KUR'AN A DAVET

 

 

 

AMACIMIZ HURAFEDEN, BATILDAN ARINMIŞ BİR İSLAM YAŞAMAKTIR. ONUN İÇİNDE REHBERİMİZ,  ALLAH IN KORUMASI ALTINDA Kİ, YALNIZ KUR'AN DIR.

YAZILARIMIN OLDUĞU DİĞER SİTELERİM.

 

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 
Takvim

 
Gerekli Linkler

 
KURBAN KESME KONUSU VE KUR'AN IN EMRİ.
Kurban kesme konusunu araştırdığınızda, tüm inançlarda farklı şekillerde var olduğunu görürüz. Hatta insanlığın yaradılışıyla var olan bir gerçektir. Kur'an da geçen, kurban kelimesinin anlamı YAKLAŞMAK, ALLAH’A YAKINLAŞMAYA VESİLE OLAN ŞEY anlamına gelir. Bunun Kur’an da birçok yolu olduğu gösterildiği gibi, bir tanesi de Allah'ın rızasını kazanmak, etini yoksula dostlara dağıtmak için kestiğimiz, Kurbanlık hayvandır. Ayetlerde geçen kurban kelimesini, bu anlamları ile geniş bir şekilde anlamalıyız. Örneğin zekât vermek, hayır ve hasenatta bulunmak Allah'a yaklaşmalıklar arasındadır.  
 
Gelelim Kur’an da bahsedilen, Allah'ın rızasını kazanmak için, Kurban kesme konusuna. Kur’an'ın zaman ve mekân belirterek emrettiği Kurban, yalnız HAC vaktindedir. Buda açıkça ayetlerde belirtilmiştir. Hacca gelen müsafirlerin yemesi, karnını doyurabilmesi adınadır. Dışarıdan Hacca gelenler, isterse Kurban kesmeyip 3 gün Hac da, 7 gün evlerine döndüklerinde oruç tutabilirler, Allah bu kolaylığı dışarıdan gelenlere göstermiştir. Gelelim Kurban bayramında kestiğimiz Kurbana. Bildiğiniz gibi Kur’an'da böyle bir günden, özellikle bayramdan bahsedilmemiştir. Allah'ın Resulünün ümmetine bir hediyesi olduğu rivayet edilir. ONUN İÇİN BUNA FARZ İBADETTİR, HER ZAMAN BU ZAMANDA KURBAN KESMELİYİZ DİYEMEYİZ. ZATEN MEZHEPLERDE BAYRAMDA KESİLEN KURBANA FARZ DEMEMİŞ, KİMİ MEZHEP SÜNNET, KİMİSİDE VACİP DEMİŞLERDİR. Elbette Allah'ın rızasını kazanmak için, böyle bir günde Kurban kesmek ve ihtiyaç sahiplerine dağıtmak, bizlerin güzel bir geleneğidir.  Kurban kesme ibadetimizi, yılın tek bir gününde toplayıp, diğer günlerde yapılmaması, Kur’an'ın emrine ters düşer, bunu da hatırlatmak isterim. Kurban konundaki ayetlerden bir örnek verelim.
 
Kevser 2: O hâlde, Rabbin için namaz kıl, KURBAN KES.(Diyanet meali)
 
Kevser 2:  Rabbin için [salât] (ibadet) et  ve kurban kes! (Mehmet Okuyan)
 
Kevser 2: Öyleyse her işi Sahibin için yap ve her şeye O’nun için göğüs ger! (Süleymaniye vakfı)
 
Aynı ayeti üç farklı tercümeden yazdım. Sanırım kafanız çok karıştı. Karışmaması mümkün değil. Onun için çok dikkali olmalı ve hiç kimseye hemen güvenmeden, araştırıp Allah'ın ayetinde ne anlatmaya çalıştığını, doğru anlama çabasında olmalıyız. İnanın yoksa bizleri daha çok, Allah ile aldatanların tuzağına düşeriz. Ama aklını kullanan ve bir ayeti anlamak için Kur'an'ın diğer ayetlerden yardım alan, inanın mutlaka Kur'an'ı doğru anlayacaktı, lütfen bu konuda pes etmeyelim, çaba harcayalım. Âyetin metninde geçen salli kelimesinden türeyen es-salât  kelimesinin kök anlamı, BİR ŞEYİ BIRAKMAMAK VE SÜREKLİ ARKASINDA OLMAK anlamında da olduğundan Süleymaniye vakfı, diğer meallerde yapılan yorumu yapmayarak, namaz kelimesi yerine genel anlamını vermiş. Yani Allah a kulluk adına yalnız namazda değil, tüm görevlerimizde sürekli olmalıyız. Nahr kelimesinin de farklı anlamları vardır. Nahr ve venhar (108/2) kelimeleri, kesmek, boğazlamak anla­mının yanı sıra, göğsünü kıbleye çevirmek, göğüs germek anlamla­rına da gelir. Süleymaniye vakfı, göğüs anlamını seçerek, her şeye Allah için GÖĞÜS ger şeklinde tercüme etmiştir. Mehmet Okuyan hocamızda salat kelimesini genel anlamda kullanıp, Rabbine salat et, yani onun için namaz kıl, yalnız ona dua et ve Müslümanlar arasında yardım ve destekte bulun anlamını vererek, Kurban keseceksen yalnız Allah adına kes anlamını vermiş. Bunların farkında olmamız, ayeti bizlerin daha iyi anlamamıza neden olacaktır.
 
Diğer tercümeye baktığımızda, Allah'a ibadet et/namaz kıl dedikten sonra, zaman ve sayı belirtmeden Rabbimiz bir emir veriyor. RABBİN İÇİN KURBAN KES. Bu ayeti geniş anlamında anlayabileceğimiz gibi, hayvan kes anlamında da anlamamız yanlış olmaz. Çünkü Allah bir çok ayetinde, yalnız Allah için kurban kesebileceğimiz örneklerini verir. Kitap Ehli edindikleri veli kişiler adına kurban kesiyorlardı. Demek ki Kurban konusunda bir emri var Allah'ın, ama çok geniş bir zamana yayılmış, tıpkı Hac emrini verdiğinde olduğu gibi, bizleri zora sokmayan, zamana, mekâna ve ortama göre rahatlıkla hareket edebileceğimiz, imkanımız olduğunda, geniş alana yayılmış bir emir olduğunu görüyoruz. Aslında her üç tercümeyi birleştirerek anlamaya çalışırsak, yapacağımız tüm kulluk görevlerimizi sürekli yapmanın yanında, yalnız Allah için yapmalıyız şeklinde anlayıp, KURBAN KESECEKSEK, YALNIZ ALLAH'IN RIZASINI KAZANMAK ADINA KURBAN KESMELİYİZ, ALLAH İÇİN HERŞEYE GÖĞÜS GERMELİ VE MÜCADELE ETMELİYİZ DİYE ANLARSAK, ÇOK DAHA DOĞRU ANLAMIŞ OLURUZ. Şunuda unutmayalım, Kurbanı ancak imkanı olanlar kesebilir. Onun içinde Allah tüm kullarını, böyle bir yükümlülük altına sokmamıştır.
 
Kurban kelimesine, Allah'a yaklaşmalık olarak bir davranışta bulunmak, Onun rızasını kazanmak adına, hayırlarda yarışmak anlamını vermek en doğrusu olandır.  Örneğin bizler aramızda şöyle deriz sevdiklerimize. SANA KURBAN OLURUM. Bu sözlerimizle elbette o kişi için kendimizi keser, kurban ederiz anlamında söylenmemiştir bu söz. ANLAMI, SENİN İÇİN HERŞEYİ YAPARIM  anlamındadır. Bizlerde Allah'ın rızasını kazanmak adına, Allah'a kurban olmalı, yani onun için her zaman, onu memnun edecek güzel şeyler yapmalıyız. Konunun daha iyi anlaşılması için Kur’an'dan bir örnek daha vermek istiyorum.
 
Hac 34: Her ümmet için, Allah’ın kendilerine rızık olarak verdiği hayvanlar üzerine ismini ansınlar diye KURBAN KESMEYİ MEŞRU KILDIK. İşte sizin ilâhınız bir tek ilâhtır. Şu hâlde yalnız O’na teslim olun. Alçak gönüllüleri müjdele! (Diyanet meali)
 
Ayete dikkat ederseniz, Allah Kurban kesmeyi meşru kıldı diyor. Aslında ayet çok önemli bir konuya açıklık getiriyor. Allah'ın Kur’an'da bahsetmediği, açıklık getirmediği bir konu, dinin sınırları içinde olamaz. Bu ayette de Allah, Kurban kesmeyi bizlere MEŞRULAŞTIRIYOR, yani izin veriyor. Eğer bu izni vermeseydi, bizler Allah için bile olsa Kurban kesemezdik. Dikkat ederseniz ayette, tüm kullarını bağlayıcı her hangi bir hüküm vermiyor biz kullarına, bu emrim farz bir emirdir, hac emrinde olduğu gibi gücü yeten, yani imkanı olan kulum Kuban kesmelidir asla demiyor. Gerçi bazı tercümelerde, farz emirdir diye tercüme edenleride görürsünüz. Allah'ın izin vermediği hiç bir şey, dinin sınırları içinde olamaz. Kur'an bu ayetiyle, yalnız Allah adına olmak şartıyla, Kurban kesmeye izin verdiği anlaşılıyor. Hac suresi 37. ayettede bu konuya açıklık getiriyor ve bakın Kurban konusunda ne diyor. "ONLARIN ETLERİ DE KANLARI DA ALLAH'A ASLA ULAŞMAZ; FAKAT SİZİN TAKVANIZ O'NA ULAŞIR. ONLARI SİZE BU ŞEKİLDE BOYUN EĞDİRİR Kİ, SİZİ HİDAYETE ERDİRDİĞİ İÇİN ALLAH'I YÜCELTEREK ANASINIZ."  Bu ayettende bazı kişilerin, Kur'an'da bahsedilen Kurban hayvan kesmek değildir, sorusunada güzel bir cevap niteliğindedir.
 
Bazı meallerde, bu konuda bakın nasıl tercümeler var. “BİZ HER ÜMMETE KURBAM KESMEYİ GEREKLİ KILDIK.” “BİZ HER ÜMMET İÇİN, KURBAN KESMEYİ FARZ KILDIK.” Diye tercüme edildiğini görürsünüz. Allah böyle bir emir vermiş olsaydı, sizce bunun detaylarını da vermez miydi? AYET BU ŞEKLİYLE OLURSA, TÜM MÜSLÜMANLAR, ZENGİN, FAKİR İSTİSNASIZ, KURBAN KESMEKLE YÜKÜMLÜDÜR ANLAMI ÇIKAR. Allah Kur’an da Hacca gidin diyor ama GÜCÜ YETENLER, yani imkânı olanlar bu hükmü yerine getirsin diyor. Allah Oruç tutun diyor ama tutamayacak durumda olanlar, BİR FAKİRİ DOYURSUN diyor. Kurban konusunda bunlara benzer hiçbir detay, bilgi yoktur Kur’an'da. Çünkü Allah Kurban konusunda, her kulum kurban kesmelidir diye bir hüküm vermemiş ama kesmek isteyenlere de, bunu yalnız Allah adına yapabilecekleri uyarısında bulunarak, KURBAN KESMEYİ MEŞRU KILMIŞ, yani izin vermiştir.
 
Kur’an'a baktığımızda, bu konularda Allah'ın verdiği kurban örneklerini de görüyoruz. Hz.Âdem'in çocuklarının kestiği kurbanlardan bahsedilir Kur’an'da, birisinin kabul edilip, diğerinin edilmediği anlatılır. İbrahim peygamberimizin oğlu ile imtihanında bahsedilen kıssada, Allah'ın gönderdiği hayvanın kurban edilmesinden, böyle bir emrin bizleri de kapsadığını anlıyoruz. Çünkü Allah ayetlerinde verdiği örnekleri, boşuna vermiyor. Musa peygamberimizin kavmiyle imtihanında bahsedilenlerde, Kurban konusuna açıklık getiriyor. Bakara 67: Hani Musa kavmine, “ALLAH, SİZE BİR SIĞIR KESMENİZİ EMREDİYOR” demişti.  (Diyanet meali)
 
Sizce Allah, neden Kurban kesilmesi konusuna müsade ediyor, gerektiğinde emrediyor? Yoksa Allah'ın bunlara ihtiyacı yok. Bilmemiz ve yabana atmamamız gereken konuda, biz insanlar için hayvan etinin çok önemli olduğudur. Et besin maddelerinin temelini teşkil eder ve en önemli protein kaynağıdır. Bu proteinlerin vücutta emilimi %97–98 dir. Yani vücutta tamamı kullanılır.  Allah rızasını kazanmak için Kurban kesmek ve ihtiyacı olanlara dağıtmak, bunun için çok önemli. Sırası gelmişken, bir konuyada değinmek istiyorum. Günümüzde fıkıh inancının öğretisi ile küçükbaş hayvanı bir kişi, büyük baş hayvanıda yedi kişi kurban olarak kesebilir, şeklinde bir kural vardır. Bu kural beşeridir, Allah emri değildir. Allah'ın böyle bir sınırlaması yoktur. Bakara 67. ayete dikkat ederseniz, Allah  bir sığır kesilmesini isterken, bu sığırı kaç kişi kesecek, kaç hayvan kesilecek şeklinde bir detay yoktur. İster gurup yada toplum olarak Allah'ın rızası için kesersiniz, ister tek başınıza kesersiniz. Önemli olan niyettir, amaçtır emrin yerine getirimesidir. 
 
Kurban konusunu mezheplerin bizlere öğretisi ışığında tek başına düşünürsek, anlatılmak isteneni doğru anlayamayız. Daha önce söylediğim gibi, KURBAN kelimesi tek başına hayvan kesmek anlamında olmadığı, ALLAH'A YAKLAŞMAK, ONUN RIZASINI KAZANMAK ADINA YAPILANLAR, ANLAMINDA OLDUĞUNU SÖYLEMİŞTİK. Bu durumda yalnız hayvan kesmekle, et dağıtmakla bu yaklaşmayı yapamayız. Onun yanında yoksulu koruyup kollamak, yetimi gözetmek ve yardım etmek yoksa, yalnız Kurban keserek etinin dağıtılmasının, Allah'ın oluşturmak istediği, gerçek sosyal adaletli bir toplumun oluşmasına bir faydası olmayacaktır. 
 
Kur’an’ın emirlerinin, bir bütün halinde yerine getirilmediği bir toplumda, halkın bolca Kurban kesmesinin, Allah’a gerçek yaklaşmalık olamayacağını artık anlamalıyız. Her zaman sorulan bir soru geldi aklıma. Acaba bizler Allah’a Kurbanlık hayvan sunmak yerine, onun parasını fakir ve yetimlere versek daha iyi olmaz mı? Gerçekten de bu soru çok soruluyor. Her ibadetin, Allah’a yaklaşmak, onun rızasını kazanmak için yaptıklarımızın, BİR BİRİNDEN ÇOK FARKLI AMAÇLARI VARDIR. Hiç birisi diğerinin yerine konamaz, alternatifi değildir, hepsinin farklı amaçları vardır. Zaten Allah Haccın dışında, herkes Kurban kessin diye bir emir de vermemiştir, kullarına bırakmıştır bu seçimi. Örneğin namaz kılmayayım da, onun yerine zekât vereyim diyemeyiz. Zaten Kurban kesmekte illaki şu zamanda keseceksin şeklinde farz bir görev değildir. Arzu ettiğin yaklaşmayı yapabilirsin Allah’a, ama kurban kesmeyeyim de, onun parasını dağıtayım demek yanlış olur düşüncesindeyim. Ama yaşamımızın her anında, çevremizde ihtiyacı olan kişilere zekât vermek, hayırda bulunmak emrini vermiştir bizlere. Fıkıh inancının ve mezheplerin öğretisinde olduğu gibi, yılda bir zekât değil, her zaman verilir.
 
Dilerim Kur’an gerçekleri, toplumlarımız tarafından doğru algılanır ve yapacağımız ibadetleri gösterişten ve Takiye den uzak sürekli yaparız. Böylece sosyal bir toplum olmanın huzurunu ve mutluluğunu yaşarız. Günümüzde bu gerçeklerin, farkına varılmasına çok ihtiyacımız var.
 
Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK.