KUR'AN A DAVET

 

 

 

AMACIMIZ HURAFEDEN, BATILDAN ARINMIŞ BİR İSLAM YAŞAMAKTIR. ONUN İÇİNDE REHBERİMİZ,  ALLAH IN KORUMASI ALTINDA Kİ, YALNIZ KUR'AN DIR.

YAZILARIMIN OLDUĞU DİĞER SİTELERİM.

 

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 
Takvim

 
Gerekli Linkler

 
KUR'AN IN ÖRTÜNME, GİYİM KONUSUNDAKİ UYARILARI.
Kur’an kadının ya da erkeğin, nasıl bir giysi, kıyafet giyeceği konusunda bir kıyafet tarifi yapmamıştır. Bunun nedeni Kur’an ın evrensel oluşundandır. Ayrıca Kur’an her toplumun geleneklerine, mevsimsel farklılıklarına uygun bir şekilde genel hitaplarda bulunmuş ve asla giyim kuşam konusunda bir kıyafeti tarif etmemiştir.
 
Kıyafet tarifi yoktur ama kadın ya da erkeğin giyimleri konusunda, dikkat etmeleri gereken noktaların uyarısını da elbette Kur’an yapar. Gerisi kişinin TAKVASINA VE İMTİHANINA KALMIŞTIR.
 
Araf 26: Ey Âdemoğulları! SİZE AYIP YERLERİNİZİ ÖRTECEK GİYSİ, süslenecek elbise yarattık. Takvâ elbisesi... İşte o daha hayırlıdır. Bunlar Allah'ın ayetlerindendir. Belki düşünüp öğüt alırlar (diye onları indirdi). (Diyanet vakfı meali)
 
İşte Kur’an böyle nokta atışları ile uyarılarını açıkça yapar ve hayata geçirilme konusunu da, toplumun hem geleneklerine, hem de çağın gereklerine bırakır. Yani sınırlama yaparak, sorumluluk altına sokmaz Rabbimiz kullarını. Yani Allah ın, yemin olsun ki bu kitabı sizler için kolaylaştırdık hükmüne, uygun emirler verir.  
 
Peki, ayette nasıl bir uyarı var. Kadın ya da erkek ayırmadan, bizlerin cinsel bölgelerimizi örtmemizi özellikle emrediyor. Dikkat ederseniz bunun detayına özellikle girmiyor. Bununda elbette bir hikmeti ve bizler için bir güzelliği var ama bunun ne yazık ki farkında değiliz. Sanki Rabbimiz hâşâ detaya girmeyi unutmuş gibi, bizler kendi nefsimizden erkekler ve kadınlar olarak, inanılmaz farklı sınırlar çiziyoruz, detaylar belirliyoruz. Ayetin devamında ise süslenecek kıyafetlerden bahsediliyor. Demek ki güzel, süslü kıyafetler giyinmek Allah ın emri. Tabi bunun bile tersini söyleyip, kadın süslü ve güzel kıyafet giyemez, kadın yalnız kocasına karşı güzel kıyafet giyer diyerek, ne yazık ki Allah ın hükümlerini anlamamakta direniyoruz.
 
Ayetin devamında ise çok önemli bir uyarıda bulunuyor Allah ve diyor ki, yaptığım bu uyarılardan sonra nasıl giyinirsiniz elbette bu sizin sorumluluğunuz, ama benim için dış görünüşünüz den çok, TAKVA ELBİSENİZ ÖNEMLİDİR. Peki, bu ne anlama geliyor. Takva Allah ın emirlerine uyup, yasaklarından uzak durmak ve Allah ın sevgili kulu olmak için çaba harcamak anlamındadır. YANİ SENİN HAYATIN, YAŞAMIN, DAVRANIŞLARIN KUR’AN I YANSITMIYORSA, NE GİYERSEN GİY BOŞUNADIR DİYOR. ALLAH A SAYGILI OLAN, ALLAH IN UYARILARINI TEBLİĞ ALAN BİR MÜSLÜMAN, ONUN İSTEDİĞİ GİBİ GİYİNMESİNİ BİLİR
 
Kur’an yine giyim konusunda, Nahl suresi 80 ve 81. ayetlerinde,  sizleri sıcaktan, soğuktan ve savaşlarda koruyacak elbiseler, hayvanların deri ve yünlerinden giysiler ve döşemelik eşyaların yapılması için nimetler verdi diye bilgi verir. 
 
Nur suresi 30. ayetinde Allah erkekleri ikaz ederek, bakın nasıl uyarır.   “Harama bakmamalarını ve iffetlerini korumalarını söyle! Çünkü bu, kendileri için daha güzel bir davranıştır.” Buradan da anlıyoruz ki, erkekte Allah ın yasaklarına uyacak ve Allah ın haram dediğine bakmayacak, iffet ve namuslarını koruyacaktır. Dikkat ederseniz bu uyarı erkeğe yapılıyor. Karşısında bir kadın varsa, bu kadın bir erkeği yoldan çıkarmaya çalışıyorsa, iman etmiş bir erkek bu yanlışa uymaz diyor. 
 
Aynı ayetin devamında, yani Nur suresi 31. ayetinde de kadına sesleniyor Allah ve erkeğe yapılan uyarının aynısını yapıyor ve diyor ki; “Mümin kadınlara da, gözlerini haramdan sakınmalarını ve namuslarını korumalarını söyle” Aynı sözleri bu sefer kadın için söyleyebiliriz. İman eden bir kadın kendisini haramdan korumalı, namusuna sahip olmalıdır diyor. Nur suresi 31. ayetin devamında ise, kadının çok özel bir bölgesine dikkat çekiyor ve özellikle bu gölgenin kapatılmasını istiyor Allah. Demek ki o devrin toplumundaki kadınların, bu bölgeleri fazla açık olmalı ki, bu uyarı yapılıyor.
 
Bu bölge kadının göğüs bölgesidir. Gerçektende bir kadının, ilk önce dikkat çeken cinsel bölgesi göğüsleridir. Onun için ayette de bakın nasıl bir uyarıda bulunuyor.“Süslerini, kendiliğinden görünen kısmı müstesna, açmasınlar. Başörtülerini yakalarının üzerine salsınlar.” Ayette geçen bu uyarıları bizler ne yazık ki allayıp pullayıp, kendi batıl inançlarımıza adapte etmekten çekinmemişiz. Allah kadının süsleri/ziyneti olarak göğüslerinden bahsettiği halde, bu kelimelere bile farklı anlamlar verip süs eşyası diyenler bile çıkmıştır. Hâlbuki Allah kendiliğinden görünen sözüyle, göğsün örtüldükten sonra, kendiliğinden görülen büyüklük yani iriliğinin bir sorun olmayacağını zikrettikten sonra, HIMARLARINI yani örtülerini yaka açıklığını kapacak şekilde örtmeleri emrini veriyor. Çok ilginçtir, kadının göğsünün kapatılması anlatılırken,  kendiliğinden görünen sözünden, ayette hiç bahsedilmemesine rağmen, bunlar eller ve kadının yüzleridir diyerek, ayet çok farklı yerlere çekilmiş ve ayetin yanlış anlaşılmasına neden olmuşlardır.
 
Burada geçen HIMAR kelimesine, başörtüsü anlamını verip, başörtüsüyle göğüs açıklığını örtsünler diye tercüme edilmiştir. Ama Kur’an da geçen kapatma emriGÖĞÜS AÇIKLIĞI, GÖĞSÜN DEKOLTESİDİR. Kadının başının örtülme emrini Kur’an da göremeyenler, Allah bu ayette bakın başörtülerinizle göğüslerinizi örtün diyor. Bu ayette belki açıkça değil ama dolaylı olarak, kadının başını da kapatması emrini anlamalıyız, diyecek kadar zorlama bir hüküm çıkartmaktadırlar. Unuttukları ise, Kur’an ın hükümlerinin dolaylı değil, açık ve nice örneklerle izah edildiği gerçeğidir. Onun için şunu açıklıkla söyleyebiliriz.KUR’AN IN HİÇBİR AYETİNDE, ALLAH KADIN SAÇINI ÖRTMELİDİR, SAÇINI GÖSTERMESİ HARAMDIR DEMEMİŞTİR. Böyle bir hüküm vermeyen Allah, sizce açıkça vermediği bir hükümden, kadınları sorumlu tutar mı? Yine kadınların giyimi ile ilgili Kur’an da geçen ayet, Ahzab 59. ayettir. Ayeti yazalım. 
 
Ahzab 59: Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin kadınlarına (bir ihtiyaç için dışarı çıktıkları zaman) DIŞ ÖRTÜLERİNİ (CİLBABLARINI) ÜSTLERİNE ALMALARINI SÖYLE. Onların tanınması ve incitilmemesi için en elverişli olan budur. Allah bağışlayandır, esirgeyendir. (Diyanet vakfı meali)
 
Ayete dikkat ettiyseniz, hiçbir kıyafet tarifi yapmadan, kadınların bir ihtiyaç için evin dışına çıktıklarında, evin içinde giydikleri daha rahat ve açık kıyafetle değil, üzerlerine bir giysi giyerek çıkmaları isteniyor. Tekrar söylüyorum, hiçbir giyim şeklini, kıyafeti tarif etmeden yapıyor bunu. Çünkü Kur’an yalnız peygamberimiz dönemi Araplarına değil, tüm toplumlara, hatta tüm zamana hitap edecek şekilde indirilmiş eşsiz bir rehberdir. Ne yazık ki bizler bu nurun aydınlığından faydalanamadığımız, onun içine batıl karıştırdığımızdandır ki, Kur’an dan istifade edemiyoruz ve onu hiç anlayamıyoruz. Bu ayette geçen CİLBAB kelimesine, öyle bir anlam verenler var ki, kadının tamamı çarşafla kapatılmış, hatta peçeyle örtülmüş bir kıyafet olduğunu söyleyenler bile vardır. Her konuda olduğu gibi, bu konuda da haddimizi aşarak, Allah ın hiç bahsetmediği sözleri söylemekten, ayetlere ilave etmekten çekinmiyoruz. Hâlbuki cilbab dış giysi anlamındadır. Eğer belli bir kıyafet olsaydı, Rabbimiz onunda detayını açıkça verirdi. 
 
Nur suresi 60. ayette de yaşlanmış kadınların, yine dikkatli olmaları şartıyla, dışarıya çıkarken daha rahat bir kıyafetle çıkabilecekleri bilgisi verilir. Bu ayette anlatılmak istenen, elbette yaşlanmış kadınların, açık saçık çıkabilecekleri değil, genç ve daha çok dikkat çeken kadınların giyimlerinde daha özenli ve dikkatli olmaları gerektiği anlatılmaktadır. 
 
Sanki Hâşâ Rabbimiz Kur’an da kadın giysisi hakkında, detay vermeyi unutmuş gibi mezhepler, tarikatlar, fıkıh baskısıyla özelikle, kadın kıyafeti için öyle şeyler anlatılıyorlar ve kıyafetler tarif ediyorlar ki, erkeklere bir gün giyin bakalım bunu dese kadınlar, inanın erkekler giymezler. Her ne hikmetse erkekler kendi kıyafetleri konusunda, çok fazla konuşma gereği duymamışlar.
 
Kıyafet konusu, önemli olan ülkelerin gelenekleri ve kültürlerinin kabul ettiği, toplumun değer yargılarıdır. Örneğin büyük şehirlerde, herkesin normal karşıladığı, toplumun dikkatini çekmeyen kıyafetler, ülkemizin bazı bölgelerinde, köylerde kabul edilmeye bilir. Hatta bu giysi kötü bir kadın giysisi olarak bile kabul edilebilir. Onun içinde bu bölgelere giden kadınlar, giysilerini değiştirir, köylerinde kabul gören kıyafetleri giyerler. Bu doğru bir davranıştır.
 
Ahzab suresi 59. ayetin uyarısı da aslında bu konuya dikkat çekiyor. Kadınların dışarı çıkarken, üzerlerine dış giysilerini giyilmesini istemesinin asıl nedeni, ayetin sonunda açıklanıyor ve bakın ne diyordu? “ONLARIN TANINMASI VE İNCİTİLMEMESİ İÇİN EN ELVERİŞLİ OLAN BUDUR.” Yani açık saçık giyinmeyen, iyi bir kadın oldukları giysilerinden belli olsun ki, taciz edilmesin ve bu kadınlar hakkında erkeklerin kötü amaçları olmasın, diye açıklama yapılıyor. 
 
Değerli din kardeşlerim. Ne yazık ki bizler her konuda olduğu gibi, kadınlarımızın giyimi konusunda da öyle farklı kıyafetleri Allah ın emri diye, geleneksel FIKIH inancımıza sokmuşuz ki, şimdide neyin doğru, neyin yanlış olduğunu anlamakta zorluk çekiyoruz. Düşünebiliyor musunuz, Allah tek kelime bile hüküm vermediği halde, kadının saçının bir telini göstermesinin HARAM olduğunu, kadın saçını gösterdiğinde, cehennemlik olabileceğini bile söyleyebiliyoruz. 
 
Bizler şirk batağına öyle battık ki, bu bataklık bizi yuttukça yutuyor. Çırpındıkça daha da batıyoruz.  Artık Kur’an a dönmemizin zamanı geldi ve geçiyor. Allah uyarıyor, Kur’an ın ipine sarılın. Hükmetmediğim konularda, yalanlar, iftiralar atarak, bunlarda Allah katındandır demeyin diyor bizlere. 
 
Akıllı bir Müslüman ın yapacağı tek bir şey var. Bir söz söylendiğinde, din adına bir konu ortaya atıldığında, bunu önce Kur’an a sormalıyız ve demeliyiz ki,ALLAH BU KONUDA NE SÖYLÜYORAnahtarımız, sloganımız bu olmalıdır. Allah ın dışında kim ne söylüyorsa söylesin, bizleri bağlamaz. Lütfen unutmayalım, peygamberimizde bu yolu izlemiş ve Allah ın hükümlerinin dışına asla çıkmamıştır. Çünkü aldığı emir, “SANA İNDİRLİĞİMLE KULLARIMA HÜKMET” Bunun dışında söylenen her söz, hem Allah a hem de elçisine iftiradır lütfen unutmayalım.
 
 
Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK