KUR'AN A DAVET

 

 

 

AMACIMIZ HURAFEDEN, BATILDAN ARINMIŞ BİR İSLAM YAŞAMAKTIR. ONUN İÇİNDE REHBERİMİZ,  ALLAH IN KORUMASI ALTINDA Kİ, YALNIZ KUR'AN DIR.

YAZILARIMIN OLDUĞU DİĞER SİTELERİM.

 

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 
Takvim

 
Gerekli Linkler

 
KUR'AN DA GEÇEN MUHKEM VE MÜTEŞABİH AYETLER KONUSU.
Kur’an'ı anlamaya çalışırken, dikkatimizi çeken bir konuda, MUHKEM ve MÜTEŞABİH ayetler konusudur. Ne yazık ki bu konu, yanlış anlamlar verilerek topluma anlatılmış ve böylece hurafe ve yanlış itikatların çok daha rahat, İslam dinine girişi sağlanmıştır. Gelin önce konumuzla ilgili ayeti yazalım, daha sonra üzerinde birlikte düşünelim. Konu biraz uzun, lütfen sabırla okuyalım.
 
Ali İmran 7:  Kitap'ı sana indiren O'dur: Onun ayetlerinden bir kısmı muhkemlerdir ki; onlar KİTAP IN ANASIDIR. Diğer ayetlerse müteşâbihlerdir(muteşâbihât). Şu var ki, kalplerinde bir eğrilik ve bozukluk bulunanlar, FİTNE ARAMAK, onun teviline öncelik tanımak için Kitap'ın sadece Müteşabih kısmının ardına düşerler. Onun tevilini ise bir Allah bilir, bir de ilimde derinleşmiş olanlar. Bunlar, "Ona inandık, hepsi Rabbimizin katındandır." derler. Gönül ve akıl sahiplerinden başkası gereğince düşünemez.
 
Önce şunu hatırlatmak isterim. Bu ayeti tercüme edenlerin bir kısmı, son bölümde geçen, müteşabih(muteşâbihât) ayetlerin tevilinin, ne anlama geldiğini yalnız Allah bilir şeklinde yazıyorlar. Lütfen unutmayalım, ne anlama geldiğini yalnız Allah'ın bildiği bir bilgiyi Allah, Kur'an'da bizlere asla bildirmez. Bu ayetlerin anlamları, bilimsel çalışmalar yapan alimlerin, bilim adamlarının araştırmaları sonucunda bu gerçekleri bulacağından bahsediliyor. Allah Kur’an'da, iki türlü ayet olduğundan bahsediyor. Birincisi muhkem ayetler. BU AYETLERİN KİTABIN ANASI, TEMELİ OLDUĞUNU, SORUMLU OLDUĞUMUZ TÜM BİLGİLERİN AÇIKLANDIĞI, AYETLER OLDUĞUNU BELİRTİYOR. Muhkem sözcüğünün anlamı da zaten sağlam, kuvvetli söz, şüphe duyulmayacak kadar açık bilgi anlamındadır. Müteşabih konusuna gelince. İşte üzerinde dikkatle düşünmemiz gereken konuda burası. Allah yukarıdaki ayette, bakın bizlerin bu konuda nasıl dikkatini çekiyor.
 
"ŞU VAR Kİ, KALPLERİNDE BİR EĞRİLİK VE BOZUKLUK BULUNANLAR, FİTNE ARAMAK, ONUN TEVİLİNE ÖNCELİK TANIMAK İÇİN KİTAP'IN SADECE MÜTEŞABİH KISMININ ARDINA DÜŞERLER."
 
Bu sözlerden de anlıyoruz ki, Müteşabih ayetlerin anlamları, okuyanlar tarafından tam anlaşılamıyor. Daha açıkçası,  anlamların ortaya çıkması için beşeri ilmi bilgilere, kanıtlara muhtaçBU AYETLERİN, İMANIMIZI YAŞARKEN BİZLERİ İLGİLENDİREN KONULAR OLMADIĞI, ÇOK AÇIK ANLAŞILIYOR. ÇÜNKÜ ANLAYAMADIĞIMIZ HİÇ BİR AYETTEN SORUMLU OLAMAYIZ. Peki kimler Müteşabih ayetler hakkında konuşa bilir? Eğer bu ayetlerin mahiyetini doğru anlayabilirsek, kimlerin bu konuda konuşabileceğini de doğru anlayabiliriz. Müteşabih ayet konusunu şöyle açıklayanlarda var, onların düşüncelerine de bakalım üzerinde birlikte farklı ayet örnek vererek, üzerinde düşünelim. 
 

“MÜTEŞABİH BİR AYETİN, BENZEŞTİĞİ BAŞKA BİR AYETİ BULUNUYOR DEMEKTİR. BENZEŞEN ANLAMINDADIR. YANİ AÇIK ANLAŞILIR BİR AYETİN BAŞKA BENZEYEN BİR AYETİ OLDUĞU ANLAMINDADIR. BU ŞEKİLDE AYETLER ANLAŞILMAKTADIR. YANİ MÜTEŞABİH AYETLER MUHKEM AYETLERİ AÇIKLAR, DAHA İYİ ANLAŞILMASINI SAĞLAR.”

 

“KISACA MUHKEM: “TEK MANASI OLAN”, MÜTEŞABİH İSE: “BİRDEN FAZLA MANAYA GELEBİLEN”, YAHUT MUHKEM: “ANLAŞILMASI İÇİN BAŞKA BİR DELİLE İHTİYACI OLMAYAN”, MÜTEŞABİH:“ANLAŞILMASI İÇİN KENDİ DIŞINDA BİR DELİLE İHTİYAÇ HİSSETTİREN” DEMEKTİR.”

Ali İmran 7. ayette bahsedilen Müteşabih ayetin anlamı ile Zümer suresi 23. ayette geçen müteşabih (muteşâbihen) anlamı aynı değil, farklı anlamlarda kullanılmış. Tıpkı SALAT kelimesinin Kur'an'da, farklı anlamlarda kullanıldığı gibi. Zümer suresi 23. ayetinde benzer ayetlerle diğer ayetleri açıklanması doğrudur. Yani Kur'an ayetlerinin birbirini açıkladığını söyleyebiliriz. Ama Ali İmran 7. ayette kullanılan müteşabih ayet kelimesi çok farklı anlamda kullanılmış. Burada bahsedilen müteşabih ayetlerin anlamlarının bilim adamları tarafından özellike bilmsel buluşları soncunda ortaya çıkacağından bahsediyor. Buradaki müteşabih kelimesinin anlamı açık olmayan, okunduğunda anlaşılmayan anlamıdadır. Onun için fitne aramak isteyenler bu ayetlere kendileri farklı anlamlar vermeye çalışırlar diyor ayette. Zümer 23. ayetide yazalım ki daha iyi anlaşılsın konu. 

Zümer 23: ALLAH, MANA VE LAFIZLARI BİRBİRİYLE UYUMLU VE (MÜTEŞABİH) İKİLİ ANLATIMLI KİTABI, SÖZLERİN EN GÜZELİ OLARAK İNDİRMİŞTİR. RABBLERİNE SAYGI DUYANLAR ONU OKUYUP DİNLEYİNCE TÜYLERİ ÜRPERİR. SONRA BÜTÜN BENLİKLERİ VE KALPLERİ ALLAH'I ANMAYA YUMUŞAR. İŞTE BU KİTAP, ALLAH'IN DOĞRU YOLUDUR. ONUNLA, DİLEYENLERİ DOĞRU YOLA İLETİR. ALLAH KİMİ SAPTIRIRSA, ARTIK ONA DOĞRU YOLU GÖSTERECEK HİÇBİR KİMSE YOKTUR. (Bayraktar Bayraklı)

Ayette müteşabih kelimesini açıklarken, ikili anlatımlı yani aynı konuda bir başka ayette, onu tekrar edip daha net anlaşılmasını sağlayan açıklayan ayetlerin olduğundan bahsediyor. Bu ayet geleneksel İslam anlayışının yanlışınıda söylüyor. Çünkü Kur'an açık ve anlaşılır değildir herkes anlayamaz, onu alim olanlar anlar düşüncesi, bu ayete göre tamamen asıl olduğüu ve Kur'an'ı Allah'ın diğer ayetlerle açıkladığnı, izah ettiğini açıkça söylüyor. Allah muhkem ayetlerden bahsederken, onları açıklamak bizim görevimiz diyordu. Kur'an'ı herkes anlayamaz dersek, kendi kendimize İslam dininde RUHBAN SINIFI YARATIRIZ. Dikkat ederseniz Müteşabih kelimesi Kur'an da iki anlamda birbirinin zıttı olarak kullanılmış neredeyse. Birisinde anlamının zamanla anlaşılacağı açık olmayan anlamında, diğerinde ise ayetlerin biririni açıkladığı anlamında kullanılmış. DEMEK Kİ ALLAH BU AYETLERLE İLGİLİ BİLMEDEN, EMİN OLMADAN SAKIN KONUŞMAYIN, GEREKİRSE DİĞER AYETLERİMDEN YARDIM ALIN BULAMIYORSANIZ ZAMANA BIRAKIN DİYE BİZLERİ UYARIYOR. BU ÇOK ÖNEMLİ BİR UYARIDIR.

 
Diğer bölümde bahsedilen konu ise, söyledikleri gibi MUHKEM tek ve açık manası olan, anlaşılması için başka delile ihtiyacı olmayan anlamındadır diyor ve çok doğru söylüyor. Müteşabih konusundan bahsederken, birden fazla manaya gelebilen açıklamasını yapıyor. Devamında ise MÜTEŞABİH ANLAŞILMASI İÇİN, KENDİ DIŞINDA BİR DELİLE, KANITA İHTİYAÇ HİSSETTİREN diye izah edilmiş. Kendi dışında derken, o ayette konuyu tam anlayamadıysanız, onun örneğini bir başka ayette veriyoruz onlardan araştırın ve düşünün anlamında olduğunu söylüyor. Allah bir ayeti farklı anlamalara gelecek şekilde gönderip, kullarını tedirgin etmez, çelişkide asla bırakmaz. 
 
Tekrar etmek gerekirse, Allah Ali İmran 7. ayetinde ne diyordu? Kalplerinde eğrilik olanlar Müteşabih ayetlerin peşine düşerler diyor. Yani okunduğunda anlamı açık olmayan, anlaşılamayan, net anlaşılmadığı halde, insanların kendi nefislerine göre yorumladıklarından bahsediliyor ve bunun yanlış olduğu açıklaması yapılıyor. Peki, bu ayetlerin gerçek anlamını kimler bilir diyor? Dikkat ederseniz ayette, gerçek anlamını bir Allah bilir diyor devamında da, ilimde derinleşmiş olanlar, ilim tahsil etmişler bilir, yani ilimle ZAMANLA ortaya çıkartır onlar bu gerçeklerin farkına varıp, bunlar Allah katındandır diye iman ederler diyor.
 
BU AYETTEN ŞUNU ÇOK AÇIK ANLIYORUZ. BU AYETLER BİZLERİN SORUMLU OLDUĞUMUZ, DİNİN ANASI OLAN AYETLER DEĞİLDİR. Çünkü bu ayetler zamanla, ilmin gelişmesiyle ortaya çıkacak ayetler olduğu anlaşılıyor. Bizlerin okuduğumuzda anlayamadığımız bir ayetten, elbette bizleri Allah asla sorumlu tutmaz. TEKRAR ETMEK GEREKİRSE MÜTEŞABİH KELİMESİ KUR'AN'DA, İKİ ANLAMDA KULLANILMIŞTIR. BİRİNCİSİ BİR DİĞER AYETTE GEÇEN KONUYU AÇIKALAYAN ANLAMINDA, DİĞERİ İSE ANLAMI ŞU ANDA ANLAŞILMAYAN, AMA ZAMANLA İLİM ADAMLARI TARAFINDAN NE ANLAMA GELDİĞİ ZAMANLA ORTAYA ÇIKACAK ANLAMLARINDA KULLANILMIŞTIR. Müteşabih ayetlere Allah, bir örnek vermiş ve bakın yine kalplerinde eğrilik olanlara neler söylüyor.
 
Müddesir 30–31: Üzerinde ondokuz vardır onun.  Biz, cehennem yârânını hep melekler yaptık. Ve biz, onların sayılarını da küfre sapanlar için bir imtihandan başka şey yapmadık. TA Kİ, KENDİLERİNE KİTAP VERİLENLER İYİCE VE APAÇIK BİLSİNLER. İMAN ETMİŞ OLANLARIN İMANI ARTSIN. Kendilerine kitap verilmiş olanlarla iman sahipleri kuşkuya düşmesin. KALPLERİNDE HASTALIK OLANLARLA KÜFRE SAPMIŞ BULUNANLAR DA; "ALLAH BUNUNLA NEYİ ÖRNEKLENDİRMEK İSTİYOR?" DESİNLER. İşte böyle. Allah, dilediğini/dileyeni saptırır, dilediğini/dileyeni de doğruya ve güzele kılavuzlar. Rabbinin ordularını ancak O bilir. Bu, insan için bir öğüt verici ve düşündürücüden başka şey değildir. 
 
Yukarıdaki ayette, üzerinde (19) vardır diyor. Bu ayette geçen ondokuz rakamının hala gizemi çözülememiştir, neden 19? Çok farklı şeyler söyleyende vardır. Kur’an adına çalışma yapanlar, Kur’an'ın 19 rakamı üzerinde durmasının, araştırmasını yapıyorlar. İşte bu ve buna benzer konulardaki ayetler, hala ilmi araştırmaların sonucunu bekliyor. Bunların gerçek anlamını bilmememiz, bizlerin imanında bir eksiklik yaratmaz. Bu konuda güzel çalışmalarda var günümüzde. Ayete dikkat edersek, iman edenler bu konularda açıklamalar, kanıtlar gördüğünde imanlarının arttığından bahsediyor. Kalplerinde hastalık olanlar, hurafe itikatların peşi sıra gidenlerde, Allah bununla neyi örneklendirmek istiyor diyerek, ayetin bahsetmediği anlamların peşine düşecekleri örneğini veriliyor.
 
Buradan da anlıyoruz ki, bu ve benzeri Müteşabih ayetlerin, ilmin ışığında yapılan çalışmaların sonunda gerçek anlamlarının ortaya çıkacağını açıklıyor Kur’an. Böylece iman edenlerin, ayetlerin anlamları açığa çıktıkça imanlarının artacağı örneğini de veriyor. Kur’an ayetlerine baktığımızda, ayetlerin sonunda Allah kullarını düşünmeye, aklını kullanmaya yönlendirdiğini görürüz. Onun içindir ki İslam dini akla, ilme önem veren bir din olarak ortaya çıkıyor. Müteşabih ayetlerin asıl amacı görevi BİZLERİN HİÇ KİMSEYE MUHTAÇ OLMADAN,HEM KUR'AN'I DOĞRU ANLAMAMIZA YARDIMCI OLUYOR  hemde bizleri araştırmaya, düşünmeye, ilme karşı yönlendirmeye çalışıyor. Ama biz bunun farkında bile değiliz. ALLAH MÜTEŞABİH AYETLERLE KUR'AN'I AÇIKLAYARAK, ANLAŞILIR HALE GETİREREK BİZLERE YARDIMCI OLUYOR, HEMDE MÜTEŞABİH BAZI AYETLERİN ANLAMINI, İLİM TAHSİL EDENLERİN ANLAYACAĞINI BELİRTEREK, BİZLERİN İLMİ ÇALIŞMALAR YAPMASININ KUTSAL BİR GÖREV OLDUĞU BİLİNCİNİ, TOPLUMA AŞILAMAYA ÇALIŞIYOR. Ne yazık ki bu gerçek günümüzde, hala anlaşılamamış ve yanlış yönlere çekilerek, gerçek anlamının üstü örtülmüştür. Hud suresi 1 ve 2. ayetinde bizlerin sorumlu olduğu, imtihanımızı yaşadığımız muhkem ayetlerin, bakın nasıl açıkça anlatıldığını söylüyor ve neden ayetleri açıkça/Muhkem gönderildiğini de, bakın nasıl bildiriyor.
 
Hud 1–2: Elif Lâm Râ. Bu öyle bir kitaptır ki, ayetleri muhkem kılınmış, sonra da her şeyden haberdar olan hikmet sahibi Allah tarafından ayetleri ayrıntılı olarak açıklanmıştır. (Şöyle ki:) ALLAH'DAN BAŞKASINA KULLUK ETMEYİN. Ben size O'nun tarafından müjde vermek ve uyarmak için gönderilmiş gerçek bir Elçiyim.
 
Yukarıdaki ayet aslında, bizlere çok şeyler anlatıyor. Allah Kur’an'ın nasıl bir kitap olduğunu, bakın ne kadar güzel söylüyor bizlere. Bu öyle bir kitap ki, her şeyden haberdar olan, hikmet sahibi Allah tarafından ayrıntılı açıklanmıştır diyor. Allah biz Kur'an'ı ayrıntılı açıkladık dedikçe, bizler batılı yaşayabilmek için, hayır detaylı ve açık değildir diyoruz, peki neden çünkü bize anlatılanları Kur'an'da göremediğimizde, iç güdüsel bir tepkiyle karşı çıkıyoruz. Allah bizleri affetsin. Ayetin sonunda Allah, Kur’an'da sorumlu olduğumuz muhkem ayetlerdeki tüm konuların, neden ayrıntılı açıklandığını, bakın ne güzel açıklıyor bizlere. Aklı olana, aklını başkalarına emanet etmeyenlere elbette. "ALLAH'DAN BAŞKASINA KULLUK ETMEYİN."
 
Ne kadar güzel açık ve net söylüyor nedenini.  Allah'tan başka veliler, dostlar edinmemeniz için, sizlerin sorumlu olduğunuz muhkem ayetleri, apaçık gönderdim ve nice örneklerle biz açıkladık diyor. Bizler Allah'ın rehberi ile aramıza veliler, efendiler koyduğumuz sürece, elbette bu gerçekleri görmemizde mümkün olmayacaktır. Şefaati, bağışlanmayı yalnız Allah dan dilememiz gerekirken, edindiğimiz velilerden, şeyhlerden şefaat dilememiz, Müteşabih ayetleri, birilerinin nasıl yanlış ve tehlikeli bir silah olarak kullandığına güzel bir örnektir.  Allah edindikleri velilere kulluk etme konusun da, başka bir ayetinde bizleri bakın nasıl uyarır.
 
Zümer 3: Dikkat et, halis din yalnız Allah'ındır. O'nu bırakıp kendilerine bir takım dostlar/veliler/evliya edinenler: Onlara, bizi sadece Allah'a yaklaştırsınlar diye kulluk ediyoruz, derler. Doğrusu Allah, ayrılığa düştükleri şeylerde aralarında hüküm verecektir. Şüphesiz Allah, yalancı ve inkârcı kimseyi doğru yola iletmez.
 
Yukarıdaki ayette yapılan yanlışlar, bugün günümüzde de aynen yapılmaktadır. Velisi olmayanın velisi şeytandır diyerek cennete gidemeyeceğine, Kur’an'ı doğru anlayamayacağına, Müteşabih ayetlerin anlamını yalnız veli insanların anlayacağına inandırılmışsak, bizlerin İslam'ı doğru yaşaması da, elbette mümkün olmayacaktır.  İLİM ADAMLARI TAAFINDAN ORTAYA ÇIKARILACAK BAZI MÜTEŞABİH AYETLERİN ŞİMDİLİK YORUMA AÇIK DÜŞÜNMEYE, ARAŞTIRMAYA YÖNLENDİREN, BAHSEDİLEN KONU HAKKINDA BİLİMSEL ÇALIŞMALARLA ORTAYA ÇIKARTILACAK AYETLERDİR.
 
Bu konulara örnek vermek gerekirse. Allah gökyüzünden, yıldızlardan, aydan, gökyüzünün katmanlarından, güneşle dünya arasına koyduğu koruyucu tabakadan, burçlardan bahseder. Güneş ve ay bir hesaba göre hareket etmektedir der detay vermez, bizlerin bu konuda ilmi araştırmalar yapmamızın yolunu açar. Göklerde ve yerde ne varsa Allah'ın der, ama gökyüzünde nelerin olduğu konusunda açıklama yapmayarak, bizleri bu konuda araştırmaya yönlendirir.  İlme bizleri yönlendirmesinin de, elbette çok önemli bir nedeni vardır. Allah'ın yarattığı tabiatı, gökyüzünü ve birbirine nasıl eşsiz ve şaşmaz bir düzenle bağlandığını, her şeyin nasıl kusursuz çalıştığını, ilim sayesinde anladığımızda, Yüce Rabbimize daha bir coşkuyla, aşkla derinden bağlılığımızı göstermiyor muyuz? 
 
Biz acı suyla tatlı suyu yan yana getiririz, fakat bir birine karıştırmayız ayeti, sizce yüzlerce yıl önce nasıl anlaşılmış olabilir? Bir ilim adamının, bu ayette bahsedilen konuyu araştırmaları neticesinde açığa çıkarmasıyla, İMAM EDENLERİN NASILDA İMANLARI DAHA DA GÜÇLENDİ, İNANCIMIZLA GURUR DUYDUK.  Bu bilgi iman ettiğimiz Kur’an'da, yüzlerce yıl önce bizlere bildirilmişti demedik mi gururla. Biz ibret olsun diye, etini kemiğini koruyacağız ayetinde bahsedilen Firavun, bildiğiniz gibi Nil nehrinin altında, eti kemiği korunmuş bir şekilde, ilim adamları tarafından bulundu.  Sizce bu ayet, yüzlerce yıl önce acaba nasıl anlaşılıyordu? Kim bilir bu ayet için, neler söyleniyordu geçmişte. Anlamı ilim adamları tarafından ortaya çıkarılacak, bazı müteşabih ayetlerin Kur’an'da yer almasının asıl amacı, böylece ortaya çıkıyor. BİZLERİ İLME, BİLİME, ARAŞTIRMAYA YÖNLENDİRMEK VE BÖYLECE YARATICIMIZIN GÜCÜNÜ, BÜYÜKLÜĞÜNÜ GÖZLERİMİZLE GÖRMEMİZİ SAĞLAMAK, ŞAHİT OLMAKTIR ASIL AMAÇ. Bir sivrisineği, örümceği örnek veren Rabbimiz, boşuna vermiyor. Şunu lütfen araştırınız, Allah neden velilerin ardına gidenlerin tehlikesini anlatabilmek için, ONLARIN ÖRÜMCEĞİN YAPTIĞI EVE SIĞINANLARA BENZETİYOR. Sizce örümceğin yaptığı evin ne özelliği var? Lütfen araştırın ve o güzel gerçeği sizde keşfedin.
 
Hala anlamı bilinmeyen, tam açığa çıkmamış Müteşabih ayetlerde vardır. Bizlere düşen Allah'ın uyarısında olduğu gibi, Kur’an'ın hali hazırda anlamları tam bilinmeyen, Müteşabih ayetlerinin ardı sıra gitmek yerine, gelin Allah'ın sizlere rehber olsun ve Allah'tan başkasına kulluk etmeyelim diye gönderdiği anlamları açık, anlaşılır, sağlamlaştırılmış, HATTA BİRBİRİNİ ÖRNEKLERLE BENZEŞİR AYETLERLE AÇIKLADIĞI,  yani her şeyden nice örneklerle izah ettiği MUHKEM VE MÜTEŞABİH ayetlerle, Kur'an'ı anlamaya ve hayatımıza geçirmeye çalışalım. Elbette ilim adamlarının araştırmalarını da izleyelim, kayıtsız kalmayalım. Şunu lütfen yapmayalım, atalarımızın inancını yaşayabilmek için, işimize gelmeyen bizlere ibretlik muhkem ayetleri, anlamamazlıktan gelip, üstünü örtüp bu müteşabihtir demeyelim, bu düşünce bizleri yanlışa yönlendirir, doğruyu gerçeği ne olursa olsun mutlaka araştıralım.
 
RABBİMİZ BEN KALDIRAMAYACAĞINIZ BİR YÜK ASLA YÜKLEMEM DER VE HER KULUMA KALDIRABİLECEĞİ YÜK YÜKLERİM DİYORSA, BİZLERDE ELİMİZDEN GELDİĞİ ÖLÇÜDE KUR'AN'I ANLAYABİLMEK ADINA ÇABAMIZI GÖSTERMELİYİZ. Allah Kur’an'ı bizlere, rehber olsun diye gönderdiğini söylüyorsa, O Kur’an'dan sorumlu olduğumuz hükümler, bizlerin anlaşılması asla zor olamaz. Çünkü Allah yemin ederek birçok kez, sizler için kolaylaştırdım, nice benzer ayetlerle açıkladım diyor. Fakat bizler atalarımızdan intikal eden, beşerin ve fıkıh inancının etkisinde olduğumuz için, Allah'ın ayetlerini görmezden gelerek, Kur’an'ı herkes anlayamaz, bilmem kaç yıl ilim tahsil etmek gerekir. Kur'an'ı veli, alim insanlar anlar diyerek, farkında olmadan Allah ile inatlaştığımızın, O ne derse neredeyse tersini yaptığımızın, farkında bile olamıyoruz.
 
Dilerim, yaptığımız bu büyük yanlışın farkında oluruz. Yine dilerim Allah'ın gerçeklerini gören, duyan, hisseden Allah'ın HALİS kullarından oluruz.
 
Saygılarımla 
Haluk GÜMÜŞTABAK.