HUD SURESİ 1 VE 2. MÜDDESİR 11. AYETLERİN UYARILARINA, LÜTFEN KULAK VERELİM.
Değerli din kardeşlerim. Bizlere din adına, öyle batıl ve yanlış şeyleri anlatıyorlar ki, topluma Kur’an gerçeklerini anlatmak, neredeyse imkânsız hale geldi. Müslümanım diyen bir kardeşimize Kur'an'dan ayet örneği verdiğimizde, sen hiç Resulün rivayet hadislerinden bahsetmiyorsun, sünnet inkarcısısın diyenleri duyarsınız. Halbuki Allah'ın Resulü ümmetini yalnız Kur'an ile uyardığını, onun dışından asla hiç bir ilave yapmadığını, Kur'an onlarca ayetinde anlatıyor bizlere. Rivayetlerin etkisinde kalan, bu gerçekleri ne yazık ki göremiyor. Cahiliye dönemindeki Ehli kitabın başına gelenler, ne yazık ki Allah'ın Elçisinden sonra, yavaş yavaş ve sinsice bizlerin inancına da girmiş ve güç kazanmış. Allah Resulüne, yarattığım kuluma benim vahyimi tebliğ etmek senin görevin, ama batılda inat ediyorsa, vahyettiğim kitabın yanına kitaplar koyup, şefaat tümden bana aittir, benden başka Veli edinmeyin dediğim halde, kendilerine veliler ve şefaatçilar edinip benim şeriatıma ilaveler yapmaya ve bana şirk koşmaya çalışıyorsa, böyle kullar ile beni yalnız bırak diyor Allah Elçisine. Ayeti hatırlayalım ama lütfen bu ayetin öncesi ve sonrasında ki ayetlerle birlikte okuyalım ki doğru anlayabilelim.
Müddesir 11: BENİ, YARATTIĞIM KİŞİYLE BAŞ BAŞA BIRAK. (Diyanet meali)
Bu ayetin Öncesinde ki ayetlerde Allah Resulünü uyarıyor ikaz ediyor, daha sonrada kıyametin geleceği o çetin günden bahsederek, bizlere şimdiden uyarılarda bulunuyor. Uyardığım halde Hak ile batılı ayırmadan, batılın hurafenin peşine düşen inkârcılardan hesap sorulacağını bildiriyor. Resulüne sen görevini yaptın uyardın, bundan sonra KULLARIMI BANA BIRAK. Onlara tüm nimetleri verdim, ama onlar bana nankörlük ettiler diyor. Bunun hesabını mahşer günü soracağım diyerek, Rabbimiz Resulü dâhil hiç kimsenin, BU YARGILAMAYA KARIŞAMAYACAĞINI AÇIKÇA BİLDİRİYOR.
Bizlerin Kur’an ile bağı kesildiğinden, daha doğrusu elimizden Kur'an'ı alıp, elleriyle yazdıkları kitapları elimize verdiklerinden böylece batılı, hurafeyi din diye yaşatanlara kandığımızdan, Allah'ın uyarılarından habersiz yaşıyoruz. Bunun da elbette cezasını çekiyoruz. Kur’an, dinde ruhban sınıfı yoktur, çünkü Allah sizleri bire bir imtihan ediyorum dediği halde, bizler imtihandan kaçan tembel öğrenci misali, çok bilgili ve doğru sandığımız kişilerin hiç düşünmeden imtihanlarına tabi oluyoruz, sözlerine inanmakta kusur görmüyoruz. Tabi öyle olunca onların düştüğü yanlışlara bizlerde düşüyoruz. Allah bunu Kur’an'da yasaklamış ve sakın VELİLERİN ARDINA DÜŞMEYİN, GÜVENİLECEK ARDI SIRA GİDİLECEK VELİNİZ YANLIZ BENİM diye, Kur’an'da bizleri uyarmıştır. “RABBİNİZDEN SİZE İNDİRİLENE UYUN; O'NUN BERİSİNDEN BİRTAKIM VELİLERİN ARDINA DÜŞMEYİN. SİZ NE KADAR DA AZ ÖĞÜT ALIYORSUNUZ!” (Araf 3) "DÜŞMANLARINIZI EN İYİ ALLAH BİLİR. VELİ OLARAK ALLAH SİZE YETER; YARDIMCI OLARAK DA ALLAH YETER.” (Nisa 45) Allah Elçisine, tebliğ etmek sana hesap sormak bana düşer diyerek, Elçisinin görev ve sorumluluğunda bir çok ayetinde açıklamıştır.
Ardı sıra gidilen veliler, efendiler, şeyhler kendi sultanlığını korumak adına, Kur’an'ın gücünü ellerine almak için, SİZLER KUR’AN'I ANLAYAMAZSINIZ, HER AYETİN ONLARCA ANLAMI VARDIR KUR’AN'I VELİ, ALİM KİŞİLER ANLAR, KUR’AN AÇIKLANMAMIŞTIR VE DETAYLI DEĞİLDİR, diyecek kadar gaflete düşmüşlerdir. Tabi onlara hiç araştırmadan, Kur'an ile direk muhatap olmadan inanan ve Kur’an'a müracaat etmeyen bizlerde, en az onlar kadar suçluyuz. Düşünebiliyor musunuz, Allah sizleri Kur’an'dan sorumlu tutuyorum, hesaba çekeceğim, sakın veliler, efendiler edinip ardına düşmeyin, Kur'an'ı açıklamak bize düşer dedikten sonra, nice örneklerlede biz açıkladık demesine ve daha sonrada Kur'an'dan sorumlu tuttuğuna hükmettiği Kur’an'ı, gereği gibi açıklamaması sizce mümkün mü? Bu nasıl bir mantık ve adalet ki, bunu Rabbimize isnat ediyoruz. Kur’an'da onlarca ayet vardır ki, Kur’an'ı bizzat yine Kur’an ayetleri ile açıklandığını, izah edildiğini, Kur'an'da hiç bir eksik bırakılmadığını tamamladığını açıkça Allah bizlere bildirir. Hatta Kur’an'ı, hiç kimseye muhtaç olmayalım diye, yemin olsun ki sizler için kolaylaştırdık diye de uyarır. Bu makalemde sizlere iki ayet örneği vermek istiyorum. Lütfen bu ilki ayet üzerinde, dikkatle düşünelim.
Hud suresi 1 ve 2. ayetler: ELİF LÂM RÂ. BU KUR’AN; ÂYETLERİ, HÜKÜM VE HİKMET SAHİBİ (BULUNAN VE HER ŞEYDEN) HAKKIYLA HABERDAR OLAN ALLAH TARAFINDAN MUHKEM (EKSİKSİZ, SAĞLAM VE AÇIK) KILINMIŞ, SONRA DA ALLAH’TAN BAŞKASINA KULLUK ETMEYESİNİZ DİYE, AYRI AYRI AÇIKLANMIŞ BİR KİTAPTIR. (DE Kİ:) “ŞÜPHESİZ BEN SİZE O’NUN TARAFINDAN GÖNDERİLMİŞ BİR UYARICI VE MÜJDELEYİCİYİM. (Diyanet meali)
Ne dersiniz, siz bu iki ayetten Kur’an'ın gereği gibi açıklanmadığını'mı anladınız? Allah Hud 1. ayetinde, Kur’an kast edilerek, hâkim yani hükümranlığını yürüten hükmeden, hikmet sahibi olan, gizliyi saklıyı bilen Allah katından bir kitap olduğu söyleniyor. Daha sonrada bizleri dinimiz ve imanımız adına bağlayan, tüm bilgilerin MUHKEM, yani şüphe götürmeyecek şekilde açık ve tartışmasız, güçlü anlamı olduğu ve daha sonrada bu ayetlerin Allah tarafından Kur'an'da, ayrıntılı bir şekilde açıklandığını bildiriyor. Hatta bir başka ayette de, bu bilgileri doğrulamak için. BİZ HERŞEYDEN NİCE ÖRNEKLERİ, DEĞİŞİK ÖRNEKLERLE, İFADELERLE VERDİK Kİ ANLAYASINIZ DER. Bu ayete iman ettiğimizi söylediğimiz halde, hala bunun nasıl tam tersini söylemeye devam ederiz, doğrusu bunu anlamakta zorluk çekiyorum. GÜNÜMÜZ İSLAM İNANCI BU VE BENZERİ ALLAH'IN UYARILARININ TAM TERSİNİ DİN DİYE YAŞIYOR. BU YOLCUĞUN SONU HÜSRANLA BİTER, HATIRLATIRIM. Müddesir 11. ayette Alla Resulüne, onun için hesap günü KULLARIMLA BENİ BAŞBAŞA BIRAK, SAKIN ARAMA GİRME DİYE BOŞUNA UYARMIYOR.
Bizler ne yazık ki dinin temeli, anası olan MUHKLEM ayetlerin peşine düşmek yerine MÜTEŞABİH, yani zamanla ilimle ortaya çıkacak, dinimizi ve inancımızı yaşarken bizi bağlamayan ayetlerin harflerin, kelimelerin peşine düşüyoruz. Allah'ta bu konuda bizleri uyarıyor ve diyor ki, sizler önce dinin anası-temeli olan sorumlu olduğunuz MUHKEM ayetlerin ardına düşün ve hayatınıza geçirin. Müteşabih ayetler zamanla ortaya çıkacak ve sizlerde bunları gördüğünüzde, imanınız artacak diye bizleri bilgilendiriyor. Allah Ali İmran suresi 7. ayetinde bu konuda bizleri uyarıp,” Kalplerinde eğrilik olanlar, fitne çıkarmak ve onu tevil etmek için ondaki müteşâbih âyetlerin peşine düşerler.” Diye örnek veriyor. Gelelim Hud suresi 2. ayete. Dikkat ederseniz birinci ayetinde, Kur’an'ın MUHKEM ayetlerini bizzat Kur’an'ın yani Allah'ın açıkladığını söylemişti. Çünkü Muhkem ayetler dinin anası, temeli ve bizlere yol gösterici ayetler olup, bizlerin sorumlu olduğumuz ayetlerdir. Bunu da Kur’an'ın bir başka ayetinde açıklar bizlere. Peki, Hud suresi 2. ayette ne söylüyor Rabbimiz?
Allah Kur’an'ın muhkem ayetlerini, yani imanımız adına sorumlu olduğumuz ayetleri KUR’AN DA BİZZAT AÇIKLADIK Kİ, YALNIZ ALLAH'A İBADET, KULLUK EDESİNİZ diye uyarıyor ve elçisinin bunu bizzat bizlere bildirmesini istiyor. Önce şunu açıklığa kavuşturmak isterim. Kulluk etmek, Rabbin emirlerine, kayıtsız şartsız uymak ve gereğini yapmaktır. Bir başka deyişle din adına şüphe duymadan Kur'an'ın bahsetmediği açıklamadığı, detay vermediği bir konu hakkında, koşulsuz birilerine itaat ediyorsak, sözlerini din diye yaşıyorsak, onlarada kulluk ediyoruz demektir. Buda Kur'an'a göre şirktir ve Allah böyle kullarımı bağışlamam diyor. Allah'ın ayetleri açıklamasının nedeni üzerinde, lütfen dikkatle düşünelim. ALLAH SORUMLU TUTTUĞU DİNİ YAŞARKEN, İMTİHANLARINI VERİRKEN KULLARININ, BAŞKALARINA MUHTAÇ OLMASINI İSTEMİYOR VE BÖYLECE BİZLERİN ALLAH İLE ALDATILMAMIZIN ÖNÜNÜ KESİYOR. Bu uyarılara uymayıp hala kendilerine güvenilir VELİLER edinenleride, mahşer günü hiç kimse elimden alamaz diyerek ikaz ediyor.
Ama din simsarcıları, bizlere dini anlattığını söyleyen Allah ile aldatıcı RUHBANLAR, bu gerçeği bizlerden gizleyerek, toplumu istedikleri gibi yönetebilmek adına, sizler Kur’an'ı anlayamazsınız, ayetler birçok anlamlara gelir detaylıda değildir, siz hangi ilminizle bunu anlayacaksınız diyerek, toplumu tedirgin ediyorlar. Hatta mezheplerin dine yaptığı ilaveleri örnek verip, hadi bana sabah namazının kaç rekat olduğunu gösterin bakalım Kur'an'dan diyerek, toplumun kafası karıştırılmaktadırlar. Lütfen unutmayalım, Allah salat edin namaz kılın diyorsa, bunu en basit kolay bir şekilde Kur'an'da açıkladığını unutmayalım ve bizlere mezheplerin öğretisini Kur'an'da aramayalım. Arayıp bulamadığımızda, Kur'an'ı haşa eksik görürcesine sözler söylemeyelim pişman oluruz. Lütfen bunlara kanmayalım. Aldanmamak istiyorsak Kur’an'a müracaat edelim, onu anladığımız dilden bolca dikkatle ayetler arasında bağlantı kurup okumalı ve üzerinde düşünmeliyiz. BİR MÜSLÜMAN, GÖSTERDİĞİ ÇABASI ÖLÇÜSÜNCE KUR’AN'I ANLAYACAK, ONDAN İSTİFADE EDECEKTİR.
Ayetin devamında da Allah'ın Elçisi, ben Allah'tan gelen bir UYARICI VE MÜJDECİYİM DİYOR. Bakın Elçi görevini ve yetkisini bizlere hatırlatıyor. UYARICI VE KUR'AN'IN MÜJDESİCİ OLDUĞUNU BİLDİRİYOR. Kur'an'ı açıklayan yada detaylandıran değil. Tüm bu bilgilere ve uyarılara rağmen, bizler Allah'ın Elçisini öyle yetki ve sorumluluklarla donatıyoruz ki, neredeyse Allah'ın Elçisini dinde HÂŞÂ, Allah'ın hüküm ortağı konumuna getirdiğimiz gibi, Allah'ın açıklamadığını açıklamış gibi gösteriyoruz. Hiç düşünmüyoruz, Allah detayı verilmemiş, açıklanmamış bir kitaptan, bizleri sorumlu tutar mı? Allah'ın Resulü açıklanmamış bir ayeti açıkladıysa, neden Kur'an'ı açıklanmış olarak yazdırmamış, onuda mı akıl edemiyoruz? AKIL DEVRE DIŞI KALINCA, BU SORGULAMAYI NE YAZIK Kİ YAPAMIYORUZ. Onun için Allah düşün, aklını kullan ey kulum diye uyarıyor. Allah'ın elçisine verdiği görev ve sorumluluğundan, bazı örnekler hatırlatmak istiyorum, konu daha iyi anlaşılsın diye.
"ARTIK SEN ÖĞÜT VER! SEN ANCAK BİR ÖĞÜT VERİCİSİN." (Gaşiye 21) (Diyanet meali)
"RESULE DÜŞEN APAÇIK TEBLİĞDEN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR." (Ankebut 18) Diyanet meali.
"BİZ RESULLERİ, SADECE MÜJDELEYİCİLER VE UYARICILAR OLARAK GÖNDERİRİZ." (Kehf 56) Diyanet vakfı meali
"SENİN GÖREVİN SADECE TEBLİĞ ETMEKTİR." (Rad 40) Diyanet meali.
"BEN SADECE BANA VAHYEDİLENE UYARIM. BEN SADECE APAÇIK BİR UYARICIYIM." (Ahkaf 9 ) Diyanet meali.
Değerli din kardeşlerim dinin anası, temeli olan bilgilerin Kur’an'da MUHKEM, yani şüphe duymayacak şekilde açık ve örneklerle izah edildiğini ve bunu bizzat Allah'ın söylediğini unutmayalım. LÜTFEN KİME İNANACAĞMIZA, GÜVENECEĞİMİZE DOĞRU KARAR VERELİM. YOKSA HİÇ KİMSENİN YARDIMI, ŞEFAATİ OLMADIĞI MAHŞER GÜNÜ, ÜZÜLENLERİN SAFINDA BULURUZ KENDİMİZİ. Beşerin uydurma yalanlarına değil, gelin ALLAH'IN KORUMASINDAKİ SÖZLERİNE/AYETLERİNE KULAK VERELİM. Ölüm bizlere çok uzak gibi görünür, hatırlamak istemeyiz. Unutmayalım ölüm bizlere, BİR NEFES ALIMI KADAR YAKINDIR. Dikkatli olmazsak, hesabın görüleceği O çetin gün, mutlaka çok ama çokkkkk pişman oluruz, bunu unutmayalım.
Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK.
https://kuranadavet1.wordpress.com/
https://twitter.com/KURANA_DAVET
http://www.hakyolkuran.com/
https://www.facebook.com/Kuranadavet1/
https://hakyolkuran1.blogspot.com/