KUR'AN A DAVET

 

 

 

AMACIMIZ HURAFEDEN, BATILDAN ARINMIŞ BİR İSLAM YAŞAMAKTIR. ONUN İÇİNDE REHBERİMİZ,  ALLAH IN KORUMASI ALTINDA Kİ, YALNIZ KUR'AN DIR.

YAZILARIMIN OLDUĞU DİĞER SİTELERİM.

 

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 
Takvim

 
Gerekli Linkler

 
İSLAM DİNİNDE EVLENME, İMAM/HOCA NİKAHI KONUSU.

 

Kur’an evlenme, nikâh konusunda belirli kurallar koymuş ve aileyi koruma altına almıştır. Evlenme yaşı olarak da, kadın ya da erkeğin aile içinde görevlerini yapabilecek olgunluğa/erginliğe ermesini şart koşmuştur. Evlenirken koyduğu kuralların benzerlerini, çiftler boşanmak istediğinde de koyarak, boşanmanın evlenirken takip edilen bazı yollardan geçmesini özellikle istemiştir. Çünkü evlilik, eşler arasında nikâh, Allah katında çok ciddiye alınmıştır. Allah bu konuda, bakın bizlerin nasıl dikkatini çekiyor.
 
Nisa 1: Ey insanlar! SİZİ BİR TEK NEFİSTEN YARATAN VE ONDAN DA EŞİNİ YARATAN; ikisinden birçok erkek ve kadın (meydana getirip) yayan Rabbinize karşı gelmekten sakının…….(Diyanet meali)
 
Buradan da şunu anlıyoruz, kadında erkekte aynı özelliklerle yaratılmış ki anlaşabilsinler. Bu ayette geçen bir kelimeye, Allah ın vermediği bir anlam verilerek,  kadın erkeğin kaburga kemiğinden yaratılmıştır uydurmasına, toplumun bir kısmı inandırılmıştır. Hakbu ki ayette kadının, erkeğin yaratıldığı şekilde yaratıldığını anlatıyor. Bu inanç ne yazık ki Yahudilerin dinimize soktuğu bir fitnedir. Evlenmenin, Allah ın bir kanunu olduğunu görüyoruz Kur'an dan. Bundan kaçmak, ertelemek bizleri yanlışa sürükleyecektir. Kur’an her konuda olduğu gibi evlilik, nikâh konusunda da elbette kurallar koyuyor ve bu işin çok ciddiye alınması gerektiği örneklerini veriyor. Evlenme, yuva kurma konusunda ilk devreye girenlerin aile büyükleri, anne- baba olduğunu görüyoruz. Bu kişilerin evlenecek çiftlere hem evlenirken, hem de aile içinde bir sorun çıktığında, boşanmaya niyetlendiklerinde, ara bulucu olarak yardımcı olmaları uyarısında bulunuyor. Evlilikte anne babanın rızası önemlidir, bunun örneğini Kur’an da görüyoruz. 
 
Bakara 237. ayette, NİKÂH DÜĞÜMÜNÜ ELİNDE BULUNDURANLARDAN bahsedilir. Bu sözlerden, Allah ayette söylemediği halde, evlilikte nikâh düğümü erkeğin elindedir diyerek, Allah bu yetkiyi erkeğe vermiştir, onun için kadın erkeği boşayamaz, erkek isterse boşanma iznini kadına verebilir, hükmünü çıkarmışlardır. Kur'an erkeğin kadını boşama konusundan örnek verirken, Bakara 230. ayette TALAK/serbest bırakma boşama konusundan bahseder. Erkek kadını üç kez boşarsa, yani serbest bırakırsa, o kadın bir başka erkekle evlenip boşanmadan, eski eşiyle evlenemeyeceği bilgisini verir. Bu ayet örnek gösterilip, bakın demek ki nikahın, yani evliliğin düğümü erkeğin elindedir, bu ayette bundan bahsediyor örneğini verirler. Bakara 229. ayete baktığımızda, kadınında istediğinde, aldığı mehri geri vererek boşanabileceği açıkça yazar. "Eşlerin, Allah’ın koyduğu sınırlarda duramayacaklarından siz de korkarsanız, KADININ FİDYE VERİP KENDİNİ KURTARMASI, HER İKİSİ İÇİN DE GÜNAH OLMAZ. Bunlar Allah’ın koyduğu sınırlardır; onları aşmayın. " Demek ki nikahın düğümü, boşanma kararı yalnız erkeğin elinde değilmiş. Hâlbuki yeni evlenmeye niyet eden gençlerin, evlenmeye ilk adımını atarken, evlilik iznini veren ailedir, anne-babadır. Onun içinde NİKÂHIN DÜĞÜMÜNÜ SAĞLAYAN, DÜĞÜMLEYENDE AİLEDİR, ANNE-BABADIR. Onun için evlilikte, anne babanın rızası çok önemlidir. BAKARA SURESİ 221. AYETİNDE ALLAH, ANNE BABAYI YANİ VELİLERİ UYARARAK, BAKIN NE DİYOR. "İMAN ETMEDİKÇE, MÜŞRİK ERKEKLERİ DE KIZLARINIZLA EVLENDİRMEYİNİZ."  Demek ki evlendirme yetkisi anne, babada. Buda nihak düğümünün, anne babanın elinde olduğuna, çok açık kanıttır. Evli iken sorunlarından dolayı ayrılmak üzere olan çiftler, eğer barışmak isterse, ailelerin buna engel olmaması konusunda, Allah ayetinde velileri, aileleri uyarır. Ayetleri kendi nefislerimizde, beşeri FIKIH inancının etkisiyle anlamaya çalışırsak, hata yaparız.
 
Her şeyden önce evlilik gizli değil, toplum huzurunda ve şahitlerle yapılması gerektiği, böylece bu çiftlerin toplum tarafından evliliklerinin bilinmesi önemlidir. Evlilik, nikâh kişiler arasında, biz evlendik demekle olmayacağı, bunun kurallara bağlanması, kayıtlara alınması gerektiğini, boşanmaya niyetlenen bir çiftin, hangi yollara başvurması gerektiğini anlatan ayetlerden çok açık anlıyoruz. 
 
Kur’an da verilen bir örnekte, kendisinden başka hiçbir şahidi olmadığı halde, boşanmak için eşim zina yapmıştır diye mahkemeye başvurduğunda, mahkeme kadının, eşim yalan söylüyor ben zina yapmadım diye yemin ettiğinde, Allah ın koyduğu kanun gereği, kadının yemini kabul görüyor ve kadına zina suçu yüklenemediği için bu sebeple erkek eşini de boşayamıyor. Çünkü zina Kur’an a göre suçtur ve böyle bir kadınla da evli kalınmaz, boşanma nedenidir.
 
Demek ki evlenme, nikâhlanma konusunu Kur’an, kanun ve kurallarla güvence altına almıştır. Kesin bir sınırlama koymamış, geleneklere bırakmıştır detayını. Evlenirken takip ettiğimiz o ince hassas yol ve yöntem, boşanmak isteyen çiftler içinde geçerlidir.  Hiç birimiz biz evlendik diyerek ortaya çıkamıyor, bazı yollardan geçerek kayıt altına alınıyorsa, BOŞANIRKEN DE BİR ERKEK EŞİNE ÜÇ KEZ SENİ BOŞADIM, BOŞ OL DEMEKLE DE, BOŞANILMAYACAĞINI BİLMELİYİZ. Bu sözler Kur’ an ın öğretisi değil, uslanmaz nefislerimizin oluşturduğu, batıl FIKIH inancının öğretisidir. Onun için Allah, bu konularda hükümlerini açıkça bildirmiş ve özellikle kadının haklarını koruma altına almıştır. ÇİFTLERİN AİLELERİ, YAKINLARI GENÇLER ÜZERİNDE BİR HAKEM VE UZLAŞTIRICI OLARAK HER ZAMAN GÖREV YAPMALIDIR. BU ALLAH IN EMRİDİR. Bir erkek gerçek bir neden olmadan, nefislerinin etkisiyle eşini Kur’an a göre boşayamaz. Bunun örneklerini Kur’an da görüyoruz. Arap gelenekleri gereği, eşine ZIHAR eden yani artık eşimi, anam gibi görüyorum diyen bir erkek, eşini boşayabilirmiş. Allah bununda yolunu, indirdiği ayetle kapatıyor.
 
KUR’AN BİRDEN FAZLA EVLİLİĞİ YASAKLAMAMIŞ AMA ASLA TAVSİYE ETMEMİŞTİR. HATTA ADALETLİ BİR EVLİLİK İSTEYEN, TEK EŞLİ OLSUN DİYE DE, TAVSİYESİNİ BİZLERE BİLDİRMİŞTİR. ALLAH IN TAVSİYESİNE UYAN, TEK EŞLİ OLUR. Nefisinin etkisinde adaletsiz bir evliliği seçenlerde, birden fazla eş alır.  Tabi böyle bir evlilikte huzuru da bulamaz.
 
Gelelim günümüzde bahsedilen, İMAM/HOCA NİKÂHI kıyarak evlenme konusuna. KUR’AN DA BÖYLE BİR TABİR, EVLENME ŞEKLİ YOKTUR. Daha doğrusu imam, hoca diye bir meslek yoktur İslam dininde. Allah Kur’an da, kadının ve erkeğin haklarının korunduğu bir sistem koymuştur. BU KORUMANIN KABUL EDİLMEDİĞİ HİÇBİR EVLENME, NİKÂH ALLAH HUZURUNDA ASLA KABUL EDİLEMEZ, GEÇERLİ DEĞİLDİR. 
 
Günümüzde devletin kıydığı nikâhı kıymayıp, hoca/imam nikâhı kıydık, bu bizim için yeterlidir diyenler, lütfen unutmasınlar, BUNLAR ALLAH IN KOYDUĞU EVLENME KONUSUNDAKİ KURALLARI, KANUNLARI KARŞILAMAMAKTADIR.  Kayıt altına alınmayan, özellikle kadının haklarını kanunlarla korumayan bir nikâh, Allah katında geçerli değildir.  İki eşinizin olduğunuzu düşünün ülkemizde, birisi resmi kabul gören ve her hakkının korunduğu bir nikâh, diğer eşin hiçbir hakkı yoksa kanun karşısında, hatta onu istediğin zaman seni boşadım dediğinde, hiçbir hak iddia edemiyorsa, bunun Allah katında kabul gören bir nikâh olduğunu, nasıl söyleriz ve kabul ederiz? 
 
Ne yazık ki bizler Allah ın ayetlerini, işte böyle nefsimizde şekillendirdik ve kendimize uydurduk. Medeni kanunlarımız, evlilik konusunda, Allah ın tavsiyesi üzerine oluşturulmuştur. Birden fazla evlilik kanunlarımızda kabul edilmediği ve evlenen tüm eşlerin kanun karşısında eşit haklara sahip olmadığı sürece, geleneğin ve fıkıh inancının öğretisi olan imam/hoca nikâh ı diye adlandırılan nikâh, Allah katında geçerli olamaz. Çünkü bu nikâh, Allah ın evlilikte koyduğu kural ve kanunları, kadının haklarını koruma altına almıyor. LÜTFEN KENDİMİZİ KANDIRMAYALIM, NEFSİMİZİN ESİRİ OLMAYALIM, inanın bunun hesabını veremeyiz.  
 
Kanunlarımız da, daha önce nikâh kıyabilecek makamlar açıkça belirlenmişti. Belediyeler, gemi kaptanları ve konsoloslar. Nikah kıyabilecek makamların arasına yakın zamanda, MÜFÜLÜKLER de alındı. Onların kıydığı nikahla, Belediye başkanının kıydığı nikah arasında, hiç bir fark yok. Müftüler tek bir eşin dışında, asla ikinci bir eşin nihanını asla kıyamaz, buna kanunlarımız izin vermez.  
 
Fıkıh inancı bazı mezheplerde, nikâh konusunu öyle sapkın bir hale sokmuştur ki, adeta ZİNAYI MEŞRULAŞTIRMIŞTR. Muta yani bedeli verilip, kısa süreli cinsel arzularımızı tatmin için, nikâh kıymak şekline dönüştürülüp, adeta beğendiğimiz, hoşumuza giden kadınlarla saatle, ya da birkaç günlüğüne nikâh kıyılmaya kadar ileriye götürülmüştür. Bu anlayış, Kur’an ın tavsiye ettiği nikâhlanma şekline tamamen ters düşer. Allah Evliliği, yalnız cinsel arzular için bizlere önermemiştir. Ne yazık ki bizler yalnız bu konuda değil, birçok konuda Allah ın ayetlerini nefsimize uydurmuş, bununda kaynağı olarak, FIKIH İNANCIMIZ BUNA İZİN VERİYOR DİYEBİLİYORUZ. ALLAH BU KONUDA NE DİYOR DİYEN YOK. Allah bizleri affetsin, demekten başka elimden başka bir şey gelmiyor. NE YAZIK Kİ BİZLER, SORUMLU OLDUĞUMUZ KUR’AN I TERK ETTİK.
 
Yine nefislerimizin bu konuda şekillendirdiği bir düşünceye örnek vermek istiyorum. Eşi ölmüş bazı kadınların, tekrar evlenmek istediklerinde, resmi nikah kıymayıp, imam nikahı kıyalım istekleriyle karşılaşıldığını görüyoruz. Bunun nedenini sorduğumuzda ise, eski eşimden aldığım maaş kesilmesin, onuda alayım cevabı ile karşılaşıyoruz. Bu nasıl bir inançtır ki, hem Allah ı aldatmaya çalışıyoruz, hemde kanunlarımızın izin vermediği suçu işliyoruz.  Bunu nasıl düşünebiliriz? Bu nasıl bir inanç ki, bu davranış çevremizde hiçte kötü karşılanmıyor. Halbuki açıkça suç işliyoruz. Hatta  evli kişilerin, ölmüş kadının babasından maaş alabilmesi için, kanun karşısında boşanıp, evliliklerini devam ettirdiklerini bile duyarız. Bunları yapanlar, evli sayılmadıkları için zina yapmış sayılırlar. Ayrıca bu yolla devletten para alanlarda, haram ı tıka basa yemiş olacaklarını unutmamalıdır.
 
Kur’an ın apaçık hükümlerini görmezden gelip, ellerimizle yarattığımız beşeri FIKIH inancıyla yaşamaya devam ettiğimiz sürece, inanın huzuru ve mutluluğu bulamayacağız, huzura vardığımızda da, şaşkınlığımızdan köşe bucak kaçmaya çalışanların safında olacağız. Bunu yaşamak istemiyorsak, GELİN EL BİRLİĞİYLE DİNDE BÖLÜNMEDEN, YALNIZ KUR’AN IN ÇEVRESİNDE TOPLANALIM. ONUN VERDİĞİ HÜKÜMLERİN ASLA DIŞINA ÇIKMAYALIM, ALLAH IN ÖNERDİĞİ GİBİ, YALNIZ KUR’AN IN İPİNE SARILALIM. ÇÜNKÜ ALLAH NE DİYORDU, HATIRLAYALIM.
 
Zuhruf 44: Şüphesiz bu Kur’an, sana ve kavmine bir öğüt ve bir şereftir, ONDAN HESABA ÇEKİLECEKSİNİZ.(Diyanet meali) 
 
Saygılarımla
Haluk Gümüştabak

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

 

 



Sayfa Kategorisi: GENEL İSLAMİ YAZILAR.