Allah Kur’an ı bizlere, rehberi olsun diye gönderdiğini söyler. Ama bizler Kur’an ı değil, beşeri rivayet sözlerden ve onların yorumlarından, düşüncelerinden oluşan FIKIH inancını rehber olarak alırız ve imanımızı bu bilgiler ışığında yaşarız. Çünkü Kur'an ın açıklanmamış ve her bilginin olmadığı bir kitap olduğuna inandırılmışızda ondan. Onun içinde hep yanılırız, birilerinin tuzağına düşeriz. Hâlbuki Allah, sakın emin olmadığın bilginin ardına düşmeyin, yalnız Kur’an ın ipine sarılın, çünkü sizleri Kur’an dan sorumlu tutuyorum diye bizleri uyarmıştır. Bu ve buna benzer yüzlerce uyarıyı, Allah ın Kur’an da verdiği örnekleri, kıssaları dinlemediğimiz içindir ki, İslam toplumlarından acı, keder, savaş eksik olmuyor.
Bizler Kur’an dan o kadar uzaklaştık, birileri Kur’an ile aramıza öyle duvarlar ördü ki, Allah ın uyarıları verdiği örnekler, bizlere ne yazık ki ulaşamıyor. Bunların tüm sorumluları, bizleriz unutmayalım. ÇÜNKÜ KENDİ İMTİHANIMIZI KENDİMİZ VERMEKTEN KAÇIP, BİRİLERİNE HAVALE EDEBİLECEĞİMİZİ SANMIŞIZ VE VELİLER, ŞEYHLER, EFENDİLER EDİNMİŞİZ. Allah ın tüm bunları, yasakladığını dahi bilmiyoruz. Öyle olunca da Kur’an dan uzaklaşıp kandırılmışız, aldatılmışız ama hala farkında değiliz.
Bu yazımda sizlere, günümüzde yaptığımız çok büyük yanlışlara örnek olması adına, Allah ın bizleri dikkatle uyardığı bir ayetini hatırlatıp, sizlerin üzerinde düşünmenize vesile olmak istiyorum. Peygamberimiz döneminde dinden sapmış Ehli kitaba, Allah ın elçisi Kur’an ı tebliğ ederken, birçok engellerle karşılaşmıştır. Onlardan bir tanesi de, ÖZELLİKLE EHLİ KİTABIN KENDİ BATIL, RİVAYET İNANÇLARINI, DİNE İLAVE ETTİRME ÇABALARINI GÖRÜYORUZ. Önce bahse konu ayeti yazalım.
İsra 73–74–75: Müşrikler, SANA VAHYETTİĞİMİZDEN BAŞKA BİR ŞEYİ YALAN YERE BİZE İSNAT ETMEN İÇİN seni, nerdeyse, sana vahyettiğimizden saptıracaklar ve ancak o takdirde seni candan dost kabul edeceklerdi. Eğer seni sebatkâr kılmasaydık, gerçekten, nerdeyse onlara birazcık meyledecektin. O ZAMAN, HİÇ ŞÜPHESİZ SANA HAYATIN VE ÖLÜMÜN SIKINTILARINI KAT KAT TATTIRIRDIK; sonra bize karşı kendin için bir yardımcı da bulamazdın. (Diyanet vakfı meali)
Aslında ayette bahsedilen uyarıları, Ehli kitabın O GÜNLERDE YAPMAK İSTEDİKLERİNİ, GÜNÜMÜZDE BİZLER KENDİ İÇİMİZDE YAPIYORUZ. Müşriklerin, Kur’an ı tebliğ eden peygamberimize karşı takındıkları tavır, kendisinden istedikleri adına yaptıkları baskı ve istekleri çok dikkat çekici ve düşündürücüdür. Cahiliye dönemin Ehli kitap toplumu, Kur’an ın yanında, kendi batıl, atalarının rivayet inançlarının da kabul edilmesi, dine sokulması, bunlarında Allah katındandır denmesini, özellikle Allah ın Resulünden istiyorlar. BU TAVIR APAÇIK, MÜŞRİKLERİN TAVRIDIR UNUTMAYALIM. Çok ilginç olanı da, Kur’an ın yanında, Allah ın emretmediği şeylerin kabul edilmesini Allah, DİNDEN YANİ VAHİYDEN SAPMAK OLARAK KABUL EDİYOR. Dikkat çekici olan ise Allah elçisine, buna benzer baskılara sakın boyun eğme diyerek uyarmasıdır. Yani Allah din adına tek kitap, tek kaynak KUR’AN DIR DİYOR. Ona hiç kimse ilave edemez, BUNLARDA ALLAH KATINDANDIR DİYEMEZ DİYOR.
Çok daha ilginç olanı ise Allah ın elçisine karşı uyarısından anlıyoruz. Allah elçisine, SEN EĞER BİZİM SÖYLEMEDİĞİMİZ ŞEYLERİ, BUNLARDA ALLAH KATINDAN DIR DİYEREK İLAVE ETMİŞ OLSAYDIN, HİÇ ŞÜPHESİZ SANA HAYATIN VE ÖLÜMÜN SIKINTILARINI KAT KAT ARTIRIRDIK, YANİ EN BÜYÜK AZABI VERİRDİK SANA DİYOR. Bu kadar açık bir uyarıyı, Kur’an dan tebliğ alan bizler, HALA ALLAH IN ELÇİSİNİN, KUR’AN IN HARİCİNDEN, DİNE İLAVELER YAPTIĞINA İNANIYOR VE ALLAH IN ELÇİSİNE, BÖYLE BİR YETKİ VERDİĞİNİ SÖYLEYEBİLİYORUZ. Tüm bunları yaptığımız içinde, İslam toplumları olarak, HAYATIN VE ÖLÜMÜN SIKINTILARINI, KAT KAT ARTIRARAK RABBİMİZ, BİZLERE TATTIRIYOR.
Değerli din kardeşlerim. Allah ın Elçisi ÜMMİYDİ, yani din adına daha önce hiç bir bilgisi yoktu, Kitap Ehline de tabi değildi. Onun için Kitap Ehlinin, Kur'an/vahiy dışından istekleri konusunda, tedirgin oluyor acaba doğru olabilir mi diye düşündüğünde, Allah ın sakın ha onlara uyma, DİN YALNIZ ALLAH KATINDAN GELENDİR ikazları, bugün bizlere ne yazık ki hiç ders vermemiş görünüyor. Gelin elimizde Kur’an, onu anlayarak, düşünerek okuyalım ve Allah ın verdiği örneklerden dersler alarak, imtihanımızı hiç kimseye havale etmeden, bu dünyada bizzat bizler Kur'an ile kendimiz yaşayalım. Yoksa İslam toplumları olarak, yaşantımızda acı, keder ve savaşlar eksik olmayacaktır.
Lütfen unutmayalım, Allah bizlere Kur’an ı rehber olsun diye gönderdiğini söylüyor. Onun dışından hiçbir beşeri kitabı rehber edinmeden, Allah ın koymadığı bir yasağı, bunlarda Allah katındandır demeden yaşayalım. Çünkü Allah ın Elçisi de böyle yaşamış ve BİZLERE SAĞLIĞINDA KUR’AN IN DIŞINDAN, ASLA HİÇBİR BİLGİ VE KİTAP BIRAKMAMIŞTIR. Bunca açık ayetlere inat, hayır bırakmıştır deyip, ciltlerce dolusu kitabı, bunlarda peygamberimizin dine ilaveleridir diyerek, Kur’an ın önüne geçirenleri, lütfen dikkate almayalım. Alırsak mahşer günü, hesabın görüleceği O çetin gün, çok pişman oluruz.
Allah ın elçisinin, Kur’an ın dışından herhangi bir sözü, bunlarda Allah ın emridir diyemeyeceğini, bizzat Rabbimiz çok açık bizlere ayetinde bildiriyor. Demiş olsaydı, onun canını alırdık uyarısı, bizlere ders olmalıdır. Rivayetlere ve doğruluğundan emin olamadığımız batılın sözlerine değil, GELİN ALLAH IN SÖZLERİNE KULAK VERELİM VE KURTULUŞA ERELİM.
"YEMİN OLSUN SİZE, ÖYLE BİR KİTAP GÖNDERDİK Kİ, ÖĞÜT VE UYARINIZ/ZİKRİNİZ/ŞEREFİNİZ YALNIZ ONDADIR. HÂLÂ AKLINIZI ÇALIŞTIRMAYACAK MISINIZ?" (Enbiya 10)
Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK
https://kuranadavet1.wordpress.com/
https://twitter.com/KURANA_DAVET
http://www.hakyolkuran.com/
https://www.facebook.com/Kuranadavet1/
https://hakyolkuran1.blogspot.com/