ALİ İMRAN SURESİ 179. AYETİ, KUR'AN'IN VERDİĞİ ÖRNEKLER IŞIĞINDA DOĞRU ANLAYALIM.
Bu makalemde sizlerin üzerinde düşünmenize vesile olmak istediğim ayet, Ali İmran 179. Ayet olacak. Bu ayette Allah GAYBIN yani bilemediğimiz ama çok merak ettiğimiz konuları yalnız ALLAH’IN BİLECEĞİNDEN BAHSEDİYOR. Fakat bu ayeti öyle tercüme edenler var ki, adeta Kur'an’ın diğer ayetleri ile taban tabana ters düşebiliyor. Bizler ayetleri anlamaya çalışırken, Kur’an’ın diğer ayetlerinden istifade etmemiz gerekirken, ne yazık ki atalarımızdan intikal eden rivayet sözlerin/hadislerin etkisiyle ayetleri anlamaya çalıştığımız için, ayetleri yanlış anladığımız gibi, Allah’ın ayetini tahrif edip kendi inancımızı Allah‘a adeta söyletmeye çalışıyoruz. Konuyu daha iyi anlayabilmemiz için, Ali İmran suresi 179. Ayeti, iki farklı tercümeden yazalım.
Ali İmran 179: ALLAH PİSİ (KÖTÜYÜ) TEMİZDEN AYIRANA KADAR MÜMİNLERİ, (ŞU) BULUNDUĞUNUZ DURUMDA BIRAKACAK DEĞİLDİR. ALLAH SİZE GAYBI (BİLİNEMEYENİ) BİLDİRECEK DEĞİLDİR. FAKAT ALLAH ELÇİLERİNDEN DİLEDİĞİNİ SEÇER. ALLAH’A VE ELÇİLERİNE İMAN EDİN! İMAN EDER, TAKVÂLI (DUYARLI) OLURSANIZ SİZİN İÇİN BÜYÜK BİR ÖDÜL VARDIR. (Mehmet Okuyan)
Ali İmran 179: ALLAH, PİSİ TEMİZDEN AYIRINCAYA KADAR MÜ’MİNLERİ İÇİNDE BULUNDUĞUNUZ ŞU DURUMDA BIRAKACAK DEĞİLDİR. ALLAH, SİZE GAYBI BİLDİRECEK DE DEĞİLDİR. FAKAT ALLAH, PEYGAMBERLERİNDEN DİLEDİĞİNİ SEÇER (GAYBI ONA BİLDİRİR). O HÂLDE, ALLAH’A VE PEYGAMBERLERİNE İMAN EDİN. EĞER İMAN EDER VE ALLAH’A KARŞI GELMEKTEN SAKINIRSANIZ SİZİN İÇİN BÜYÜK BİR MÜKÂFAT VARDIR. (Diyanet meali)
AYNI AYETİ, İKİ FARKLI TERCÜMESİYLE KARŞILAŞTIRDIĞINIZDA, ŞU GERÇEĞİ ÇOK AÇIK GÖRÜYORUZ. İÇİMİZE SIZMIŞ VE BİZLERİ KUR’AN’DAN UZAKLAŞTIRMAK İSTEYEN YAHUDİLER VE DİN TACİRLERİ, TOPLUMUN ELİNDEN KUR’AN’I ALARAK, AYETLERE İŞTE BÖYLE KUR’AN’IN ASLA ONAYLAMADIĞI İSTEDİKLERİ ANLAMI VERİP, BATILI SANKİ ALLAH EMRİ GİBİ GÖSTEREBİLİYORLAR. LÜTFEN KUR’AN’I DİKKATLE ANLAYARK VE DÜŞÜNEREK FARKLI TERCÜMELERDEN OKUYALIM Kİ, BİZLERE KURULAN ŞEYTANIN TUZAĞINA DÜŞMEYELİM.
Ayetin ilk tercümesinde, Rabbimiz çok açık bir hüküm veriyor ve diyor ki, Allah sizlere gaybı yani bilmeniz gerekmeyenleri, bildirecek değildir diyor. Bu kesin istisnasız bir hüküm. Sizce Allah, bu kesin hükmü verdikten sonra, haşa bu sözünden vaz geçip tam tersini söyler mi? Elbette mümkün değil. Bakın Allah daha nasıl açık söylesin, gaybı sizlere bildirecek değildir dedikten sonra, ayette açıklanmamış izah edilmemiş bir hükmü bizler, devamında geçen Allah dilediğini Resul olarak seçer hükmünden, dilediği Resullerine gaybı bildirir dememiz asla doğru olamaz. Ayette böyle bir açıklama, bilgi yok dikkat ederseniz ikinci verdiğim örnekte parantez içine alınarak, ASLINDA ALLAH BUNU SÖYLEMEK İSTİYOR, DEMEMİZ ASLA DOĞRU OLAMAZ. Çünkü konu farklı. İlk cümlede kesin hüküm, Allah’ın bizlere gaybı bildirmeyeceği hükmü var. Diğerinde ise bizlerin arasından, Elçiler göndereceği bilgisi var. Yani Allah şunu söylüyor. Ben sizlere gaybı bildirmem ama sizlerin arasından Elçiler gönderip, SİZLERİN BİLMESİ GEREKEN TÜM BİLGİLERİ SİZLERE, ONLARIN ARACILIĞIYLA İLETİRİM DİYOR. Bu yanlış tercümeye göre Rabbimiz Elçisine, sana bildirdiğim bu bilgiyi, kullarımla sakın paylaşma mı diyor? Elbette mümkün değil, işte ayetlere böyle istedikleri anlamı verebiliyorlar.
Lütfen hatırlayınız Enam suresi 50. Ayetinde Allah deki kullarıma diyerek, Resulünün ne söylemesini istiyordu hatırlayalım. “DE Kİ: “BEN SİZE, ‘ALLAH’IN HAZİNELERİ BENİM YANIMDADIR’ DEMİYORUM. BEN GAYBI DA BİLMEM. SİZE ‘BEN BİR MELEĞİM’ DE DEMİYORUM. BEN SADECE, BANA GÖNDERİLEN VAHYE UYUYORUM.” Bakın bu ayet bile tek başına Ali İmran 179. Ayeti açıklıyor ve diyor ki, gaybı yalnız Allah bilir ben bilmem, bana size tebliğ etmem dışında, hiçbir bilgi verilmedi diyor. Allah sizlerin arasından beni Elçi seçti ve sizlere bildirmem gerekenleri vah yetti, bende sizlere bildiriyorum diyor. Aynı konu Ahkaf suresi 9. Ayetinde de tekrarlanıyor ve bakın ne diyor. “DE Kİ: “BEN TÜREDİ BİR RESUL DEĞİLİM. BANA VE SİZE NE YAPILACAĞINI DA BİLMEM. BEN SADECE BANA VAHYEDİLENE UYARIM. BEN SADECE APAÇIK BİR UYARICIYIM.” Bu ayette gaybı bilemeyeceği konusunda, çok daha net açıklama yapıyor. Ben türedi yani birden ortaya çıkmış, benzeri olmayan örneği olmayan bir Elçi değilim. Daha öncekiler gibi, bizde gaybı bilmeyiz. Sizlere ne yapılacağı konusunda da, bana bildirilenin dışında hiçbir bilgim yok. Ben bana vah yedilene uyarım ve ben bana vah yedileni sizlere yalnız tebliğ ederim diyor. Allah ayetleri biz nice örneklerle açıkladık, aklınızı kullanın ve düşünün anlarsınız diyorsa, gelin rivayetlere değil, Allah’ın kitabına güvenelim. GAYBI YALNIZ ALLAH’IN BİLECEĞİNE DAİR, ÖRNEK AYETLERİ HATIRLAYALIM.
NEML 65: DE Kİ: “GÖKTEKİLER VE YERDEKİLER GAYBI BİLEMEZLER, ANCAK ALLAH BİLİR. ONLAR ÖLDÜKTEN SONRA NE ZAMAN DİRİLTİLECEKLERİNİN DE FARKINDA DEĞİLDİRLER.” (Diyanet meali)
HUD 123: GÖKLERİN VE YERİN GAYBI YALNIZ ALLAH'A AİTTİR. HER İŞ O'NA DÖNDÜRÜLÜR. ÖYLE İSE O'NA KULLUK ET VE O'NA DAYAN. RABBİN, YAPTIKLARINIZDAN GÂFİL DEĞİLDİR. (Bayraktar bayraklı)
NAHL 77: GÖKLERİN VE YERİN GAYBI ALLAH’A AİTTİR. KIYAMET’İN KOPMASI, BİR GÖZ KIRPMASI GİBİ VEYA DAHA AZ BİR ZAMANDIR. ŞÜPHESİZ ALLAH, HER ŞEYE HAKKIYLA GÜCÜ YETENDİR. (Diyanet meali)
FATIR 38: ŞÜPHESİZ ALLAH, GÖKLERİN VE YERİN GAYBINI BİLENDİR. ŞÜPHESİZ O, GÖĞÜSLERİN ÖZÜNÜ (KALPLERDE OLANI) HAKKIYLA BİLENDİR. (Diyanet meali)
Özet olarak şunu söylemek isterim. İslam yani Kur’an insanları doğruya, güzele DÖNÜŞTÜRÜCÜ bir kitaptır. Kur’an’ın bu özelliğinden yararlanmalıyız ve HAYATIMIZDA YAŞAMIMIZDA dönüşümü gerçekleştirmeliyiz. Dönüşüm, atalarımızın batıl hurafe inancımızdan HAKKA, GERÇEKLERE YANİ KUR’AN’A DÖNÜŞ OLMALIDIR. Kur’an’ın indirilme amacının bu gerçeğine rağmen, insanların vahiy aracılığı ile dönüşmek istemesi yerine İSLAM’I, YANİ VAHYİ DÖNÜŞTÜRMEYE ÇALIŞTIRMAMIZ İNANILMAZ VE AFFEDİLMEZ BİR HATADIR. Lütfen bu acı gerçeği artık fark edelim ve rivayetlerin değil HAK olan KUR’AN’IN ipine sarılarak gerçek dönüşümü sağlayalım. Konumuz daha iyi anlaşılması için Cin suresi 26-27-28. Ayetleri de yazalım. Çünkü bu ayetler örnek gösterilip ve farklı anlam verip, bakın Allah Resullerine de gaybı bildiriyormuş diyenleri duyarsınız.
Cin 26-27-28: GAYBI O BİLİR, GİZLİSİNİ KİMSEYE AÇMAZ. ANCAK ELÇİ OLARAK SEÇTİĞİ BAŞKA. ALLAH, BU ELÇİLERİN HER TÜRLÜ DURUMLARINI İLMİYLE KUŞATTIĞI VE HER ŞEYİN SAYISINI BELİRLEDİĞİ HALDE, RABLERİNİN MESAJLARINI TEBLİĞ ETTİKLERİNİ ORTAYA ÇIKARMAK İÇİN, ONLARIN ÖNLERİNDEN VE ARKALARINDAN GÖZCÜLER GÖNDERİR. (Kur’an yolu. Diyanet işl.)
Lütfen önce şu gerçeği unutmayalım. Allah bizlerin bilmesini istemediği GAYBİ bilgileri, sizlere bildirmem diyorsa, kendi nefsimizde yorumlar yapıp, ama istediği Resulüne bildiriyormuş demeyelim. Resulüne/Elçisine bildirilen bir GAYBİ bilgi varsa, oda ümmetine bildirmesi için söylenmiştir. Bu ayette bunu anlatıyor. Rabbimiz eğer Elçisinin ve bizlerin bilmesi gereken Gaybi bir bilgi verdiyse Elçisine, bakın ayetin sonunda bu gaybi bilginin bildirilip bildirilmediği konusunda, ne diyor burası çok önemli. “RABLERİNİN MESAJLARINI TEBLİĞ ETTİKLERİNİ ORTAYA ÇIKARMAK İÇİN, ONLARIN ÖNLERİNDEN VE ARKALARINDAN GÖZCÜLER GÖNDERİR.” Sanırım konu çok açık anlaşılmıştır. Allah Elçisine bildirdiği bu gaybi bilginin, bizlere iletilip iletilmediği konusunu bile, melekleri aracılığıyla takip ettiriyor ve bildirilmesini takip ediyor. Lütfen batıl inançlarımızı yaşayabilmek için, Kur’an ayetleri arasında çelişki yaratmayalım. Bizler ancak, Allah’ın bizlere bildirdiği gaybı biliriz. “GÖKLERİN VE YERİN GAYBI YALNIZ ALLAH'A AİTTİR.”
Dilerim Kur’an’ı anlayabilmek için batıl, rivayet ve sanı bilgilerden değil, Allah’ın verdiği örneklerden yardım alarak anlamayı ve hayatına geçirmeyi Allah, cümlemize nasip etsin inşallah.
Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK
https://kuranadavet1.wordpress.com/
https://twitter.com/KURANA_DAVET
http://www.hakyolkuran.com/
https://www.facebook.com/Kuranadavet1/
https://hakyolkuran1.blogspot.com/