KUR'AN A DAVET

 

 

 

AMACIMIZ HURAFEDEN, BATILDAN ARINMIŞ BİR İSLAM YAŞAMAKTIR. ONUN İÇİNDE REHBERİMİZ,  ALLAH IN KORUMASI ALTINDA Kİ, YALNIZ KUR'AN DIR.

YAZILARIMIN OLDUĞU DİĞER SİTELERİM.

 

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 
Takvim

 
Gerekli Linkler

 
BANKA FAİZİ VE KAR PAYI ALDATMACASI.
Yaşantımıza bizler Kur’an ile yön veremediğimiz için, birileri bu eksikliğimizi kullanarak, çok güzel bizleri yönetiyorlar.
Bizleri her konuda, kendi çıkarları doğrultusunda aldatanlar, kazandığımız paranın da bir şekilde peşine düşerek, kendi menfaatlerine kullanmanın yolunu bulmuşlardır. Yazımın konusu, bugün bankacılık sektöründe, faiz adıyla isimlendirilen nemalandırmanın/getirinin, Allah ın Kur’an da bahsettiği RİBA nın, aynı anlamda olup olmadığı konusu üzerine olacaktır. Bir de katılım bankacılığı adı altında, halkın nasıl aldatıldığı konusu üzerinde birlikte düşünelim. Önce Kur’an a bakalım, Allah bu konusunda neler söylüyor..
 
Ali İmran 130: EY O BÜTÜN İYMAN EDENLER! ÖYLE KAT KAT KATLAYARAK RİBA YEMEYİN, ALLAHDAN KORKUN Kİ FELAH BULASINIZ. (Elmalı orijinal meali)
 
Bu ayet tercüme edilirken Riba kelimesi, Faiz diye tercüme ediliyor. Acaba Kur'an da bahsedilen Riba ile günümüzde bankaların aldığı yada verdiği faiz aynı şeyler mi? Allah bu ayetinde kat kat RİBA yemeyin derken, hangi konunun dikkatini çekiyor. Eğer bunu doğru anlarsak, bugün bizleri Allah ile aldatanların tuzağına düşmeyiz. Kur’an, ayetler üzerince düşünmemizi emreder. Gelin bu konuyu birlikte düşünelim. Bir arkadaşınız sizden borç para istedi ve dedi ki, bu paranı sana ancak, 6 yada 12 ay sonra geri ödeyebilirim. Bazı kardeşlerimiz bu konuyu düşündükleri için, yakınına/arkadaşına borç verdiğinde, YA ALTINI ÖLÇÜ ALIR, YA DA ENFLASYONDA ERİMEYEN YABANCI BİR PARA BİRİMİNİ. Peki neden? Parasının değerini koruması için elbette. Aslında hepsinde amaç aynıdır, verende zarar etmesin, alanda. Ama dikkat ederseniz, borç alınan para bu şartlarda ödendiğinde, zamanın uzunluğuna göre, mutlaka daha farklı miktarlarda geri ödenir, tabi enflasyonist ortamlardan bahsediyorum.
 
Eğer enflasyon, yani paranın değeri hiç düşmeyen yada çok az enflasyon olan bir Ülkede yaşıyorsanız, ya paranızı verdiğiniz miktarda geri alırsınız, yada çok az da olsa enflasyon farkı koyarsınız geri alırken. Eğer enflasyonist bir ortamda yaşıyorsak, günümüzde olduğu gibi, paranın o günkü değeri ölçüsünde geri almamız gerekmez mi? İşte Allah da ayetinde bunu anlatıyor. Geri alırken bunun hesabını yapın, SAKIN KAT KAT FAZLASINI GERİ ALMAYA KALKMAYIN DİYOR. Şunuda düşünün lütfen. Bir ülkede enflasyon artınca bankalardaki faiz oranları artar, enflasyon düşünce faizde düşer. Demek ki günümüzdeki faiz, enflasyonla orantılı hareket ediyor. Peki Kur'an ın Ali İmran 130. ayetinde bahsedilen kat kat arıtılmış RİBA yemeyin derken Allah neyi  kast ediyor olabilir.
 
Hatırlatmam gereken konu ise, bizlerin dilimize faiz ismiyle Kur’an dan çevirdiğimiz kelime RİBA dır. Riba artmak, çoğalmak anlamındadır ki, buna karşılıksız, haksız artma, çoğalma diyebiliriz. Allah bunu yasaklamıştır. Allah alışverişi helal, ribayı haram kılmıştır. Dikkat etmemiz ve üzerinde dikkatle düşünmemiz gereken, Allah ın Kur’an da bahsettiği RİBA ile günümüzde ENFLASYON ORANINDA bankaların aldığı, ya da verdiği faizin aynı değildir. KUR'AN IN BAHSETTİĞİ RİBA, GÜNÜMÜZDE TAM OLARAK TEFECİLİĞİN KARŞILIĞIDIR.
 
Riba nın gerçek anlamını tarif etmek gerekirse, EMEK VE GAYRET KARŞILIĞI OLMAYAN, HER TÜRLÜ HAKSIZ ARTIŞ DİYE TARİF ETMEMİZ YANLIŞ OLMAZ. Yani birisine borç verdiğinizde, aradan geçen zaman ölçüsünce değer kaybını telafi edecek, alın terinizle kazandığınız paranın gerçek değerinde geri almanız gerekir. Buda Riba değildir. Buradan yola çıkarak, sizden bir yıl önce borç para alan bir kişiden, bir yıl sonra enflasyon oranında ana paranın haricinde fark yani fazla para almanız, asla riba değildir diyebiliriz. Ama enflasyonun üzerinde geri almaya çalışıyorsanız, işte bu ribadır. Bankaya yatırılan para, ticaret yapamayan kişilerin parasının, enflasyonda erimesini önlemek ve ticarette sermaye, kapital olarak kullanılmasına hizmet etmektedir. Cahiliye döneminde, zor durumlarda olan insanların malları, kat kat faiz alınarak ellerinden alınıyormuş. Allah Nisa 161. ayette de bu konuya dikkat çekiyor ve bakın ne diyor.
 
"Yasaklanmış olmalarına rağmen RİBAYI almaları VE HAKSIZ YOLLARLA İNSANLARIN MALLARINI YEMELERİ YÜZÜNDEN, onların küfre sapmalarına korkunç bir azap hazırladık."
 
Buradan da anlaşılıyor ki, Allah ın bahsettiği RİBA, günümüzde TEFECİLİĞİN tam karşılığıdır. Tefecilerde zor durumdaki insanların varını yoğunu, kat kat artırarak aldıkları RİBA, insanları zor durumda bırakmaktadır. Kur’an toplum içinde insanların, birbirilerine maddi yardımda bulunmalarını özendirmiş, verilen borcun geri alınmasında, verilen paranın değeri üstünde geri alınması engellenmiştir. Böylece toplumlar arasında, yardımlaşmanın yolu açılmıştır. Şimdide günümüzde ki, bankaların durumuna birlikte bakalım. Dikkat ederseniz bankalar, halktan aldıkları parayı, ihtiyaç sahiplerine satarlar. Bir başka deyişle, bankalar parayı satan işleten, sermaye piyasasına, işletme sahiplerine sermaye yapan, ya da üretilen malların satışında kolaylıklar sağlayan bir aracı kurumdur.
 
BU TÜR İŞLETMELER TOPLUMLARIN GENİŞLEMESİ, BÜYÜMESİ VE HALKIN BİRBİRİLERİNE YARDIM EDEMEZ DURUMUNA DÜŞMESİ SONUCUNDA, ORTAYA ÇIKMIŞ KURULUŞLARDIR VE TÜM İSLAM ÜLKELERİNDE DE VARDIR. FAİZ KELİMESİNİN ADINI DEĞİŞTİREREK, KAR PAYI DENMESİ, GERÇEKLERİ ASLA DEĞİŞTİRMEZ. Bankalar bir işletmedir. Ülkenin içinde bulunduğu riskleri hesaplayarak, para biriktiren kişilerin paralarını, riskleri hesap ederek, para sahibine bir kar payı verir ve o paraya kendiside bir kar payı koyarak, ihtiyaç sahiplerine satar. İşte bankaların çalışma sistemi böyledir. Bunun Kur’an ın bahsettiği RİBA ile hiçbir ilgisi yoktur. Ayrıca tüm Müslüman ülkelerde, devlet yönetiminde de faiz kullanılır. Borcunu zamanında ödeyenle geç ödeyen arasındaki adaletsizliği, bu şekide fazla alarak dengeler.
 
Eğer bankalar toplumun içinde bulunduğu zor günlerde, olağan üstü durumlarında, sırf kendi çıkarları için kat kat artırarak verdiği borcu geri alıyorsa, işte buna RİBA diyebiliriz. Ama böyle yapılmasına, devleti yönetenler izin vermez. Banka faizlerinin yüksek olması, ülkenin doğru yönetilip yönetilmediğiyle, doğru orantılıdır. Bütün dünyada bankacılık yoluyla, insanlar kendi güçleri nispetinde evler, arabalar alıyor, ihtiyaçlarını karşılıyorlar. Dikkat ederseniz, bu alınan borcun geri ödemesi, borcu alanı zor durumda bırakmadan ihtiyacını görüyor, rahatlıkla geri ödeniyor. Tabi ülkeyi yönetenler enflasyona dizgin vurmuş ve fiyat artışları sürekli olmuyorsa.  ÖRNEĞİN AVRUPADA BANKARIN BORÇ VERME FAİZ ORANLARI YÜZDE 2 YADA 3 Ü GEÇMEZ. PEKİ ÜLKEMİZDE NEDEN ÇOK YÜKSEK?  YORUMUNU SİZLERE BIRAKIYORUM.
 
Bizleri inancımızla aldatanlar, ne yazık ki bu konuda da ellerinden gelenleri yapmışlar ve elimizdeki parayı istedikleri gibi kullanmanın yolunu bulmuşlardır. Yakın geçmişte, kar payı dağıtıyoruz, kârada zarara da ortak çalışıyoruz, biz banka değil FİNANS KURULUŞUYUZ, bankacılık ve onun verdiği faiz haramdır diyerek, binlerce kişinin parasına el koydular, iflas ettik dediler ve işin içinden sıyrıldılar. Binlerce mağdur insan yarattılar. Çok ilginçtir daha önce faiz haramdır diyen kuruluşlar, şimdi bankacılık ismi adı altında çalışmaya başladılar. Bu bankalara girdiğimizde, biz faizsiz bankacılık yapıyoruz, katılım bankacısıyız diyorlar. Peki, bu katılım bankaları nasıl çalışır, şartları neymiş önce ona bakalım.
 
"Katılım Bankaları, mali sektörde faaliyet gösteren, reel ekonomiyi finanse eden ve bankacılık hizmetleri sunan kuruluşlardır. Katılım Bankaları tasarruf sahiplerinden topladıkları fonları, faizsiz finansman prensipleri dâhilinde projelerde değerlendirerek (tüketicilere ve işletmelere fon kullandırım), oluşan KAR VEYA ZARARI YİNE TASARRUF SAHİPLERİYLE PAYLAŞIRLAR. "
 
Ne dersiniz bu sözler sizlere, geçmişte olan bazı üzücü olayları hatırlattı değil mi? Allah yardımcımız olsun. Dikkat ederseniz tasarruf sahiplerinden aldığı fonları yani paraları, mali sektörde kullandıklarını söylüyorlar ama faizsiz finansman prensipleri dâhilinde diye de özellikle belirtiyorlar. Peki diğer bankalar, farklı bir yerde mi kullanıyor müsterilerinden aldıkları paraları? Elbette hayır. Onlarda aynı mali sektörde reel ekonomiye finans sağlıyorlar. Peki, aradaki fark nedir? Bu konuda sizlere vereceğim örnek, bizleri inancımızla aldatanların kazancımızı, paramızı nasıl acımasızca yönetmek için çalıştıklarına, güzel bir örnek olacağına inanıyorum. Tabelalarında banka yazdığı halde, biz faiz vermiyor ve almıyoruz diyen bir katılım bankasına girdim. Bilgi almak istiyorum dedim ve gerçekten çok kibar ve saygılı iki görevliyle konuşmaya başladım.
 
İlk sorum, benim elli bin liram var ve aylık vadeli hesaba yatırmak istiyorum dedim. Cevabı biz faiz vermiyor, ama kar payı veriyoruz diyerek anlatmaya devam ettiler. Bize yatıracağınız paranızı çalıştırıyoruz ve yüzde 75 ini size veriyoruz, yüzde 25 ini biz alıyoruz diye izah etti. Bunun getirisi/kar payı ay sonunda belli oluyor diyerek, sorumu cevaplandırdı. Yani ben üç aylık ya da beş aylık paramı vadeli yatırmak istediğimde, getiri oranlarını şimdiden veremeyeceğini belirttiler. Konuyu daha açıklığa kavuşturmak içinde, on bin lira kredi almak istesem ve on ayda ödemeyi seçtiğimde, geri nasıl ve ne kadar öderim diye sordum, bu konu sanırım 2015 yıllarında geçmişti. Lütfen verilen cevap üzerinde dikkatle düşünelim.
 
Biz kredi olarak size nakit para vermiyoruz, siz almak istediğiniz malı peşin alıyorsunuz ve taksit miktarını belirliyorsunuz, biz o mala karşı ödemeyi o firmaya yapıyoruz diye açıklama getirdiler. Ne yazık ki toplumu öyle Allah ile aldatıp, Allah ın ayetleri ile oynuyorlar ki, insanlara adeta söyleyecek söz bırakmıyorlar. Bakara 275. ayetinde Allah, ribayı meşrulaştırmak isteyenlere örnek verip şöyle dediklerini söyler. "ALIM SATIM DA TIPKI FAİZ GİBİDİR”  Bunları söyleyenlerin, şeytanın çarptığı kişiler olduğunu söyler Allah. Allah yine aynı ayetinde, ALIŞVERİŞİ HELAL RİBAYI HARAM KILDIĞI açıklamasını yapar. Katıılım bankaları, Allah ın bu ayetlerinin ardına gizlenip, adeta kendilerince yaptıklarını meşrulaştırmak adına, bizler faiz alıp vermiyoruz, ticaret yapıyoruz, bizden alacağınız krediyi size vermiyoruz, direk malın sahibine vererek, böylece alış veriş yapmış oluyoruz diyorlar. İyide bizden aldığın fazlalık para ne olacak bu durumda? Katılım bankaları bizleri haramdan koruyan kuruluşlar mı? Allah beni bizzat imtihan ediyor, ben ihtiyacımdan dolayı bu bankadan borç alıyorum. Onu hangi ihtiycıma kullanacağımı ben bilirim ve ben bizzat Allah a karşı sorumluyum yaptıklarımdan. Konuyu daha iyi anlayabilmek için, ben 10.000 liralık mal aldım, bunu on ayda ödemeyi seçtim. Size on ay sonunda kaç para olarak ödeyeceğim dediğimde, bana yaklaşık 10.700 TL olarak ödeyeceğimi hemen söylediler.
 
Şimdi gelin bu cevabın üzerinde, birlikte düşünelim. On ayda ödediğim 700 lira ya, bahse konu katılım bankası kar payı ya da buna benzer vade farkı dedi. Peki diğer bankaların bundan farkı ne? BU BANKALARIN KAR PAYI DEDİĞİNE, DİĞER BANKALARIN FAİZ İSMİ KOYMASI MI GÜNAH OLAN? Çünkü tüm bankalar aynı işi yapıyor. O bankalar, bizim mal alacağımız kişiye direk parayı vermeyince faiz oluyor, banka vermiş olsa olmuyor mu? LÜTFEN ALLAH IN AYETLERİ İLE OYNAMAYALIM.
 
Dikkat ettiyseniz, parayı kimsenin eline vermiyor ve banka bizi devre dışı bırakıp, malı aldığımız firmayla karşı karşıya kalıyor, böylece kendilerini sütten çıkmış ak kaşık gibi aklıyorlar. Bu işi yapmak için günümüzde, bankadan kredi almaya gerek yok zaten, kredi kartlarına on ay taksitle bu kadar fark ödemeden de, herhangi bir malı alabilirsiniz. Ama bunu yapmasınlar diye, sakın ha karta faiz ödemiş olursunuz sonra diyede, korku salmaktadırlar topluma. Ama kredi kartıyla vadeli alacağımız mala vereceğimiz faiz ya da vade farkı haram/günah diye inandırıldığımızda, hazırlanan bu tuzağa düşmek işten bile değil.
 
Şimdide şu konuya dikkatinizi çekmek istiyorum. Ben paramı katılım  bankasına yatırdığımda, bana paramın getirisi konusunda, hiçbir garanti vermeyip, ancak ayın sonunda o ayın getirisi belli olur dediği halde, benim on bin liralık mal aldığımda vereceği kredinin, ileriye dönük on ayın sonunda vereceğim vade farkının,  yani taksitlerimin ay ay (bana göre buna faiz diyebilirsiniz) ne kadar olacağını söyleyebiliyorlar. Dikkatinizi çekti mi? Yani ben paramı yatırdığımda işletmenin insafına kalacağım, ama kredi aldığımda, ileriye dönük on ayın vade farkı hemen hesaplanarak bana bildirilecek. Sizce bu alış veriş adaletlimi?
 
Katılım bankası, kendisini öyle bir garantiye alıyor ki, adeta hiçbir sorumluluğu yok. PARASINI YATIRAN İNSANLAR, ADETA BANKANIN İNSAFINA BIRAKILMIŞ. Zaten getiri konusunda diğer bankalarla karşılaştırdığınızda, büyük bir farkın olduğunu görürsünüz. Katılım bankasının, diğer bankalara göre getirisi çok az. Ama kredi alırken ödeyeceğimiz anapara farkı,(kar payı) diğer bankalarla aynı. İlginç değil mi sizce? Diğer bankalar ise çok daha farklı, ülkenin içinde bulunduğu riskler hesaplanmış, uzmanlar yakın gelecek hesaplarını yapmış, şartlara göre getiri oranları belirlenmiş ve müşterisinin yatırdığı parasını enflasyona yakın, günün şartlarında getirisini sağlıyorlar. Elbette çok adaletli olduğunu söyleyemem, ama diğer sistemden çok daha adaletli ve halkın yararına olduğunu söyleyebilirim.
 
Şöyle bir soru gelebilir aklınıza. Faiz değil kar payı verdiğini söyleyen kişiler, acaba on ay sonunda benden alacağı fark, yaklaşık 700 TL yi nasıl bir ticaret yaptı da banka için kar payı oldu? Şimdi şöyle diyebilirsiniz, aldığınız malın parasını banka ödedi. Sizde bankaya ödüyorsunuz. Tamamda diğer bankalar, çok farklı bir şey yapmıyor ki. Daha da iyisini yaparak, parayı en azından bazı durumlarda, bizlere güvenerek elimize veriyor. Elimize verdiği için, ben üreticiyle malı aldığım firmayla, daha iyi pazarlık yaparım. Neden araya bankayı sokayım? KATILIM BANKASI PARAYI SİZİN ELİNİZE VERİRSEK, O ZAMAN FAİZ OLUR DİYOR. İşte bizleri böyle inancımzla aldatıyorlar. ÜZÜLEREK SÖYLEMEK İSTERİM, İSLAM I CEMAAT VE MEZHEPLER EKSENİNDE YAŞAMAYA ÇALIŞIRSAK, İŞTE BİZLERİ BÖYLE ALLAH İLE ALDATANLAR HER ZAMAN ÇIKACAK VE İSLAM I DOĞRU ANLAMAMIZI ENGELLEYECEKLERDİR.Tabi bizler düşünmeyi onlara bırakırsak, sonucunun böyle olmasına hiç şaşmayalım. Şöyle bir soru soralım kendimize. Aldığımız aynı değerde malı, diğer bankalardan kredi olarak alsak ve kendimiz ödesek, Acaba katılım bankası adıyla çalışan bankalardan, ödeyeceğimiz meblağ bakımından bir farkı var mıdır sizce?
 
Ne yazık ki hiçbir farkın olmadığını görüyoruz. İsterseniz araştırınız. ARALARINDAKİ FARK BİRİSİ ANAPARAYA ÖDENEN İLAVE FARKA FAİZ İSMİ VERMİŞ, DİĞERİ KAR PAYI DEMİŞ. İşte bu aldatmaca ne yazık ki kelimelere verdiğimiz yanlış anlamlar neticesinde, bugün bizlerin aldatılmasına, kandırılmasına neden oluyor. Yine düşündürücü olan, katılım bankasının bankamatiğinin üzerinde, tüm bankaların ortak ATM sidir, yani tüm bankaların kartıyla para çekilebilir diyor. Bir başka deyişle, bu katılım bankasının bankamatiğinden, başka bankanın banka kartıyla çektiğinizde, komisyon yani faiz alıyor. Hani farklıydı?
 
Aslında yok birbirilerinden farkları. Her ikisi de kapitalizmin getirdiği bir işletme. Genelde halkın hizmetinde değil, sermayenin hizmetinde oluşu, toplumun üzerinde baskı oluşturmaktadır. BİZLERİ YÖNETENLER, EĞER BİRAZ ADALETTEN SÖZ EDİYORLARSA, BU TİCARİ SEKTÖRÜNÜ KONTROL ALTINA ALMALIDIRLAR. ANCAK ÜLKEYİ DOĞRU YÖNETEREK, ENFLASYON BELASINDAN TOPLUMU KORTARMALIDIRLAR. Katılım bankacılığı yapmayan diğer bankalara önerim, faiz ismini kaldırıp, adına KATILIM ORTAKLIĞI KARI demeleridir. Belki böylece toplum, bazı gerçeklerin farkına varabilir.
 
Devlet zamanında vergisini yatırmayanlardan, ilave olarak ne alıyor? Elbette gecikme faizi. Çünkü zamanında vergisini ödeyenle, çok geç ödeyen arasında doğacak adaletsizliği, böylece önlemiş oluyorlar. Bu ve buna benzer örnekleri çoğaltabiliriz. İlginçtir geçenlerde internette bir yazı ilişti gözüme. Aynen şunlar yazıyordu. Yorumunu sizlere bırakıyorum. "Diyanet, 2016’da 447 milyon 389 bin 508 lira da gelir elde etti. Gelirler arasında 'FAİZ GELİRLERİ' de yer aldı."
 
Her konuda yaptıkları gibi, bu konuda da toplumu aldatarak, halkın cebine ellerini atanlara, bu kandırmaca çok tatlı geldiği anlaşılıyor. Lütfen artık uyanalım ve bu aldatmacanın kurbanı olmayalım. Allah ile aldatanların tuzağına düşmek istemiyorsak, önce elimize kur'an ı alarak dikkatle anlayarak ve düşünerek okumalıyız. GERÇEKLERLE BULUŞTUĞUMUZDA, BİZLERİ HİÇ KİMSE ALLAH İLE ALDATAMAZ.
 
Saygılarımla 
Haluk GÜMÜŞTABAK