İnancımızı Kur’an dan sorgulamadığımız sürece, büyük hatalar yapmamızda kaçınılmaz olacaktır. Dine nifak sokan din simsarcıları, ne yazık ki bu yolu kapatmışlar ve kendilerine öyle bir zırh giydirmişlerdir ki, artık İslam dininde ne yazık ki, yalnız başına Kur’an ın sözü geçmez olmuş. Allah ın dini, yaradan ın uyarılarından uzak yaşanır olmuş. ÇÜNKÜ KUR’AN, İNANCIMIZI YAŞAMAK ADINA YETERSİZ, DETAYSIZ KABUL EDİLMİŞ.
Allah emin olmadığın bilginin ardına düşmeyin, Kur’an ın sınırlarını aşmayın, arı duru din yalnız Allah ın dini Kur’an dadır, ALLAH HÜKMÜNE HİÇ KİMSEYİ ORTAK ETMEZ, BİZ KİTAPTA HER ŞEYİ AÇIK SEÇİK YAZDIK Kİ SAPMAYASINIZ, KİTAPTA HİÇBİR EKSİK BIRAKMADIK, YALNIZ KUR’AN IN İPİNE SARILIN, DİNİ DOSDOĞRU TUTUN VE AYRILIĞA DÜŞMEYİN. SÖZ BAKIMINDAN ALLAH DAN DAHA DOĞRU KİM VARDIR, O HALDE KUR’AN DAN SONRA HANGİ SÖZE İNANACAKSINIZ, diye bizleri uyardığı halde, bizler neler söylüyoruz?
Buna benzer yüzlerce uyarı ayetlerin üzerini örtüp, görmezden gelerek, bizler Allah ın arı duru dinine saygısızlığın en büyüğünü yapıyor ve diyoruz ki; “KUR’AN DA ALLAH, İBADETLERİMİZ İLE İLGİLİ KONULARDA DETAY VERMEMİŞ VE NASIL UYGULAYACAĞIMIZ KONUSUNDA GEREKEN AÇIKLAMAYI YAPMAMIŞTIR. AYETLERİ AÇIKLAYAN VE BU AYETLERİ HAYATIMIZA GEÇİRECEK HALE GETİREN, DETAY VEREN PEYGAMBERİMİZDİR, ONUN RİVAYET HADİSLERİDİR. BU BİLGİLER OLMASAYDI, KUR’AN KAPALI KALIRDI.”
Evet, aynen bunları söylüyoruz. Bu konularla ilgili birçok makale yazdım, Allah ın izniyle bıkmadan yazmaya devam edeceğim, çünkü biz Müslümanlar olarak, bu konuyu anlayamadığımız sürece, bizlerin inancıyla oynamaya çalışanları ve bizleri Allah ile aldatanları her zaman karşımızda bulacağız. 15 Temmuz ihaneti, Allah ile aldatılmanın üzücü bir eseridir. Bu zalimliklerin benzerlerinin, ülkemizde bir daha olmasını istemeyenler, din adına rivayetlere değil, Allah ın kelamı, nuru Kur’an ın ipine sarılmalıdır.
Allah Kur’an da, aklını kullanmayanları pislik içinde bırakırım diye uyarır. Yani düşünmek ve akıl İslam ın en önemli emridir. Zerre kadar düşünen bir Müslüman, Allah ın emrettiği ve de bizleri bu emirlerden sorumlu tuttuğu konularda gereken detayları vermeyeceğine asla inanmaz, bu sözleri kabul etmez. ÇÜNKÜ VERİLEN EMRİN AÇIKLAMASI, DETAYI, EMRİ VEREN KİŞİ TARAFINDAN YAPILMADIYSA, VERİLEN EMRİN HESABI DA SORULAMAZ.
Allah hükmüme hiç kimseyi ortak etmem dedikten sonra, verdiği hükümlerin detayını Kur’an da vermeyip, elçisini de hükümlerine ortak etmiş olabileceğine nasıl inanırız. Buna inanırsak, Kur’an da ellerimizle çelişki yaratmış oluruz. Allah aşkına lütfen şunu düşünelim. Zuhruf suresi 44. ayette Allah, SİZLERİ KUR’AN DAN SORUMLU TUTUYORUM diyecek, ama sorumlu tutacağına hükmettiği emirlerinin, nasıl yerine getirileceğini açıklamayacak, söylemeyecek öylemi? Bizler nasıl bir adaleti, Allah a nispet ettiğimizin farkında mısınız?
Allah ın elçisi Kur’an da, bizlerin dikkatini çekmek ve uyarmak adına, Enam 50. ayetinde, “YALNIZ BANA VAHYEDİLENE UYARIM BEN”diyecek, bizlerse Kur’an ın vermediği detayları peygamberimiz vermiş, bizlere bildirmiş ve hayata geçirmemizi sağlamıştır diye Kur’an ın bahsetmediği bilgilere, hiç kuşku duymadan inancağız ve bunları Kur’an da göremediğimizde, BAKIN DEMEK Kİ KUR’AN DA HER BİLGİ YOKMUŞ, DETAYINIDA ALLAH IN ELÇİSİ VERMİŞTİR DİYECEĞİZ. Bu nasıl bir mantık böyle. ALLAH NEDEN VERDİĞİ EMRİ AÇIKLAMASIN VE İZAH ETMESİN, BUNU DÜŞÜNEN YOK MU? Ucu açık ve emin olamayacağımız bir yolla, emrettiği ibadetlerin detayını Allah, bizlerin öğrenmesini isteyeceğine nasıl inanırız? Bakara suresi 5. ayette bakın ne diyor.
Bakara 5: İşte onlar, RABLERİNDEN GELEN BİR HİDAYET ÜZEREDİRLER ve işte onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridirler. (Bayraktar Bayraklı meali)
Gerçek iman eden bir Müslüman, Allah katından gelen bir hidayet yani Kur’an üzerinedirler diyor. Kurtuluşa erenlerinde yalnız onlar olduğunu belirtiyor. Fıkıh inancının öğretisi, rivayetlerin sözlerine inandığımızda, Allah katından gelen hidayetin, kurtuluş reçetemizin, inancımız adına birçok konuyu açıklamadığına, izah etmediğine de inanmış oluyoruz. Böylece Allah ın hidayet rehberine, saygısızlığın en büyüğünü yapmış oluyoruz.
Allah Rad 40. ayetinde, “ O HALDE TEBLİĞ ETMEK SANA, HESAP SORMAK BİZE DÜŞER.” Diyerek aslında çok açık bir hüküm veriyor ve diyor ki; Sana indirdiklerimizi tebliğ et, gerisi bize aittir. Hatta Allah Hakka 44. ayetinde, “BİZ SÖYLEMEDİĞİMİZ HALDE BAZI SÖZLERİ, BUNLARDA ALLAH KATINDANDIR DESEYDİ ELÇİMİZ, ONUN ŞAH DAMARINI KESERDİK” demiştir. Tüm bunlar, Allah ın elçisinin Kur’an ın dışından, tek kelime bile dine ilave yapamayacağının apaçık kanıtlarıdır. Ama batıl o kadar güçlenmiş ki, Allah ın ayetlerini duyan, işiten yok.
Size bir örnek verip, bu konuda düşünmenizi rica ediyorum. Bir ev yapmak istediğimizde, önce mühendisin yanına gideriz. Ondan istediğimiz evin projesini çizmesini isteriz. Oda bir evin yapılması için neler gerekiyorsa, tüm planları projeleri, hesaplamaları en ince detayına kadar çizilmesini ve hazırlığını yapar. Daha sonra bu projeyi, evi yaptırmak isteyen kişi, inşaat ustalarına verir ve evin yapılması bu projeye göre sağlanır. Hatta bu projeye göre yapılıp yapılmadığı, mühendis tarafından sürekli kontrol edilir. Sizlere sormak isterim, Projeyi hazırlayan mühendis, ben ana hatlarıyla çizdim projeyi, detayını da sen tamamla diyerek, inşaat ustasına verir mi? Veremeyeceğini biliyor ve söylüyorsanız, lütfen Allah ın da, bizlerden istediği emirlerini, ibadetlerini detaylandırmadan, açıklamadan Kur’an da verdiğini lütfen söylemeyiniz.
Değerli din kardeşlerim, bizler için bu konuda anahtar ayet, Zuhruf 44. ayet olmalıdır. Allah sorumlu tutulacağımıza hükmettiği Kur’an ise, asla Kur’an da yerine getirmemizi istediği konular, ibadetler detaysız olamaz, bunu unutmayalım. Fıkıh din değildir. Fıkıh mezheplerin, kişilerin dini yaşamak adına yarattığı bir yoldur, yöntemdir. Yani beşeridir. Kur’an a ters düşmeyen konuları, elbette almamızda bir sakınca yoktur. Ama FIKIH inancı olmazsa, namazımızı kılamazdık, orucumuzu tutamazdık, zekâtımızı veremezdik dersek, Allah ın kitabına saygısızlık yapmış oluruz.
Allah yemin ederek, bu kitabı sizler için kolaylaştık diyorsa, onun kolaylaştırdığı dini ellerimizle zorlaştırmayalım, bunun acısını çok çekeriz, çekiyoruz da zaten. Allah namaz kılın emrini veriyor, rekât sayıları ile sınırlandırmıyorsa, bunu bir eksiklik gibi görüp, fıkıh inancını lütfen, Kur’an ın önüne geçirip, bakın rekât sayıları bile yok Kur’an da demeyelim. Allah ın huzurunda duracağımız zamanı da Rabbimiz bizlere bırakmıştır. Allah, ihtiyacımızdan arta kalanını infak edin, dağıtın diyorsa, fıkıh inancının öğretisi olan kırkta bir bilgisini Kur’an da göremediğimizde, bakın ne kadar vereceğimiz bile yazmıyor Kur’an da demeyelim. Çünkü bunun miktarını da Allah bizlere bırakmış ve bu yolla bizleri imtihan etmektedir. Bakın Allah ne diyor.
Nahl 64: Sana kitabı, ancak AYRILIĞA DÜŞTÜKLERİ ŞEYLERİ ONLARA AÇIKLAMAN için ve iman eden bir topluma DOĞRU YOLU GÖSTERİCİ VE RAHMET OLARAK İNDİRDİK. (Diyanet meali)
Batılı aklamak adına ayetlere bakanlar, ayetlerde geçen kelimelerin anlamıyla oynamaktan da çekinmiyorlar. Allah bizlere Kur’an ı, bakın ne için indirmiş ve elçisine bu konuda bakın ne diyor. AYRILIĞA DÜŞTÜKLERİ KONULAR İÇİN, KUR’AN DA GEREKEN AÇIKLAMALAR YAPTIK ONLARA TEBLİĞ ET, BİLDİR DİYOR. EĞER KUR’AN DA GEREKEN DETAY OLMASAYDI, AYRILIĞA DÜŞTÜKLERİ KONU, NASIL AÇIĞA ÇIKAR. ÇÜNKÜ ALLAH AYETLERİNİ, ÖZELLİKLE ANLAYAMADIKLARI, ÜZERİNDE TARTIŞTIKLARI KONULARIN, AÇIĞA ÇIKMASI İÇİN GÖNDERDİĞİNİ SÖYLÜYOR. BÖYLECE KUR’AN, İMAN EDEN TOPLUMA DOĞRU YOLU GÖSTEREN BİR RAHMET OLSUN.
Siz bu ayeti tebliğ aldıktan sonra, Kur’an da her bilginin olmadığını hala söyleyebiliyor musunuz? Bu makalemde ayrılığa düştüğümüz, anlaşamadığımız konu, İBADETLERİMİZİN DETAYININ KUR’AN DA OLMADIĞI KONUSU. Hemen kendimize soralım. Allah madem Kur’an ın indiriliş amacı, ayrılığa düştüğümüz konularda açıklamalar yapmış, namaz kılma emrini verdikten sonra, detayını yazmamış ve gerektiği gibi açıklamamış olabilir mi? BU KONUDA DA AÇIKLAMAYI, KUR’AN DAN BEKLEMEK HAKKIMIZ DEĞİL Mİ? Hala bu ayetten sonrada, söylenen rivayetlere inanmaya devam ediyor musunuz? Ediyorsanız, siz Kur’an ın iman eden Müslümanlara, doğru yolu gösteren, açıklayan, izah eden bir ışık, rahmet olduğuna inanmıyorsunuz demektir. Son olarak bir ayet daha hatırlatmak istiyorum. İsteyen rivayetlerin hatırına bu ayeti de görmezden gelebilir, kimseyi dinde zorlayamayız. Ama uyarmak görevimiz.
Araf 174: Hakka dönsünler diye İŞTE AYETLERİ BÖYLECE AYRI AYRI AÇIKLIYORUZ. (Diyanet meali)
Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK