KUR'AN A DAVET

 

 

 

AMACIMIZ HURAFEDEN, BATILDAN ARINMIŞ BİR İSLAM YAŞAMAKTIR. ONUN İÇİNDE REHBERİMİZ,  ALLAH IN KORUMASI ALTINDA Kİ, YALNIZ KUR'AN DIR.

YAZILARIMIN OLDUĞU DİĞER SİTELERİM.

 

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 
Takvim

 
Gerekli Linkler

 
PEYGAMBERİMİZİN EŞLERİNE HİTABEN İNDİRİLEN, AYETLER ÜZERİNDE DÜŞÜNELİM

Bu yazımda sizleri, üzerinde düşünmeye davet etmek istediğim ayetler, Ahzab suresinde peygamberimizin eşlerine hitaben gelen ayetlerden, nasıl dersler çıkarmalıyız ve bu ayetlerde geçen bazı sözleri nasıl anlamalıyız, bu konuda sizleri Kur’an bütünlüğünde düşünmeye davet etmek istiyorum. Burada yazdıklarım ve benim ayetlerden anladıklarım, yalnız beni bağlar. Onun için sizlerde, bu ayetler üzerinde Kur’an bütünlüğünde düşünerek, doğruları bulmaya çaba göstermelisiniz.

Kur’an a baktığımızda, görev verdiği elçisi ve onun eşlerine yönelik, çok dikkat çekici ikazların olduğunu görürüz. Daha açıkçası Allah, görev verdiği elçisi ve onun şanını yüceltecek, namusunu koruyacak eşleri ile de ilgili, çok özel hükümler getirmiştir. Buradan da anlıyoruz ki, Allah hem elçisini, hem de eşlerini kontrol altına almış, hata yapmalarına izin vermemiştir. Buda çok doğaldır. Allah ın vahyini tebliğ edecek bir elçinin, her yönüyle kusursuz hatta huzurlu olması kadar normal bir şey olamaz. Gelelim peygamberimizin eşlerine hitaben indirilen ayetlere. 

Ahzab 28: Ey NEBİ, eşlerine de ki, "Eğer dünya hayatını ve onun süsünü istiyorsanız gelin size mal vereyim ve sizi güzellikle ayırayım." Ama eğer Allah'ı, Elçisini ve ahiret yurdunu istiyorsanız bilin ki, Allah sizden iyi davrananlara büyük bir karşılık hazırlamıştır.(Süleymaniye vakfı meali)

Demek ki Nebi ve Resul eşleri olarak, çok önemli bir mesuliyet altına giriyorlar ki, Allah isteyen ayrılabilir de onlara diyor. Fakat kalmayı seçerseniz, sizleri büyük mükâfatlar bekliyor diye de açıklık getiriyor. Fakat kalmayı seçmekle nasıl bir mesuliyetin altına girdiklerini de, bakın hangi sözlerle belirtiyor.

Ahzab 30: Ey NEBİ hanımları! İçinizden her kim açık bir hayasızlık yaparsa, ONUN AZABI İKİYE KATLANIR, zira bu Allah için çok kolaydır. 

Hatırlarsanız Kur’an da, yaptığımız bir yanlışın, hatanın, günahın karşılığı, yaptığımız kadardır der bizlere Allah. İyiliğin karşılığı ise kat kat olacağının örneklerini veriyor. Fakat dikkat ederseniz, Nebinin/resulün eşlerinin yapacağı bir hatanın, yanlışın karşılığının iki katı olacağını söylüyor. Demek ki burada çok özel bir durumla karşı karşıya, Nebi eşleri. Ahzab 31. ayettede nebi eşlerinin yapacakları güzel davranışlar karşılığında da, mükafatlarının iki kat olacağı bildiriliyor. Ayetin devamına bakalım.

Ahzab 32: Ey NEBİ nin hanımları! SİZ KADINLARDAN HERHANGİ BİRİ GİBİ DEĞİLSİNİZ. Allah'tan sakınıyorsanız cilveli konuşmayın, kalbi bozuk olan kimse umuda kapılır. Sözü, ciddiyeti bozmadan söyleyin. (Süleymaniye vakfı meali)

Dikkatinizi çekmek istediğim bir konu var. Allah Resulünün eşlerinin dikkatini çekmek ve onları uyarmak için gönderdiği ayetlerin başında özellikle, Resul eşleri demiyor NEBİ nin eşleri diyor. Sizce neden olabilir? Dikkat ettiyseniz Allah vahyini tebliğ ederken mutlaka, Resulüm diye hitap eder. Yani Resulüme uyun, Resul size Kur'an ı tebliğ ediyor şeklindedir. Yazdığımız ayette ise özellikle NEBİ ismini kullanıyor, çünkü bu vahiyler özellikle Nebi nin ailesi ile ilgili ayetlerdir. Konuyu biraz daha açalım. NEBİLİK ALLAH TARAFINDAN, YÜKSEK MAKAMA GETİRİMİŞ KİŞİ ANLAMINA GELİYOR. YANİ NEBİLİK MAKAMIN ADI. RESUL İSE ALLAH DAN ALDIĞI VAHYİ, EMİRLERİ  İNSANLARA TEBLİĞ EDEN ANLAMINA GELİYOR.  Bu ayetlerden de, elbette bizler kıssadan hisse almalıyız. Topluma örnek olması gereken liderlerin eşleri de, toplum tarafından takip edilir ve izlenir. Onlarda topluma örnek olmalı ve hareketlerine mutlaka dikkat etmelidir, şeklinde bir çıkarım yapmamız doğru olacaktır. Şimdi vereceğim ayet üzerinde, lütfen çok dikkatle düşünmenizi rica ediyorum sizlerden.

Ahzab 53: Ey iman etmiş kimseler! Yemek için izin verilmeden, vakitli vakitsiz NEBİNİN evlerine girmeyin; davet edilirseniz girin, yemeği yiyince dağılın. Orada bir sohbet ortamı da aramayın. Bu haliniz NEBİYİ üzüyor ama sizden çekiniyor. Allah gerçeği söylemekten çekinmez. Onun eşlerinden bir şey istediğinizde PERDE arkasından isteyin. Bu sizin gönülleriniz için de, onların gönülleri için de daha nezih olur. Allah'ın elçisini üzmeye ve onun arkasından eşlerini nikâhlamaya asla hakkınız yoktur. Böyle yapmanız Allah katında ağır bir kusur olur. (Süleymaniye vakfı.) 

Yukarıdaki ayet üzerinde dikkatle düşündüğümüzde, Allah hem elçisini, hem de eşlerini adeta koruma altına aldığını görüyoruz. Ayette anlatılmak istenen ilk ikaz, onun evine gereksiz girip çıkmayın, ziyaretine gittiğinizde gerektiği kadar kalın diyor. Şimdide ziyarete gelen erkeklere yapılan ikaz çok önemli. Dikkat ederseniz bu ikaz peygamber eşlerine değil, ziyarete gelen erkekler için geçerli.  Ne diyor Allah.

 "Onun eşlerinden bir şey istediğinizde PERDE arkasından isteyin.

İşte üzerinde durmamız gereken cümle. Bu cümle üzerinde, dikkatle durmanızı rica edeceğim sizlerden. Perde arkasından isteyin sözü eve gelen misafirlere hitaben söyleniyor. Peki, burada geçen perde arkası sözünden ne anlamalıyız. Eğer peygamberimizin eşlerinin yüzlerinin kapalı olması, yüzlerini göstermemesi gerektiğini anlamış olursak, bu emrin gelen misafirlere değil de, direk peygamber eşlerine, sizler gelen misafirlere yüzlerinizi göstermeyin derdi. Demek ki bu değil.

Demek ki burada bahsedilen perdenin özel bir anlamı olmalı. Eğer bahsedilen gerçek anlamda perde olsaydı, bu ikaz açıkça peygamber eşlerine söylenirdi.  Demek ki burada anlatılan, eve misafir gelenlerin alacağı bir önlem ve ikazdan bahsediliyor BU SÖZLERDEN BENİM ANLADIĞIM, PEYGAMBER EŞLERİYLE ARANIZA ÖYLE BİR PERDE, MESAFE KOYUN Kİ, YANLIŞ ANLAŞILABİLECEK, DUYGUSAL DÜŞÜNCELERE NEDEN OLACAK, BİR YANLIŞ ANLAŞILMA OLMASIN. Ayetin devamında zaten bu konuya da açıklık getiriyor ve bakın ne diyor.

"Bu sizin gönülleriniz için de, onların gönülleri için de daha nezih olur. Allah'ın elçisini üzmeye ve onun arkasından eşlerini nikâhlamaya asla hakkınız yoktur."

Allah bakın söylediği o sözden, neyi kast ettiğini çok açık ne kadar güzel açıklamış. Demek ki Peygamberimize Misafir gelen erkeklere, peygamber eşleri ile konuşurken, ARANIZDA DUYGUSAL DÜŞÜNCELERE SET ÇEKEN BİR PERDE OLSUN. Sakın ola ki onlarla konuşurken, diğer kadınlarla konuştuğunuz gibi konuşmayın diyor. Onlar ile konuşurken sanki anneleriniz ile konuşur gibi olunuz. Duygusal bir yaklaşmaya sebep olacak şekilde değil, onlarla aranızda bir perde varmışçasına konuşunu ki, hem sizin hem de onların kalpleri için, bu yol en doğrusudur. Bunun tersini yapmanız benim resulümü üzer. Şunu sakın unutmayınız, onun ölümünden sonra ya da onun boşamasından sonra, eşleriyle nikâhlanmanız sizlere caiz değildir diyor. 

Sanırım çok net anlaşılıyor ayet. Muhammet Esed mealinde, bu ayette geçen, ARANIZDAKİ PERDE sözcüklerine bir dip notla, bakın nasıl bir açıklama getiriyor.

"Hicâb terimi, iki şey arasına giren veya birini diğerinden ayıran, koruyan veya gizleyen nesneyi ifade eder; kullanıldığı yere göre, hem somut hem de soyut anlamlarıyla “bariyer”, “engel”, “duvar”, “cam”, “perde”, “örtü” vb. gibi kelimelerle karşılanabilir. Hz. Peygamber'in eşlerine ancak bir “perde” yahut “pencere” arkasından yaklaşılması emri, Hz. Peygamber'in birçok Sahâbesi'nin yaptığı gibi, lafzî anlamıyla anlaşılabileceği kadar “müminlerin anneleri”ne gösterilmesi gereken derin saygıyı ifade eden mecazî anlamıyla da yorumlanabilir." 

Bu ayette geçen, perde arkasından isteyin sözlerinden yola çıkarak, ne yazık ki kadınların yüzlerini erkeklere göstermemesi, peçe takması gerektiği öne sürülmüştür. HÂLBUKİ ANLATILMAK İSTENEN ÇOK FARKLI OLDUĞU GİBİ, BU CÜMLE VE ALLAH IN VERDİĞİ HÜKÜM, PEYGAMBER EŞLERİNE HİTABEN DEĞİL, GELEN MİSAFİRLERE HİTABEN SÖYLENEN, YANİ ONLARIN ALACAĞI BİR ÖNLEM MAHİYETİNDEDİR.

 

Allah Nebi/Resulün eşlerine çok özel ayetlerle, yaşamlarına müdahale etmiş, onların hata yapmalarını adeta önlemiştir. Elbette bunu elçisinin huzuru ve ilettiği vahyi daha rahat yapması adına yapmış, elçisi ve ailesiyle örnek bir yaşamı bizlerin gözleri önüne sunmuştur. 

Bizlere düşen bu ibret ayetlerden dersler çıkarmak olmalıdır. Bu ayetlerde geçen sözlerin, kelimelerin ardı sıra anlamlar çıkartıp, Allah ın vermediği hükümleri, sanki Allah vermiş gibi göstermek, bizleri asla doğruya iletmeyecektir. ÖNEMLİ OLAN VERİLEN KISSALARDAN, ÖRNEKLERDEN, BİLGİLERDEN KENDİMİZE DOĞRU HİSSE ÇIKARMAKTIR.

Kur'an ı herkes anlayamaz onu veli kişiler anlar diyenlere, lütfen kulak asmayalım ve şunu söyleyelim. Allah bizlerin anlayamayacağı bir rehber, yol gösterici kitap gönderip, daha sonrada bu kitabın anlaşılmasını zorlaştırıp, bir başkasına bizleri muhtaç etmez. Daha sonrada bizleri bu kitaptan sorumlu tutuyorum asla demez. Alah hiç kimseye muhtaç olmayasınız diye, Kur'an ı nice örneklerle açıkladık düşünen, aklını kullanan kullarım gereken dersi Kur'an dan alacaktır diyede bizleri uyarmıştır. 

Saygılarımla 
Haluk GÜMÜŞTABAK

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/