KUR'AN A DAVET

 

 

 

AMACIMIZ HURAFEDEN, BATILDAN ARINMIŞ BİR İSLAM YAŞAMAKTIR. ONUN İÇİNDE REHBERİMİZ,  ALLAH IN KORUMASI ALTINDA Kİ, YALNIZ KUR'AN DIR.

YAZILARIMIN OLDUĞU DİĞER SİTELERİM.

 

https://kuranadavet1.wordpress.com/

https://twitter.com/KURANA_DAVET

http://www.hakyolkuran.com/

https://www.facebook.com/Kuranadavet1/

https://hakyolkuran1.blogspot.com/

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 
Takvim

 
Gerekli Linkler

 
AHZAB SURESİ 21. ALLAH IN RESULÜ, SİZLER İÇİN GÜZEL BİR ÖRNEKTİR.
Yaşadığımız İslam inancında öyle hatalar yapıyoruz ki, Kur’an ne yazık ki terk edildi ve onun yerini, nefislerimizin eseri olan beşeri rivayet ve batıl inançlar aldı. Allah Kur’an ın ipine sarılın dedikçe, bizler yalnız Kur’an ile olmaz dedik. Allah sizleri Kur’an dan sorumlu tutuyorum dediği halde, ne yazık ki adeta Allah a inatla, İMTİHAN OLDUĞUMUZ KİTABI DEĞİŞTİRDİK ve peygamberimizin dine ilaveler yaptığını, açıklanmayan ayetleri açıkladığını iddia ettikleri sözler, bilgiler ve onun kitapları, adeta Kur’an ın yerini aldı. Çünkü Kur’an ı, her bilginin açıklanmadığı özet bir kitap ilan ettik. Allah bizleri affetsin. 
 
İslam toplumunda karmaşanın, yanlışın ana nedeni, inancımız adına tek bir kaynağın, Kur’an ın çevresinde buluşamadığımızdandır. Hâlbuki Allah bizleri yalnız Kur’an a yönlendirmiş ve imanımız adına her bilginin açıklandığını söylemiştir. Ne yazık ki günümüz İslam anlayışında, dinin ana kaynağı olarak, KUR’AN VE SÜNNET diye iki kaynak gösterilmektedir. Sünnet diye adlandırılan bilgilerin ise, ne yazık ki peygamberimizin ölümünden yaklaşık 250–300 yıl sonra derlenen ve kayda alınan rivayet bilgiler olması, İslam toplumunu bölmüş, parçalamış ve bir birine düşman etmiştir. Her mezhep farklı hadisleri toplamış ve inanmış. İlginç olan, Müslüman ın düşmanının, yine Müslüman olmasıdır. 
 
İslam toplumunda sünnet kavramı, öyle bir hale gelmiştir ki, bu inanç, toplumu adeta Kur’an dan uzaklaştırmıştır. Çünkü bu düşünce ve zihniyet, sünnet yani peygamberimizin hadisleri olmasaydı, Kur’an anlaşılmaz, kapalı kalırdı diyebilme cesaretini göstermiştir. Okunduğunda anlaşılmayacak olduğuna inandırılan kitapta, elbette bizlere rehber olmaktan çıkartılacaktır. 
 
Atalarının inancını yaşamaya devam etmek isteyenler, ne yazık ki Allah ın ayetlerinin anlamını da, eğip bükmekten ve anlamlarını değiştirmekten çekinmemişlerdir. Ahzab suresi 21. ayette, kendi amaçları doğrultusunda saptırdıkları ayetler arasındadır. Gelin önce ayeti yazalım, sonra üzerinde birlikte düşünelim.
 
Ahzab 21: Andolsun ki Resûlullah sizin için, Allah'a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah'ı çok zikredenler için, GÜZEL BİR ÖRNEKTİR. (Diyanet vakfı meali)
 
Allah ayetinde, iman edenler için elçim, SİZLER İÇİN GÜZEL BİR ÖRNEKTİRdiyor. Peki, sizler peygamberimizin bizler için örnek oluşundan ne anladınız? Çünkü bu ayette, peygamberimizin bu örnekliğine, öyle bir anlam veriyor ve atıfta bulunuyorlar ki, bakın Allah, peygamberimizin Kur’an ın yanın da hadislerinin, yani söylediklerinin, dine ilavelerinin de, dinde yerinin olduğunun önemini anlatıyor, denmektedir. Yani bu ayet, İslam dininde iki kaynağın olduğunun (Kur’an ve hadisler) kanıtı olarak gösteriliyor.  Hâlbuki Allah ne demişti? “BEN HÜKMÜME HİÇ KİMSEYİ ORTAK ETMEM.”
 
Size sormak isterim, siz bu ayetten böyle bir hükmün verildiğini anladınız mı? Hem Allah yalnız Kur’an ın ipine sarılın, sizleri Kur’an dan sorumlu tutuyorum, sakın emin olmadığın bilginin ardına düşmeyin diyecek, daha sonrada Kur’an ın dışından, elçimde dine ilaveler yapabilir, onun kural ve kanunları da, benim kanunlarım gibidir, onlara da uyacaksınız diyecek, öyle mi? Bunları söylersek Kur’an da, dinde çelişki yaratmış oluruz. Buna inandığımız içindir ki, İslam âleminde acı ve keder kol geziyor. Peygamberimiz sağlığında, Kur’an ın dışından hiç bir şeyi kayda aldırmadığı halde, tüm bunları nasıl söyleriz ve inanırız. Yoksa HÂŞÂ, peygamberimizin sağlığında akıl edemediğini, yıllar sonra akıl edip kayda alanlar mı var? Bunlara nasıl inanırız.
 
Allah ın resulünün, elçisinin bizler için güzel bir örnek olması, BİZLER İÇİN İYİ BİR İNSAN OLMAK ADINA, BENZEMEMİZ GEREKEN, GÜZEL BİR MODEL İNSAN OLUŞU ANLATILIYOR. Yoksa peygamberimiz ne dine ilaveler yapmış, nede Kur’an da gereği gibi anlaşılmayan, açıklanmayan ayetleri açıklamış değildir. Allah Kur’an ı bizzat kendisinin, nice örneklerle açıkladığını söylüyor. 
 
Elbette peygamberimiz, ayetleri o günkü Ehli kitaba ve ümmi topluma anlatmak, ikna etmek, hatta daha önce hükmü farklı olup, Allah tarafından değiştirilen ayetlerin nedenlerini izah etmek gibi zor bir görevi de vardı. Çünkü daha önce Ehli kitaba gelmiş, bazı hükümlerin, Kur’an da nesh edildiğini, değiştirildiğini gören Ehli kitap, buna itiraz ediyor ve inanmak istemiyorlardı. Bunları anlatmak, onları ikna etmek zor bir iş olsa gerek. Allah elçisine verdiği HİKMET, yani bilgelik, ilimle bu işinde üstünden gelmiştir. Hikmet kelimesine de farklı bir anlam verilmiş ve bununda hadisler olduğu söylenmektedir. Hâlbuki hikmet bilgelik, ilim anlamındadır ve farklı bir ayette Allah, dua ettiklerinde istediği kuluna, hikmeti vereceği örneğini anlatır. 
 
Peygamberimiz bizler için gerçekten çok önemli bir örnektir. Örnek oluşu, Kur’an ı hayatına geçirmesi, onu yaşaması, insanlarla konuşurken tavrı ve onlara davranışları ile bizlere güzel bir örnektir. Kur’an ı toplumlara anlatırken, asla sert bir üslup takınmadığını, yumuşak ve hoş görülü tavırlar içinde olduğunu Kur’an dan anlıyoruz. Hatta Allah elçisine, SEN İYİ NİYETLİ, HOŞ GÖRÜLÜ OLMASAYDIN, SENİ TERK EDERLERDİ DİYOR. Demek ki peygamberimizin İslam ı anlatırken takındığı bu tavır, bizlere örnek olmalıdır. Peygamberimizin bizler için örnek oluşuna, detaylı bakalım şimdide.
 
İnsanlar arasında yardımlaşmayı tavsiye eder ve kendisi buna önem verir, yetimi gözetirdi. Peygamberimiz o kadar alçak gönüllüydü ki, karşılaştığı kişilere önce kendisi selam verirdi. Çevresinde güvenilir bir insandı. Onun için kendisine, Muhammedül Emin denmiştir. İnsanları okumaya, ilme teşvik ederdi. Kendisine geleni dinler ve elinden geldiğince sorunlarına çare arardı. Dini konularda delil ve kanıtsız konuşmaz, Kur’an ı örnek gösterirdi. Kimsenin gönlünü kırmaz, kimseyi küçük görmezdi, bu kendisine iman etmemiş Ehli kitaptan bile olsa. Hoşuna gitmeyen konularda, aniden hiddetlenmez, sabırlı davranırdı. Affedici ve bağışlayıcı bir insandı. Her zaman güler yüzlüydü. Temizliğe tertip ve düzene önem verirdi. Komşu ilişkilerinde çok hassa davranır, kimseyi kırmazdı. Hayvanlara karşı sevecendi. Kimsenin hakkında kötü düşünmezdi. Elbette peygamberimizin örnek davranışları, saymakla bitmez.
 
Peki, bizler peygamberimizin bu örnek davranışlarını, hayatımıza geçiriyor muyuz? Tabi ki hayır. Tam terssine, bizim gibi düşünmeyen, bizim gibi inanmayanlara öyle bir tavır içinde oluyoruz ki, onlara küfür ve hakareti kendilerine hak görenler çıkıyor aramızdan. Hatta bu kişileri öldürmekten bile çekinmeyenler var. Aynı kitaba, aynı peygambere bile inanmış olmaları, bu zalimliklerini etkilemiyor. BUNU YAPANLAR, PEYGAMBERİMİZİ ÖRNEK ALMAYANLARDIR. Onun için Allah bizlere, elçim sizler için güzel bir örnektir diyor. BİZLER AYETİN ASLİ ANLAMINI BIRAKMIŞ, KENDİ NEFSİMİZİN YÜKLEDİĞİ ANLAMLARLA, İŞTE GÜNÜMÜZDE BÖYLE YAŞIYORUZ. Sonucunu sizlere anlatmaya gerek yok sanırım. 
 
Dilerim İslam toplumları olarak, Allah ın bizlere örnek olarak gösterdiği, Peygamberimizin davranışlarını, hayata bakışını örnek alırız. Eğer peygamberimiz söylemediği halde, bu peygamber sözüdür dersek, unutmayalım PEYGAMBERİMİZE İFTİRA ATMIŞ OLURUZ. Bunun hesabını da verebileceğimizi hiç sanmıyorum.
 
“Benim ağzımdan yalan uydurmayınız. Her kim söylemediğim şeyleri bana isnat ederse, cehennemdeki yerini hazırlasın.”( Buhari, ilim, 38)
 
“Benden çok hadis nakletmekten sakının. Kim benim adıma bir şey söylerse sadece hakikati, doğruyu söylesin. Kim söylemediğim bir şeyi bana izafe ederse, ateşteki yerini hazırlasın.( ibn-i Mace, Mukaddime,4/35 Darimi Mukaddime, 25/243 )
 
Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK