Biz Müslümanlar her konuda olduğu gibi, Allah ın emri Hac görevini yerine getirdiğimiz Kâbe nin ne zaman ve kim tarafından yapıldığı konusunda bile, tam anlaşamıyor, Kur’an açıklamasına rağmen, rivayetlerin etkisinde kalıyoruz. Televizyonlarda izlemişsinizdir, hatta kafanız da karışmıştır. Kâbe yi ilk yapanın, Hz. Âdem olduğu anlatılır. Bakın bu konuda neler söyleniyor, önce bu rivayetlere göz atalım, daha sonra sorumlu olduğumuz Kur’an dan gerçekleri öğrenelim.
“İslam’da GENEL GÖRÜŞ OLARAK KÂBE’NİN İLK OLARAK HZ. ÂDEM TARAFINDAN YAPILDIĞI söylenir. Ancak ondan geriye, sadece temellerinin kaldığı, sonra Hz. Şit Peygamber tarafından yeniden inşa edildiği ve Nuh tufanı sırasında kumlara gömüldüğü anlatılır. Daha sonrasında, Kur’an da belirtildiği üzere, Hz İbrahim’in Allah’ın emri ile Kâbe’nin bulunduğu yere gittiği ve KÂBE’NİN TEMELLERİNİ BULARAK, o temeller üzerine bugünkü mevcut Kâbe’yi inşa ettiği kabul edilmiştir.”
İşte bizlerin İslam anlayışı ve bizlerin imanımızdaki delillerimiz ve kanıtlarımızın kaynakları bu ve buna benzer, emin olamayacağımız aklın, mantığın kabul etmeyeceği rivayetlere dayanıyor. Hz. Âdemin yaptığı Kâbe nin, nasıl büyük bir temeli olabilir ki, o temel binlerce yıl sonra bulunup, aynı temel üzerine yapılsın, zerre kadar düşünen yok mu? ELBETTE YOK, ÇÜNKÜ DÜŞÜNME VE AKIL DEVRE DIŞI BIRAKILMIŞ. Her söylenene inanmış gidiyoruz, Kur’an tek kelime böyle bir bilgi vermediği halde, inanmakta sakınca görmüyoruz. Kanıta bakar mısınız, İSLAM DA GENEL KABUL GÖRÜŞE GÖRE DİYİR. Allah ın huzuruna vardığımızda, tüm gerçekleri göreceğiz ama iş işten geçmiş olacak. Allah ın Kur’an da ki uyarılarını ne duyan var, nede işiten. Hâlbuki Allah emin olmadığın bilginin ardına düşmeyin, çoğunluğa uyarsan sizi yoldan saptırırlar diye bizleri Kur’an da uyardıktan sonra, anlatılan rivayet ve ataların inançları hakkında da ne diyordu bizlere hatırlayalım. “ALLAH BU KONUDA HİÇ BİR KANIT İNDİRMEMİŞTİR” Tabi Allah ı, Kur’an ı duyan ve dinleyen nerede? Rivayetler ve ataların inancı Kur’an ın önüne geçmiş.
Sizlere sormak isterim, bu bilgilerin nereden bizlere geldiğini neden sormuyoruz ve sorgulamıyoruz? Bir televizyon almaya kalksanız, en kalitelisini almak için araştırma yaparsınız. Ama konu imanımız olunca, neden aynı itinayı göstermiyoruz? Bu bilgilerin doğruluğu konusunda bizlere kim kefil olabilir, var mı kefiliniz? ALLAH DAN BAŞKA KEFİL, KANIT MI ARIYORSUNUZ. İman şakaya gelmez, hatırlatırım. Rivayet ve sanı bilgilerle imanını yaşayanlar, mahşer günü üzülenlerin safında olacağını asla unutmamalıdır.
Allah ın sorumlu tutacağına hükmettiği Kur’an ı, yeterli kanıt ve kefil görmeyenler, onun verdiği bilgilerle yetinmeyip rivayetlerin ardına düşenler, hiçbir zaman Allah ın doğru yolunu bulamazlar. Çünkü bu yanlışlardan sakınmamızı Allah emrediyor ve sakın Kur’an ın sınırlarını aşmayın, kâfirlerden olursunuz diyor. Çünkü rivayetlerin sınırı yoktur, nefislerin aklı devre dışı bıraktığında, nelere inanacağını tahmin bile edemeyiz. Hızını alamayan bazı rivayet düşkünleri arasında, Kâbe için bakın neler söyleyen bile çıkmış.” Kâbe’yi ilk defa Hz. Âdem’den de önce, meleklerin yaptığıyla ilgili bilgiler de vardır. Ama bu bilgiler güvenli bulunmamıştır.” Gelelim bu konuda Kur’an ne diyor, şimdide ona bakalım.
Bakara 127: İbrahim ile İsmail'in Beytullah'ın TEMELLERİNİ YÜKSELTİRKEN şu duayı yaptıklarını hatırlayınız: “EY RABBİMİZ! BİZDEN BU HİZMETİ KABUL BUYUR; çünkü sen her şeyi duyan ve her şeyi bilensin.”(Bayraktar Bayraklı meali)
Ali İmran 96: Şüphesiz, İNSANLAR İÇİN KURULAN İLK İBADET EVİ, ELBETTE MEKKE’DE, âlemlere rahmet ve hidayet kaynağı olarak kurulan Kâbe’dir. (Diyanet meali)
Hac 26: Hani biz İbrahim’e, Kâbe’nin yerini, “Bana hiçbir şeyi ortak koşma; evimi, tavaf edenler, namaz kılanlar, rükû ve secde edenler için temizle” diye belirlemiştik. (Diyanet meali)
Bu ayetlere baktığımızda, Bakara suresi 127. ayetinde Hz. İbrahim, Hz. İsmail in Beytullah ın yani Kâbe nin temellerini attığını, yani yaptığını anlıyoruz. Hz. İbrahim in Allah a karşı duyduğu aşırı sevgi ve saygının bir gösteri olarak, bu ibadet evini yapmıştır ve Ey Rabbim bizden bu hizmeti kabul buyur diye dua etmiştir. Bu konuda anlatılanlar, Allah ın kabeyi yapma emrini Hz. İbrahim e verdiği söylenir. Ama Kur'an da böyle bir bilgi yoktur. Bu ayettende anlaşıldığı gibi, Hz. İbrahim ve ailesi bu ibadet evini yapıyor ve Allah da, bu evi ziyaret etmemizi bizlerden istiyor. Bu ayette geçen bir kelimeye, Kur’an da tek kelime bile açıklanmamış, öyle anlamlar veriliyor ki, ayetin anlatmaya çalıştığı anlam, adeta kayboluyor.
Hz. İbrahim in, Kâbe nin TEMELLERİNİ YÜKSELTİRKEN sözünden, zaten var olan temel üzerine Hz. İbrahim Kabeyi yapıyor, onun içinde bu kelimeden de anlıyoruz ki, KABEYİ ilk yapan Hz. İbrahim değil, Hz. Âdem dir diye inanılıyor. İyide bu kanıya nasıl varıyorsunuz, bu bilginin doğruluğuna dair kanıtınız, deliliniz nedir diye sorsanız, elbette kanıtları Kur’an olmayacak, rivayetler olacaktır.
Allah ın açıklamadığı ve bilgi vermediği konulara, KELİME OYUNLARIYLA işte bizler böyle inanmakta hiçbir sakınca görmüyoruz. Hem de apaçık Kur’an da ayetler varken. Hz. İbrahim ve Hz. İsmail, Kâbe nin temellerini yükselttikleri sözünden, atılan temelin yapılmaya başlanmasını anlamalıyız. Bunun dışında söyleyeceğimiz her söz hikâyedir, rivayettir yalandır. İbrahim peygamberimizin, Hz. Âdemin attığı temeli bulup, üzerine yaptığını söylemeleri, zaten aklın kabul etmeyeceği bir durumdur. Hangi temelden bahsediliyor, nasıl bir bina yapılmış ki, binlerce hatta tarihi bile belli olmayan bir zamandan geride, temelden eser kalsın. Bunlara inanmak, nefsimizi kandırmaktan başka bir şey değildir.
Ali İmran 96. ayette, insanlar için KURULAN İLK İBADET EVİ, MEKKE DE KURULAN KÂBE OLDUĞU AÇIKÇA SÖYLENİYOR. Ama atalarının rivayet inançlarını aklamak ve ayetlere kendi inançlarını ilave etmek isteyenlerde, bu ayet hakkın da da şunları söylüyorlar. “İNSANLAR İÇİN KURULAN İLK İBADET EVİ DEDİĞİNE GÖRE AYETTE, KÂBE Yİ MUTLAKA, HZ. ÂDEM KURMUŞTUR.” İyide bu bilgi nereden geldi? Neden Allah bunu söylemiyor ayette. HÂŞÂ ayette unutulan, gerektiği gibi açıklanmayan bir şeyi mi açıklayanlar var aramızda. Neden Kur’an da yok da, Kur’an ın açıkladığına değil de, rivayetlere inanıyoruz.
Hani kanıtımız, delilimiz Kur’an olmalıydı. Hani Allah batıla sapmayasınız diye, sizlere her şeyden nice örnekleri değişik ifadelerle verdik Kur’an da diyordu. Neden bizlere anlatılan rivayetler Kur’an da yok? Nedenini soranda yok. Ne güzel olmuş İslam toplumu. Ne söylenirse kabul ediliyor, itiraz eden yok. Hesap günü bunun acısını çekeceğiz, bunu lütfen unutmayalım. Şimdide sizlere hatırlatmak istediğim bir ayet var. Bakın Allah bu ayette, özellikle ne söylüyor, burası çok önemli.
Ali İmran 97: Orada apaçık nişaneler, (ayrıca) İBRAHİM'İN MAKAMI VARDIR. Oraya giren emniyette olur. Yoluna gücü yetenlerin o evi haccetmesi, Allah'ın insanlar üzerinde bir hakkıdır. Kim inkâr ederse bilmelidir ki, Allah bütün âlemlerden müstağnîdir. (Diyanet vakfı meali)
Allah gücü yetenlerin Kâbe yi ziyaret etmesini istiyor ve bakın çok önemli bir şey söylüyor Kâbe ile ilgili. “KABEDE İBRAHİM İN MAKAMI VARDIR.” Yani Hz. İbrahim in yaşadığı, oradan toplumu yönettiği ve hatırlayınız Hz. İbrahim, Allah a karşı saygı ve sevgisinin göstergesi olarak yapmıştı toplu ibadet evini. Kabe için Allah onun makamı diye bahsediyor. Buda Allah ın elçisine bir lutfudur. Eğer Kâbe, Hz. Âdem in ilk yaptığı bir yer olsaydı, Allah İbrahim in makamıdır burası der miydi? Ne yazık ki bizler ayetlerden kopuk, rivayetlerin etkisinde kalıyoruz.
Allah Kur’an da, Bakara suresi 144. ayette, Peygamberimizden bahsederek, yüzünü gökyüzüne çevirdiğini görüyoruz, seni memnun olacağın bir kıbleye, yani istediğin en doğru yola döndüreceğiz dedikten sonra, yüzünü Mescid-i Haram a çevir diyor. Bunu söylemesinin nedeni, anlattıkları rivayetlerde söyledikleri gibi, namazını kılarken bu tarafa dön anlamında olmadığı, bu ayetten çok daha iyi anlaşılıyor. YÖNÜNÜ İBRAHİMİN MAKAMINA, YANİ ONUN İNANCI OLAN, BATIL VE HURAFEDEN ARINMIŞ, YALNIZ ALLAH I YÜCELTEN, ONA SAYGISINI GÖSTEREN BİR İNANCA, İSLAMA DÖN DİYOR. Ne yazık ki bizler Kur’an ın ayetlerini, rivayetlerin etkisiyle anlamaya çalıştığımız için, Allah ın gerçekleri ile buluşamıyoruz.
Ankebut 51: Kendilerine okunmakta olan Kitab'ı SANA İNDİRMEMİZ ONLARA YETMEMİŞ Mİ? Elbette iman eden bir kavim için onda rahmet ve ibret vardır. ( Diyanet vakfı meali)
Kur’an indirildiğinde, onu yeterli görmeyen cahiliye toplumuna Allah ın uyarısından, bizler eğer bugün dersler almıyor da, onların hatalarını tekrar ederek, hala Kuran da her bilgi yoktur, özet bilgiler vardır, Kur’an a göre İslam yaşanmaz diyorsak, sonucuna da katlanmasını bilmeliyiz.
Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK