KUR'AN A DAVET

 

 

 

AMACIMIZ HURAFEDEN, BATILDAN ARINMIŞ BİR İSLAM YAŞAMAKTIR. ONUN İÇİNDE REHBERİMİZ,  ALLAH IN KORUMASI ALTINDA Kİ, YALNIZ KUR'AN DIR.

YAZILARIMIN OLDUĞU DİĞER SİTELERİM.

 

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 
Takvim

 
Gerekli Linkler

 
EHLİ KİTABIN YAPTIĞI YANLIŞLARI TEKRAR EDİYORUZ. MAİDE SURESİ 116-117.
EHLİ KİTABIN YAPTIĞI YANLIŞLARI TEKRAR EDİYORUZ. MAİDE SURESİ 116-117.
 
 
İslam Allah a boyun eğmek, teslim olmak demektir. Allah dan başka hiç kimseye boyun eğmeyip, yalnız Kur’an ın hükümlerine boyun eğeceğimiz anlamındadır. Eğer Allah ın sözünden başka sözlere de inanıyor ve imanımızın asli unsuru yapıyorsak, asla kendimizi İslam yani Rahmana boyun eğmiş olarak kabul edemeyiz.
 
Bizler inancımızı yaşarken, Ehli kitabın yaptığı yanlışları ne yazık ki tekrar ediyoruz. Hâlbuki aynı yanlışları yapmayalım diye Allah, onların hatalarından birçok örnekler vermiştir Kur’an da. Fakat batıl ve ataların inancı içimizde çok baskın, Kur’an gerçeklerini fark eden ne yazık ki çok az.  Bizler Ehli kitabın yaptığı yanlışları öyle tekrar ediyoruz ki, sanki Allah hiç uyarmamış gibi davranıyoruz. Ehli kitap, Allah ın gönderdiği elçileri kutsallaştırmış, sonunda hepsi Allah ın oğlu, yani Tanrı ilan edilmiştir. 
 
Belki bizler Allah ın elçisine, Tanrı yakıştırmasında bulunmadık, ama neredeyse daha ileri giderek, Allah ın bu dünyayı, peygamberimiz için yarattığını söyledik. Daha neler neler anlattık,  Kur’an da Rabbimiz tek kelime bile söylemediği halde.  Bizler peygamberimizi kâinatın efendisi ilan ettik. Hâlbuki kâinatın efendisi Allah tır. Peygamberimiz kendisine efendimiz dedirtmemiştir. Çünkü efendi Allah tır diyerek, bu şekilde kendisine hitap edilmesini yasaklamıştır. Efendi sözcüğünün anlamı Rab sözünden çok farklı değildir. Efendi sözü/buyruğu dinlenen, yol gösterici, sahip, anlamındadır. Rab itaat edilen efendi, otorite sahibi, sözü dinlenen anlamlarına gelir. Tabi bizler tüm bunlardan habersiz günümüzde, peygamberimiz için bizim efendimiz diyoruz. Farkında değiliz, Ehli kitabın düştüğü hatalara düşüyoruz. Sizlere Maide suresi 116 ve 117. ayetleri hatırlatmak istiyorum.
 
Maide 116: Ve Allah demişti ki: "Ey Meryem oğlu İsa, sen mi insanlara: “BENİ VE ANNEMİ, ALLAH'TAN BAŞKA İKİ TANRI EDİNİN' DEDİN?". "Hâşâ, dedi, sen yücesin, benim için gerçek olmayan bir şeyi söylemem bana yakışmaz. Eğer demiş olsam, sen bunu bilirsin, sen benim nefsimde olanı bilirsin, ben ise senin nefsinde olanı bilmem, çünkü gaybları bilen yalnız sensin, sen!". (Elmalı meali)
 
Allah ın mahşer günü, nasıl uyaracağının örneğini görüyor musunuz? Görüyoruz ama acaba ders alıyor muyuz, orası önemli. Hıristiyanlar Hz. İsa yı ilahlaştırdıklarının hatasını, bakın Kur’an da örneğini verip, Rabbimiz bizleri ne güzel uyarıyor. Mahşer günü Hz. İsa benim böyle bir şey söylemem mümkün değil diyecek.  Ayetin devamına bakalım şimdide. Bakalım kendisi ümmetine neler ilettiğini söylüyor. Belki bu örnekten ders alırız da, aynı hatayı yapmayız.
 
Maide 117: "BEN ONLARA SADECE, SENİN BANA EMRETTİKLERİNİ SÖYLEDİM. Benim ve sizin Rabbiniz olan Allah'a kulluk edin, dedim. Aralarında olduğum müddetçe onlara şahit idim, fakat SEN BENİ VEFAT ETTİRİNCE ONLARI GÖZETLEYEN YALNIZ SEN OLDUN. SEN HER ŞEYİ GÖRENSİN. (Elmalı meali)
 
Bakar mısınız lütfen, ne diyor Allah ın elçisi. BEN ONLARA SADECE, SENİN BANA EMRETTİKLERİNİ SÖYLEDİM. Sizce bizlere Kur’an ı tebliğ eden, O örnek insan, Hz. Muhammed, Allah ın bizleri sorumlu tutacağına hükmettiği Kur’an ın dışından, tek bir kelime bunlarda benim dini hükümlerimdir, demiş olabilir mi? Ne dersiniz, bu ayetten sizce alacağımız hiçbir ders yok mu? 
 
Allah mahşer günü, hesabın görüleceği o çetin gün gelmeden, elçisini şahit olarak çağırdığında, aralarında geçecek konuşmasının örneğini, şimdiden bizlere iletiyor ki, bizlerde aynı hatalara düşmeyelim
 
Bizler bu örneklerden, hiçbir ders almadığımız içindir ki, aynı hatalara bizlerde düştük. Çünkü tıpkı Ehli kitabın yaptığı gibi, Allah ın gönderdiği kitabı, rehberi, FURKANI terk ettik. Onun yerine batılı, sanı ve rivayet sözlerin ardına düştük. Tabi tüm bunların hesabını, huzurda vereceğiz.
 
Değerli din kardeşlerim, bugüne kadar yaptığımız yanlışları, gelin bir kenara bırakalım, çünkü Rabbimiz sonsuz bağışlayıcı, affedicidir. İnancımızı elimizde Kur’an, yalnız onun rehberliği ile yaşayalım. Maide suresi 117. ayette Hz. İsa nın sözlerinden dersler alalım, bakın ne diyordu?
 
(SEN BENİ VEFAT ETTİRİNCE, ONLARI GÖZETLEYEN YALNIZ SEN OLDUN. SEN HER ŞEYİ GÖRENSİN.)
 
Bu sözlerden gelin ders alalım ve aynı mantıkla diyelim ki, mahşer günü aynı soru peygamberimize sorulmuş olsaydı, Allah ın elçisi örnek peygamberimizde, Hz. İsa nın söyleyeceklerinden farklı bir şey söylemeyecek ve şöyle söyleyecektir.
 
RABBİM BEN ÜMMETİMİN ARASINDAYKEN, SENİN VAHYETTİĞİN GİBİ, ONLARI YALNIZ KUR’AN İLE UYARDIM. DİNDE BÖLÜNMEYİN DEDİM. KUR’AN IN SINIRLARINI AŞMAYIN, YALNIZ KUR’AN IN İPİNE SARILIN, SAKIN VELİLER, EFENDİLER EDİNİP ARDI SIRA GİTMEYİN DİYE UYARDIM. AMA BENİ VEFAT ETTİRDİKTEN SONRA, ONLARIN ÜZERİNDE GÖZETLEYİCİ YALNIZ SEN OLDUN. SEN HERŞEYİ GÖRENSİN RABBİM.
 
Ne dersiniz, Allah bizlere Kur’an da verdiği örneklerde, çok açık bizlerin yolunun, yalnız vahyettiği ve bizleri sorumlu tutacağına hükmettiği, Kur’an olduğunu ve görevlendirdiği elçisinin de, yalnız bizleri Kur’an a yönelttiğini anlatmıyor mu? Ben okuduklarımdan bunları anladım.  Sizlere düşen aynı değerlendirmeyi sizlerinde yapmasıdır. Bu dünyada hepimiz imtihandan geçiyoruz. İMTİHAN OLDUĞUMUZ KİTAP KUR’AN OLDUĞUNA GÖRE, SİZCE ADALETİNDEN SUAL OLUNMAYAN RABBİMİZ, BİZLERİ İMTİHANINDA SORUMLU TUTACAĞIZ KUR’AN IN DIŞINDAN DA HESABA ÇEKER Mİ?
 
Yorum ve karar sizlerin.
 
Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK
 
 


Sayfa Kategorisi: KUR'AN DAN AYETLER.