yolundan sapmış ehli kitabın hiç birine tabi olmayan, fakat kendilerince arayış içinde olan bir toplum olduğu çıkıyor ortaya. Şimdide aşağıdaki ayeti anlamaya çalışalım.
 
Ali İmran 20: Eğer seninle tartışmaya girerlerse de ki: "Bana uyanlarla birlikte ben kendimi Allah'a teslim ettim." EHL-İ KİTABA VE ÜMMÎLERE DE: "SİZ DE ALLAH'A TESLİM OLDUNUZ MU?" DE.Eğer teslim oldularsa doğru yolu buldular demektir. Yok, eğer yüz çevirdilerse sana düşen, yalnızca duyurmaktır. Allah kullarını çok iyi görmektedir.
 
Ayetin başında, Allah elçisiyle tartışmaya girmek isteyenlere, bakın ne söylemesini istiyor. Bana uyanlarla birlikte ben kendimi Allah a teslim ettim. Ehlikitap yani daha önce gelen kitaplara iman ettiğini söyleyenlere ve ÜMMİLERE de, sizde Allah a teslim olun de diyor. Dikkat ederseniz burada iki insan toplumu var. Birisi daha önceki dinlere tabi olduğunu söyleyenler, diğeri de bunlara tabi olmayan toplum var ki, onları ayrı bir sınıfta zikrediyor Allah. Tam burada daha önce söylenenleri düşünelim, acaba ümmi toplum cahil okuryazar olmayan bir toplum olabilir mi? Her ihtimali düşünelim ki en doğruya ulaşalım. Bakın ümmi kelimesine, okuryazar olmayan anlamı verdiğimizde, diğer ayetlerle bütünlük sağlamıyor, yani Kur’an ayetleri ümmi sözünün, cahil okuryazar olmayan insanlar  anlamını onaylamıyor. 
 
Rabbimizin, Ehli kitabın içinden bir elçi seçmemesi, Yahudi ve Hıristiyanların hiç hoşuna gitmemiş ve ÜMMİ oluşundan dolayı, ona tabi olmakta nazlanmışlardır. ALLAH IN EHLİ KİTAP İÇİNDEN DEĞİL DE, ÜMMİ BİR TOPLUM İÇİNDEN ELÇİ SEÇMESİ, GERÇEKTEN ÇOK DÜŞÜNDÜRÜCÜDÜR. Hala bugün İslam toplumu bu gerçeği kabullenememiş ve ÜMMİ KELİMESİNDEN FARKLI BİR ANLAM ÇIKARTARAK, ALLAH IN ELÇİSİNİ OKUMA YAZMA BİLMEYEN KONUMUNA GETİRMEKTEN ÇEKİNMEMİŞLERDİR. Aşağıdaki ayet üzerinde şimdide düşünelim. Aynı ayeti daha iyi anlaşılsın diye, iki farklı mealden yazdım.
 
Ankebut 48: Çünkü [ey Muhammed,] sen bu [vahyin gelmesi]nden önce HERHANGİ BİR İLAHÎ KELÂMI OKUMUŞ YA DA ONU KENDİ ELLERİNLE YAZMIŞ DEĞİLDİN; öyle olsaydı, [sana vahyetmiş olduğumuz] hakikati çürütmeye çalışanlar, insanları [onun hakkında] kuşkuya sevk edebilirlerdi.
 
Ankebut 48: Sen BUNDAN ÖNCE HERHANGİ BİR KİTAP OKUMUYORDUN; ONU SAĞ ELİNLE DE YAZMIYORSUN. Eğer öyle olsaydı batıla saplananlar mutlaka kuşku duyacaklardı.
 
Yukarıda örnek verdiğimiz ayette, ümmi kelimesiyle Ehli kitap olmayan, onlara tabi olup onların kitaplarını okumayan insanlar olduğunu söylemiştim. Bakın aynı sözleri ve anlamı çıkarabileceğimiz şekilde Rabbimiz elçisine sesleniyor. Sen Resul olmadan önce, hiçbir ehli kitaba tabi değildin, ellerindeki kitapları da okumuyordun, o kitaplarla ilgili yazılar yazan birisi olarak ta tanınmıyordun çevrende. Eğer öyle bir insan olsaydın, sana indirdiğimiz kitabı, sen daha önceki kitaplardan faydalanıp yazdın diye şüphe duyacaklardı senden diyor Rabbimiz. Yukarıdaki ayetin öncesi ve sonrası ayetlere baktığınızda, tebliğ edilen Allah ın ilahi kitaplarından bahsettiğini de göreceksiniz.
 
Allah ın Elçisinin hayatını düşünün. Ticaretle uğraşan, çevresinde güvenilen, sevilen, kefil, şahit gösterilen onca ticari işler yapıp, mal alan ve satan bir insan, nasıl okuryazar olmaz, bu size mantıklı geliyor mu? Kendimize bile yakıştıramadığınız okuryazar olmamayı, cahilliği nasıl olurda Allah ın Elçisine yakıştırıyoruz, anlamakta güçlük çekiyorum doğrusu. Şimdide günümüzde, bazı düşüncenin kabul ettiği gibi ümmi okuryazar olmayan, fikrinden yola çıkalım ve düşünelim. Allah ın Elçisi okuryazar değildi diyelim. Yukarıdaki ayetin sonunda ne söylüyor Rabbimiz? “EĞER BÖYLE OLSAYDI, BATILA SAPANLAR KUŞKU DUYACAKTI.”
 
Peki, okuması yazması bile olmayan bir insan için, daha çok kuşku uyanmaz mı sizce insanlarda? Cahil, okuma yazması bile olmayan bir insanın sözüne mi kulak verirsiniz, ardı sıra gidersiniz, yoksa bozulmuş dinlere tabi olmayan, onların ardı sıra gitmeyen, kendisini anasından doğduğu gibi tertemiz yetiştiren, koruyan, kollayan ama bilgisi ile çevresinde güvenilir, tarafsız bir insanın mı sözlerine inanırsınız? 
 
ALLAH IN ELÇİSİ, İSLAM DİNİNİN LİDERİYDİ. LİDERİN ÖZELLİĞİNİ DÜŞÜNÜN LÜTFEN. SİZCE OKUMA YAZMASI OLMAYAN BİR İNSANI, ALLAH LİDER OLARAK GÖNDERİR MİYDİ BU DİNİ YAYMAK, TEBLİĞ ETMEK İÇİN KULLARINA?
 
Kur’an her şeyden nice örnekleri verdim der bizlere. Kur’an ın hiçbir yerinde elçisinin okuma, yazma bilmediğini söylemez. Ona okuma yazmayı biz öğrettik demez. Yalnız ona Kur’an ı ve hikmeti biz indirdik der. Kur’an ile birlikte hikmeti yani ilmi, bilgeliği verdik ki onu topluma iyice anlatsın, toplumu ikna etsin der. Kur’an ı okuma yazması olmayan birisine neden indirsin Allah? Okuma yazması olmayan bir insana ilim vermeden önce, ona okuma yazma öğretilmesi gerekmez mi?
 
Allah ın adıyla oku derken, nasıl olurda bu konuda aksi bir bilgi olmadığı halde, bizler Allah ın Elçisi okuma yazma bilmezdi diyebiliriz? Size mantıklı geliyor mu? Bu düşünce, Kur’an ın bütünlüğüne de uymuyor. Lütfen dikkat, Allah ın Elçisinin okuma yazma bilmediği konusu, rivayetlerle topluma anlatılmaya çalışılır. Hatta Cebrail ile bir diyalogu anlatılarak, oku emri verildiğinde, ben okuma bilmem ki diye cevap verdiği bilgileri paylaşılır toplumla. Değerli din kardeşlerim, bu bilgi neden Kur’an da yok? Kur’an dan delil gösterdiğimiz ÜMMİ kelimesine baktığımızda, verdikleri anlam asla doğru çıkmıyor. Bakın şimdi hatırlatacağım ayette Allah, özellikle elçisi için ümmi bir Resul olduğunu açıksa nasıl belirtiyor.
 
Araf 158: De ki “Ey insanlar! Ben sizin hepinize Allah’ın gönderdiği elçiyim. Göklerde ve yerde hâkimiyet O’na aittir. O’ndan başka ilah yoktur. Hayat veren ve öldüren O’dur. SİZ ALLAH’A İNANIP GÜVENİN; NEBÎ OLAN ÜMMİ RESULÜNE DE. O RESUL DE ALLAH’A VE O’NUN SÖZLERİNE İNANIP GÜVENİR. Ona (Nebi olan resule) uyun ki doğru yolu bulasınız.
 
Buradan da anlaşılıyor ki, Allah özellikle elçisi için, ÜMMİ kelimesini üstüne basa basa söylüyor ve Resulün yalnız Allah ın vahyine inandığını da belirtiyor. Peki, neden yapıyor olabilir bunu? Daha önce Ehlikitaba iman eden birisinden değil de, ehli kitapla ilgili olmayan bir elçi gönderiyor. İşte burada sanırım çok düşünmemiz gereken bir konu var, bununla bizlere bir mesaj vermek istiyor Allah. 
 

 

ALLAH ÜMMİ BİR RESUL GÖNDEREREK, BİZLERE ŞUNU ANLATIYOR. BENİM İÇİN ÖNEMLİ OLAN, HURAFELERE İMAN EDEREK, MÜSLÜMAN OLDUĞUNU SÖYLEDİĞİ HALDE, DİNİN EMRETMEDİĞİ BİLGİLERE İMAN EDİP, BENİM GÖNDERDİĞİM KİTABIN SINIRLARINI AŞAN VE YOLDAN SAPAN BİR İNSAN OLMAKTANSA, BENİM KİTABIMDAN HABERSİZ AMA GERÇEKLERİN ARAYIŞINDA OLAN. DOĞRU, DÜRÜST, YARDIM SEVER, GÜVENİLİR, BARIŞSEVER OLAN, ÇEVRESİNDE SAYGIN ÖRNEK BİR İNSAN OLMAK, DAHA ÖNEMLİDİR DİYOR BİZLERE. ALLAH RESULÜM SİZLER İÇİN GÜZEL BİR ÖRNEKTİR DİYE, BOŞUNA DEMİYOR.

 
Bizler, içinde yaşadığımız batıl inançların ortaya çıkmasından korktuğumuz için olsa gerek Kur’an da geçen, ümmi sözünden Allah ın verdiği gerçek anlamı, manayı anlamak sanırım pek işimize gelmemiş. Allah ın Elçisini, ehli kitabın dışında görmek de hoşumuza gitmemiş olmalı ki, onu okuma yazma bilmeyen cahil bir insan konumuna sokmak, daha çok işimize gelmiş. Böyle yaparak o güzel şanı yüce Allah ın Elçisine, nasıl büyük bir saygısızlık yaptığımızın, hala farkında değiliz. Aşağıdaki ayetin üzerinde lütfen çok iyi düşünelim, acaba Allah ne demek istiyor olabilir bu sözlerle.
 
Şura 52: İşte biz böylece sana da emrimizden Kur ân’ı vahyettik. YOKSA SEN KİTAP NEDİR? İMAN NEDİR? BİLMİYORDUN. Fakat biz onu bir nur kıldık. Onunla kullarımızdan dilediğimizi doğru yola iletiyoruz. Şüphesiz ki sen de insanları doğru bir yola götürüyorsun.
 
Ayetlere baktığımızda, Allah ın Elçisinin ümmi oluşundan kast edilen açıkça anlaşılıyor. Farklı anlamaya çalışanlar, ümmi konusunu amaçlarına ve inançlarına uydurmaya çalışanlar, elbette olacaktır. Allah açıkça Elçisinin ÜMMİ oluşunu, sen kitap nedir, iman nedir bilmiyordun daha önce, araştırma ve çabalarından, yaşadığın doğru hayatından dolayı seni, doğru yola biz ilettik diyorsa, Allah ın gerçeklerini görmezden gelip, ayetlerin üzerini örtmeye çalışarak İslam ı yaşamanın, bizlere hiçbir fayda sağlamayacağının, lütfen artık farkında olalım.
 
ALLAH IN RESULÜ, OKUMA YAZMA BİLMEYEN CAHİL BİRİSİ DEĞİL, TOPLUM İÇİNDE TÜM LİDERLİK VASIFLARI İLE DONATILMIŞ BATILIN ARDI SIRA GİTMEYEN, AMA HER ZAMAN DOĞRUNUN ARAYIŞINDA OLAN, GÜVENİLİR ÖRNEK BİR LİDERDİ. ONUN İÇİN ALLAH RESULÜM, SİZLER İÇİN GÜZEL BİR ÖRNEKTİR DİYOR. HER NEDENSE RESULÜN ÜMMİ OLUŞUNUN GERÇEKLERİ, MÜSLÜMAN TOPLUMUNDA ÇOK FAZLA KONUŞULMAZ, ÇÜNKÜ İŞİMİZE GELMEZ.
 
Allah biz kullarına, Kur’an ın ipine sarılın, onu anlayarak, düşünerek okuyun, bunu yapan kullarımın gönül gözleri açılacaktır diyorsa, bende Kur’an dan aldığım tebliği yerine getirdim ve ÜMMİ sözcüğünden bunları anladım ve sizlerle paylaşıyorum. Hepimiz insanız hata yapabiliriz ama en az hata yapanlardan olmak istiyorsak, elimizde Kur'an batıl ve rivayetlerden uzak, Kur'an ı hayatımıza geçirmeliyiz.
 
Saygılarımla 
Haluk GÜMÜŞTABAK