KUR'AN A DAVET

 

 

 

AMACIMIZ HURAFEDEN, BATILDAN ARINMIŞ BİR İSLAM YAŞAMAKTIR. ONUN İÇİNDE REHBERİMİZ,  ALLAH IN KORUMASI ALTINDA Kİ, YALNIZ KUR'AN DIR.

YAZILARIMIN OLDUĞU DİĞER SİTELERİM.

 

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 
Takvim

 
Gerekli Linkler

 
ORUCA BAŞLAMA VAKTİ VE KUR'AN.
Ramazan bizler için çok önemli bir aydır, çünkü Kur’an bu ayda indirilmeye başlanmıştır. Rabbimiz yalnız bizlere değil, bizden öncekilere de oruç tutmayı farz kıldığını, Kur’an'da şöyle anlatır.
 
Bakara 183: Ey iman sahipleri! Oruç sizden öncekiler üzerine yazıldığı gibi sizin üzerinize de yazılmıştır. BU SAYEDE KORUNMANIZ UMULMAKTADIR.
 
Bu ayetten de anlaşılıyor ki oruç, bizlerin korunması maksadıyla emredilmiştir. Allah yine Bakara 184. ayetinde, orucun faydasını anlatmak ve dikkatimizi çekmek içinde, şöyle söyler bizlere.
"VE ORUÇ TUTMANIZ, EĞER BİLİRSENİZ, SİZİN İÇİN DAHA HAYIRLIDIR." Allah bizler için faydası olan, oruç konusunda Kur’an'da, çok detaylı bilgilerde vermektedir. Benim üzerinde durmak istediğim konu ise, bugün bizlerin oruca başlama vaktinin, Kur’anın emrettiği zaman ile aynı olup olmadığı konusunda, konuşmak ve sizleri bu konu hakkında, düşünmeye davet etmek olacaktır. Her yıl dağıtılan imsakiyelerde, Diyanet İşleri Başkanlığının verdiği imsak ve namaz vakitleri yazılıdır. SABAH EZANI OKUNDUĞUNDA, ARTIK ORUCA BAŞLAMAMIZ GEREKTİĞİ ÖĞRETİLMİŞTİR BİZLERE. Gerçekten bu bilgi doğrumudur. Allah'ın rehberinde, oruca başlama vaktini izah ettiği örneğiyle, örtüşüyor mu bu bilgiler. Yine sabah ezanı günümüzde, Kur’an'ın tarif ettiği vakitte mi okunuyor? İşte bir başka düşünmemiz gereken soru. Aslında konuyla da çok bağlantılı.
 
Bizler Kur'an'ı anlamadan okuduğumuz için, ne yazık ki Kur'an ile gereken bir bağıda da kuramadık, Allah'ın emrettiği gibi ayetler üzerinde düşünme imkanımızda olmadı. Böyle olunca da, ne söylenirse doğru kabul edip yapmak zorunda kalıyoruz. Din adına Kur’an'dan konuşmak, hatırlatmak isteyenlere de, senin eğitimin ne ki bu konuda konuşuyorsun, DİN İŞİNİ BİZLERE BIRAKIN diyerek toplum susturulduğundan, hiç kimse düşüncesini dahi söyleyemez oldu. Böyle olunca da, ne Allah'ın rehberine müracaat ediyoruz, nede ayetlerin üzerinde düşünüyoruz. DİN ADINA DÜŞÜNME VE İMAN İŞİNİ  İSLAM DİNİNDE RUHBANLIK OLMADIĞI HALDE, KENDİMİZCE EDİNDİĞİMİZ RUHBANLARA BIRAKMIŞIZ, YAŞAYIP GİDİYORUZ.  
 
Geçmiş yıllarda Ramazan gelmeden önce, Diyanet sabah ezanı okunduğu vakitten, neredeyse Ramazanda yaklaşık bir sat ezan vakti geri alınıyordu. Bakalım bu seneden aynı yanlış yapılacakmı. Topluma bu eziyeti reva görenler, elbette Allah'a hesabını vereceklerdir. Allah sabah namazının vaktini tarif ederken, oruca başlama vaktine benzer bir vaktin tarifini yapar. Buda fecir vaktidir. Yani gecenin gündüze yakın anı. Gecenin gündüze dönüş vaktidir. Buradan da anlaşılıyor ki, Allah'ın sabah namazının vaktini tarif ettiği zaman ile oruca başlama vaktinin zamanı yaklaşık aynıdır, fakat günümüzde sabah ezanı o kadar erken okunuyor ki, Allah'ın oruca başlama vaktiyle uyuşmuyor. 
 
Sabah ezanının okunduğu saatte, lütfen başımızı pencereden çıkartıp dışarıya bakın. Ezanın okunduğu zamandaki gecenin karanlığı ile yaklaşık bir saat sonra ki durumu karşılaştırın. Daha sonrada Allah'ın bu konuda ki ayetini düşünün. Bakalım Rabbimiz oruca ne zaman başlayın diyor, bizleri din adına yönetenler neler söylüyor, onu lütfen karşılaştırın. Acaba aynı şeylerimi söylüyorlar, yoksa bu uzun günlerde, neredeyse bir saate yakın, daha öncemi oruca başlatıyorlar bizleri, buna da sizler karar verin.
 
Bakara 187:….. Tan yerinin BEYAZ İPLİĞİ SİYAH İPLİĞİNDEN SİZCE SEÇİLİNCEYE KADAR yiyin için; sonra da orucu gece oluncaya değin tamamlayın. …..
 
Tan yerinin ilk ağarmaya başladığı, fecir vakti, yani gecenin gündüze yakın vaktinden itibaren ki, esas sabah namazının kılınma vaktidir, beyaz iplikle siyah ipliğin ayırt edilme anından itibaren, yemeyi içmeyi kesin diyor Rabbimiz. Bu andan itibaren oruca başlayın. Ayet o kadar açık anlaşılıyor ki, asla şüpheye düşmek mümkün değil. Dikkat ederseniz, güneşin doğuşundan bahsetmiyor. Gecenin gündüzle buluşma anını tarif ediliyor. Gecenin konumunu açıklamak adına, bazı şeylerin fark edilecek duruma geliş anının tarifini veriyor Allah bizlere. Peki, bizler Allah'ın bu tarif ettiği zamanda mı başlıyoruz oruca, yoksa Allah'ın tarif ettiği vakte, yaklaşık bir saat mi var? Denemesi ve kontrol etmesi sizden. Bundan yüzlerce yıl önce yaşayanlar, eminim ki oruca günümüzden daha doğru bir zamanda başlıyorlardı, kollarında saatleri olmadığı ve bilmin günümüzdeki kadar ileri olmadığı halde. Şimdi teknoloji var deniyor, ama şimdide Kur’an'dan o kadar uzak yaşıyoruz ki inancımızı, söyleyecek söz bulamıyorum. Şimdide ayetin sonundaki cümleye bakalım. "ORUCU GECE OLUNCAYA DEĞİN TAMAMLAYIN."
 
Bizler Allah'ın gece oluncaya değin, orucunuzu tamamlayın sözünden ne anlamışız acaba? Oruca, günümüzde zifiri karanlıkta başladığımız gibi, gece tamamen karanlık olunca mı bitiriyoruz? Elbette hayır. Bu kısmı her ne hikmetse farklı anlamışız ve Allah'ın akşam namazını tarif ettiği vakte yakın, akşam ezanıyla orucumuzu bitiriyoruz. Neden aynısını, başlarken de uygulamıyoruz? Sabah namazının, normal zamanda biraz erken okunması çok doğal. İnsanların camiye gelerek kılmaları için, onlara zaman tanınıyor diyebiliriz. Camide namaz kılanlar bilirler. Camiye gidenler önce, fazladan bir namaz yani günümüz deyimiyle sünnet namazını kılarlar ve farzını kılmazlar Kur'an okunur. Peki neden? Çünkü sabah namazının kılınma vakti gelmemiştirde ondan.  Ne zaman gün ağarmaya başlar, tıpkı oruca başlarken verdiği örnekte olduğu gibi, nesneler fark edilmeye başlanır, işte o zaman vakit gelmiş demektir. LÜTFEN BİRİLERİNİN SÖYLEDİĞİNE DEĞİL, KUR'AN'IN SÖYLEDİĞİNE KULAK VERELİM. 
 
Oruçlarımızı birilerinin, Kur’an'dan onay almayan dayatmalarıyla değil, Allah'ın tarif ettiği vakitte başlamak, sizce daha akılcı değil mi. Yapılan yanlışı savunmak adına, işi garantiye almak için erken başlıyoruz diyerek, nefislerini tatmin edenler, her ne hikmetse orucu bitirirken, aynı toleransı neden göstermedikleri düşündürücüdür. Allah yemin ederek kolaylaştırdığını söylediği dinimizi, lütfen nefislerimizin etkisi ile zorlaştırmayalım. Amacım Kur’an'a uymayan, uygulamada yapılan yanlışlığı, gündeme getirmek ve üzerinde sizleri düşünmeye davet etmektir. Ben Allah'ın bizleri sorumlu tutacağına hükmettiği kitabından, anladıklarımı aktardım, sizlere hatırlatmaya çalıştım. Sizlere düşen, Allah'ın ayetleri ile bizlere öğretilenleri karşılaştırmak ve Kur’an'ı rehber alıp, kendi imtihanımızı doğru yaşamak olmalıdır. Allah yanlışlarımızı affetsin.
 
Rabbimiz daha nice Ramazanlara sağlıkla ve huzurla kavuşmayı, hatalarımızı fark edip düzelmemizi cümlemize nasip etsin inşallah. Dilerim Allah'tan cümlemizin oruçları, bedenimize ve ruhumuza şifalar verir. Orucun nimetlerinin farkına varamayanlarında, farkına varmalarını sağlar. Ve yine dilerim Allah dan aklını kullanıp, Kur’an'ın rehberliğinde iman eden, hesabını verebilen kullarından oluruz. 
 
Saygılarımla 
Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/